NECDET BULUZ
Hükümet tarafından alınan ve uygulamaya konulan Olağanüstü Hal (OHAL) konusunda kafalar karışık. Ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelik uygulamalara karşı alındığına inandığımız olağanüstü halin özellikle “Millete karşı alınmış bir uygulama değildir” açıklaması hiç kuşkusuz az da olsa kafalardaki soru işaretlerinin silinmesine neden oldu.
Bizim üzerinde durduğumuz ve endişe ettiğimiz ayrımcılıktır. Birlik ve bütünlüğümüzün bozulmasına yönelik terörist hareketlerin tümünün karşısındayız. Bu yapılırken ayrımcılığa yönelik cadı avı başlatılmasının da sosyal yapımızı ve barışı bozacağı görüşündeyiz.
Daha açık ifade ile kurunun yanında yaş da yanmasın.
OHAL’e geçişimiz üzerine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kafalardaki soru işaretlerini dağıtan bir açıklama yaptı. Kurtulmuş “Olağanüstü hal uygulanmasından başka partiye mensup olanlar ya da farklı siyasi düşüncelere sahip vatandaşlar olumsuz şekilde etkilenmeyecek” dedi. Bunun anlamı “Ayrımcılık yapmayacağız” demektir.
OHAL uygulaması piyasaları nasıl etkiler? Dalgalanmalar olur mu? Yatırımlar durur mu? Bunun enflasyona etkisi nasıl yansır? Kurtulmuş bu konuda da bilgiler verdi ve “Dalgalanmalar oldu ama olağanüstü hal ilanıyla piyasalarda çok keskin ve şok etkisi olmadı” dedi.
Ancak, bundan sonra neler olur bunu şu an için bilemiyoruz. Görebildiğimiz ve duyumlarımıza göre piyasalarda dal kıpırdamıyor. Kimse para harcamak istemiyor. Bu nedenle alış-verişlerin de neredeyse durma noktasına geldiği söyleniyor. Temennimiz Kurtulmuş’un söyledikleri gibi olmasıdır.
OHAL, Türkiye’nin önünü açacaksa, iç ve dış düşmanlara karşı üstünlük sağlayacaksa buna millet olarak sahip çıkmak ve güvenlik güçlerimize, devlet birimlerine sahip çıkmak hepimizin milli görevi olmalıdır.
Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün korunması ve atılacak her adımda bunlara özen gösterilmesi gerektiğine inanmaktayız. Bizi yönetenler millete mutlak şekilde güven vermelidir. Milleti ayrıştırıcı söylemlerden ve kışkırtmalardan da uzak durulması gerekmektedir.
En önemlisi de dış dünya ile köprülerin atılmamasıdır.
Sokağa çıkma yasağının da kesinlikle olmayacağının altını çizen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un konu ile ilgili açıklamalarını satır başları ile sizlerle paylaşmak istiyoruz:
*Olağanüstü hal millete karşı değil devletin hızlı hareket etmesi için ilan edildi.
*Mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek istiyoruz. 30 gün, 45 gün içinde olağanüstü hal uygulamasının sona ermesini ve Türkiye’nin normalleşmesini hedefliyoruz.
*Çok hızlı hareket etmek zorundayız. Temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması, demokratik haklar kapsamında en ufak geri adım atılmayacak. Aynı zamanda serbest piyasa ekonomisinde sıkıntı olmayacak.
“Olağanüstü hal uygulanmasından başka partiye mensup olanlar ya da farklı siyasi düşüncelere sahip vatandaşlar olumsuz şekilde etkilenmeyecek.
*Dalgalanmalar oldu ama olağanüstü hal ilanıyla piyasalarda çok keskin ve şok etkisi olmadı.
*Fransa’nın yaptığı gibi bu süre içinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi askıya alınacak. Sözleşmenin 15. maddesine dayanarak bunu yapacağız ve deklare edeceğiz.
*Siyasi partiler arasındaki diyalog zeminin devam etmesi lazım. Bu darbeyi düzenleyenlerin hedefi Türkiye’yi geçiş sürecine sokmak değil doğrudan bölmekti.
*Rus uçağını vuran pilotlar konusunda yeni bilgiler ortaya çıkabilir şüphelerimiz var.
*Şehit sayımız 241. Bin 537 yaralımız var. 9 bin 194 kişi gözaltına alındı.
*Sokağa çıkma yasağı kesinlikle olmayacak.
*TSK’nin envanterinde hiç bir araç kaybı yok.
*Aranan SAS komandoları var.
*Bölücü terörle mücadele en ufak zaafiyete uğramayacak. TSK’da personel sıkıntısı yok.
*Bu FETÖ terör örgütüdür. Cemaat denilsin istemiyoruz.
*Askeri okullar da dahil okullarda yeni düzenlemeye gidebiliriz.
*Yüksek Askeri Şura zamanında toplanacak. Olağanüstü hal YAŞ öncesinde de bir çok imkan veriyor.
*Fuat Avni’nin yakalandığını ümit ediyorum.
*Bu darbe girişiminin ardındaki dış bağlantılara bakıyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın