Bundan tam 42 sene evvel üzerimde Mücahit elbiselerim, ayağımda postallarım, başımda kaskım Mağusa’da havanımın başında mevzideydim. Üzerimize yağan havanların, yanımızdan geçip patlayan dom-dom kurşunlarının haddi hesabı yoktu.
Şaşkınlık dolu, heyecan dolu, korku dolu ilk beş dakikadan sonra Kıbrıs Türkçesinde kullandığımız yerel tabirle herşey frivil, doğru yazılışı “Free Wheel”, Türkçe manası ile “hızla boş viteste gitmek” oldu. Ne korku kaldı, ne heyecan ne de şaşkınlık. Hepsi bir tarafa saçıldı, geriye var olabilmek için savaşmak duygusu ve galip gelmek için elden gelen herşeyi yapmak isteği ve enerjisi geldi. Ölüm korkusu hak getire, ilk beş dakikadan sonra o da uçup gitmişti.
15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının gönderdiği subayların komutasındaki Rum Milli Muhafız Ordusunun yaptığı darbe sonrası Makarios devrilmiş, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti lav edilmiş ve yerine de “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti” ilan edilmişti. Dönemin tek TV’si olan Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu (Türkçe KRYK, İngilizce CYBC) ekranlarına çıkan çiçeği burnunda darbeci Cumhurbaşkanı Nikos Sampson da darbenin 3. günü Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin Yunanistan’a bağlandığını dile getirerek “Enosis”i ilan etmişti. Zannetmişti ki Türkiye yaptıklarını seyredecek ve kabul edecek.
Bu gelişmeleri dikkatle takip eden Ecevit-Erbakan Hükümeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri, 1955 yılından beri adada yaşananları, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklere uygulanan “Soykırımı” göz önüne alarak ve “Garantör” olarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Ek I, Madde 4 uyarınca kendisine verilen hakları, uluslararası hukuka uygun olarak kullanıp, aynen söz konusu anayasada belirtildiği gibi “1960 yılında ilan edilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti statüsünü tekrardan yerine koymak” için adaya askeri müdahalede bulundu.
Gerçekte TSK’nın müdahalesi öncelikle EOKA’cılar ile Solcular ve Komünistler arasında başlamış olan iç savaşta on binlerce Rum’un birbirlerini öldürmesine mani olmuş, sonra da bizler Kıbrıslı Türklerin toptan Rumlar tarafından yok edilmesini önlemişti.
- Harekatın bittiği 16 Ağustos 1974 tarihinden sonra Rumlar gasp ettikleri “Kıbrıs Cumhuriyeti”nden vaz geçmemek için garantör devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm çağrılarına rağmen “1960 yılında ilan edilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti statüsünü tekrardan yerine koymak” yoluna gitmediler ve müzakereleri de, aynen 1977 yılında dönemin Rum Cumhurbaşkanı Makarios’un tavsiye ettiği gibi “Türkiye’nin zayıf bir anını yakalayana dek kerhen masaya oturmayı ve sürdürmeyi” tercih ettiler.
Akıllarınca 80 milyonluk Türkiye bir gün gelecek ve zayıf düşecek, 800 yüz bin kişilik Kıbrıs Rum halkının ihtiyatlarla ve paralı askerlerle birlikte zoru zoruna oluşturduğu 80 bin kişilik ordusu da Türk ordusunu yenecek ve adadan atacak.
Rumlara güvenilmemesi ve tatlı dillerine kanılmaması gerektiğini, ele geçen ilk fırsatta bizlere saldırmaktan çekinmeyeceklerini dile getirdiğimiz ve doğruları söylediğimiz vakit, aramızdaki gözleri kör, beyinleri yıkanmış birçok malum kişi bize saldırmaktan hiç çekinmedi bugüne değin.
Neyse ki 18 Temmuz 2016 pazartesi günü, günümüzdeki Rumların lideri Anastasiadis’in ruhani lideri olduğu DISY partisinin eski milletvekili Hristos Rotsas ağzından baklayı çıkarıverdi. Hristos efendi özetle “Makarios’u dinlemeliydik ve hazırlıklı olmalıydık. 42 yıl boyunca böylesi bir fırsat için hazırlık yapmalıydık ve 15 Temmuz gecesi Türkiye’de darbe girişimi yapılırken, biz de adanın kuzeyinde bulunan Türk Ordusuna saldırıp 43 bin Türk askerini esir almalıydık. Yönetimin başında ben olsaydım hepsini Baf ve Vasiliko’ya götürür, kendi bölgemizde garantiye alırdım. Türkiye’yi de bir daha geri dönmemek üzere adadan atardım” dedi.
Bu hayal ürünü megalomanik saçmalığın referans bilgileri aşağıdadır.
Radyo yayını:
İngilizce Açıklama:
Rumca açıklama:
Türkçe özet metin:
Bu sözleri söyleyen de 1999 yılında Rum lider Glafkos Klerides kabineye DISY milletvekili Ouranios Ioannides’i Bakan olarak atayınca, seçimi kaybetmiş olmasına rağmen bu atama nedeni ile boşalan milletvekili koltuğuna mevcut yasalar çerçevesinde Milletvekili olarak oturan, asıl mesleği de Muhasiplik olan Kıbrıslı Rum Hristos Rotsas.
Hem 43 bin Türk askerini esir alacak, hem 8 bin Güvenlik Kuvvetleri mensubunu esir alacak, bunları bir gecede, herhalde 500 vagonluk bir trenle, Kıbrıs’ta Türkiye’nin bilemeyeceği bir yere götürecek ve Türkiye’ye yukarıdan muzaffer bir komutan edasıyla bakarak, istediklerini dikte ettirecek….
Bu adamlarla boşuna müzakere masasına oturuyorsun Sayın Akıncı. Harcadığın zamana yazık.
1974 Barış Harekatında bizleri soykırımdan kurtaran Türkiye Cumhuriyeti’ne, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine, Mücahit kardeşlerime teşekkür ederken, şehitlerimizi saygı ile anar, mekanlarının Cennet olmasını diler, gazilerimize şükranlarımı sunarım.
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
20 Temmuz 2016