Site icon Turkish Forum

İNGİLTERE’NİN “BAĞIMSIZLIK GÜNÜ”

IMG-20160624-WA0000

 

İNGİLTERE’NİN “BAĞIMSIZLIK GÜNÜ”

Hüseyin MÜMTAZ

Eeee, düşmez kalkmaz bir Allah…

Amerika’dan sonra, İngiltere’nin de bir “Bağımsızlık Günü” oldu.

Ayrılıkçı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) lideri Nigel Farage, 23 Haziran’ın Birleşik Krallık’ın “bağımsızlık günü” olarak tarihe geçeceğini ifade etti.

Kadere bakın; Amerika 4 Temmuz 1776’da bağımsızlığını “İngiltere”den kazanmıştı, İngiltere de 2016’nın 23 Haziran’ında “Avrupa”dan…

İngiltere, ayrılacağı için “bağımsız” olacağını ilan ediyorsa demek ki biz de 53 yıldır AB’ye “bağımlı” olmak için çalışıyormuşuz.

Hem Ege’de Yunanlıların, güneydoğuda PKK’lıların, Kıbrıs’ta Rumların, doğuda Ermenilerin tarafını tutmalarına, onların tezlerini bize dayatmalarına rağmen…

AB’den yana olan Başbakan Cameron sonuçların açıklanmasından beş saat sonra yaptığı basın toplantısında Ekim’deki ilk kongrede istifa edeceğini açıkladı.

Fatih Terim’le, Devlet Bahçeli’nin “başarısızlık sonucu istifa” edip/etmemeleri gerektiği konusu bu yazının kapsama alanı dışındadır. Yukarıdaki örnekle en ufak bir alâkası yoktur.

Brexit ile ilgili düşüncelerimi daha önce paylaşmıştım.

(https://www.turkishnews.com/tr/content/2016/06/20/homo-pasaportus-linobambakis/)

İki konuyu anlamakta zorluk çekiyorum.

İngiltere’de propaganda süresince hem ayrılıkçılar, hem de AB’ciler, bütün söylemlerini Türkiye ve Türkler üzerinden yürüttüler.

Türkiye AB üyesi mi?

Değil.

AB üyesi bir (veya birkaç) ülkeyi konu edinip onun olumsuzluklarını söylemediler, varsa yoksa Türkler.

Buna rağmen de Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “İngiltere kalmalı” şeklinde görüş açıkladı.

İki; İngiltere zaten gönülsüz/yarım bir AB üyesi idi, a) Sterlin’den vaz geçip Euro’ya geçmemişti; b)Schengen vize anlaşmasına dahil olmamıştı.

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier İngiltere’deki referandumda sandıktan AB’den ayrılmayı isteyenlerin çıkmasını, “Avrupa ve İngiltere için üzücü bir gün” şeklinde yorumladı.

Ve aynı Steinmeier,  AB’nin kurucu ülkelerinin Dışişleri Bakanlarını Cumartesi sabahı Berlin’e davet etti.  Villa Borsig’de gerçekleşmesi beklenen toplantıya, Almanya’nın yanı sıra Fransa Dışişleri Bakanı Jean Marc Ayrault, Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni, Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders ve Luksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’un katılması bekleniyor.

28 üye ülke varken, neden sadece “kurucu”lar davet ediliyor?

Asiller ve Serfler/re’aya/köylüler?

Ve işin asıl kötü tarafı, domino etkisi; “ayrılıkçılık” tsunamisi hem AB’yi, hem İngiltere’yi vurmaya başlıyor.

Seçmenlerin çoğunun AB’de kalma yönünde oy kullandığı Kuzey İrlanda’daki Sinn Fein partisi, Birleşik Krallık’ın AB’den çıkması durumunda bu ülkenin Kuzey İrlanda halkının çıkarlarını temsil etme yetkisinden mahrum kalacağını söyleyerek, Kuzey İrlanda’da, “birleşik bir İrlanda” referandumu yapılmasını tavsiye etti.

Fransa ve Hollanda, hâttâ İtalya’daki aşırı sağcı partilerin liderleri de referandum sırasının kendilerine geldiğini söyledi.

Cameron tepkileri azaltmak, ayrılıkçıları ikna etmek için; “Merak etmeyin, 3000 yılına kadar Türkiye üye olmayacak” dememiş miydi? “Biz onları törpülemek/terbiye etmek için alacakmış gibi yapıyoruz” dememiş miydi?

Geliyoruz konunun “Homo Pasaportus Linobambakis” tarafına.

Bugün KKTC’deki “taşına, toprağına, havasına, suyuna” muhalif Yeni Düzen’de yayınlandı bu yazı: ()

 

“Bu ülkede her türlü fiyat Sterlin’e endekslidir.

                Ev kiraları da…Marketteki çocuk maması da… Benzin de, mazot da…

                Euro ve Dolar da dolaşır piyasada, ama ‘eski İngiliz sömürgesi’ oluşumuzun ve on binlerce insanımızın Birleşik Krallık’ta yaşıyor olmasının da etkisiyle, İngiliz Pound’uyla yaparız hesap-kitabımızı…

                Başlıktaki rakam bu nedenle Sterlin cinsinden yazıldı.

                Yoksa 1.834 TL de olabilirdi yazının başlığı…

                Lakin TL yerinde durmadığı için pek de bir anlamı olmazdı bunun… Asgari Ücretin miktarıdır 373 Sterlin…”

Peki şimdi bu referandumdan sonra;

  1. a) Bizim “homo pasaportus”ların hâli şimdi nice olacak?

Çünkü “birleşmek için” yıllardır görüşme yaptıkları Rum AB üyesi. Ama o da geçmişte İngiliz sömürgesi olduğu halde hem Schengen rejimine tâbi, hem Euro kullanıyor.

Sterlin değil..

  1. b) İngiltere gibi bizimkiler de AB aşkından vaz geçecekler mi?

Meselâ dedik. 25 Haziran 2016 

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE/HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY EFRÂDIYIZ

Exit mobile version