İHBAR: BU KÖŞEDE YÜKSEK SESLE 10. YIL MARŞI SÖYLENMEKTEDİR! / SELCAN TAŞÇI

22311

 

Rüzgâr nereden eserse oraya dönen “fırıldak”ların -ay pardon ya “ışıldak”tı di mi o- bayat çerez tabağı tadındaki çalıntı şakşaklama melodileriyle karıştırdılar zahir!..

Üç gün çalınır, söylenir, sonra “puffff”; unutulur gider, anan olmaz…

* * *

10. Yıl Marşı;

Bir:

Türk edebiyatında tek başına bir ekolün sembolü “Han Duvarları” gibi abide eserlere imza atmış Faruk Nafiz Çamlıbel ile -kuyruklarına teneke bağlanacak hale gelmeyi dahi göze alarak koltuklarına yapışanlar anlamaz- “Atatürk devrimlerinden ödün verildiği gerekçesiyle” hem partisine, hem siyasete veda etme “tavrını” gösterebilmiş Behçet Kemal Çağlar’ın imzasını taşıyan bir “kültür mirası”dır!

İki:

“Happy Birthday”li fetih kutlaması yapan çakma “Fatih”ler idrak edemezler; Türkiye Cumhuriyeti’nin “doğum günü şarkısı”dır!

Üç:

“Yerli ve millî”nin daniskasıdır!

Dört:

Üretimdir!

Beş:

Kalkınmadır!

Altı:

Bağımsızlık; yani Türk Milleti’nin karakter ilanıdır!

Dahası da vardır da uzatmadan “altı ok”la özetlemiş olalım mevzuyu; velhasıl müstemlekeleştirilmiş bir coğrafyada hür bir devlet kurmanın, yüksek karakterli bir “yeniden milletleşme” seferberliğinin hikayesidir!

Dolayısıyla;

“Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,

Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.

Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.

Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.

Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,

Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri…”

Bolu’da 10. Yıl Marşı’nın yasaklanmasını protesto eden CHP’li gruba biber gazı sıkan “siyasi polis(!)” –“cumhuriyetin polisi” olsaydı eli varmazdı çünkü- ne duruyorsun;

“Sık bakalım, sık bakalım

Buraya da biber gazı sık bakalım”

Elbet bir gün devran döner…

Görürüz hep birlikte;

Seni evladı olduğun milletin üzerine süren iktidar desteği çekilince arkandan “delikanlı kim bakalım”!

* * *

Ayıp…

Yüzlerce meslektaşın o marşta haykırdığımız değerlerin bekçiliğini yaparken şehit edildi vatan, millet, devlet, rejim düşmanlarınca!

Bari onların kemiklerini sızlatma! Çok ayıp!

Selcan TAŞÇI, 21 Haziran 2016, Yeniçağ

Rüzgâr nereden eserse oraya dönen “fırıldak”ların -ay pardon ya “ışıldak”tı di mi o- bayat çerez tabağı tadındaki çalıntı şakşaklama melodileriyle karıştırdılar zahir!.. - 22311

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir