Tarih araştırmacısı yazar Atilla Oral, İstanbul’un düşman işgalinin sona erişinin 90. yılında, Müttefik İşgal Orduları Başkumandanı İngiliz Generali Charles Harington’ın Türkiye anılarını ilk kez yayınladı.
“Sömürge Valisi’nin Himayesi’nde Vahdettin’in İhanetleri ve İşgal İstanbul’u 1918-1923; Charles Harington” adlı kitap, Fenerbahçe’nin işgalci İngilizlerle, işgalin sona ermesine 48 saat kala yaptığı ve 5-1 kazandığı maçtan, yeniden inşası gündeme gelen Taksim Topçu Kışlası ve içindeki Taksim camisinin Fransızlara satışına, Müslüman ve Ermeni mezarlıklarının nasıl satılıp futbol sahasına dönüştürüldüğüne, Vahdettin’le ilgili karartmalara dek işgal yıllarının pek çok bilinmeyenine belgeleriyle ışık tutuluyor. Oral, “Kitapta Fenerbahçe ile ilgili 30 sayfalık bir bölüm var. Fenerbahçe tarihine geçmeyen ve işgalcilerle kıran kırana yapılmış birçok maçı derledim. Bu karşılaşmalar hiç bilinmiyor ve ilk kez bu kitapta yayınlanıyor.” diyor.
KİTAPTAN ÇARPICI BELGELER, FOTOĞRAFLAR
FENERBAHÇE İŞGALCİLERİ EZE EZE YENDİ �
5-1 maç skorunu gösteren haberin kupürü |
Yazar Atilla Oral kitapla ilgili şunları söylüyor: “Ülkemiz 5 yıl işgal altında kaldı. İşgalde yaşanan olaylayrın karanlıkta kalmış bir tarihi vardır. İlk defa yayımlanan anı, belge ve fotoğraflara araştırmamda yer verdim. İşgalde yok edilen Türk varlığı, etten kemikten on binlerce vatan evladının vücutlarından ibaret değildi. Atalarımızdan yadigar kalan kültür mirası ve maddi-manevi emanetler de katledildi. Kitabımızda Fenerbahçe ile ilgili yaklaşık 30 sayfalık bölüm var. FB tarihine geçmeyen ve işgalcilerle kıran kırana yapılmış birçok futbol maçını derledim. Bu maçlar hiç bilinmiyor, ilk kez bu kitapta yayınlanıyor. Özellikle Fenerbahçe’nin işgalcileri eze eze yendiği, 5 yıl süren işgalin her senesi için 1 gol atarak 5-1 skorla sonuçlanan son karşılaşma hiç bilinmiyor. Bu karşılaşmada büyük bir Kuva-yı Milliye ruhu yaşandı.”
İNGİLİZLERLE YAPILAN SON FUTBOL MAÇI
*İşgal yıllarında Harington’ın bizzat organize ettiği çok sayıda futbol maçı yapıldı. FB bu karşılaşmalara isyankar bir ruhla çıkıyor, rakibine deli gibi saldırıyordu. Kadıköy’de bir avuç Türk genci koskoca İngiliz işgal ordusuna meydan okuyor, büyük bir imanla yenmeye çalışıyordu. Bu olay Kuva-yı Milliye isyanının spora yansımasıdır. 30 Eylül Pazar günü Taksim Stadyumu hınca hınç doluydu. Müttefik İşgal Kuvvetleri Kumandanı General Harington ve İtilaf Subayları şeref tribünündeki yerlerindeydi. İşgalcilerin İstanbul’daki son maçıydı. Bu maç Türkler için sıradan bir spor karşılaşması değil, milli duygu ve heyecanın ayyuka çıktığı olağanüstü bir gündü. Nihayet maçın oynanacağı saat geldi.
İŞGALDE GEÇEN HER YIL İÇİN 1 GOL
Bugün piyasaya çıkan kitapta General Charles Harington’un 80 sayfalık Türkiye anılarının yanı sıra; “Vahdettin ve damadının İngilizlerle yaptığı gizli antlaşma, Harington’ın İstanbul’da kurduğu casusluk teşkilatı, İzmir Marşı söyleyenler Divan-ı Harp’te nasıl yargılandı?, 90 yıl önce yayımlanan Kurtuluş Savaşı’nın ilk tarihçesi, Vahdettin Taksim Camii’ni gayrimüslimlere nasıl sattı?, Amerikalılar kiraladıkları camiyi çökertip nasıl kaçtı?, Vahdettin Mimar Sinan’ın şaheserini nasıl yıktırdı?, Müslüman Mezarlıkları Padişah fermanı ile nasıl satıldı?, Ağa Camisi satılmaktan son anda nasıl kurtuldu?, Harington, tarihi Ermeni Mezarlığı’nı nasıl yok etti?, Türklerle savaşmayı neden göze alamadı?, Sultan Vahdettin’i kurtarma operasyonu, Fenerbahçe İşgalcilere son darbeyi nasıl vurdu?” başlıklarıyla işgal dönemi pek çok bilinmeyeni belgeleriyle aydınlatıyor. |
İleri gazetesinin haberine göre Fenerbahçe futbol takımı: “Şekip, Hasan Kamil, Cafer, İsmet, Fahir, Kadri, Zeki, Alaattin, Sabih, Ömer Bedri Beylerden” oluşuyordu. Fenerbahçe ile İngilizler aynı anda sahaya çıktı. Fenerbahçe o gün her Türkün gönlünden geçeni yaptı. 5 yıl süren işgalin her yılına karşılık olmak üzere 1 gol attı. Fenerbahçe oyuncuları İngilizlerin filelerini tam beş kez havalandırdı. Ancak İngiliz futbolcularının bir şeref golü atmasına engel olmadı. İleri gazetesinde, “Fenerbahçe dün en ahenkli, en şevkli, en seri oyunlarından birini oynadı ve bire karşı beş sayı ile galip geldi.” deniliyordu.
İNGİLİZLERİN ACI HEZİMETİ
Fenerbahçe’nin galibiyeti Tevhid-i Efkâr’da şöyle anlatıldı: “Fenerbahçe takımımız İngiliz askerlerinin futbol takımını son defa acı bir hezimete uğratarak memleketlerine mağlup olarak göndermiştir. Fenerbahçe dün Taksim Stadyumu’nda, şehrimizdeki İngiliz askerlerinin son bir gayretle, Türkleri giderayak mağlup etmek için kurdukları karma takımı son bir hezimete uğrattı. Dünkü müsabaka, şehrimizden gitmek mecburiyetinde kalan yabancıların gençlerimiz ile son bir çarpışmasıydı. Birinci devrede taze bir kuvvetle çalışan rakip takımın 1 sayısına karşılık 2 sayı yapıldı. İkinci devrede gençlerimiz rakibine karşı olan üstünlüğünü büsbütün gösterdiler ve bu devrede 3 sayı daha yaptılar.”
TAKSİM CAMİSİ, 30 AĞUSTOS ZAFERİNDEN 1 HAFTA ÖNCE SATILDI
“Taksim Kışlası’ndan yükselen ezan sesini kesen İnönü değil, Vahdettin’di” diyen Oral olayı kitabında şöyle anlatıyor: “30 Ağustos 1922 tarihi; kahraman Mehmetçiğin büyük zafer kazandığı tarihtir. Taksim Camisi 23 Ağustos 1922 tarihinde satıldı. Satılan cami Taksim Kışlası içindeki Mehmetçiğin camisiydi. Cami satış rezaleti devlet sırrı gibi gizlendi. Fransızlar Mehmetçiğin paha biçilmez camisine 7 bin lira layık gördüler. İsmet İnönü’ye yıllardır iftira ediliyordu. Kuru iftira nihayet bütün çirkin yüzüyle ortada.
�
PADİŞAH FERMANIYLA 7 BİN LİRAYA SATTILAR TAKSİM CAMİSİ’Nİ
Balkan Savaşı’nın umutsuz ve karanlık günleriydi. Maliye Nazırı Mehmet Rıfat Bey çaresizlik içindeydi, Askeri doyurabilmek için Taksim Kışlası’nı sattı. Kışlada Mehmetçiğe ait bir cami vardı. Satış sözleşmesine özel şart koyuldu: ‘Taksim Camisi korunacak, her zaman açık olacak.’ Cami satışı şöyle halledilmiş: Cami ile ilgili yetkili kişilerce yerinde inceleme yapılmış. Caminin, kışlanın ikinci katında bulunduğu belirlenmiş. Camiye dışarıdan cemaat girmesi olanaksızmış. Caminin dört bir yanı ecnebi ticarethaneleriyle çevrili mekanda gayrimüslim halk ikamet ediyormuş. Sonuçta Taksim Camisi Padişahın emriyle hükümet tarafından İstanbul Emlâk Şirket-i Osmaniyesi’ne devredilmiş; 7.000 lira bedelle. Cami yok ediyorlar denmesin diye dini yönden işi kitabına da uydurmuşlar. Bu satışa karşılık şehir dışında, ahalisinin tamamı İslam olan Safra Köy’de bir cami inşasına karar verilmiş. Böylece ‘mahalli ahire nakil edilmiş’ kılıfıyla cami satılmış.”
ERMENİ MEZARLIĞI’NIN ADI LİG FİKSTÜRÜNDE KALDI
*Surp Agop Ermeni Merkez Mezarlığı’nın tarihe karışmasında Türkler suçlanıp durur. Oysa bu mezarlığı tarumar eden İşgal Kuvvetleri Başkumandanı General Harington’dır. Harington mezarlık bozma işini bir ordu papazının insafına terk etti. Papaz, mezarlığın üzerinden buldozer gibi geçti. Ordu Papazı Hughes yönetiminde mezar taşları temizlendi. Üzerine kriket sahası, tenis kortları, futbol sahaları yapıldı. Harbiye’deki yeni yapılan bu spor sahası ‘Ermeni Mezarlığı’ adıyla kaydedildi. Ermeni Mezarlığı gitti, adı lig fikstüründe kaldı.H arington spor sahasına dönüştürülen mezarlıktan anılarında şöyle söz ediyor:
GÖZÜ TIRMALAYAN MEZAR TAŞLARI!
Oyun yeri ‘Ermeni Mezarlığı’ |
“İstanbul’daki ilk günlerimde Hughes adında, bir grup tutsak Türkle birlikte oyun sahaları hazırlamakta her zaman çok hevesli, iri yarı, enerjik bir ordu papazı vardı. Harbiye’deki karargâhlarımızın yanındaki, artık kullanılmayan eski bir Ermeni Mezarlığı’nda, içinde iyi bir kriket sahası ile bir de tenis kortları oluşturmuştu. Bu alan çevresinde, düzenli bir biçimde yerleştirilmiş, kullanım dışı, gözü tırmalamayan mezar taşları bulunuyordu. Amatör takımlarımızın maç sonuçlarını İngiltere’ye gönderdiğimizde, amatör lig sekreteri Francis Lacey’den amatör takımların geçmişlerinde çok ilginç şeyler yaptıklarını ama mezarlıkta kriket oynamak gibi bir etkinliğini kayıtlara geçmediğini yazdığı bir mektup almıştım! Kriket puan cetvelinde, ‘Oyunun oynandığı yer’ maddesine ‘Ermeni Mezarlığı’ yazmak bizim için çok olağan olmuştu.”