ERDOĞAN’IN “GEZİ PARKI OLTASI”NA GELMEYELİM / MİTHAT AKAR

334211

Tayyip Erdoğan’ın , Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’na cami yaptırma ve opera binası kurma söylemi açıktan bir yemlemedir.

Öncelikle hiç bir iktidar odağı, toplumsal muhalefeti kendisine karşı yönlendirmek için doğrudan bir söylemde bulunmaz. Eğer 2013 deneyimine bakarak, Tayyip Erdoğan, bile – isteye kitleleri kışkırtmak için bir söylemde bulunuyorsa, kendisine karşı harekete geçecek kitleyi doğrudan denetim altına alacak dış kaynaklı bir odak var demektir.

Emperyalizmin genel olarak izlediği bir taktik yönelim vardır : Karşı tarafın hamlelerini, kendi planına göre tasarlama. Erdoğan, Gezi Parkı için, kitleleri kışkırtmak esasında bir söyleme yönelmişse, buna yönelik karşı – plan yapan odaklara dikkat etmemiz lazım gelir.

2013 Gezi Parkı sürecinde, milli eksende hareket eden kuvvetler kendisini bir ölçüde hissettirse de, alana esas hakim olan kuvvet Batı merkezli sivil toplum örgütleri ve bölücü örgütlerin kuyrukçuluğunu yapan marjinal sol gruplar idi. Eğer iktidar odağı, şimdi benzer söylemlerle Taksim / Gezi Parkı üzerine bir plan geliştiriyorsa, buna uygun bir sosyal örgütlenmenin alt yapısını oluşturuyor demektir. Yani 2013’te kimi milli eksendeki hareketlerin dışında kalan, bölücü – Batı merkezli örgütlerin alana yayıldığı göz önünde bulundurulursa eğer, şimdiki süreçte de farklı bir beklentiye girmemek lazım. Ancak Güneydoğu’daki operasyonları hesaba katacak olursak, milletin enerjisini başka bir yöne çekmek, kendi içinde eritmek, milleti kurulan sisteme yedeklemek yönünde projeler geliştirilebilir. Belki daha ” elitist “, kontrollü, toplumda ve medyada öne çıkmış birey ve kuruluşlar öne çıkacaktır.

Türkiye’nin merkezinde yer alan.

Ulus Devletin başkanlık yolu ile tasfiyesi planı.

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan Kürt Koridoru.

Meclis denetiminin dışında yabancı orduların Türk topraklarında konuşlanma kararı.

ABD merkezli Batı ittifakı ile Orta Asya’yı da kapsayan Avrasya ittifakının karşılıklı güç yarışına girdiği bir süreçte, Taksim / Gezi Parkı söylemi üzerinden propaganda geliştirmek; ancak temel olan sorunları perdelemek için iktidar odağı tarafından kullanılan bir yöntem olacaktır. Bununla beraber eğer Taksim / Gezi Parkı üzerinden yeni bir eylem süreci başlarsa, bu eylemler ancak Türkiye’nin milli güvenliğini etkileyen birinci derecedeki sorunlara yönelik milli tepkinin önüne geçmesi için kullanılacaktır.

Doğrudan Batı emperyalizmine çalışan medya organlarının temel çıkış noktası ise önceden belirlenmiş olacak : ” Gezi Parkı için eylem yapanlar, cami yapımından rahatsız!” , “Askeri kışlaya karşı çıkan odaklar.” cümlelerine şimdiden hazır olalım.

Aynı bölgeye Kışla yapılacağı söylentilerini de bu konuya eklersek; eylem yapanlar cami, kışla ve opera yapımına karşı olan odaklar; iktidar ise cami ve kışlayı ve hatta sanatı savunan meşru güç olacak ve bu kamplaşma üzerinden toplum yapay bir çelişki üzerinden gerginliğe sürüklenecek.

Batı basınının, konuyu işlemesi ise emin olun hayra alamet değil.

“Cami yapılsın, yapılmasın”, “Opera binası kurulsun, kurulmasın.” tartışması sürerken ve medya bu konuyu temel gündem olarak servis yaparken, Türk topraklarına yerleşen yabancı ordular ve istihbarat servisleri ise bölge ülkeleri üzerinden Türkiye’yi kuşatmanın planlarını yapacaklar.

Bu yüzden iktidar odağının bu yemlemesine gelmemek lazım. Yani “Oltadaki Balık” olmadan, temel gündem maddemizi biz belirleyelim.

Temel gündem maddemiz ne mi? İstiklali Tam Türkiye için yeniden ayağa kalkmak ve milli bilincimizle, aklı selim hareket etmek.

Mİthat Akar – Gaziantep

Tayyip Erdoğan'ın , Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'na cami yaptırma ve opera binası kurma söylemi açıktan bir yemlemedir. - 334211

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir