Cumhurbaşkanı başdanışmanı, Mehmet Uçum, “Yeni Anayasa’da Atatürk olmayacak, sadece devlet kurucusu olarak anılabilir” gibi bir laf ediyor, CHP’li bir milletvekili bu sözleri eleştirirken, “Yeni Anayasa’da Atatürk olacak” diye cevap veriyor!
Yahu, “Yeni Anayasa” demek yeni rejim demektir. Yeni Anayasa olursa, Atatürk’ün Anayasa’daki adını bir kenara bırakın; Atatürk’ün kurduğu devlet tarihe karışmış olur! Anlamak bu kadar zor mu?
* * *
MHP’li bir milletvekili ise cevap verecek ya; “Bunlar rastgele söylenmiş sözler” diyor! Yani adamlar balığa mı çıkmış?
Kaldı ki “Atatürk Anayasa’dan çıkacak” diyen Uçum, “Mehmet Ata” olan isminden “Ata”yı mahkeme kararıyla çıkarmış bir kişi. Kendisi de bir avukat zaten. Kendi isminden “Ata”yı çıkardı ya, şimdi Türk Anayasası’ndan da çıkarmak istiyor!
Daha önce Anayasa’dan Türklüğü çıkarma girişiminde bulunmuş olduklarına göre Atatürk’ü de çıkarmak istemeleri ve bunu ifade etmeleri kamuoyu oluşturmaya dönük bilinçli bir çıkıştır! AKP İstanbul İl Başkanı’nın “AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” demesi bilinçli bir çıkıştır. Anlamak bu kadar zor mu?
Son olarak CHP’li Mehmet Bekâroğlu’nun “Ulusun adı olarak Türklük kavramı yerine ‘Türkiyeli’ diyelim” sözleri bilinçli bir tercihtir. Anlamak bu kadar zor mu?
AKP’nin atadığı bir Millî Eğitim Müdürü, 10. Yıl Marşı’nın okullarda söylenmesini yasakladı. TBMM Başkanı, vereceği iftar için mevcut davetiye örneğindeki Atatürk’ün sözünü kaldırdı. Daha önce de “Yeni Anayasa’da laiklik olmasın” demişti. Okullardan “Türk’üm Doğruyum”u, dağlardan, taşlardan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü, resmi binalardaki tabelalardan “T.C.” ibarelerini herhalde “rastgele” kaldırmadılar! Bu adımların “rastgele” olduğunu iddia etmek olayın üstünü örtmeye çalışmak değilse biraz saflık olmuyor mu? Anlamak bu kadar zor mu?
Terör mü, düşman saldırısı mı?
Okurumuz Bülent Özçağatay ise önemli bir konuya değiniyor:
“Sayın Arslan Bulut, ‘terör’ sözcüğü gerçekleri ve olan bitenleri gizlemeye, gözlerden kaçırmaya yardımcı olmaktadır. Terörist yoktur, düşman vardır. Terör yoktur, düşman saldırısı vardır. Yazılarınızda ‘terör’ ve ‘terörist’ sözcükleri yerine ‘düşman’ ve ‘düşman saldırısı’ sözcüklerini koyduğumuzda düşünceleriniz ve yazdıklarınız herkes tarafında açık ve kolay anlaşılır hale gelmektedir. Türk Milleti düşman nedir bilir, düşman saldırısı nedir bilir, sorsanız saatlerce anlatır size ama terör ya da terörist nedir diye sorsanız 2-3 cümle kuracak kimse sayısı fazla olmaz.”
Özçağatay, terör ve terörist sözcüklerini kullanmanın; algı yönetiminin eseri olduğunu da söylüyor.
* * *
Bizim bu konuda kavram değişikliğine gitmemiz etkili olabilir ama “düşman” ve “düşman saldırısı” dediğiniz zaman, PKK veya PYD’nin birer maşa olduğunu, asıl bu örgütleri destekleyen, hatta “kara gücü” ilân eden, büro açmalarına izin veren, parlamento binasına bayraklarını asan ABD ve AB’nin “düşman” olduğunu, yaptıkları işin tam bir düşman saldırısına dönüştüğünü de kabul etmek lâzım…
Devlet, kendi müttefiklerini düşman ilan edemediği için, IŞİD, PKK ve PYD gibi örgütlere “terör örgütü” diyor! Fakat öyle bir durum ki siyasi iktidar, düşman istedi diye “çözüm süreci” başlatıyor, sonra da terörle mücadeleye dönmek zorunda kalıyor. Çünkü örgütün yeni bir saldırı başlatabilmesi için hazırlanması gerekiyordu! Çözüm süreci zaten bunun içindi. İstihbarat raporlarına göre saldırıya başlama talimatını da çözüm sürecindeyken 2014 yılında ABD’den aldıkları anlaşılıyor. Bu durumda dost kim düşman kim?
Arslan BULUT, 18 Haziran 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr