Almanya, Türkiye’yi arkadan hançerledi…

NECDET BULUZ

Almanya’da Federal Meclis,1915-1916 yıllarında yaşanan Ermeni tehciri ve olayları “soykırım” olarak nitelendirdi ve tasarıyı onayladı. Aradan 101 yıl geçtikten sonra Almanya’nın bu hareketi hiç kuşkusuz hem üzücü, hem düşündürücüdür. Özeti, Almanya Türkiye’yi arkadan hançerlemiştir.
Türkiye’nin sert tepki göstermesi ve Türkiye’de bu olayın büyük tepkilere neden olması zaten kaçınılmazdır. Nitekim öyle de oldu. Biz de Almanya’nın bu hareketine hem tepki gösteriyor, hem de kınıyoruz. Dostluk ve iyiye giden ilişkilerle bu yapılanların hiçbir şekilde bağdaşamayacağını da belirtelim.
Almanya, tarihin en acımasız ve vahşi soykırımcısıdır. Bu ülkenin Türkiye’yi soykırımcı ilan etmesi kabul edilebilir mi? Cem Özdemir adlı bir Türk’ün de bu soykırım tasarısının hazırlanmasında ve imzalanmasında başrolde bulunması insanın kanına dokunmaz mı?
Sığınmacıların Avrupa kapılarına dayanmaması için Türkiye’yi kapı komşusu yapan Almanya Başbakanı Merkel ve en yakınındaki isim Dışişleri Bakanı Steinmeier’in oylamaya katılmaması bu işin nasıl tezgâhlandığını ortaya koymuyor mu?
Şimdi Merkel kalkmış utanmadan, sıkılmadan “İlişkilerimiz güçlü, Almanya’yı Türkiye’ye bağlayan çok şey var. Bir konuda görüş ayrılıklarımız olsa da bağımızın, dostluğumuzun ve stratejik bağlarımızın boyutu çok büyük” diyebilir.
Şimdi yüzümüzü biraz da bize dönelim:
Bu yasanın çıkacağı haftalardır belliydi ve gelen haberler de Almanya’nın soykırımı onaylayacağını gösteriyordu. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’ına, muhalefet liderinden partililere kadar susup oturdular. Bazı CHP’li milletvekilleri, tehlikenin geldiğini söylediler ama bu açıklamalar da konuyu önlemek için yeterli olmadı.
“Geri Kabul Anlaşması”nı askıya alıp, bunu koz olarak kullanabilirdik. Elimizde çok önemli bir silahı bile kullanamadık. Hiç değilse caydırıcı olabilirdik.
Geçmişte işlenen soykırımları, bugünlerde gündeme getirip, bugünkü yönetimlere ve milletlere mal etmek, tarihle yüzleşmemek demektir. Kaldı ki, bu konuda da çifte standart uygulanıyor. Bunun örneğini de Gazeteci arkadaşımız Uluç Gürkan bir yazısında nasıl dile getirmiş birlikte okuyalım:

“Soykırım suçunun hukuki çerçevesini belirleyen 1948 BM Soykırım Sözleşmesi’nin 4. maddesinde, bu suçla tüzel kişilerin değil ancak gerçek kişilerin suçlanabileceği vurgulanmaktadır. Bu nedenle, İkinci Dünya Savaşı’nda gerçekleştirilen Yahudi Soykırımı için Almanya ya da Alman halkı hiçbir zeminde suçlanmamaktadır. Soykırım sorumluluğu, kişi olarak Hitler ve diğer Nazi liderlerine, yönetim erki olarak da Nazilere yüklenmektedir. Ruanda, Sudan ve Bosna-Hersek’te ‘soykırım’ olarak tanımlanabilecek olaylarda da suçlamalar iş başındaki yöneticilere yöneltilmekte, cezai sorumluluk bu kişilere yüklenmektedir. Türkiye’ye yönelik ‘Ermeni soykırımı’ iddialarında ise hukuk dışı bir çifte standarda başvurulmaktadır. Suçlamalar gerçek kişilere, kararda imzası olan İttihat Terakki liderlerine değil, doğrudan veya dolaylı Türkiye’ye ve halkına yöneltilmektedir. Türkiye geçmişle yüzleşmemek, suçu kabullenmemek, düşmanlıkları bugün de sürdürmekle suçlanmaktadır. Son olarak Almanya’nın Türkiye’yi bu şekilde hedef alması ‘nefret söylemi – hate speech’ suçu özelliğindedir. Nefret söylemi, en az ‘soykırım’ suçu kadar yaralayıcı ve düşmanlığı tetikleyici bir üsluptur.”
Kafalara takılan sorular da var:
Almanya, şu anda sığınmacılar konusunda Türkiye’ye muhtaç durumda, bunu artık bilmeyen yok. Böyle bir ortamda, durup dururken ve şimdiye kadar hiç gündeme gelmediği halde soykırım konusunu neden gündeme getirip oyladılar ve Türkiye’yi karşılarına aldılar?
Almanya’da 3,5 milyon Türk yaşıyor. Bunların önemli bir bölümü de iş-güç sahibi. Güçlü bir Türk lobisi de var. Buna rağmen, Almanya parlamentosunda 11 Türk milletvekilinin de soykırıma imza vermiş olmalarını neyle izah edebiliriz? Bunlar lobilerle neden baskı altına alınıp önlenemedi?
Bir başka önemli konu da, Almanya’ya karşı neden bu kadar sessiz ve pasif kaldık? Cumhurbaşkanı neden önceki yıllarda soykırım tasarılarına karşı gösterdiği tepki ve öfkeyi bu defa göstermedi? Ankara’yı ne durdurdu? Cumhurbaşkanı Erdoğan konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Alman parlamentosunun almış olduğu bu karar Almanya-Türkiye ilişkilerini ciddi manada etkileyebilecek olan bir karardır” demiştir.
Şunu bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz:
Dış politikada da iyi yönetilemiyoruz. Amerika ve Rusya ile olan ilişkilerimiz sarsıntı geçirirken, şimdi de karşımıza Almanya çıktı. Adı geçen ülkelere meydan okumalarla bu işlerden bir sonuç alınamayacağı görülüyor. Daha önce de Fransa “soykırım” demiş, protestolar ve meydan okumalar gırla gitmiş, ancak hiçbir şey değişmemişti.
AB ülkelerine zaten güvenimiz yoktu. Almanya’nın aldığı son kararla bu güven ortamı iyice zayıflayacak. Daha da yalnızlaşacağız. Ancak, ilişkilerin kriz noktasına gelmemesi için de çok dikkatli ve duyarlı hareket etmek durumundayız. Ortaya çıkabilecek sonuçların daha da aleyhimize olmamasına çaba göstermek durumundayız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

NECDET BULUZ - Bundestag Bld Berlin ftr

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir