İç halkada, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının doğrudan ilişkisi olan kuruluş ve yapılar var; dış halkada da bunlarla bağlantısı olan özel şirketler.
Bu haliyle bile son derece karmaşık bu tabloda, dış halkadaki özel şirketlerin birbirleriyle bağlantıları eklendiğinde içinden çıkılamaz hale geleceği için konmamış.
Mustafa Yıldırım, “Sivil Örümceğin Ağında” adlı kitabında, Türkiye’yi içeriden ve dışarıdan sarmala alanları tek tek ortaya döküyor.
Bu tabloda da, “AKP Örümceğinin Ağı”nın ufak bir bölümü görünüyor. Bağlantıları sayarsak, “Bu milletin a.ına koyacağız” diyen Mehmet Cengiz’in, bu becerisinde Kolin İnşaat kadar usta olmadığı da ortaya çıkıyor!
Yeni başbakanımız Binali Yıldırım, AKP iktidarının ilk kabinesinde, Kasım 2002’de, Ulaştırma Bakanı olarak göreve başladı; aralıksız 11 yıl bu makamı işgal etti. İki yıllık bir dinlenmeden(!) sonra Kasım 2015’den sonra bıraktığı yerden devam etti bu çemberin göbeğinde oturmaya.
Orada oturması ona bir çıkar sağladı mı sorusuna yanıt olabilecek şekilde Cumhuriyet Gazetesi, Yıldırım ailesinin ulaştırma sektöründeki durumunu şöyle anlatıyor.
“AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın gemi sektöründeki işleri de hızla büyüdü.
Erkan Yıldırım, kız kardeşi Bahar Büşra Yıldırım ile birlikte 2002 yılının başında Derin Denizcilik Gemi Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kurdu. Daha önce çeşitli acente işleri yapan Yıldırım, yeni şirketi ile gemiler almaya başladı. İlk gemisini 2003 yılında 445 bin Euro’ya alan Yıldırım, 800 yolcu ve 250 araç kapasiteli feribotla İzmir Çeşme-Brindisi (İtalya) hattında seferler yapacağını açıkladı. Erkan Yıldırım’ın ilk gemisi için ödediği 445 bin Euro, o dönemde tartışmalara neden oldu. Yıldırım, paranın bir kısmını kendisinin verdiğini, bir kısmını da acentelere peşin yolcu bileti satarak karşıladığını söyledi. Binali Yıldırım ise 445 bin Euro’nun çok büyük bir para olmadığını belirtmişti.
Sadece Erkan Yıldırım değil ailenin diğer bireyleri de gemi işiyle uğraşıyor. Yıldırım Ailesi’nin doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettiği 17 şirketi, 28 gemisi ve 2 süperyatı olduğu iddia ediliyor. Hatta Yıldırım Ailesi’nin 30 gemisi olduğu iddiası TBMM gündemine de yansıdı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Erkan Yıldırım ile ilgili iddiaları TBMM gündemine soru önergesiyle taşıdı. Tanrıkulu sadece gemileri değil ailenin diğer ticari bağlantıları hakkında da sorular sormuş ancak yanıt alamamıştı. Bakan Yıldırım ise çocuklarının gemi sahibi olduğunu kabul ederek, kaç gemi olduğunu söylememişti.”
AKP Parti Programı’nda şu beyan var.
“Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.”
Partinin ileri gelenlerinin ne tür “yoğun mücadele” verdikleri Cumhuriyet Gazetesi haberinde görünüyor.
Üzerinde yayın yasağı olan 17-25 Aralık olaylarının iç yüzünü bilmeyen kalmadı ülkede fakat görünüşe göre aceleyle getirilecek yeni seçimler Erdoğan’ı BAŞKAN’lığa taşıyacak, bu ağ daha da büyüyeyecek; biz uyumaya devam edersek.
Kaynak:
Ek bilgi(!) – (Mehmet Cengiz’in kendi sesinden):
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk
Erkan Güçiz
Facebook – TC ERKAN GÜÇİZ
kaynak: Güncel Meydan
Bir yanıt yazın