NECDET BULUZ
Genelkurmay, 13 Mayıs’ta Çukurca’da düşen helikopterle ilgili yaptığı açıklamada. “Helikopterin, teröristlerin yerden açtığı ateş sonucu füze olabileceği değerlendirilen bir hava savunma silahı ile vurularak düşürülmüş olabileceği kanaatine varıldığı” belirtildi.
Zaten, daha önce PKK tarafından yayınlanan fotoğrafta, helikopterin Rus yapımı SA-18 füzesi ile düşürüldüğü servis edilmişti.
İşin ilginç tarafı, bu füzenin terör örgütü PKK’nın eline nasıl geçtiğidir.
Güvenlik uzmanı Mete Yarar, konu ile ilgili değerlendirmesinde “Bu füzeler, öyle para ile alınabilecek silahlar değil. Para ile alamazsınız bunları. Öte yandan, PYD’ ye, hem ABD hem Rusya silah veriyor. Ancak,IŞİD’in uçağı yok ki, bir ülke bu füzelerden de verilmiş olsun. Bu füzeler, bir ülkenin onayı olmadan alınabilecek silahlar değil. NATO bile, kendi üye ülkelerindeki füzelerin envanterini çok sıkı tutuyor” diyor.
Bu değerlendirme ışı altında ortaya şu tablo çıkıyor:
Rusya, müttefiki Suriye’ye SA-18 füzelerinden çok miktarda sattı. Suriye’de iç savaş çıkınca da Esad’ın silah depolarının önemli bölümü muhaliflerce talan edildi. Birçok silah karaborsaya düştü. Bu silahların da bu şekilde el değiştirmiş olabileceğini söyleyebiliriz.
Çünkü, Ortadoğu’da silah Pazar var. Parayı bastıran istediği silahı rahatlıkla bulup alabiliyor.
Bir başka ihtimalden daha söz edebiliriz:
Türkiye karşıtı Esad veya Rusya da bu silahları PKK’ya vermiş olabilir.
PYD’nin yanında IŞİD’a karşı savaşan 2 bin PKK’lıdan söz ediliyor. Bunlar burada silahlı eğitim de görüyorlar. Bu füzelerin ve silahların nasıl kullanıldığını öğreniyorlar. İyi silah kullanan, eğitimli birçok PKK’lının Türkiye’ye geçiş yaptığı da tespit edildi. Muhtemelen SA-18 füzesini de bu eğitimli PKK’lıların kullandığı ihtimali ortaya çıkıyor.
Özel kuvvetler bünyesinde görev yapan, 2015’te emekli olan ve terörizm, ayaklanma ve ayaklanmaya karşı koyma gibi konularda akademik çalışmalar yürüten Metin Gürcan ise saldırının nasıl olduğu ve ne tür sonuçlar doğuracağına dair şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Türkiye’nin 1984’ten bu yana sürdürdüğü terörle mücadele tarihinde PKK sadece iki defa AH-1W tipi helikopter düşürdü. Bunlardan ilki 18 Mayıs 1997’de (Çukurca’da SA-7 Strela ile vurulmuştu) diğeri ise 24 Şubat 2008’de Irak’ın kuzeyindeki Güneş Harekatı esnasında (Süper Kobra kuyruğuna isabet eden RPG-7 roketi ile vurulmuştu) düşürülmüştü. Bu PKK tarafından düşürülen üçüncü operasyonel kayıp. Profesyonel olduğu gözlenen bir PKK’lı Rus Yapımı SA-18 Grouse portatif hava savunma füzesini şarj ederek, yaklaşık 3 kilometre mesafeden yakın hava desteği görevinde olan helikoptere nişan aldığı görülüyor. Helikopterin o esnada hemen altındaki hedeflere 20 milimerelik top atışı yaptığı anlaşılıyor, helikopter bu nedenle sabit bir bölgede daireler çizerek, oldukça yavaş seyrediyor. Yaklaşık 15 saniyelik bir bekleme süresinin ardından atıcı heyecanlanmadan (kuvvetle muhtemel sınırın Irak tarafından) füzeyi ateşliyor. Füze yaklaşık 2 kilometrelik dik bir yükselişten sonra helikoptere yönelerek, üç-dört saniye içinde kuyruk kısmından vuruyor. Atıcı ile gözcünün yoğun ağaçlık bir bölgede ve rahat bir ortamda bulundukları görülüyor ki bu, PKK’lıların sadece helikopteri düşürmek amacıyla bölgede olduklarına işaret ediyor.”
Helikopterin düşürülmesinden sonra bölgedeki operasyonlar etkilenir mi? Bu sorunun yanıtını da yine Metin Gürcan’dan alıyoruz:
“Helikopterler yakın hava desteği görevlerinde ve havadan tahliye ve takviye ile lojistik destek için kullanılır. Bölgenin şartlarında çok kritik görevler üstleniyor. Özellikle alan hakimiyeti kapsamında bölgede çok fazla geçici üs bölgeleri açılıyor. Son saldırı da bu üs bölgelerinden birine yapıldı. Bu bölgelere yol yoktur. Buralara mühimmat ve kumanya desteği helikopter ile yapılıyor. Helikopter de bu bölgelerden birinde vuruluyor. Dolayısıyla PKK helikopteri vurup alan hakimiyeti kapsamında açılan geçici üs bölgelerini engellemeye çalışıyor. Helikopteri vurduğu zaman bu üslere ikmali sekteye uğratma peşinde. Bu saldırıdan sonra helikopterlerin güzergahları, uçun mesafeleri, manevraları vb. tümden değişecek. Böyle bir etkisi olacaktır saldırının. Bugüne kadar PKK, Suriye’nin Kuzeyi’nde kullandığı sofistike silahları Türkiye’de kullanmamıştı. Ben bunu aylar önce de söylemiştim. PKK bu silahları Türkiye’de kullanır mı demiştim. Şimdi böyle bir durumla karşı karşıyayız. TSK, PKK’yı kent merkezlerinde sıkıştırdıkça görüldü ki, PKK da Suriye’de edindiği deneyimi, eğitimi ve silahları sıkıştıkça Türkiye’de de kullanacak. Ama burada örgüt için bir sorun var. Bu silahlar Türkiye’de kullanıldıkça PKK, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinde edindiği desteği bence yavaş yavaş yitirir. Yani PKK’nın IŞİD’e karşı savaşta kazandığı uluslararası meşruiyetini bu tür füze saldırılarını sürdürürse kaybeder.”
Şimdi yanıtı aranan soru şu:
“PKK’nın elimde bu füzelerden daha olabilir mi?
İşte yanıtı:
“Bu füzelerden, birileri size bir tane vermişse, daha fazlasını da vermiştir”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın