Başkanlıkla yatıp başkanlıkla kalkar olduk.
Vapura binersin karşındaki ekranda.
Hangi televizyon kanalını açsak karşımızda…
Bıktık illallah ya…
Dedik, başkanlıktan amacının ne olduğu belli.
Para cepte, Karun oldu.
Yarın ne yemek yapalım, nasıl ucuza çıkartalım derdi yok.
Kira derdi yok,
Çoluk çocuk desen tankerlere sığmayan dünyalıklarını yapmışlar.
Tek derdi ömrünün sonuna kadar herkes önünde eğilsin,
Saraylarda hükmünü sürsün.
Sürsün ki adaletin karşısına çıkmasın.
Acaba Allah’ın adaletinden kaçabilecek mi?
Orasını rabbimiz bilir…
***
Kılıçdaroğlu çok önemli bir laf etti başkan olacağım diyen zatı muhtereme.
“Kan dökmeden bu ülkeye başkanlık getiremezsiniz” dedi.
Bu sözleri isteyen istediği şekilde anlar ve de anlatır tabi!
Kılıçdaroğlunun sözleri ona bir uyarıydı elbette.
Vay senmisin bunu söyleyen?
Çevir kaz yanmasın misali bizimki aldı sazı eline…
Başladı aynı şarkıyı söylemeye…
“Kandan beslenenler Menderes’in idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir”.
Kılıçdaroğlu ‘Başkanlık sistemin gelmesi için kan gerekir kan’ diyormuş…
Bu CHP var ya Adnan Menderesi idam ettirenmiş.
Vay canına!
Bu CHP neymiş be…
Dinsiz, kanla beslenen, darbeci, postal yalayıcı Vs.Vs.
***
Bilinmelidir ki rahmetli Menderes CHP ye rağmen,27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların kurduğu Yüksek Adalet Divanı’nda 9 ay yargılandıktan sonra idam edilmiştir.
(Keşke bu şekilde bir sonu olmasaydı.)
27 Mayıs, albaylar cuntası tarafından gerçekleştirilmişti.
Darbe lideri olarak başlarına bir orgeneral bulmak lüzumu hâsıl olunca kısa süre önce emekli olarak İzmir’e yerleşen Org. Cemal Gürsel’i İzmir’den getirtip cuntanın başına geçirmişler.
Cemal Gürsel’in 27 Mayıs’ın kotarılmasındaki rolü bundan ibaretti. Darbeyi cuntanın fiili lideri konumundaki Cemal Madanoğlu ve alt kademedeki diğer subaylar planlamıştı. Albay Alparslan Türkeş de 38 kişilik bu cuntanın içinde yer alıyordu.
Her neyse oraları karıştırmayalım şimdi uzun hikâye.
Rahmetli Adnan Menderes zamanı aşağı yukarı AKP döneminin aynısıdır. Okuduklarımdan kısa yazmaya, özetlemeye çalışacağım.
Menderes 10 sene yaptığı başbakanlığı sırasında olanlara bakılınca o zaman bu kadar teknoloji olmamasına rağmen oldukça başarılıymış.
Bakalım neler yapmış…
29 Mayıs 1950: Başbakan Menderes “sadece millete mal olmuş inkılapları saklı tutacağız” dedi. (İrticaya ilk yeşil ışık yakılmış oldu).
6 Haziran 1950: DP hükümeti; Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve diğer bazı generalleri görevlerinden aldı.
3 Eylül 1950: Belediye seçimlerinde 600’ü aşkın CHP’li belediyeden 560’ı Demokrat Parti’nin eline geçti.
25 Eylül 1950: General Tahsin Yazıcı komutasındaki 4500 kişilik bir tabur, tüm masraflar bize ait olmak üzere ve TBMM kararı olmaksızın Kore Savaşı’na gönderildi.
8 Mart 1954: Basını sıkı kontrol altına alan ve basın suçlarına yönelik cezaları yükselten Basın Kanunu kabul edildi. Hakaretle suçuyla yargılananlara iddialarını mahkemede ispat hakkı tanınması isteği reddedildi.
18 Nisan 1954: Mersin’de seçim konuşması yapan ana muhalefet lideri İnönü DP’lilerin saldırısı ile engellendi, İnönü alandan zorlukla kaçırılıp kurtarılabildi.
2 Mayıs 1954: Genel seçimler yapıldı. Oyların %57,6’sını alan Demokrat Parti 503 sandalye kazanırken, %35,4 oy alan CHP sadece 31 milletvekili çıkarabildi.
30 Mayıs 1954: Muhalefet lideri Osman Bölükbaşı’yı seçen Kırşehir, ceza olarak il olmaktan çıkarılıp ilçe yapıldı. Bununla da yetinilmedi ve bölünerek eski ilçelerinden bir kısmı ile Nevşehir ili kuruldu.
14 Haziran 1954: Seçimlerde CHP’ye oy veren Malatya ceza amacıyla bölünerek Adıyaman ili kuruldu.
20 Mayıs 1955: Akis dergisi yazı işleri müdürü Cüneyt Arcayürek tutuklandı.
9 Haziran 1955: Türk bayrağını yırtmaktan sanık 4 Amerikalı beraat etti.
23 Haziran 1955: Hükümete muhalif Akis Dergisi’nin yazı işleri müdürü Cüneyt Arcayürek” “Hükümetin nüfuzunu kıracak neşriyat yapması ve bu suçu işlemekte devam etmesi ihtimalinin gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
20 Temmuz 1955: Polis CHP Isparta İl Kongresini dağıttı. Genel Sekreter Kasım Gülek kürsüden indirildi.
Ağustos 1955: Karadeniz gezisine çıkmış olan CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, Sinop’ta tutuklanarak İstanbul’a getirildi ve bir gün hapiste kaldı.
5 Eylül 1955 : (Daha sonraki yıllarda Demokrat Parti’nin bir tertibi olduğu ortaya çıkacak olduğu üzere) İstanbul Ekspres Gazetesi’nde Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldığı haberi yayınlandı.
7 Eylül 1955 olarak bilinen 48 kişi, tahrik ve tahrip suçlamasıyla tutuklanıp Harbiye’ye getirildi. İdam talebiyle yargılanması öngörülen bu kişiler arasında Aziz Nesin, Kemal Tahir, Dr. Can Boratav, Asım Besirci, Hasan İzzettin Dinamo’da bu bulunuyordu.
Menderes, 13 ayrı davadan yargılandı ve Bebek Davası dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu.
-Örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmekten yargılandı.
-6-7 Eylül Olaylarına önceden haberi olduğu halde müdahale etmemek.
-Kurulan bir örgütü (Vatan Cephesi) başka bir sınıf üzerinde baskı aracı olarak kullanmak.
-Vinileks firmasına Türkiye Vakıflar Bankası’ndan kredi verdirmekle suçlandı.
-İstanbul’da Bulvar ve yol açmak için pek çok vatandaşın evini, parasını geciktirerek ya da hiç ödemeden istimlak etmek.
Değerli yoldaşlarım, AKP’nin Menderes’le aynı yolda yürüdüğü ve ona hayranlığı bu nedenledir.
Menderes devrinde yapılanları yine yazacağım. CHP’nin bunları anlatması gerek.
Yazı fazla uzamasın diye kesiyorum.
Yine devam edeceğim.
Tünay Süer
Bir yanıt yazın