NECDET BULUZ
Çok yazıldı, çok söylendi ama, biz MHP’deki gelişmelerin neden özellikle AK Parti cephesinde dikkatle izlendiğine ve endişe yarattığına bir başka açıdan daha bakmak istiyoruz. MHP Genel Başkanı Bahçeli ve ekibine karşı, delege ve tabanda başlayan “değişim” isteğinin 15 Mayıs’ta yapılması planlanan Ankara’daki toplantıda nasıl tavan yaptığını da gözlemledik.
Tabloya bakalım:
MHP Genel Merkezi önünde Devlet Bahçeli’yi desteklemek için 150-200 kişilik bir grup toplanırken muhalifleri desteklemek için yaklaşık 20 bin kişi Büyük Anadolu Oteli’nin önüne gitti.
Aslına bakılacak olursa, Kurultay için Ankara’nın yolunu tutanlar Bahçeli ve ekibinin döneminin bittiğine nokta koymuştur.
Bir başka önemli nokta da Olağanüstü kurultay tartışmalarının yaşandığı MHP’de, kongre için hazirun listesine 748 delegenin imza vermiş olmasıdır. Söz konusu rakam, MHP tüzüğü gereği kongre yapılabilmesi için gereken bin 212 delegenin salt çoğunluğu olan 607’nin üzerinde bir sayıyı işaret ediyor.
Şimdi asıl konumuza geçelim:
MHP’de eğer bir değişim olursa partinin oylarında çok önemli artışların olacağı görülüyor. Çeşitli kamuoyu araştırma gruplarınca yapılan anketlerde değişimle Milliyetçi Hareket’te ortalama % 20-25 bandında bir oy artışının olabileceği görülüyor.
Bu araştırmalar MHP’de sadece “değişimle” gelen oy artışını gösteriyor.
Eğer, MHP kadroları umut veren, her kesimi kucaklayabilecek program ve adımlarla siyasi hayatımıza damga vurabilirse, oyunu sadece Milliyetçi kesimlerden değil, başka kesimlerden de yükseltebilir. En fazla oyu da iktidar partisi AK Parti’den koparır. AK Parti bununun endişesini de taşıyor.
MetroPoll Araştırma Şirketi’nin Başkanı Özer Sencar, Akşener veya Oğan kanadı kurultaydan galip çıkarsa, MHP’nin yüzde 20 çizgisinin üzerine çıkacağını, en az altı puanlık bir oyun AKP’den geri kayacağını ve yüzde 42’lere düşecek AKP üzerinden koalisyon tablosunun önem kazanacağını öne sürüyor.
İşte böyle bir tablonun ortaya çıkması demek, AK Parti iktidarının sonu demek olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tüm siyasi planlarının alt-üst olmasına neden olacak. MHP’deki gelişmeler bu nedenle AK Parti cephesinde büyük endişe yaratıyor. O nedenle de Bahçeli ile partinin yoluna devam etmesi uygun bulunuyor.
Böyle bir durumda MHP’nin de HDP gibi baraj altında kalacağı da hesaplanıyor.
Bir önemli noktaya daha değinelim:
MHP’de muhalefetin Bahçeli ve ekibini devirip, “değişimi” gerçekleştirmesi halinde, AKP içinde kıpırtı halindeki karşıtlarının ve itinayla şarampole yuvarladığı Arınç-Gül ekibinin; Babacan ve Davutoğlu gibi muhalifleşmiş isimlerin tetiklenmesine, cesaret bulmasına, çatlağı hızla büyütmesine yol açacaktır. Zaten, özellikle Davutoğlu’nun Başbakanlıktan uzaklaştırılması operasyonu AK Parti tabanına tam olarak anlatılamadı. Bundan son derece rahatsız olan bir kesimin var olduğunu da söylemek istiyoruz.
Davutoğlu’nun AK Parti tabanında yer edinmiş olduğunun da altını çizelim.
Bugüne kadar iktidara alışmış olan ve iktidarın nimetlerinden son derece istifa eden AK Parti’de çatlağın büyümesinin kolayca önüne geçilemeyeceği de çok iyi biliniyor.
İşte MHP’deki gelişmeleri bu açıdan değerlendirdiğimizde Milliyetçi Hareket’in siyasi hayatımızda ne denli önemli bir yer tuttuğunu daha iyi görmüş oluruz. Bu görüş doğrultusunda da AK Parti cephesindeki endişe ve paniğin nedenlerini daha iyi analiz edebiliriz.
Yavuz Baydar’ın Özgür Gündem’de kaleme aldığı “Kullan ve posasını çıkar sırası MHP” başlıklı yazının sonunda dile getirdiği şu görüşleri sizlerle paylaşarak bugünkü yazımızı noktalayalım:
“Erdoğan’ın hedefi, hızlandırılmış bir ‘sivil darbe’ sürecinde erken seçime gitmeden Meclis’te 330 üstü oyu sağlamak ise, Bahçeli ve MHP’den bunun garantisini almak zorunda. ‘Erken seçim kabusu’ nedeniyle bunun kolay olacağını düşünüyor.
En olmadı, 22 Mayıs sonrası tayin edeceği başbakana, MHP’ye birkaç bakanlık vermesi için telkinde bile bulunabilir, Tuğrul Türkeş’e Bahçeli’yi ikna etme konusunda rol biçebilir. Bahçeli de bunu tabanını pastaya paydaş kılmak adına açıkça talep edebilir.
Uzak ihtimaller değildir bunlar.
Ama unutmayın, erken seçim Bahçeli’nin kâbusu ise, Akşener faktörü de Erdoğan’ın kâbusudur, çünkü ‘oyun bozucu’dur.
MHP bu yüzden bir süre kilit önemini koruyacaktır.
Ankara’da, ötesi siyaseten öngörülemez, çok dramatik değişimler vaat eden bir başkanlık rejiminden kaygı duyan milliyetçi-muhafazakâr ve özgül ağırlığı yüksek bir kesim, MHP’nin Meclis dışı kalma olasılığının önlenmesini ‘köprüden önceki son çıkış’ olarak görüyor. Parti içinde Meral Akşener çevresinde somutlaşan muhalefet de bunun sağlanması için son şans olarak devreye girmeye çabalıyor.
Mahkemeleri adeta bir mahalle kavgası gibi birbirine düşüren, adalet sistemini siyasi müdahalelere tamamen açık hale getiren kurultay karmaşası bu yönüyle Türkiye’nin geleceği adına kilit önem taşıyor.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz