Genelde Taşınmaz Mal Kanunu, özelde vakıf icareteyn ve arazi-i mevkufa tahsisat dönüşümü konusunda düzenleme çalışmalarının duyulmasından itibaren, Türk Cemaat Mensubu ileri gelenleri tarafından çeşitli gazetelerde eleştiri yazıları yazılmaya başlanmış; Kanun ve Tüzük’ün gazetede yayımlanıp yürürlüğe girmesinden sonra bu yöndeki çabalar daha da artırılarak neşriyata devam edilmiştir.
Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması’nın İngiltere Sömürge İdaresi’nin mal ve yükümlülüklerinin yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti‘ne intikal ettiğine ilişkin hükmü [(Ek-E, Bölüm II, Madde 3-b (i)] uyarınca, aynı tazminat 1960, 1961 ve 1962 yıllarında Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti tarafından ödenmiştir. 1963 olaylarının başlamasıyla birlikte Evkâf İdaresi’ne yapılan bu ödeme kesilmiş ve bugüne kadar da bir daha ödenmemiştir.
Mal Dönüşüm Yasası şartlı bir kanundur. Tek yanlı olarak Rum tarafı 1963’te tazminat ödemeyi durdurmuştur. Tazminatın tek taraflı ödenmemesi sebebiyle şartlardan birisi fiilen ortadan kalkmıştır. Bu durumda iki ihtimalden söz etmek mümkündür: Ya Kanun’un öbür şıkkı olan icareteynli vakıfların mülke tahvili hükmü de ortadan kalkmıştır ya da anapara, enflasyon kaybı ve faizler ilave edilmek suretiyle yapılacak hesaplamalara göre Vakıflar İdaresi’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden büyük bir alacağı doğmuştur.
İcareteynli vakıfların mülke dönüştürülmesi konusunda ısrarla üzerinde durulması gereken meselelerden birincisi budur.
İkincisi ise bilerek veya bilmeyerek Kanun’un uygulanmasında yaşanan yanlışlıklardır.
Kanun sadece tapu tasarruf vesikaları, tapu kütükleri, vakıf belgeleri ve benzeri mülkiyetle alakalı arşiv kayıtlarında görülen “icareteyn” kelimesinin “mülk” okunmasını öngördüğü halde; şayet (X) vakfına ait tek bir taşınmaz icareteynli ise veya o vakfın sadece bir akarından “İcare-i müeccele” alınıyor ise uygulamada genellemeye gidilerek vakfın bütün taşınmazları icareteynli sayılmıştır. Bazen de bu yanlış anlayışa dayalı olarak, icareteynle hiçbir ilgisi bulunmayan bir vakıf arazi, o yerin kiracısına veya ekip biçenine devredilmiştir. Oysa aynı vakfa ait emlak arasında değişik türden gayrimenkuller bulunabilmektedir.
Özetle, Kıbrıs’ta vakıf malların tasfiyesi İngiliz döneminde a’şar’ın ilgası, icareteynli taşınmazların mülke dönüştürülmesi, işgal eylemi ile gasp, zamanaşımı yoluyla iktisap, istimlak ve istibdal şekillerinden birisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu konu “Vakıfların Tasfiyesine Yol Açan Uygulamalar” adıyla hazırlanan müstakil bir raporda belirtilmiştir.
VI. Vakıflaşma ve Tasfiyeye Dair Bir Örnek: Kapalı Maraş
Bu raporun yazıldığı 15 Haziran 2013 tarihi itibariyle Kapalı Maraş bölgesinde bulunan vakıf malları hakkında yapılan çalışma. Bilgi Sisteminde ilişkileri kurulmuş belgeler çerçevesinde tamamlanmıştır.
Kapalı Maraş bölgesi ile doğrudan alakalı olan üç vakıftan biri, Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa Evkâfı, ikincisi Sadr-ı Esbak Abdullah Paşa Evkâfı, üçüncüsü ise Kemahlı Hacı Bilal Ağa vakfıdır.
Kapalı Maraş bu üç şahsiyetin 16, 18 ve 19. yüzyıllarda kurdukları vakıfların topraklan üzerine oturmaktadır. Lala Mustafa Paşa Evkâfı, Vakfiyesinde yer alan ifadelere göre, Kapalı Maraş’ın bir bölümü, Lala Mustafa Paşa’nın Mağusa’nın fethi sırasında satın alıp mülk edindiği ve karargâhını kurduğu bir köydür. Bundan dolayı Kumandande (Komandates, Komutanlık) Karyesi adını almıştır. Komutanlık karargâhı işlevinden dolayı “Kışlakyeri” diye de anılır olmuştur.
Şühedâ Mekâbiri’nin bulunduğu, Paşa’nın donattığı mescidin yer aldığı, Tekke inşa ederek asırlar boyunca gelenin gidenin doyurulmasına vesile olduğu -bundan dolayı da “Tekyeli Çiftliği” diye tesmiye olunan- kutsal bir mekândır…. [Kaynak: Dr. Nazif Öztürk, II. Aşama II. Dönem Raporu, 2013] … (devam edecek)
Ata ATUN
e-mail: [email protected] veya [email protected]
Bir yanıt yazın