NECDET BULUZ
Dikkat edilecek olursa gerek Yeni Anayasa, gerekse Başkanlık sistemi konusunda Meclis’teki siyasi partiler bugüne kadar anlaşamadı ve bir noktaya da gelemediler. İktidar partisi AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konu ile ilgili olarak “Gerekirse Yeni Anayasa’yı tek başımıza yapar, Meclis’e sunarız” diyor.
Zaten Yeni Anayasa ve Başkanlık konusunda Cumhurbaşkanı’nın son derece kararlı olduğunu baştan bu yana izliyoruz. Saray’dan Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da yaptığı açıklamalarda Başkanlık sisteminden yana olduklarını, gerekirse bunu referanduma bile götürebileceklerini söylemedi mi?
Erdoğan’ın yaptığı konuşmalarda “Yetki karmaşasına yol açılmaması nedeni ile Başkanlık siteminden yanayım” açıklamaları bu konudaki ısrarında devam etmeye kararlı olduğu izlenimini de artırıyor.
Son olarak Başbakan Davutoğlu, yaptığı açıklamada Anayasa çalışmalarını Haziran ayına kadar tamamlayıp, Meclis’e sunabileceklerini söyledi. Daha önce Başkanlık sistemi konusunda pek konuşmayan Başbakan şimdi, Başkanlık sistemi konusunda da çalışmalar yapılacağının mesajlarını verdi.
Özellikle Başkanlık sistemini benimseyen bir yeni Anayasa’nın hazırlanması önem taşıyor. Bunu da Davutoğlu şöyle açıkladı:
“AK Parti bünyesinde bir anayasa komisyonu kurarak çalışmalarımızı somutlaştırdık, yol haritamızı belirledik. Önümüzdeki haftadan itibaren yazım heyetimiz çalışmalara başlayacak. İnşallah önümüzdeki bir ay içinde bütün bu yazım çalışmalarını tamamlamayı planlıyoruz. Bu aşamada bize iş dünyamızdan gelecek her türlü teklife açığız. Başkanlık sistemini benimseyen bir anayasa için her türlü adımı atacağız.”
Şimdi asıl soru şu:
Meclis’te 4 siyasi parti var. Konuşmadan, bir araya gelmeden, aralarında anlaşma sağlanmadan sadece AK Parti tarafından hazırlanacak bir Anayasa ne kadar sağlıklı olur? Kutuplaşmanın ve gerginliğin had safhada olduğu bir dönemde yapılacak Anayasa sağlıklı olabilir mi? Toplumun tümünü kucaklar mı? Çocuk ölü doğmaz mı?
Görebildiğimiz kadarı ile Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi millete hazmettirilmeye çalışılacak. Bunun yolları aranıyor. Hiç kuşkusuz bu konunun toplumda benimsenmesi için de zamana ihtiyaç var. Davutoğlu, bunu da şu sözleri ile dile getiriyor:
“Biraz da demlenmeye bırakmak lazım. Aylar içinde bunları kamuoyu ile paylaşırız. Kamuoyunda da olgunlaşır. Hazmederek bir yol alınır. İrademizden kimsenin şüphesi olmamalı. Optimum zamanlama önemli. Ne adım atmama gibi bir töhmetin altında kalırız ne de aceleye getiririz. Belli bir olgunluk içinde yürütürüz”
Konu bizim için son derece önemlidir. Toplumun büyük bir kesimi de bunu önemsiyor. Yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre toplumun % 67’si Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin bu konuda bir araya gelip anlaşarak Yeni Anayasa yapmalarının daha sağlıklı olacağını söylediğine vurgu yapılıyor. Yine aynı ankete göre deneklerin % 56’sının Başkanlık sistemine karşı olduğu da görülüyor.
Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Haşim kılıç da yaptığı açıklama ile Yeni Anayasa ve Başkanlık konusundaki tartışmalara katıldı. Kılıç, “Toplum Başkanlık sitemine hazır değil” dedi. Kılıç “Başkanlık sistemi ve parlamenter sistemlerin başarıyla uygulandığı ülkeler var. Bizse ‘Türk Tipi’ bir başkanlık sistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu toplum başkanlık sistemine hazır değil. Marjinal düşünceler hayatiyette değildir. Her şey normal ekseni üzerinde yürür. Bizde nefret söylemi ve kutuplaşma söz konusu. Şu anda terörle gelinen nokta da iyimser gözükmüyor” diyerek konu ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Eski AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarında en dikkat çeken noktalardan biri bugün ülkemizde adil bir yargılama sisteminin olmadığının dile getirilmesidir. AYM Eski Başkanı “Hukuk devleti anlayışı acilen tesisi edilmelidir. Her ilde Adalet Sarayı var ama adalete güven yok” diyor.
Kılıç’ın açıklamaları ile devam edelim:
“Kutuplaşma ve gergin siyaset ortamında nasıl anayasa hazırlanabilir? İktidar partisi, anayasayı ben hazırlayacağım diyor. Ne hazırlanıyor bilmiyoruz. Diyalog yok, uzlaşma yok, anlaşma zemini yok. Yasama, yürütme ve yargıda herkes kırmızı çizgi oluşturdu. Muhalefet başkanlık sistemi istemedi. Bu ortamda sağlıklı bir anayasa yapılacağı kanaatinde değilim. Adil yargılamayı sağlayan bir yargı sistemi şart. Her ilde adalet sarayımız var, ama adalete güven yok. Önemli olan vicdani reflekslerin harekete geçtiği bir adaleti tesis etmek. Hukuk güvenliği yoksa ekonomi gelişemez, normalleşme olmaz. Hukuk devleti anlayışı acilen tesis edilmelidir. Kamu gücü, intikam aracı olmaktan kurtarılmalıdır”
Bize göre de sağlıklı bir Anayasa yapılmak isteniliyorsa bunun Meclis çatısı altında, tüm siyasi parti temsilcilerinin bir araya gelerek, uyum içinde ortaya koymaları gerekiyor.
Yasama, yürütme ve yargıda oluşturulan kırmızı çizgiler silinmeli, ortada var olan kutuplaşma tümden silinmeli, ülkemizin, devletimizin ve milletimizin birliğini, bütünlüğünü koruyabilecek ve herkesi kucaklayacak, içimize sindirebileceğimiz bir Anayasa’nın ortaya çıkarılması sağlanmalıdır.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın