NECDET BULUZ
Daha önce Amerika ve müttefikleri tarafından IŞİD’ın Musul’da vurulması ve dağıtılması hedeflenmişti. Hatta 2016 Mart ayı içinde de bu operasyonun başlayacağı söyleniyordu. Pentagon’dan sızan bilgilere göre, IŞİD hedeflerinin 2016 Eylül-Ekim aylarında vurulacağı tahmin ediliyor. Bu konuda da uzun zamandır ciddi bir hazırlığın yapıldığını da biliyoruz.
IŞİD, şu anda Irak’daki Musul ile Suriye’deki Rakka’yı anan karargâh olarak kullanıyor. Musul’u çevreleme Harekâtı daha önce Irak ordusu tarafından Amerika’nın denetiminde gerçekleşti. Buradaki hedef, öncelikle Musul’un güney-kuzey ve Doğu tarafının terörist unsurlardan temizlenmesi olacak.
Böyle bir durumda ağır bombardıman altındaki IŞİD militanlarının kaçabileceği iki nokta ortaya çıkıyor. Bunlardan biri Musul’un orta kesimi, diğeri de Suriye’deki ana karargâhları Rakka olarak gösteriliyor.
İşte asıl can alıcı vuruş bu iki noktada gerçekleştirilecek. IŞİD, ana karargâhlarında vurulacak.
İşin aslı ne biliyor musunuz?
Bu coğrafyada yine Müslümanlar güçler, bir başka Müslüman güçlere karşı savaştırılacak. Amerika ve müttefikleri kara harekâtına katılmıyor. Sünni Arap aşiretler Amerikalıların öncülüğünde eğitiliyor. Hava harekâtı başladığında silahlandırılacak olan bu güçler “süpürme harekâtı” ile IŞİD’çılara karşı savaştırılacaklar.
İşin bizi ilgilendiren kısmına da bakalım:
Amerika, Musul’daki kara harekâtına Türkiye’nin destek vermesini istiyor. Ancak, Türkiye’nin Irak’ta eğitmiş olduğu askerler var ve bunlar Türkiye’nin yönetiminde kara operasyonuna hazırlanıyor. Mahmur Kampı, bu açıdan son derece stratejik konumda ve önem taşıyor.
Kuzey Irak Yönetiminin başı Barzani’nin peşmergelerinin Musul’daki operasyona katılıp katılmayacaklarını bilemiyoruz. Eğer, Amerikan planında peşmergeler varsa, Barzani’nin bundan geri adım atmasını ve kaçmasını mümkün görmüyoruz.
Amerikalı bir Ortadoğu uzmanı, geçenlerde Musul’da gerçekleştirilecek IŞİD karşıtı hava operasyonu konusunda şöyle kısa bir açıklama yaptı:
“Hava operasyonu IŞİD’ı yenmek için yetmez. Kara harekâtı mutlaka olacaktır. Amerika ve müttefik güçler komşu ülkelerdeki güçlerden kara harekâtı için destek almak durumundadır. Bunun ön görüşmelerinin de hava harekâtı gününe kadar olumlu sonuçlanacağını düşünüyorum.”
Musul’a komşu ülkeler kimler, bunları saymaya gerek var mı? Demek ki bu işin içine bizi de katmak istiyorlar. Peşmergeler ise tamamen için içinde olacaklar.
Musul’daki IŞİD sayısının 20 binin üzerinde olduğu söyleniyor. Bu, önemli sayılabilecek bir güçtür. Kolaylıkla da bitirilemez. Zaten Amerikalı yetkililer de “IŞİD ile mücadele uzun soluklu olacak. Örgütü belirli bölgelerden sökeriz, beli kırılır ama bitmez” diyor.
Başkan Obama bile IŞİD ile mücadeleye başlandığı yıllarda yaptığı açıklamada, örgütü bitirinceye kadar mücadele edeceklerini duyurmuş “Ancak, bu mücadele uzun yıllar alacaktır. Buna hazırlıklı olmak durumundayız” demişti.
IŞİD’ın kolaylıkla bitirileceği konusunda hiç kimse de iyimser görünmüyor.
Dikkat edilecek olursa Ramadi’de 300-350 IŞİD miltanının sökülüp atılması bile kolay olmamıştı. Anımsayabildiğimiz kadarı ile 6 aylık bir mücadele sonunda Ramadi’nin kurtarılmış olmasını göz önünde bulunduracak olursak, 20 bin militanın olduğu Musul bu unsurlardan kolaylıkla temizlenebilir mi? Mevcut militanlara yeni katılımların da olabileceğini görmek gerekiyor.
Musul harekâtının ne kadar sürebileceğini bu nedenlerle tahmin etmek oldukça zor görünüyor. Eğer, bölgedeki Şii güçler de bu savaşa katılırsa bunun bir Şii-Sünni mezhep çatışmasına dönüşmesi ve içinde bulunduğumuz coğrafyayı ateş topuna çevirebileceğini de gözlerden uzak tutmamak gerekiyor.
Bunu nereden mi çıkarıyoruz?
Bölgede Şii milis güçler var ve bunlar da IŞİD karşıtı operasyonlara katılmak istiyor. Ancak, işin tehlikeli tarafı bu milis güçlerin önemli bölümünün İran’ın güdümünde olmasıdır. Zaten daha önce de yerel Sünni güçlerle aralarında gerilim çıkmış olan Şii güçlerin karşı karşıya gelmesi ve savaşın daha da yayılması ihtimalinin de olabileceğini düşünüyoruz.
Böyle bir durum Türkiye’yi de mutlak biçimde etkileyebilir. Çok dikkat etmek durumundayız.
Kaldı ki, Musul’da bazı sivillerin de IŞİD’a her türlü desteği verebileceği ve terör unsurlarının burada temel oluşturmuş durumda olduğunu da unutmamak gerekiyor.
IŞİD, zaten komşumuz oldu. Kilis’e de zaman zaman füze sallıyor. Buna da bir şey yapamıyoruz. Nedenini biz de bilemediğimiz için fazlaca bir şey söylememiz de mümkün değil. Ancak, sürekli olarak IŞİD tehdidi ve tehlikesi altında olduğumuzun altını çizelim.
İstihbarat birimleri, uzun zamandır IŞİD’çı canlı bombaların aramızda dolaştığı yolunda uyarılar da yapıyor. Bütün bunlar IŞİD’a karşı başlatılacak operasyonda Türkiye’nin nasıl bir adım atması gerektiği yönünde belirleyici olacaktır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın