Türkiye’ye uzaydan, aydan, uçaktan, her nereden bakarsak bakalım Atatürk Türkiye’sinden neredeyse eser kalmamış.
Kadına değer vermeme ve eve kapatma isteği.
İktidar tarafından dindar ve kindar gençlik yetiştirilmesi…
Her gün işlenen kadın cinayetleri, küçük erkek çocuklara cinsel taciz,
Ensest ilişkiler.
Yoksulluk.
İşsizlik ve işçileri köleleştirme gayretleri…
Dini saptırma.
Atatürk’e hakaretler…
İnsanları ötekileştirmeye çalışmak.
Ulus devleti parçalamaya kalkmak…
Ve bir İslam devleti kurarak hilafeti geri getirme oyunları.
Hukukun neredeyse yok olması.
Baskı, korku.
Tek adamın şimdilik adı konulmamış güçlü otoritesi.
Ülkenin dört bir yanında patlayan bombalar, ölenler, yaralananlar.
Can ve mal güvenliğinin olmayışı!
Bir bir satılan cumhuriyet değerleri!
Yabancı ÜS’lerin topraklarımızdaki varlıkları ile adeta işgal edilmiş bir ülke konumuna getirilmesi.
Dost bilinen veya çıkar için ses edilmeyen düşmanların beslediği PKK’ ile mücadele.
Her gün şehit olan gencecik fidanlarımız,
Anaların gözyaşları ve feryatları…
Gittikçe ortaçağa dönüşen bir Türkiye!
***
Atatürk çağdaş uygarlığın üzerine çıkmayı hedeflemişti.
Bilimi, aklı, teknolojiyi kullanan, vatanına, milletine bağlı, küçüklerini seven, büyüklerini sayan, aydın nesiller yetiştirmek istiyordu.
Şimdiki iktidar ise sadece kendilerine hizmet edecek köleleştirilmiş gençler yetiştirme derdinde.
Beş yaşındaki kız çocuklarının başlarını örten, erkek çocuklara takke giydiren, dinsel eğitim adı altında birer Atatürk ve rejim düşmanı gençler yetiştiriliyor.
İlkokullardan andımızı, tabelalardan TC yi kaldırarak, stadyumların, sokak ve caddelerin isimlerini değiştirerek,
Ders kitaplarından Atatürk’ü çıkartarak, iz kalmamasını büyük bir kurnazlıkla yapıyorlar.
Çağdaşlığa adım atmayı bırakın, küçücük çocukların beyinleri yıkanıyor ve çocukluklarını yaşamalarına izin vermiyorlar.
***
“Bir yanda taciz diğer yanda özgürlük kısıtlaması…
Çocukları rahat bırakın beyler, hanımlar…
Kırıntısı kalmışsa, vicdana gelin…
Onları siyasi çıkarlarınıza, hayvani cinsel isteklere alet ettirmeyin.
Kıymayın bu çocuklara, kıydırmayın.
Biraz Müslümanlığınız, insanlığınız varsa”…
***
Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor.
Ne yazık ki muhalefet partileri tüm bunları görmezden gelerek mikrofonlar karşısında ağız dalaşı yapıyorlar ve kendi iç kavgaları içindeler.
Bir Bahçeli var ki böyle bir insan hiç görmedim desem yeridir.
Yıllarca AKP yi ayakta tutmayı başardı.
Kendi iktidarını değil hep AKP’yi iktidarda tutmayı yeğledi.
Örgütü uyandı nihayet.
İstenmiyor, mahkemelik oldu kalacağım diye yırtınıyor.
Bu nasıl yüzsüzlük, gurursuzluktur anlamam mümkün değil.
CHP’ye gelince her biri ayrı telden çalıyor.
Genel Başkanı İktidara çatıyor, yardımcısı Bekâroğlu onu kınıyor.
Yine bir genel başkan yardımcısı canını vatan uğruna veren bunca şehidimize karşın
Mehmetçiğimizin taktiğini İsrail’le benzetme gafletinde bulunuyor…
Sağolsun Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a ve bakanına laf yetiştireceğim diye Türkiye’nin çağın gerisine götürülmesine tepki vermiyor.
CHP de düzeni içine sindiremeyen umudumuz olan vekillerin çoğu da bu durumu izlemekle yetiniyor.
***
Güya Türkiye Partisiydi!
HDP’nin sazcısı Selo da halen PKK ‘nın meclisteki uzantılığından vaz geçmiyor.
Efendim, iktidar Dolmabahçe mutabakatına bağlı kalırsaymış, AKP ile anlaşabilir miş…
Buna tükürdüğünü yalamak denir…
Birde söz vardır hatırlatmak isterim.
Geçti Bolunun pazarı, sür eşeğini Niğde’ye…
Bunca candan sonra sıkılmadan halen bu sözleri söyleyebiliyor.
Bundan böyle Erdoğan, açılım, saçılıma girerse hayatının en büyük hatasını yapar.
***
Tecavüzcüleri koruyan ama…
Milli oyunlarımızdan halay çekmede kadın ile erkeğin el ele tutuşmasının zina olduğunu, hayvanlara tecavüzde ceza indirimine gidilmesini isteyen bu gerici, hayâsız
Sapık zihniyetlerin, yerden mantar biter gibi cumhuriyet ve rejim düşmanlarının çoğaldığı bir ülke olmuşuz.
Vay be!
Erdoğan’ın Yeni Türkiye’si buymuş meğer.
Yazıklar olsun onun kalıbına…
Tünay Süer
Bir yanıt yazın