Milliyetçi Hareket Partisi’ni daha fazla yıpratmadan…

NECDET BULUZ

MHP’de kurultay toplanması için 543 imza toplayan muhalefet cephesinin isteği gerçekleşti. Konu mahkemeye intikal etmiş, 12.Sulh Hukuk Mahkemesi de partinin 45 gün içinde olağanüstü kongreye gitmesi kararını vermiş bulunuyor.
Muhalifler Mayıs ayı içinde kongrenin toplanmasını istiyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise koltuğu bırakmamakta ısrarlı ve yaptığı açıklamada “ Şimdi sıra bizde, kararı temyiz edeceğiz” diyor.
Daha önce konu ile ilgili yazdığımız yazılarda Milliyetçi Hareket Partisi’nin, ülkemizin temel taşlarından birisi olduğuna değinmiş ve bu partinin önemini vurgulamıştık. Yıpratılmaması gerektiğini, partide yapılacak bir kan değişiminin hem milliyetçilerin, hem ülkenin önünü açabileceği görüşümüzü de yansıtmıştık.
Üzüldüğümüz nokta şu olmuştur:
MHP, kendi sorunlarını içinde çözebilecek konumda bir parti olmasına rağmen, işin mahkemelere kadar taşınmış olması ve sonunda partiye kayyumun atanmasını hiçbir zaman biz bu partiye yakıştıramıyoruz. Sorunlar çok daha akılcı biçimde ve aile içinde çözülebilirdi.
Kafalardaki soruya gelince:
Çeşitli çevrelerce MHP kongresinin yaptırılamayacağına yönelik görüşler ortaya atılıyor. Bahçeli’nin Yargıtay’a gitmesi sonucu değiştirir mi? Kongre yapılır mı, yoksa yapılmaz mı?
Emekli Ağır Ceza Hakimi Kerim Yılmaz’ın, MHP konusunda mahkemenin verdiği karar sonrası görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz:
“MHP’den yapılan “Temyiz edeceğiz, Yargılaya başvuracağız” açıklamasının hukuken geçerli olmadığını bu başvurunun mahkemenin aldığı icra kararını durduramayacağının bilinmesi gerekiyor. Şöyle ki mahkeme 3 asil ikisi yedek beş kişilik çağrı heyetinin karar tarihinden itibaren görevli olduğunu 45 gün içinde kongreyi toplama yetkisinin bulunduğunu ifade ediyor. Çağrı heyeti toplanıp tüzük değişikliği için kongre salonunu belirleyip delegeye çağrı yaparak kongreyi toplayacak bunun geri dönüşü kim ne derse desin yok. Kaldı ki temyiz başvurusunun görüşülme ihtimali Yargıtay 18. Dairede bu dairenin de daha önce verilmiş icra kararları dışında görüş belirtmesi mümkün değil. MHP genel Merkezi son anda çağrı heyetine üye verip kontrolü ele geçirmeye gayret etti ancak mahkeme bu taleplerini de reddetti.”
Artık, işi sulandırmamak, Milliyetçi Hareket Partisi’ni daha fazla yıpratmamak gerektiğini düşünüyoruz. MHP, kongresini yapmalı, ortaya çıkabilecek tabloya da herkes saygı göstermelidir. Bunu yeni bir başlangıç olarak da değerlendirmek gerekiyor.
Özetle şunu diyoruz:
Artık MHP’yi hiç kimse itibarsızlaştırma çabası içinde olmasın. Dikkat edilecek olursa halk MHP’yi kucaklıyor, sahip çıkıyor. Bu partiyi ülkenin emniyet zinciri olarak görüyor. Bu partiye herkes hizmet etti. Artık bu saatten sonra kimse kimseyi suçlamasın, hukuka ve milletin, delegenin verdiği ve vereceğe kararlara saygılı olsun. İçinden geçtiğimiz şu kritik ve zor günlerde MHP gibi bir partinin varlığı çok daha önem kazanıyor, bunun da görülmesi gerekiyor.
Bu partide bir değişim olması gerekiyordu, bu olmalıdır.
Gönül isterdi ki MHP olağanüstü kurultaya mahkemelerden çıkan kararlarla Kayyum ataması ile gitmesin.
Mahkeme kararı MHP için olsa bile sonuçları AKP’ yi de yakından ilgilendirecektir. MHP de değişimle beraber AKP içindeki kaynayan kazanın Mayısta ayrışmaya dönüşmesi de beklenmelidir. Artık, AK Parti’nin asla yeni bir Anayasa yapmaya gücü yetmeyecektir.
Daha önce şu görüşümüzü sizlerle paylaşmıştık:
“AK Parti, PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin baraj altında kalacağını görü. MHP içindeki çatlak ve çalkantılarla da MHP’nin baraj altında kalabileceği görülüyor. Tek başına yapacağı yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin Meclis’ten geçememesi halinde sonbaharda baskın bir erken seçim yapıp, en az 400 milletvekili ile Anayasa ve Başkanlık sistemini tek başına Meclis’ten çıkarabilmenin hesapları yapılıyor. “
Bize göre hesap böyleydi.
Şimdi dengelerin değişebileceğini söyleyebiliriz.
MHP’de kongre yapılır, yeni bir kadro ile siyasete yelken açılırsa hiç kimse kuşku duymasın bu Türk siyasetinin yeniden şekillenmesi demek olacaktır. İktidar partisi başta olmak üzere, tüm partilerde dengelerin alt üst olabileceğini çok açık biçimde ifade edebiliriz. Yıllardır özlenen böyle bir tabloyu kim istemez?
Son olarak şunu da ekleyelim:
Meclis’teki sandalye dağılımında MHP’nin yeri kesinlikte 3.parti değildir ve olmamalıdır. MHP’nin yeri ya ana muhalefet partisi konumunda olmak, ya da iktidar partisi olarak Meclis’te yerini almak olmalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

NECDET BULUZ - necdet buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir