LEĞENİNİZİN ÖRTÜSÜ
HÜSEYİN MÜMTAZ
Kıbrıs Türkçesinde bayıldığım deyimler vardır…
“Hayli yaşlı hanım teyzenin kapısına astığı asma kilit”ve “Abohor”’la ilgili olanla beraber “Leğen örtüsü” ilk aklıma gelenler.
Efendim; 63 göçmeni çok meraklı bir teyzemiz varmış, yeni “göçtüğü” Hamitköy’deki evinde titizliğini sergilemek için her fırsattan yararlanırmış, akla gelen her şeyin; siyah beyaz televizyonun, pilli radyonun, sürahinin, tek tek bütün bardakların, ekmek kutusunun, tencerelerin her birinin üzerine elleriyle dokuduğu kenarı oyalı örtücükleri koyarmış… Marangoz olan beyi bir akşam eve geldiğinde elini yüzünü yıkamak için banyoya girmiş ki, çamaşır leğeninin üzerinde de dantelli bir örtü…
“Hanım, hanım; hep bitti leğen örtümüz mü kaldı?” diye bağırmış adamcağız onca yorgunlukla…
Hamitköylü marangoz Mehmet Efendi’nin söylediği bu lâf o tarihten sonra dile pelesenk olmuş…
Türk tarafının görüşmelerde masaya; Rumlar’ın evlerini boşaltmaları istenilen Limasol’daki “romanların” sıkıntılarını getirme kararı aklıma yukarıdaki “leğen örtüsünü” düşürdü…
“O roman denilenler kim?” diye sorduğumda “Yahu bildiğin –cingâne- yahut –kıle-den başka bir şey değil” dediler..
Demek ki Kıbrıs’ta çingeneye “cingâne” deniyor.
Öyleyse Kıbrıs Türkleriyle bu Limasolluların alâkası ne?
Kıbrıs’taki Toplumlararası “Müzakereler” işte bu düzlemde seyrediyor kıymetli okuyucular…
Başka şeyler de oluyor elbette.
Meselâ geceyarısı 3’te canhıraş bir cayırtıyla yataktan düşmemize neden olan sokaktaki motosikletliler “farklarında olmamızı” istediler bir kampanyayla; su tankercileri de, Türkiye’den su gelince işsiz kalacaklarını ileri sürerek hükümetten kadro istediler.
Sonra meselâ “Geçtiğimiz haftalarda yapılan ihbar üzerine harekete geçen Lefkoşa Türk Belediyesi Güney’de uyutulmak üzere olan iki köpeği teslim aldı.
Daha önce kısırlaştırma kampanyası sayesinde kısırlaştırılan ve kulağına küpe takılan iki köpeğin Kermiya bölgesine bırakıldığını açıklayan LTB Başkanı Mehmet Harmancı, bırakılan köpeklerin Güney Kıbrıs’a geçtiğini ve uyutulmayı beklediğini öğrendiklerini açıkladı.
Yaşanan bu gelişme üzerine Lefkoşa Belediyesi ile irtibata geçerek kulaklarındaki küpelerden iki köpeğin tespit edildiğini söyleyen Harmancı, köpekleri geri aldıklarını yazdı.
Harmancı ayrıca sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda ise köpekleri sahiplenmek isteyenlerin kendilerine ulaşmasını istediklerini söyleyerek, bu konuda LTB Çevre Sağlığı ekiplerinin de ciddi çalışma yürüttüğünü dile getirdi”.
63 göçmeni Marangoz Mehmet Efendi yerden göğe kadar haklı değil mi?
Bu arada KKTC’de farklılığı iyice belirginleştiren akıllara sezâ “saçma şeyler” de oluyor.
Bir süre önce “AB-Türkiye zirvesinin nihai anlaşmayla sonuçlanacağından kuşkulu olduğunu” söyleyen Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz KKTC’yi ziyareti sırasında; “Kıbrıs’ın birleşeceğinden ümitliyim. Kıbrıs’ın tamamı AB üyesi haline geldiği zaman Avrupa bir bütün olacak… Almanya da 35 yıl boyunca ayrı kaldı” diye saçmaladı…
Schulz; 35 yıl ayrı kalan Batı ve Doğu Almanya’nın, “ırkı-dili-dini-tarihi bir aynı ulus” olduğunu bilmez mi?
Kıbrıs’ta ise “ırkı-dili-dini-tarihi-sosyal yapısı” tamamen farklı iki ayrı millet olduğunu ona kimse söylemedi mi?
Kıbrıs Türkleri ile “kıbrıslırumlar”ın hiçbir zaman uyuşmadığını, benzeşmediğini öğrenmedi, okumadı mı?
Bu yetmezmiş gibi Anastasiadis de; “aşk” için Larnaka’ya kaçırılan Mısır uçağı konusunda, “Burası Afrodit adası, normal” demedi mi?
Neyse… Ama herşeye rağmen “yılın bombası” yine Rum tarafından geldi.
KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümeti arasında su temini ve yönetimiyle ilgili hükümetler arası anlaşmaya Ankara’da imza atılması Rum gazetelerinde geniş yer buldu.
Fileleleftheros haberi birinci sayfasında ve fotoğraflı olarak “Su ‘Anne Sütüne’ Dönüştü” başlığıyla verdi.
Kuzeyde son bir yıldır suyla ilgili her şeyi söylediler, gece gündüz neredeyse bir sövmedikleri kaldı fakat Rum’un “Anne sütü” benzetmesi kimsenin aklına gelmedi..
Rum’un bile akıl ettiğini kuzeyde kimse akıl edemedi…
Onlar ancak leğenlerinin örtüsüyle uğraştılar…30 Mart 2016
57’İNCİ TÜMEN HER YERDE/HEPİMİZ 57’İNCİ TÜMENİN EFRÂDIYIZ
Bir yanıt yazın