NECDET BULUZ
Son yıllarda özellikle meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın önlenememesi tüketicilerin şikâyetlerine neden oluyordu. Yıllardır, “Hal Yasası”nın hayata geçirilmemiş olmasından kaynaklandığı bilinen bu pahalılığın önlenebilmesi için alınan önlemlerin de yetersiz olmasından kaynaklanan pahalılığı önlemek için yeni bazı girişimlerin olduğunu görüyoruz.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın meyve-sebze ve kırmızı etin perakende satışta yüzde 8 olan KDV oranını yüzde 1’e çekmek için çalışma başlattığı Haberleri geliyor. 329 yerel market zincirini ve toplamda 10 milyar dolarlık ciroyu temsil eden Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) heyetinin Ankara ziyaretinden “KDV’de indirim” konusunun ele alınması ile pahalılığın da önlenmesi hedefleniyor.
Hiç kuşkusuz, meyve, sebze ve et fiyatlarında % 8 olan KDV’nin %1’e indirilmesi önemlidir. Ancak, KDV’nin indirilmesi ile gerçekten ucuzluk gelecek mi? Bu yeterli olur mu? Daha da açıkçası bu indirin fiyatlara yansır mı?
Daha önceki yıllarda bazı mallardaki pahalılığı önlemek için KDV’de indirim kararları alınmış, ancak bu KDV’si indirilen mallara yansımamıştı.
Şimdi, sebze, meyve ve et fiyatlarında da bu uygulama başlatılacaksa, KDV’deki indirim fiyatlara yansımazsa bunun bir anlamı olabilir mi?
Bir iş yapılıyorsa bu kurallara uygun olsun. Tüketicileri rahatlatabilsin. İş olsun diyerek yapılan uygulamalardan sonuç alınmadıktan sonra tüketici yine sıkıntıları çekecekse biz bu işten ne anlamış olacağız?
Sıkıntının ve ürün pahalılığının temelinde KDV mi yatıyor? Yoksa, “Hal Yasası”nın çıkmamış olması mı? Bunun çok iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, ürünün hal’e gelene kadar birkaç komisyoncunun elinden geçtiğini biliyoruz. Arada komisyoncular olduğu süre içinde siz ne kadar KDV’de indirime giderseniz gidin, pahalılığı önleyemezsiniz.
Bu konuyu daha önceleri de yazdık, uyardık.
Üretici de, tüketici de şikâyetçi. Üretici “Kazanamıyorum, ürettiğim ürün çok ucuza gidiyor” diyor. Tüketici “Ürün pahalı alamıyorum” derdinde.
Peki, üreten ucuza satıyor, tüketen pahalıya alıyorsa bu ürün neden pahalı duruma geliyor?
Çünkü aradaki komisyoncular üreticiden aldıkları ürünü istedikleri fiyat politikasına göre hal’e getiriyor. Hal’den tüketiciye gidinceye kadar da birkaç el değişiyor. Fiyatlar da işte bu noktada yükseliyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, konu ile ilgili daha önce yaptığı açıklamada “Yüzde 25-30 kâr olabilir ama yüzde 500 olmaz” demişti. Konunun Bakanı da rahatsız ettiğini görmüştük.
Açıkça ifade edelim:
Sebze, meyve ve et fiyatları KDV’nin indirilmesi ile ucuzlamaz. Ne kadar uğraş verilirse verilsin bu köklü bir çözüm değildir. Eğer, Bakan bu konuda kararlıysa ve gerçekten tüketicileri rahatlatmak istiyorsa bir an önce “Hal Yasası”nın hayata geçirilmesini sağlamalıdır.
Yıllardır çeşitli hükümetler geldi. Bu konu geçmiş hükümetlerin de gündemindeydi. Ancak, bir türlü “Hal Yasası” çıkarılıp hayata geçirilemedi.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, hem meyve-sebze, hem de ette fiyatı aşağılara çekebilmenin kilit yolunun KDV’yi %8’den %1’e indirmek olduğunu söylüyor ve “Biz ürünü yüzde 1 KDV ile alıyoruz ancak perakende satışında yüzde 8 KDV uygulanıyor. Yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e çekilirse fiyat otomatik olarak düşer. Bakan Tüfenkci de bu konuda bir çalışma yapıldığı ve meyve -sebze ile ette yüzde 1 KDV’ye yönelik planları olduğundan söz etti” diyorsa da biz bu görüşte olmadığımızın altını çizmek istiyoruz.
İşin bir başka tarafını da görmek gerekiyor:
Türkiye’de meyve-sebze başta olmak üzere et ve sütte de üretim düşüyor. Üretim düştüğü sürece pahalılığın önüne geçmek de mümkün olamaz. Üretimi artıracak önlemleri de almak gerektiğini unutmayalım. Daha önce et ve süt konusunda yazdığımız yazılarda bunlara enine boyuna değinmiş ve nedenlerini de sizlerle paylaşmıştık.
Üretim alanları yok ediliyor. Müthiş bir yapılaşma var. Türkiye’de hayvancılık yapılacak mera kalmadı. Yem fiyatları el yakıyor. Üreticiler “kazanamıyoruz” diyerek başka işlere yöneliyor.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda üretim artışlarını ve bu nedenle de ürünlerin ucuz olduğunu görüyoruz. Bugün AB ülkelerinde en kaliteli et 5 Euro (15 TL.’ye) satılıyor. Aynı kalitedeki eti Türkiye’de biz 65 TL.’ye alabiliyoruz.
Üreticiyi rahatlatmak, teşvik etmek ve üretimi artırıcı önlemleri devreye sokarak daha kaliteli ve ucuz ürün elde etmeyi sağlayıp, aradaki tefecileri devreden çıkarıp “Hal Yasası”nı uygulamaya sokmakla bu konuda daha kalıcı sonuç almak mümkündür. Geçici önlemlerle sebze-meyve, et ve süt ürünlerinde indirim ve ucuzluk beklemek hayalden öteye gitmez.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın