Yurttaş Mazlum Çoruh: Barajlarımız…

11322

 

Yurttaş Mazlum Çoruh: Barajlarımız…
Diz Çöktürülen Ülkemiz…
Yırtılan Coğrafyamız…
Ve BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)

 

1937000_1195528993790445_6015366789976205508_n

 

Paylaşım: 1

Değerli paylaşımcılar;
Bu günden itibaren on yıldan beri üzerinde çalıştığım bir konuyu sizinle paylaşacağım.
Amacım, sizlere, barajlarla ülkemizin başına çuvalın geçirilişini, ağzının büzülmesini ve mühürlenmesini anlatmaktır.
Hiçbir siyasi dernek veya partiye üye değilim. Hiçbir yerden ve kimseden görev almadım. Sadece dikkatimi çeken bazı garipliklerin arkasını merak ederek yaptığım çalışmalarımla vardığım sonuçları sizlerle paylaşacağım.
Vardığım sonuçlarda kullanacağım sıfatlar, ifadeler sadece ve sadece nesnenin tanımlanması içindir. Faili veya failleri tanımıyorum; merak da etmiyorum. Merak edenler, kendi çalışmalarıyla ulaşabilirler.
Bütün sorularınıza saygıyla cevap vereceğim. Kızarak benim için kullanacağınız haksız sıfatlar için üzülmeyeceğim. Yeter ki amacınız gerçeği aramak olsun.
Paylaşımlarımı kısa ve özet tutacağım. Sıra numarası koyacağım ki geri dönüşlerde göndermeler kolayca yerine ulaşsın.

Paylaşım: 2

Size bazı bilgiler verip sorular soracağım. Amacım ilginizi ölçmek; yaklaşımlarınızı anlamak.
Bilgi:
a.Barajlar su bekletme yapılarıdır. Aşırı gelen suları bekletmek için yapılırlar. Böylelikle hem zarar vermeleri önlenir hem de onlardan yararlanılır.
b.Barajlar suyu yükseltmek için yapılmazlar; çünkü baraja gelen sular zaten barajın üst seviyesinden daha yukarıdan gelir.
c.Barajların arkasındaki göl hacmi ikiye ayrılır: Faydalı(aktif) hacim ve Ölü hacim. Barajların sadece faydalı(aktif) hacimleri kullanılır. Ölü hacimdeki su kullanılamaz. Ölü hacim, sadece ve sadece topraklarımızı yok eder ve maliyeti artırır.

Bu bilgilerden sonra size bir iki soru soracağım:
Ülkemizde yapılan barajların aktif hacimlerinin sadece ve sadece %10-11 kullanıldığını; bu hacimlerde bekletecek suyun olmadığını biliyor muydunuz?

Barajlı santrallarla üretilen enerjinin en pahalı elektrik olduğunu biliyor muydunuz?

Lütfen sorularınızı gerçeği öğrenmek için sorunuz. Ve gerekçelerinizi yazınız.

Paylaşım 3

Barajlar ve santrallarla ilgili halka sunulan büyük yalanlar:
Büyük baraj enerji üretimini artırmaz. Aksine bir miktar azaltır.
Büyük baraj refahın değil fakirliğin yokluğun ve kültürsüzlüğün tetikçisidir.
Barajlar ülkeleri batıran yapıların içinde başta gelenleridir.
Büyük santral da enerji üretimini artırmaz.
Barajlar ucuz elektriğin değil en pahalı elektriğin sebebidirler.
Çevrenin iklimini yumuşattığı söylemi doğrudur; ama büyük zararı vardır. Barajlar etraflarına karın yağmasını önlerler. Bu çevrede su fakirliği demektir. Çevrede su azalırsa bitki de azalır. Erozyona sebep olur. Erozyon da soyulmaktır; fakirliğin sebebidir.

Paylaşım 4

Barajlı Santralı tanıyalım
Baraj buğday ambarıdır. Santral ise değirmendir. Buğday ambarı olmayan değirmen de un çıkarır. Baraj elektrik üretmenin koşulu değildir.
Değirmenin büyük olması çıkacak unu artırmaz. Ne kadar buğdayın varsa o kadar unun olur.
Buğday ambarı değirmeninizin işleyemediği buğdayları bekletmek içindir. Değirmenin kapasitesini yeterli büyüklükte seçerseniz buğday ambarına ihtiyaç olmaz.
Santralların arkasındaki barajlar da santral kapasitesinden fazla gelen suyu bekletmek için yapılırlar. Onların büyük olması, sadece, kötülüğünü, daha doğrusu, yarattığı felâketi büyütür.
Baraj, eğer ekonomik oluyor ve çevreye verdiği zarar telafi edilebiliyorsa yapılabilir. Yapma mecburiyeti hiçbir zaman yoktur. Bütün suyu türbinden geçirmek için baraj yapmak da şart değildir. Santralın kapasitesini büyütmek daha ekonomikse o yapılır; baraj yapılmaz.

Paylaşım: 5

Bu barajlar dolar mı?
İkinci paylaşımda, barajlarımızın faydalı hacimlerinin sadece %11 kullanıldığını demiştim. Geri kalan faydalı hacimlerin %89’unun boş kalacağını söylemeye gerek yok. Bunu neye dayanarak söylüyor yazıyorum? Onu açıklayayım:
Akarsularımızın akış rejimlerini çok kaba olarak şöyle özetleyebiliriz:
Bir yılda akıttıkları suyun üçte biri, taban suyu(Benim ‘dokunulmaz sular’ dediğim su) şeklinde akıyor. Bu su, hemen hemen her ay eşit miktarda aktığını düşündüğümüz suyun yılda akan suyun %30 ile %36 arasında bir miktarıdır. Geri kalan su Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayında gelen düzensiz ‘yüksek sular’dır.
Bizim sorunumuz ve faydalanacağımız, müdahale edeceğimiz sular bu yüksek sulardır. Yüksek suları eğer biz yüzde yüz düzgün akıtmak istersek bu kadar suyun takriben yarısını bir yerlerde bekletmemiz gerekir. Su bekletmek için başka imkânları sonra konuşmak üzere sadece barajları su bekletme yapısı olarak düşünürsek yapacağımız barajların faydalı hacimlerinin toplamı, bu yüksek suların yarısı kadar olacaktır.
Bu kadar hacim, teorik bir hacimdir. Asla ve asla bu kadar hacme ihtiyacımız olmayacaktır Çünkü:
Barajlarda 12 milyar metreküp kadar su buharlaşmaktadır. Bir bu kadar suyun da cidarlardan sızdığı ve kaçtığını düşünebiliriz. Bu durumda ihtiyaç duyacağımız hacimden 20 milyar metreküpü düşmemiz gerekir. Ayrıca kullanılacak su(sulama ve içme gibi) bu hacimden ayrıca düşeceğiz.
Bu kadar suyu bekletme mecburiyetimiz asla yoktur. Çünkü yüzde yüz akış temin etmek mecburiyetimiz de yoktur.
Barajların faydalı hacimleri bu barajın desteklediği tesisin su işleme kapasitesine göre belirlenir. Bu kapasiteler, eğer baraj aktif hacmini artırmaktan daha ekonomik oluyorsa artırılırlar. Yani baraj kapasitesini artırmak veya yapmak tesis kapasitesini artırmaktan daha ucuz ise baraj yapılabilir. Değilse yapamazsınız.
Bu bilgilerden sonra ülkemizde ihtiyaç duyulabilecek en çok baraj aktif hacimlerini yazalım:
Eğer akarsularımızın toplamı 186 milyar metreküp ise- ki DSİ böyle söylüyor- bu durumda ihtiyaç duyulacak hacim, 35-40 milyar metreküpü geçemez.
Eğer tesis kapasitelerini göz önüne alırsak bu rakam 11-12 milyar metreküpe düşmektedir.
Bu günkü tesisleri göz önüne aldığımızda bu rakam çok daha aşağılara düşmektedir. 10 milyar metreküpün altında kalır.
Eğer baraj yapılabilecek akarsularımızın toplamı, DSİ’nin dediği gibi 130 milyar metreküp ise ihtiyaç duyulacak aktif(faydalı) baraj hacmini siz hesaplayınız.

Pekiyi! Bu durumda, ülkemizde sadece yapılan ve sadece barajların faydalı hacimlerinin toplamı ne kadar biliyor musunuz? 110 milyar metreküp
Bu durumda bu barajlar dolar mı?
Akıl sahiplerine soruyorum.

Paylaşım: 6

Buraya kadar paylaşımlarımda barajlarla ilgili bazı açıklamalar yapmış sonra ülkemizde yapılan barajların genel durumu hakkında bilgi vermiştim.
Sonuç şöyleydi: Ülkemizde yapılabilecek en çok baraj aktif(faydalı) hacmi, 35-40 milyar metreküp; destekledikleri tesislerin su kullanma kapasitelerini(tesis debilerini) dikkate aldığımızda ise 11-12 milyar metreküp olması gerektiğini söylemiştim. Buna karşılık, şimdiye kadar yapılan barajların faydalı hacimlerinin toplamının 110 milyar metreküp olduğunu bu sebeple bu barajların asla görev yapmayacağını yazmıştım.

Şimdi biraz özele inelim:
Çoruh Nehri havzasında akarsudan yararlanmak için 15 adet barajlı 17 adet barajsız olmak üzere 32 adet HES(Hidro Elektrik Santralı) planmış. Barajlı santralların tesis kapasitelerini göz önüne aldığımızda bekletmeye alabileceğimiz su miktarının 600 milyon metreküp civarında olacağını buna karşılık planlanan(çoğu yapılan) barajların aktif(faydalı) hacimlerinin toplamının ise 4,6 milyar metreküp olduğunu söyler yazarsam siz ne düşünürsünüz?

Bu barajlardan 10 adedinin ana kol üzerinde olduğunu ve peş peşe ve iç içe, aralık bırakmadan dizildiklerini; iki yerde boşluk bırakıldığını, bu boşluklarınsa maden sahası olduğunu da yazarsam ne düşünürsünüz?

Şimdilik bu kadar yazıp paylaşımcı arkadaşlarımın ne düşündüklerini öğrenmek istiyorum. Gelecek paylaşımda Çoruh Enerji Planında bir mühendisin asla yapmayacağı, yapamayacağı hususları paylaşıp yine soru soracağım.

Paylaşım: 7

Çoruh Enerji Planı yapılırken hangi mühendislik sefaletleri(alçaklıkları, nesne olarak söylüyorum. Fail veya failleri tanımıyorum) işlendi?

1.Barajlardan önce, baraj ihtiyacını azaltacak önlemler dikkate alınmadı. Bunun geniş adı, havzadaki çıplak alanlar giydirilmedi yani bitkilendirilmedi.

2.Havzada var olan özellikle 2000-2500 ün üstündeki, az da olsa daha aşağılardaki yaşayan ve kurumuş göl hacimlerinden su bekletme hacmi olarak yararlanılmadı. Bu doğal yapılarda su bekletmek çok çok ucuz ve çevreye zarar vermeden yapılabilirdi. Çünkü zaten doğal olarak o iş için Allah-doğa tarafından yaratılmışlardır. Civarlarında yerleşim yeri yoktur. Yapı malzemesi çoktur ve hazırdır.

3.Yukarıdaki önlemler yeterli olmuyorsa yapay su bekletme yapıları, barajlar, yapılabilir. Bunların yapılacağı rakımlar, aklın ve mühendisliğin emri olarak en yüksek yerlerde olmaları gerekir.

Bunu biraz açayım:
a.Eğer siz beklettiğiniz sudan enerji üretecekseniz en yüksek yerde bekletmeniz aklın, mühendisliğin emridir. Çünkü yüksekteki sudan daha çok enerji üretilir.
b.Su bekletme hacimleri(barajlar gibi), aşırı gelen suları bekletmek için yapılırlar. Havzada aşırı gelen sular, 1800-2000-2500 rakımlarında ortaya çıkarlar. Bu suların birleşip taşkın yapmadan önce bekletmeye alınması gerekmez mi? Bu sebeple de su bekletme yapıları, bu rakımlarda yapılmalıdır diyorum. Bu aklın ve ahlakın yani mühendislik mesleğinin emridir.
Çoruh Enerji Planında yapılan su bekletme yapıları yani barajlar 1500 rakımın altında yapılmışlardır. Bir mühendis olarak bu durum akıl almazdır, utanç vericidir. 40 rakımında baraj yerleştirilmiştir. (Muratlı)

4.Çoruh havzasında yapılabilecek en çok su bekletme yapısı hacmi(barajların aktif-faydalı hacimlerinin toplamı), teorik olarak, bürüt, 2 milyar metreküptür. Tesislerin su işleme kapasitelerini göz önüne aldığımızda bu hacim, bürüt, 600-700 milyon metreküpe, hatta daha aşağı iner. Yapılan barajların aktif-faydalı hacimlerinin toplamı, 4,6 milyar metreküptür. Bu sebeple bu barajların görev yapma ihtimal ve imkânları yoktur.

5.Yapılan barajların aktif-faydalı hacimlerinin toplam hacme oranları %50 ve daha aşağıdadır. Bu durum de bir mühendislik sefaletidir. Bu oranın %80 den aşağı inmemesi gerekirdi. Örnek söyleyelim: En büyük iki barajda aktif hacim/toplam hacim oranları %50 civarındadır. Bu durum ancak rezaletle açıklanır.

Devam edeceğim. Bu gün de bu kadar.

Paylaşım: 8

Dünkü paylaşımda barajlardan önce kullanılması gereken su bekletme imkânlarından en önemlisini yazmayı unutmuşum. Bağışlayın.
6.sıraya koyalım. Aslında bu imkân, 2 sırada olmalı idi. Adını söyleyelim: Zemine su yüklenmesi.
Bu imkân denebilir ki su bekletme imkânlarından en hacimli ve en verimli olanıdır. Kolaylık bakımından, bir önlem olan, yüzeylerin giydirilmesi kadardır.
Ne demek zemine su yüklenmesi? Şunu bilmenizi isterim: Toprağın 1 metreküpü 300 litre, kalkerin 1 metreküpü 500 litre su tutabilir. Bu jeolojik yapılara suyu yüklediğinizde su yapının içinde yerçekimi nedeniyle hareket ediyor ama hızı çok az. Bu sebeple taşkına sebep olabilecek suların istediğimiz kadarı zemine yüklenirse hem topraklarımız ve kayalarımızın su oranı yükselir hem de taşkını önlemiş oluruz. Rutubeti artan her zemin, hatta kaya bile, bitkilerin yaşam alanıdır. Çoruh ve Yeşilırmak vadilerindeki kayaların içeriği, mineral zengini olduğundan oralarda kayaların üzerinde her tür bitkinin, ağacın yaşama imkânı vardır. Yeter ki su bulabilsin.
Bu imkân maalesef su ile uğraşanların şimdiye kadar dikkate almadıkları, adeta, sonsuz bir imkândır. Bu konuda bilgimi derinleştirmek için üniversiteye gittiğimi söylemek isterim.

Bu günkü paylaşımıma bir soru sorarak son vermek gelecek paylaşımda devam etmek istiyorum.
Size bir soru sorayım: Buğday tarlalarınızın yıllık buğday verimi belli. Her sene 110 ton buğday alıyorsunuz. Buğdayınızı un olarak satmak istiyorsunuz. Diyelim ki her sene buğdayınızdan 100 ton un üretebiliyorsunuz. Değirmen yapmaya karar verdiniz. Değirmeninizin ömrünü 30 sene dediler. Unun piyasaca alım fiyatı da belli ve sabit gibi.
Sorum şu: Bu değirmeninin maliyeti, 1 milyon olsa mı ununuz ucuza gelir; 2 milyon olsa mı?
Hangi değirmenin ununu kolay satarsınız? Hangi değirmen size refah yaratır.
Maliyeti 1 milyon olan değirmen
Maliyeti 2 milyon olan değirmen
Lütfen iyi düşünüp cevap veriniz. Çünkü vereceğiniz cevaplara göre paylaşımlarımı ya derinleştireceğim veya hızlandıracağım. Arkadaşlarımdan cevap bekliyorum.

Açıklama: Soruda her hangi bir tuzak yoktur: akşam evine gidecek olan her kes bu soruya cevap verebilir.

Paylaşım: 9

Dünkü paylaşımda sorduğum soruyla ancak iki kişi ilgilenebilmiş. Demek ki soruyu sormayı becerememişim. Şimdi soru sormadan anlatmak istediğimi yazıyorum.

Eğer her hangi bir bayındırlık eseri(refah, zenginlik, kolaylık yaratan eser) yapmak istiyorsanız onun en önce bu isteğimizi yerine getirip getirmediğini sağlama almak durumundayız. Yani bu yapının bizi mutlaka zenginleştirmesi lazım. Veya yarattığı kolaylığın sağladığı fayda yaptığım yatırıma ve sebep olduğu kayıplara değer ve onlardan fazla olması gerekir. Bu koşula uymayan her yapı bayındırlık eseri olamaz. Biraz rakamla anlatayım:

Bir barajlı santralın bir yılda ürettiği elektriğin tutarı, yıllık işletme giderleri, artı ona harcanan paranın yıllık faizi, artı sebep olduğu kayıpların yıllık geliri, artı kaç yılda kendini ödemesini istiyorsak sebep olduğu harcama ve kayıpların o kadar zamana bölünmesiyle çıkacak rakamın toplamından fazla olması gerekir. Biraz uzun oldu sadeleştireyim: Santralın bir yılda ürettiği elektriğin toptan fiyattan tutarı, o santral için harcanan paraların ve kayıpların yıllık faizinden fazla olmalı ki o yapının bayındırlık eseri olabileceğini; tekrar edeyim, olabileceğini düşünelim.
Örneğin: Deriner barajlı santralının işletmeye alındığı tam yılda ürettiği elektrik, 1 500 000 000 kilovatsaat. Elektriğin fabrika çıkış fiyatı 7 cent olduğuna göre yıllık bürüt geliri 105 milyon USD dir. Bundan işletme giderleri ve diğer giderler için 10 milyon USD yi düşersek geriye 95 milyon USD kalır. Biz eğer bu parayla yaptığımız harcamaların faizini, sebep olduğu kayıpların yıllık gelirini karşılayabiliyor ve para artırabiliyorsak; çevre duyarlılığımız da (sıfır) sa bu barajlı santral bayındırlı eseri olabilir.

Hepsini bir kenara koyalım: sadece harcanan paraların müteahhide ödenenini düşünelim ne kadar biliyor musunuz? En az 2 700 000 000 USD. Bu kadar paranın yıllık faizini hiç merak ettiniz mi? Mesela yüzde ondan kaç dolar eder? 270 milyon USD. Kaldı ki harcanan para o kadar değil çok daha fazla. Bu parayı, bu santral, her sene ödeyemiyorsa bizi kazığa oturtmuş demektir. Biz bu kadar parayı mutlaka ödüyoruzdur. Veya yeniden borçlanıyoruzdur. Yani geleceğimizi satıyoruzdur.

Ülkemizin borçlarının devamlı artmasının sebebi işte böyle yapılardır.
Sabredip okuyanlara söz veriyorum. Bir daha böyle okunması zor ve ifade ettiği, çok rahatsız ettiği, yazıları yazmamaya çalışacağım. Tabii meramımı anlatabilirsem.

Paylaşım: 10

Buraya kadar ülkemizdeki ve Çoruh Enerji Planındaki barajların durumunu anlatmış birazda bir bayındırlık eserinin refah yaratabilmesi(zenginlik yaratabilmesi) için maliyetinin hangi sınırları aşmaması gerektiğini anlatmaya çalıştım.
Konu önemli olduğu için özetleyeyim:
Ülkemizde ihtiyacın 10 misli baraj aktif hacmi yapıldığını, bu barajları yaparken 6 başlıkta toplayabileceğimiz mühendislik ve ekonomik sefalet işlendiğini bunların sonucunda ülke kaynaklarının yok edildiğini, çevrenin mahvedildiğini, 1,5 milyon insanın yerlerinden söküldüğünü ve ülkemizin her yıl 50-60 milyar USD faiz ödemeye mahkum edildiğini anlatmıştım. Sonra Çoruh Enerji Planında işlenen sefaletleri kenarından göstermeye çalıştım.

Bu gün bütün bu sefaletlerin(alçaklıkların) neden işlendiğini sizlere özetlemeye çalışacağım.
Bu alçaklıklar,(Nesne olarak söylüyorum ha…. DSİ de çalışan değerli meslektaşlarımı tanımıyorum ki onlara böyle hitap edeyim) neden işlendi?
Bana göre:
1.Ülke, her yıl artan borcun içine yuvarlanmıştır. Her yıl borcu artmaktadır. Böylelikle edilgen(söz dinler) hale getirilmiştir. Ülkenin edilgen olması hedeflenmiştir.
2.Havzalar, özellikle Çoruh ve Fırat ana kollarının çevreleri, insandan boşaltılmıştır. Bunun iki önemli sonucu doğar:
a.O coğrafyalarda yaşayan insanlar, oraların en doğal savunucularıdır; onlar yerlerinden sökülerek havzalardaki maden yağmasının önündeki engeller kaldırılmıştır.
b.Yerinden yurdundan edilen insanlar büyük kentlerin varoşlarında her türlü eylemde kullanılabilir hale gelmişlerdir. Çünkü kültürlerinden koparılmışlardır. Bu ülkenin içinin karıştırılması için büyük bir imkândır.

Başka sonuçları da elbette vardır. Ama ben en önemli sonucu söyleyerek bu günkü paylaşımı sonlandıracağım:
Görev yapmayan, içi boş barajlardan bir kısmı, iki nehir(Fırat ve Çoruh) ana kolu üzerinde peş peşe ve iç içe dizilmişlerdir. Bu barajların arasında boşluk yoktur. Çoruh üzerinde iki yerde boşluk vardır; oralar da maden sahasıdır.

Bunun anlamı şudur: Ülke coğrafyası bu iki nehir ekseninde Yırtılmıştır. Bu yırtık BOP haritasının istediği sınırla üst üste oturmaktadır. İsteyenler, inanmayanlar haritalar üzerinde çalışabilirler.
Yani akarsularımızı yöneten değerli vatan evlatlarımız, ülkemizi batırmak ve coğrafyamızı BOP’un alt yapısına uygun yırtma işinde kullanılmışlardır.
Böyle olduğunu neye dayanarak mı söylüyorum? Bekleyiniz ve aklınızı kullanmaya hazırlanınız. Doğaya böyle akıl ve ahlak dışı müdahalenin gerekçelerini sıralayacağım. Ama önce haritaları paylaşarak.

Bu günlük bu kadar. Devam edeceğim.

Paylaşım: 11

Önceki paylaşımda Çoruh Enerji Planına konan 15 barajdan 11 adedinin görev yapmadığını söylemiştim. Daha önceki paylaşımlarımda da barajlı santraların en pahalı elektriği ürettiğini, asla zenginlik yaratmadığını ülkeyi devamlı artan borcun içine ittiğini yazmıştım.
Bu barajların görev yapmadığını, elektrik üretimine fayda yerine zarar verdiğini anlatmıştım.
Bu durumun ancak şu şekilde açıklanabileceğini tekrar edeyim:
1.Ülke devamlı artan borçla baş başa bırakılmış edilgen(söz dinler) hale getirilmek istenmiştir.
2.Maden sahalarında direnç oluşmaması için havza insandan boşaltılmıştır.
3.Ülke coğrafyası ana kol üzerindeki barajlar ekseninde yırtılmıştır.

Bu durumda: Edilgen bir ülkede yaratılan yırtık BOP planının istediği yeni sınırla çakışıyorsa.
Bu yırtığın amacı, BOP uygulamasının sonudur. İyi de BOP uygulamasının ülkemizdeki başı neresidir? Onu da söyleyelim: Fırat ana kolu üzerine peş peşe ve iç içe oturtulmuş görevsiz barajlardır. Çünkü biliyoruz ki bu barajlar, Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış görev yapmamaktadırlar. Bunlarda enerji üretimini azaltmaktadırlar. Yaptıkları, ülkeyi borca batırmak ve coğrafyasını yırtmaktır. Bu yırtık, 600 kilometreden fazladır.
Her iki nehir üzerindeki yırtığın ülkede meydana getirdiği şekli görelim. Bu foto haritayı akıl sahibi yurtseverler incelesin; sonra devam edelim.

face, Banu Avar sayfası

 

 

Paylaşım: 1 - 11322

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir