Rumlar, sadece KKTC’ye turistlerin gelmemesi için değil, tüm konularda dış dünya ile temasımızı kesmek için ellerinden geleni yapıyorlar. O denli pişkinler ki, Rum lider Anastasiadis ara bölgede KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile oturup kahve içmek eşliğinde Kıbrıs konusunu çözmek için müzakereler yaparken, Kıbrıs Rum Yönetiminin bürokratları aynı dakikalarda, Kıbrıslı ‘Türklerin dünya ile olan bağını nasıl koparırız’ın hesap ve görüşmelerini yapıyor. Biri yüzümüze gülerken, diğeri de sırtımıza bıçak saplamaya çalışıyor.
Aslında şaşırmamak lazım; Rumlar 1974 öncesinde de böyleydiler, 1974 sonrasında da aynı alışkanlıklarını devam ettiriyorlar, hem de dozunu hiç eksiltmeden. 1974 öncesinde Rumlardan yediğimiz kazıkların, gördüğümüz kötülüklerin haddi hesabı yok. Türk girişimcilerin 1970 yılında otel açmasına bile tahammül edip izin veremediler, Türklere karşı duydukları düşmanca duygular nedeni ile.
Turizm açısından direkt uçuş engelini aşabilecek ve kıracak en iyi çözümün aktarmasız, “yarı direkt uçuş”lar olduğu zaman içinde ortaya çıktı. 1975’de başlayan Londra-İstanbul-Ercan arasında yapılan ve sadece İstanbul’da “Touch down” olarak tabir edilen, uçağın alana inmesi ama yolcuların yerlerinden kalkmadan, yeni yolcuların uçağa girerek yerlerini almasından sonra herhangi bir bavul aktarması yapılmadan uçağın yoluna devam etmesi olarak tanımlanan bu sisteminin çok faydalarını görmüştük geçmiş yıllarda.
Genelde büyük ve gazinolu otellerin bu sisteme pek gereksinimleri yok. Bunların yolcuları zaten hazır ama artık resmen can çekişir konuma kadar düşmüş olan yıldızı az ve kapasiteleri küçük otellerimiz ile butik otellerin bu tür uçuşlara, yani “Yarı direkt uçuş”lara gereksinimleri çok fazla.
Örnek olarak bir uçak şirketimiz her gün Tahran-Ankara seferini ve Ankara-Ercan seferini yapmakta. Tahran’dan binen Ercan yolcusu Ankara’da uçaktan inmekte ve otobüsle terminale gitmekte. Bavulunu bant başında bekleyip almakta veya da bavulu görevliler tarafından birkaç saat sonra kalkacak Ercan uçağına aktarılmak üzere aktarma bölümüne götürülmekte.
İkinci uçağı beklemek yolunda aradan birkaç saat geçtikten sonra da Tahran çıkışlı Ercan yolcusu uçağına binmek için önce kuyruğa girmekte, sonra otobüse binerek uçağına gitmekte ve ikinci uçağına binmekte. Bu sistemde hem yolcu tarafından beklemek için harcanan saat sayısı yüksek, hem de aktarma anında bagajının kaybolması olasılığı ortaya çıkıyor. Hâlbuki söz konusu uçak şirketi bu uçuşları senkronize edebilse ve Tahran-Ercan yolcusu Ankara’da uçaktan inmeden 30-45 dakikalık bir beklemeyle, bavullarının aktarılması ile ilgili olarak da hiç uğraşmadan yoluna devam edebilse, adaya gelecek olan turist sayısı bayağı artacak eskiden olduğu gibi.
İranlılar için rahat edebilecekleri Müslüman bir ülke olarak KKTC çok tercih edilen bir ülkedir, özellikle de İlkbahar, Yaz ve Sonbahar mevsimlerinde. Tahran çıkışlı yolcuların tercihi ise çoğunlukla küçük oteller.
Uçak şirketlerimiz bu ülkeye hizmeti kendilerine şiar edinmişlerse yurt dışından Ercan gelecek yolcuların binecekleri uçağın, Türkiye’de herhangi bir havaalanına indiği zaman havaalanında sadece yeni yolcu almak için bekleyeceği ama Ercan destinasyonlu yolcuların da uçak değiştirmek zorunda kalmadan yollarına devam edebilecekleri bir uçuş modeline dönüştürmeleri, hem KKTC’nin ekonomisine büyük bir katkı koyacaktır, hem de özellikle küçük otellerimiz ile çeşitli esnafımızın para kazanmalarına yol açacaklardır.
Turizm Bakanlığı “Yarı direkt uçuş” yapan uçak şirketlerine katkı koymalı, turizmimize daha da destek vermek istiyorsa…
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
Facebook: Ata Atun
28 Mart 2016