NECDET BULUZ
Rusya ile yaşanan uçak krizinden sonra Rusya’dan turist gelmemesi en çok Antalya’yı vurdu. Antalya’daki “her şey dahil” sistemle çalışan otellerde % 40’lara varan iptallerin yaşanması turizm sektörünü neredeyse batağın içine sokmuş bulunuyor. Özellikle sezonun başlamasına yakın zamanda tablonun ortaya çıkması krizin derinliğini de açık biçimde gösteriyor.
Geçenlerde bu köşede konu ile ilgili bir yazı yazmış ve krize değinmiştik. Kriz nedeni ile Türkiye genelinde 1600 otelin satışa çıkarıldığını, bazı otellerin açılmadan kapılarına kilit vurduğunu belirtmiştik. Sezonun yaklaşması ile tablo daha da netleşiyor. Sıkıntının büyüklüğü ortaya çıkıyor.
Hiç kuşkusuz konuyu sadece Rusya ile sınırlamamak gerektiğini de söylemeliyiz. Türkiye’deki terör olayları ve Suriye’de yaşanan iç çatışmalar özellikle AB ülkelerinden Türkiye’ye gelmekte olan Avrupalı turistleri de etkiliyor.
Bakınız Turizm devi Diana Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tonbul, turizmimizi değerlendirirken neler söylüyor, kendisini dinleyelim:
“Böyle devam ederse turizmde yaşanan kriz bankalara, finans kurumlarına sıçrayacağına inanıyorum. İptallere rağmen turizmcilerin fiyat politikasında ısrarlı olması uyarısında bulunmak istiyorum. Bazı otellerin yüzde 30 ile 55 arasında indirim duyurusu yaptıklarını biliyoruz. Bunun çok yanlış bir adım olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye’nin turizmde iki ana pazarı var; biri Avrupa diğeri ise Rusya. Rus pazarında kriz uçak düşürülmeden önce başlamıştı. Turizmcilerin 250 milyon dolar alacağı vardı. Bu rakam bugünlerde 300 milyon civarında. Avrupa pazarında ise bir algı krizi var. Devletin verdiği teşvikler olumlu olmakla birlikte, teşviklerin turizmcilere, uçak şirketlerine verilmesi yerine tüketicinin kendisine verilmeli. Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”
Biz, turizm konusunda yazdığımız yazılarda “Sorun sadece otelleri kapsamıyor. Bunun yan sarsıntıları da olacaktır” uyarısında bulunduk. Turizm sektöründe sezonluk 500 bin çalışanın olduğunu, bunların işsiz kalabileceğini, esnafın da bundan etkileneceğini, krizin hemen her alanda kendisini göstereceğini vurgulamıştık.
Şimdi, zaman geçtikçe krizin derinleştiğini, bunun yan sarsıntılarının da ortaya çıktığını görmekteyiz.
Rus savaş uçağının 2015’in Kasım ayında Suriye’de düşürülmesi sonrasında turizm ve tarım sektörleri başta olmak üzere birçok sektörde Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı yasaklardan en çok etkilenen Antalya, şimdi alternatif pazarlara yöneldi. Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği’nden (BAİB) yapılan açıklamaya göre ihracat yapılan ülke sayısı geride kalan 2.5 ayda 118’e yükseldi. Rusya krizinin ardından başlayan alternatif pazar arayışında önemli mesafe kaydedildiğini belirten BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, yakın coğrafyamızdaki birçok ülkeye gerçekleştirilen ihracatın ciddi oranda arttığını söyledi.
Ancak, Satıcı şunu da ekliyor:
“Rusya bizim için vaz geçilmez bir pazardır. Rusya’sız olmuyor. “
Resmi verilere baktığımızda bunu daha net görebiliriz:
Batı Akdeniz’in en büyük ihracatçısı konumundaki Rusya’nın birçok sektörde Türk ihraç ürünlerine uyguladığı yasak nedeniyle Rus pazarında 2.5 ayda yüzde 79.9 oran ve 43 milyon dolarlık kayıp yaşadı. Buna karşın Almanya pazarında yüzde 76.8, Ukrayna’da yüzde 81.8 ihracat artışı oldu. Ancak Rusya’nın daimi müşteri olduğunu bu rakamlara kattığımızda bu ülkenin bizim için ne kadar önemli konumda olduğunu da görmüş oluruz.
BAİB verilerine göre 2.5 aylık dönemde bölge ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.9 oranında, yaklaşık 10 milyon dolarlık kayıpla 262 milyon 827 bin 771 dolar olarak gerçekleşti. İhracatta en büyük kayıp bölge ihracatının da lokomotif sektörü olan yaş meyve sebze sektöründe yaşandı. Geçen yıl 107 milyon 337 bin dolar ihracata ulaşan sektör bu yıl aynı dönemde 32 milyon doların üzerinde kayıpla 75 milyon 118 bin dolarda kaldı. Geçen yıla göre yüzde 30 kayıp gerçekleşti.
Görüldüğü gibi bu rakamları küçümsemememiz gerekiyor.
Şimdi diğer sektörlerde yaşananlara da kısaca bir göz atalım:
Maden sektöründe ihracat 49 milyon 258 bin dolardan yüzde 10.3 oranında artışla 54 milyon 334 bin 409 dolara çıktı. Kimya sektörü 25 milyon 882 bin dolardan yüzde 1.2 kayıpla 25 milyon 581 bin dolara geriledi. Ağaç orman ürünleri 19 milyon 801 bin dolardan yüzde 11 artışla 21 milyon 987 bin dolara çıktı. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü 3 milyon 184 bin dolardan yüzde 485 artışla 18 milyon 633 bin dolara çıktı.
Bu dönemde Rusya’nın yüzde 79.9 oranında düşen ihracatı ise 54.8 milyon dolardan yaklaşık 43 milyon dolarlık kayıpla 11 milyon dolara geriledi. Çin’in ihracatı ise yüzde 28 oranında artışla 20.2 milyon dolardan 25.9 milyon dolara çıktı. Almanya’nın ihracatı yüzde 73.2 oran ve yaklaşık 10 milyon dolarlık artışla 12.8 milyon dolardan 22.2 milyon dolara çıktı. Ukrayna’nın ihracatı yaklaşık 8 milyon dolar artışla 18.6 milyon dolara yükseldi. Romanya’nın ihracatı yüzde 32.4 oran ve yaklaşık 3 milyon dolar artışla 11.6 milyon dolara çıktı.
Bölge ihracatının şu an lokomotifi konumundaki 44 ülke arasında ihracatın ciddi oranda düştüğü tek ülkenin Rusya olduğu da bu rakamlarla ortaya çıkmış oluyor. Bu nedenle Rusya ile olan ilişkilerimizi sadece turizm konusunda sınırlamamak gerektiğini bir defa daha anımsatmak istiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz