“Bahçeli bunu hep yapıyor!” dediğim de bir Tanrı kulu çıkıp da“Ne yapıyor arkadaş?” diye sormuyor ve hemen atağa geçip: “Gerçekten haklısın…iktidara koltuk değneği olmak tanımından bir türlü kurtulamıyor. Olması gereken yerde ‘Evet’ demek yerine ‘Hayır’, hayır denmesi gereken yerde de ‘Evet’ diyerek milleti çileden çıkartıyor… ” diye başlıyorlar döktürmeye…
Demek ki, “Bahçeli” denilince akla ilk gelenler halkın gözünde bunlarla başlıyor ve sıralama sürüyor…
Koltuk değneği nedir, ne için kullanılır ? diye aklı henüz yeni erömeye başlayan küçücük bir çocuğa da sorsanız üç aşağı-beş yukarı: “Kollarıma destek olmak için bir araç” diyecektir. “Ver o değneği bana” dediğinizde de; “Yaaa…vereyim ki tankur-tungur düşeyim değil mi?” diyecektir.
Yani?
Yani koltuk değneği kendine destektir, bir başkasına verdiğinde o destekli sen desteksiz konuma düşersin ki, alnın ya duvara ya da yere çakıldığında Hanya’yı da Konya’yı da anlarsın…
Yani?
Yılların Bahçelisi’ne bu yakıştırma dururp dururken değil, TBMM deki icraatları ve aldığı kararlarından dolayı yakıştırılmıştır. Öylesine ki; Olağanüstü Kurultay yapılması için kopartılan fırtınalar, başlatılan girişimler, toplanan imzalar hep bu koltuk değnekliğin yansımalarının sonucudur. Çünkü haklı olarak muhalefet edenleri istekleri kendi partilerinin doğrultusunda kararların alınarak gerçek bir muhalefet partisi olmak hakkını oy aldığı seçmenine teslim etmesi doğrultusunda olmalıdır.
Ama olmuyor işte…Olmadı da zaten…Kendi çıkışının inişini kendisi hazırlayan Bahçeli ne denli “Hayır” dese de, köklü partisinin tabanından yükselen ses, pek de o makamda kalıcı olmadığının açık göstergesi. Ancak, gerçek bir muhalefet yaparsa belki desteği artar ama bu saatten sonra zaman çok geç.
Oysa Bahçeli ustalıktan üstadlığa uygulamaları ile çoktan geçmiş olması gerekirken hala ustalık döneminin bazı unsurları dışında da tam bir ustalık sergileyip iktidar olmak gibi şansı yakalayamamıştır. Ki, bunca sağlam partilisi olmasına karşın.
Ustalıkları ne mi?
Ne demişler;”Kuşu altın kafese koymuşlar” yine de VATANIM demiş.Guk…bile diyo miyor musun be..Bahçeli!
Muhalefete muhalefet yapmakta ustasın…
Her sene demir döğerken başka bir ustasın..
Kurultaydan kaçan,il ilçe başkanlarını görevden alırken de ustasın..
Televizyonlarda,evlilik programlarını Parti Ofisinde izlerken de demli çayını kıtlama ile içerken de ustasın..
Adanalı Osmaniyeli olarak da bir başka ustasın..
CHP ve HDP Koalisyonuna girmeyerek seçime giden en büyük ustasın..
Ama senden BÜYÜK öyle bir usta var ki anayasayı referanduma götürecek kadar sizin gibi bir yağveri varken…
Niye Bu Günün Sarayında,Bu Günün Saraylısında hala tahta bir deyneksin..
Siz CİA’nın tepsisinde hala Koyun Butu olmaya devam edin,bizler aynı tepside bıçak olup savuracağız..
Nerede bir eğri görsek düzeltiriz…Düzeltilen her eğri doğru çizgimiz olur…
Halkız biz,vatan için gözümüzü kırpmaz,laik cumhuriyetimiz için and içmişiz..
Gecelerimiz Güneş’i tutmuş sadece ışıkları sönmüş bir anlık karanlıktır bizim için..
Beyinlerimiz öyle adınlıktır ki karanlıkları deler geçer,koltuk deyneğin düşer karanlık beyninle yerini bulamaz düştüğün yerde kalırsın…
Enerjinin sakınımı kanunu:
“Hiçbir şey yoktan varolamaz;varolan bir şey de yok olamaz”
Halkız Biz..
Refhan İrtem