NECDET BULUZ
Bu köşede sıkça turizmimizden ve geleceğinden söz ediyoruz. Yaşadığımız krizler, Rusya ile olan bağlantılarımızın kopması, Suriye’deki gelişmeler ve içeride yaşadığımız terör ile sığınmacı konusunun turizmimizi vurduğunu defalarca dile getirdik. Bugün, bu sektörün karşı karşıya kaldığı diğer konulara da değinmek istiyoruz.
Bilindiği gibi Hükümet, 9 maddelik bir Turizm Eylem Planı hazırlamış ve bunu da kamuoyu ile paylaşmıştı. Turizmcilerin önemli bir bölümü bu planı olumlu, ancak yetersiz bulduklarını söylüyor. Enine boyuna tartışıldığında bu eylem planının da krizdeki turizm sektörünü kurtaramayacağı görülüyor.
Konu ile ilgili olarak geçtiğimiz gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, TBMM’de kapsamlı bir turizm paketinin hazırlanmanın önüne geçildiğini, bunun turizme bakışın bir göstergesi olduğunu söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı Turizm Destek Paketi’ne değinen Budak, “500 bin kişinin işsiz kalma ihtimali var ama pakette istihdam üzerindeki yüklerle ilgili en ufak bir şey yok” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
Biz, bu noktada bu sektörün işsizlere de çare olduğunu biliyoruz. Eğer, beklentiler olmazsa sektörde 500 bin kişinin işsiz kalması demek, var olan işsizlere yenilerinin eklenmesi demek olacaktır. Konuyu bu çerçeveden değerlendirdiğimizde, turizmde yaşanan krizin işsizler ordusu meydana getireceğini de görmüş oluruz.
Çetin Osman Budak’ın bu konudaki görüşlerini de yansıtalım:
“500 bin kişinin işsiz kalma ihtimali var ama pakette istihdam üzerindeki yüklerle ilgili en ufak bir şey yok. Ayrıca esnaf işsiz. Esnaf eğer dükkânını kapatırsa hiçbir yerde iş bulamaz. Türkiye’de on yıldır 350 bin esnaf dükkânını kapattı ve işsiz. Esnaf işsizliği burada hiç öngörülmemiş. Esnaflara bir destek yok. Tarım destekleri gibi esnafa da destek verilmeli. Aynı zamanda bir de kefalet sistemi getirilmesi lazım. Esnafa kefalet sistemi. Sorun çok derindir, çok ağırdır. Fakat bu paketin içeriği son derece yetersizdir. İstihdamla ilgili tedarikçilerle ilgili mutlaka adım atılmalı. Turizm sektörünün hesaplamalarına göre, yüzde 25-30 civarında bir kayıp olursa, tahminimiz 400 bin ila 500 bin civarında insanın işsiz kalması. Türkiye’deki işsizlik oranı yüzde 10,5 seviyesinde. 3 milyonun üzerinde insan evine ekmek götüremiyor. Bir de bunun üzerine eğer turizmdeki krizden dolayı büyük bir işsiz ordusu eklenirse sosyal sıkıntılar gündeme gelir” ”
Sorun sadece bu mu? Değil. Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı Eylem Planı’nın yaşanan ağır sorunlara çare olamayacağı da tartışılıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak’ın bu konudaki görüşü ve hesapları da şöyle:
“Bir hesap yapın; 6 bin doları 100 kişilik uçağa verdiniz, kişi başına 60 dolar yapıyor; 300 kişilik bir uçakla yolcu getirdiler, kişi başına 20 dolara düşüyor. Böyle bir mantık olur mu? Bu özendirici değil. Ya boş koltuğa vereceksiniz ya promosyon yapacaksınız. Yani 20 dolar, 30 dolar ya da Euro, turiste bir hediye çeki verseniz daha yararlı olur. 400 bin kişinin üzerinde turist getiren seyahat acentelerine destek var. 50 bin getiren ne olacak, 100 bin kişi getiren ne olacak? Kiraların 3 yıla yayılması desteği var. Peki, tapulu olanlar ne yapacak. Onlara yok. Böyle adalet olur mu? TBMM’nin Türkiye açısından stratejik önemde olan turizm sektörünün sorunlarına eğilmesi, turizm emekçilerine destek vermesi yerinde olacaktır. Bu nedenlerle turizm çalışanlarının sorunlarının araştırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlayacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekli görülmektedir”
Bir de sektör temsilcilerinden gelen yakınmaya bakalım:
“Turist getirecek ülke sayısının 13’den 26’ya çıkarılması hangi kriterlere dayanmıştır? Charter seferleri yapılan Lübnan ve Ürdün de listede yer almalı idi. Havaalanı seçiminde İstanbul, Kapadokya ve Kayseri gibi kültür turlarıyla öne çıkan destinasyonlar neden göz ardı edilmiştir. THY’nin İstanbul üzerinden Avrupa’ya transit uçuşlarından meydana gelen kayıplar nedeniyle özel havayolları, tarifeli ve tarifesiz charter uçuşları yok sayıldığında İstanbul’un durumu iç açıcı olmayacaktır.”
Biz, “Bacasız sanayi” olarak değerlendirilen turizmi önemsiyoruz. Türkiye için de “Olmazsa olmaz” olarak görmekteyiz. Bu sektörün, yaşanan ağır krizleri aşabilmesi, ancak devlet desteğinin sağlanması ile mümkün olabilecek. Bu nedenle, alelacele sonucu nereye dayanacağı bilinmeyen eylem planları yerine, daha tutarlı, daha kalıcı ve sektöre nefes aldıracak planların devreye sokulması gerektiği görüşündeyiz.
Bunun için de sektör temsilcilerinden raporlara ve görüşlere önem verilmelidir. Geniş bir masa kurulmalı, krizin aşılması noktaları değerlendirilmeli ve bu dar boğazdan çıkış yolları aranmalıdır. Devlet desteğinin olması ve kalıcılığı önemlidir.
Biz, bugünlere baktığımızda turizm sektörünün kaderine terk edilmiş engin sularda bir gemi gibi olduğunu görüyoruz.
Zaten, turizmciler “Eylem Planı” nı değerlendirirken, bunun gerekli olduğunu, ancak bu planın da yetersiz olduğunu söylemişlerdi. O halde, planda yetersi noktalar neler, bunlar nasıl tamir edilir, bu konularda mutlaka Hükümet olanların temsilcilerle masaya oturup, enine boyuna değerlendirmeler yaparak yeni bir Eylem Planı uygulamasına geçmeleri gerektiğini anımsatalım.
Turizmdatabank’ın açıklanan acil eylem planı önlemlerini de dikkate alarak yaptığı ”Krizden sonra Türkiye Turizm Analizi”ne göre, Türkiye turizminin önünde, mali tedbirlerin aşamayacağı bir kriz süreci bulunduğuna dikkat çekiliyor. Koltuk desteğinden, kredi ve finansman kolaylıklarına kadar 10 kalemde açıklanan acil eylem planı, 2015 öncesinde başlayan ve Rusya krizi ile zirveye çıkan sorunların çözümüne yardımcı olacak mı?
Sektör temsilcileri, açıklanan önlemleri, var olan ekonomik koşullar içinde olumlu olarak değerlendirdi.
Ancak son 5 yılı değerlendirdiğimizde ortaya şöyle bir manzara çıkıyor:
“Turizmde yaşanan kriz, yalnızca Rusya’dan ibaret değil. Çünkü Türkiye 2015’te yaşadığı gerileme ile birçok pazarda 15 yılda kazandığının önemli bir kısmını kaybetti.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz