SUR’DA GEDİK Mİ VAR?

 

SUR’DA GEDİK Mİ VAR?

Hüseyin MÜMTAZ

 

Bir önceki yazımıza “10 Şubat günü ‘Muharebe meydanında’ 24 saatte 8 şehit verdik.. 8 ayda verdiğimiz şehit sayısı 300’e yaklaştı” diye başlamıştık.

Ne yazık ki “savaş” ve şehit haberleri gelmeye devam ediyor.

Yüreğimiz kanıyor.

Memleketin her köşesindeki cadde, sokak ve üst geçitler şehit isimleriyle “donatıldı”… Şehit isimsiz sokak kalmadı.

Millet yaşama, memleket bölünme/bölünmeme mücadelesi veriyor.

Biz oturup “yeni anayasa” tartışıyoruz.

****

Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde 2 Aralık’tan bu yana, yaklaşık 3 aydır göğüs göğüse çarpışmalar, meskûn mahal muharebeleri devam ediyor. Kanaslı, keskin nişancılı…

3 aydır Sur’a girilemiyor.

Kim yanlış yapıyor?

Kimin ihmali var?

Kime hesap sorulacak?

Şubat’ın 24 ve 26’sında Sur ile ilgili farklı iki uygulama haberi gündeme düştü.

“DİYARBAKIR’ın Sur İlçesi’nde mahsur kalan vatandaşlar ile teslim olmak isteyen PKK’lıların çıkmaları için bugün 1,5 saat süreyle açılan koridordan çıkan olmadı. Güvenlik güçleri tarafından süre içinde Türkçe ve Kürtçe yapılan anonslarda, gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığı belirtilerek, ‘Sizlere sunulan bu fırsatı değerlendirmenizi öneriyoruz’ denildi… Diyarbakır Valiliği, ilçede mahsur kalan vatandaşlar ile teslim olmak isteyen PKK’lıların çıkışını sağlamak için 1.5 saatlik bir koridor oluşturdu. Saat 15.30’den, 17.00’ye kadar verilen süre içinde çıkmak isteyenleri güvenlik güçleri, Savaş Mahallesi Yenikapı Sokak üzerinde bekledi. Bu sürede olası hasta ve yaralıları tedavi edilmesini sağlam için doktor ve 112 Acil Servis ekipleri de ambulanslarla hazır bekletildi”. (24 Şubat 2016)

Çıkan olmadı..

“Diyarbakır Valiliği’nce, sokağa çıkma yasağının 87’nci gününde devam ettiği Sur ilçesindeki operasyon bölgesinde olduğu ileri sürülen sivillerin tahliye edilmesi ve teröristlerin teslim olması için bugün son defa koridor açılacağı duyurulmuştu. İlçede, saat 15.30’da koridor açılarak, operasyon bölgesindekilere şu anons yapıldı: ‘Son olarak 19 Şubat 2016 tarihinde 6 şahıs, güvenlik güçleri tarafından her türlü tedbir alınarak anonslar yapılarak, Cumhuriyet İlköğretim okulu bölgesinde tahliye edildi. Burada yapılan sağlık kontrollerinin ardından işlemler yapılmıştır. 22 Şubat 2016’da ise 3 bölücü terör örgütü mensubu operasyon bölgesinde teslim olmuş sağlık kontrollerinin ardından işlemleri yapıldı. Tahliye olmak isteyen vatandaşlarımıza her türlü kolaylık sağlanacaktır. Ancak çocukları canlı kalkan olarak kullanmayın. Çocukların zarar görmesini biz de istemiyoruz. Niçin teslim etmiyorsunuz? Bizde endişeleniyoruz. Çocuklar zarar gördüğü takdirde vicdani ve ahlaki ile yasal olarak sorumlu olacaksınız. 24 Şubat 2016’da saat 15.30 ile 17.00 aralarında tahliye için gerekli tedbirler alındı. Anonslar yapıldı. Ancak kimse tahliye için gelmedi. 26 Şubat 2016 tarihinde olan bugün de emniyetle çıkmanız için tedbir alınmıştır. Operasyon bölgesinden çıkmak isteyen kadın, çocuk ve yaşlı vatandaşlar ile diğer şahıslar güvenli olarak çıkışlarının sağlanması ve sağlık kontrollerinin yapılması güvenlik kuvvetleri tarafından bugün saat 17.00’e kadar için her türlü önlem alınacaktır’.” (26 Şubat 2016)

Yapılan bu anonslar ve 1,5 saatlik bekleyişin ardından ilçeden çıkan yine olmadı.

“Koridor” acaba yanlış/ters istikamette mi açılmıştı; dışarıya doğru değil de içeriye doğru mu açılmalıydı?

Eş zamanlı olarak yapılan şu iki haddi hayli aşan tehdit, “koridorun yönü” endişemizi destekler niteliktedir.

1.Geçen hafta, “Öcalan’ın çuvala konup Kenya’dan derdest edilişinin 17’nci yıldönümü” nedeniyle DBP ve HDP Ağrı il örgütü, Meydan Caddesi üzerinde bir araya gelmiş, HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk de katılmış, Belediye Başkanı Sakık çevredeki güvenlik güçlerinin gözünün içine baka baka; “Bu kadar asker ve polis barikatları ile güvenlik oluşturuyorsunuz. Bahar mevsiminde büyük tehlikelerin bu toprakları beklediğini görüyoruz. Bu bir durum tespitidir” demişti..

2.Şimdi de PKK’nın bilmem ne komitesi üyesi Duran Kalkan, “Önümüzdeki Mart süreci büyük bir direniş sürecidir. Zafer ve başarı her zamankinden daha yakındır. 2016 baharı Kürt’ün baharı olacaktır” diyor..

Meydan bu kadar mı boştur?

Kalkan da, Sakık da acaba; 2009’da “Meşe ağacının dalı nerenize battı sayın hükümet? Bizi şahin ve güvercin diye ayırmayın. Hass…tir diyorum. Hass…tir” diye bağırıp da ödül olarak şimdi Türkiye BÜYÜK Millet Meclisi’nde sandalye sahibi olan Baydemir’den mi cesaret, güç/kuvvet almaktadırlar?

Kalkan’ın ve Sakık’ın devleti tehditleri Baydemir gibi yanlarına kâr mı kalacaktır?

Baharda, Mart’ta şimdikinden kötü ne olacaktır?

Şimdiye kadar yazdıklarımızdan daha da kötüsü, en kötüsü ne biliyor musunuz?

Necati Doğru yazıyor;

“Haberi Posta Gazetesi ‘Bu da oldu’ başlığıyla verdi. Jandarma, Çeşme’de bir sığınmacı teknesini Ege’ye açılmak üzereyken yakaladı. Bir ilkle karşılaşıldı. Teknede Suriyeli göçmenlerin yanında Mardin’in ilçesi Nusaybin ve Şırnak’ın ilçesi İdil’den 4’er çocuklu 2 Türk vatandaşı aile de vardı. Göçmen teknesinde yakalanan iki aile büyükleri, ‘Can korkusuna düştük. Çocuklarımızın geleceği bizi korkutuyor.  İnsan kaçakçılarıyla anlaştık. Yunanistan’ın Sakız Adası üzerinden Almanya’ya gidecektik’ dediler”.

Vay anasını sayın seyirciler!

Gerçekten bu da oldu, bunları da duyduk..

Şimdiye kadar kayıtlı kayıtsız 4 milyona yakın Suriyeli’ye bakıyor, besliyor, Avrupa’ya kaçmalarına aracı oluyorduk;

…ama artık “Türk vatandaşı aileler” de gidiyor..

Sağlık Bakanı “operasyonlar sırasında” Sur, Cizre, Silopi ve Güneydoğu’nun başka ilçelerinden Türkiye’nin değişik illerine 355 bin kişinin göç ettiğini söylüyor.

Bunların kaçı acaba “insan kaçakçıları” ile anlaştı ve Avrupa’ya gitti?

****

Şehitler veriliyor, her gün her ilçeye şehitler geliyor. Sokaklara şehit isimleri veriliyor. 4 milyon Suriyeli Türkiye’ye; 355 bin Türk vatandaşı başka illere (?) göçüyor. Devlet “bahar”la tehdit ediliyor.

Meleklerin erkek mi kadın mı olduğunu tartışıyoruz.

Yazık… 28 Şubat 2016

 

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ