PYD terör örgütüdür; peki HDP?

salih müslim

17 Şubat Çarşamba günü, Ankara’da hem de Türkiye’nin güvenlik bürokrasisinin kalbinde meydana gelen ve 28 vatandaşımızın şehadetiyle, 61’nin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırının faali hemen açıklandı! YPG üyesi Salih Neccar imiş! Milliyet gazetesinin Başbakan Davutoğlu’nun sözlerinden hareketle yaptığı habere göre; 08 Temmuz 2015 tarihinde kobani bölgesiden Mardin’e mülteci olarak gelmiş(1). Poliste kaydı, parmak izi ve biyometrik fotoğrafı olduğu için, olay yerinde bulunan parmak parçasından alınan iz ile polis kayıtlarında bulunan parmak izinin karşılaştılması sonucu kimliği kolayca deşifre edilmiş! Devlet ve devlet yetkililerinin beyanlarından hareketle haber yapan medyadan öğrendiklerimiz kısaca böyle. Bize ise şimdilik bu bilgilere inanmak düşer. Ne de olsa devlet vatandaşına yalan söylemez. Hele hele bu devlet, Türk Devleti ise…

Sayın Başbakanın 30 milyar dolar harcandığını söylediği(2) Suriyeli mültecilerin arasında kim bilir daha kaç tane Salih Neccar bulunuyor! Umarım bu Salih Neccar, Başbakan Davutoğlu’nun bir zamanlar “Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takip ediyorsunuz ama bu eylemi gerçekleştirme noktasına kadar şey yaptığınızda başka bir protestoyla karşılaşıyorsunuz. Rutin dışına çıktığınızda demokratik hukuk devletinde bunun da bir sınırı var. Tutup sebepsiz yere birini tutamazsınız”(3) dediği adamlardan birisi değildir! Yoksa onlardan birisi midir? Öyle ya, devlet “Poliste kaydı olduğu için kimliği kolayca tespit edildi” dediğine göre, Salih Neccar da bir zamanlar Başbakan’ın “Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin listesi dahi var. Ancak suç işlemedikleri sürece dokunamıyoruz!” dediği adamlardan birisi olmalıdır! Yoksa yanılıyor muyum? Sayın Başbakan, umarım tıpkı eylem sırasında parçalanarak ölen Suruç saldırısının faili için söylediği Suruç’ta katliamı yapan Abduraman Alagöz, yakalanarak hukuka teslim edildi”(4)  sözün bir benzerini, Salih Neccar için de söylemez…

YPG Terör Örgütü Değilmiş! 

Eski ağır Ceza Reislerinden dostum Avukat Kerim Yılmaz, dün akşam CNN-TÜRK’de yayınlanan “Ne Oluyor” programını izledikten sonra facebook sayfasında şöyle bir yorum yapmış:

“Biraz önce kanal taramasında CNN’deki programa bağlanan EGM Terörle Mücadele Dairesi Başkanını dinledim dehşete düştüm!! Allah’ım bu kadar mı düşmüş seviye? Bunlar mı terörle mücadele edecekler! Adam Eylül-2015 de G.Antep Mahkemesine yazılı cevap vermiş PYD-YPG terör örgütü listemizde yok demiş! Yazı resmi, inkar da etmedi. Ama …! Neymiş Adalet Bakanlığı ve Yargıtay’daki listede bunlar yokmuş! Bu … birisi demeli! Terör örgütü listesini bakanlık ve yargıtay tutmaz!!! Ne görevi ne de yetkisi var! O MİT, İç İşleri Bakanlığı, EGM, Jandarma İstihbaratlarının işi ve görevidir! İçimizdeki …ler yüzünden bizi de helak edecek misin Allahım!!”

Ben söz konusu programı izlememiştim. Ancak program sırasında Sözcü gazetesinin Ankara temsilcisi Saygı Öztürk’ün TEM Başkanına sormuş olduğu bazı sorulara cevap vermediğine ilişkin haberler var medyada. Olabilir, vermeyebilir. Haklıdır da. Çünkü yayın yasağı var bu konuda. Üstelik o bir devlet memuru, her şeyi her yerde konuşamaz. Konuşursa suç işlemiş olur. Esasen konuya ilişkin olarak hemen her şeyi Cumhurbaşkanı konuşuyor ve Türkiye her şeyi kendisinden öğreniyor bu dönemde! Türkiye’nin bugün geldiği nokta budur! Yani şu anda Türkiye’de fiili ve defacto bir yönetim sistemi var. Cumhurbaşkanı da bunu bildiği için, bu yeni yönetimin hukuki alt yapısının oluşturulmasını istiyor ısrarla…

Ancak bu vesileyle öğrendik ki; gerçekten de ortada böyle bir yazı var. Dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Başkanı doğru söylemiş ve dostumuz Kerim Yılmaz Bey de doğru duymuş anlatılanları. Geçtiğimiz yıl medyada da yer alan o yazıda şöyle denilmiş:

“Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Sözleşmeler Bürosunun 25.02.2015 tarihli ve 64905974-3-5-13- 2012-88/16707 sayılı yazısında terörün finansmanıyla mücadele eylem planını 3.1.1 numaralı uluslararası kurumları ve ülkelerin listelerine eklenecek terörle bağlantılı kişi ve örgütlerin belirlenmesi eylem maddesi kapsamında alınan listelere eklenmesi düşünülen kişi ve örgütler ile ilgili olarak Yargıtay 1. Başkanlığı’nın 09.02.2015 tarihli ve 21167910/1412 sayılı yazı ekinde alınan ve tarafımıza gönderilen terör örgütleri listesinde PJAK ve YPG isimli örgütlerin yer almadığı tespit edilmiştir.”(5).  Bu konuyu dün haber konusu yapan Yurt gazetesi ise haberin başlığını “İçişleri Bakanlığı: YPG terör örgütü değildir” şeklinde atmış(6).

Devletin en tepesinden en tırnağına kadar bütün yöneticiler, PYD ve onun silahlı kanadı YPG için Terör örgütü derken, devletin resmi yazışmalarında YPG’nin terör örgütü olarak zikredilmemesi olacak şey değil. Oysa hükümet yetkilileri YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum”(7) diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vurmuşlar, demediklerini bırakmamışlardı. Meğer aynı şeyi kendileri de diyormuş! Hem de devletin resmi yazışmalarında. Zaten PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak görmedikleri içindir ki; PYD lideri Salih Müslim’i defalarca Türkiye’ye davet ederek kendisine resmi muamele yapmışlar, hatta Kuzey Irak’taki Peşmerge güçlerinin ağır silahlarıyla donanımlı olarak Türkiye’den geçerek Kobani’de IŞİD ile çarpışan PYD’ye yardıma gitmelerine bile müsaade edilmişlerdi. Süleymanşah Türbesi’nin ve oradaki Saygı Karakolu’nun nakli sırasında da PYD ile işbirliği yapıldığı, yazılıp çizildi medyada.

Hükümet türbenin nakli sırasında PYD ile işbirliği yapıldğı şeklindeki iddiaları kabul etmese de akıl ve mantık, sürekli olarak iddiaların doğru olabileceğini fısıldıyor bize. Bu bakımdan biz, 2011’e kadar “Kardeşim Beşar Esat” olan Suriye Devlet Başkanı’nın, 2011’de birden “Katil Beşar Eset”e dönüşüverdiğini iyi bildiğimiz için, PYD ve YPG’nin birden terör örgütü ilan edilmesini de gayet iyi anlıyoruz ki; esasen bize göre, PYD ve YPG baştan beri zaten terör örgütüydüler.

Gelin görün ki; birkaç yıldır, önce “Ergenekon” ve “Selam Tevhit” adıyla, arkasından da “FTÖ” ismiyle yeni yeni terör örgütleri imal etmeye çalışanlar, nedense gerçek terör örgütlerini görmezden gelmişler! Oysa bize göre; PKK terörünün kökünün kazınabilmesi için sadece PKK, PYD, YPG ve PJAK’ın terör örgütleri listesine alınması yeterli olmayacaktır; HDP’nin de en azında PKK’nın siyasi uzantısı olarak muamele görmesi gerekiyor. Zira, Güneydoğu’daki bomba tuzaklı hendekler ve barikatlar, başkalarının değil, HDP’li Belediye Başkanlarının yönettikleri il ve ilçelerde kazılmış ve kurulmuştur. Terörü kınamak ve bu konudaki milli birlik ve bütünlüğümüzü en azından sembolik olarak göstermek maksadıyla dün itibarıyla hazırlanan TBMM deklarasyonunu imza etmeye yanaşmayanlar da yine HDP’lilerdir ki; onların yapamadıklarını, neredeyse savaşa girmek üzere olduğumuz Ruslar yaptılar.

HDP, TBMM’de terörü kınayan ortak deklarasyona imza atmaktan imtina ederken, Rusya Dışişleri Bakanlığı şu bildiriyi yayınladı dün: “Türk halkına derin başsağlığı diliyoruz. Ölenlerin ailelerinin ve yakınlarının acılarını içtenlikle paylaşıyoruz. Bu canavarca eylemde yaralananlara acil şifalar dileriz. Bu barbarca suç hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Saldırıyı organize edenler ve gerçekleştirenler hak ettikleri cezayı bulmalıdır. Yaşanan olay uluslararası terörizme karşı tüm devletlerin birlikte mücadele etmesinin gerekliliği konusunda bizi uyarıyor” 

Bu sebeple; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mutat üzere bugün Cuma Namazı çıkışında söylediği sözleri, son derece anlamlı buluyor ve bunların sadece lafta kalmayıp gereğinin yapılmasını bekliyoruz millet olarak. Cumhurbaşkanı, HDP hakkında açık açık şöyle dedi bugün: Parlamentoda 4 parti var. 3 parti ülkemizdeki bu hainlere karşı ve son Ankara olayındaki bu ihanete karşı birliktelik sağlıyor ve hepsi bir dayanışma içerisinde bir bildiri yayınlıyor ve altına imzayı koyuyorlar. Ama terör örgütünün parlamentodaki temsilcisi konumunda olan siyasi parti buna imza koymuyor. İşte bu bir ispattır. Bu aynı zamanda bunların suçüstü yakalanmalarıdır. Şu anda bunlar suçüstü yakalanmıştır.”(8). 

Eee, bundan daha açık tespit ve teşhis olabilir mi? Devletin en yetkili ağzı ve bir zamanlar kendisini devletin savcısı bile ilan eden Cumhurbaşkanı diyor ki; “HDP, PKK’nın siyasi temsilcisidir!” Temsilci, temsil olunan adına hareket eden kişi olduğuna göre,  hâlâ neyi ve neden bekliyorsunuz bu adamları yargılamak için? Bu adamları yargılamanın önündeki engel nedir, lütfen söyleyin de onu da bilelim millet olarak. Birileri, 1990’lara dönme riski var diyormuş! Adam sen de; varsın dönülsün. 1990’larda yapılan mücadele sayesindedir ki; terör örgütü can çekişmeye başlamış ve bu iktidar neredeyse sıfır terörle teslim almıştı Türkiye’yi. Şu anda mı? Sadece 7 Haziran 2015’ten bu yana verilen şehit sayısı yanılmıyorsam 300’ü geçmiş bulunuyor. Peki yazık değil mi bütün bu vatan evlatlarına ve ana kuzularına?

______________

1-http://www.haberturk.com/gundem/haber/1197685-ankara-saldirgani-turkiyeye-siginmaci-gibi-girmis,

2-http://www.egepostasi.com/haber/Davutoglu-acikladi-30-milyar-dolar-harcadik/125152

3-http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-davutoglu-turkiye-de-intihar-eylemi-yapabilecek-kisilerin-belli-bir-listesi-dahi-var-30292610

4-http://www.haberler.com/davutoglu-gaf-yapti-suruc-bombacisini-yakaladik-7765585-haberi/ & https://www.youtube.com/watch?v=fG_6uTSMELo,

5-http://www.evrensel.net/haber/266724/icisleri-bakanligi-ypg-teror-orgutu-listesinde-yer-almiyor

6-http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/icisleri-bakanligi-ypg-teror-orgutu-degildir-h105338.html,

7-,

8-http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160219_erdogan_ankara_saldirisi

17 Şubat Çarşamba günü, Ankara'da hem de Türkiye'nin güvenlik bürokrasisinin kalbinde meydana gelen ve 28 vatandaşımızın şehadetiyle, 61'nin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırının faali hemen açıklandı! YPG üyesi Salih Neccar imiş! Milliyet gazetesinin Başbakan Davutoğlu'nun sözlerinden hareketle yaptığı habere göre; 08 Temmuz 2015 tarihinde kobani bölgesiden Mardin'e mülteci olarak gelmiş(1). Poliste kaydı, parmak izi ve biyometrik fotoğrafı olduğu için, olay yerinde bulunan parmak parçasından alınan iz ile polis kayıtlarında bulunan parmak izinin karşılaştılması sonucu kimliği kolayca deşifre edilmiş! Devlet ve devlet yetkililerinin beyanlarından hareketle haber yapan medyadan öğrendiklerimiz kısaca böyle. Bize ise şimdilik bu bilgilere inanmak düşer. Ne de olsa devlet vatandaşına yalan söylemez. Hele hele bu devlet, Türk Devleti ise... - salih mueslim

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir