RAHİM ER
İstanbul Üniversitesi, Hukuk
“KSTC/Kuzey Suriye Türkmen Cumhuriyeti” teklifini daha evvel ilgili makamlara yapmış, birkaç kere de kaleme almıştık. Son yaşanan hadiselerin bu noktaya doğru gittiği görülmekte. Bugün Suriye’de Türkiye’ye karşı olan 3 devlet, bir Genel Valilik ve 3 terör örgütü var. Rusya, İran, ABD, Nusayri Genel Valiliği, PYD, PKK, DAEŞ.
Amerika, Rusya, İran, PKK/PYD-YPG’nin hepsi DAEŞ’e karşılar.
Suriye rejiminin hâliyle karşı olması gerekir. Zira Irak’la birlikte Suriye’de bir kısım topraklarını ele geçirmiş vaziyette. Türkiye de DAEŞ’e karşı. DAEŞ, Türkiye’nin Urfa, Diyarbakır, Ankara gibi değişik vilayetlerde vatandaşlarımıza büyük ziyanlar verdi.
Rusya ve İran, Nusayri Suriyesinin dost ve ortakları. Amerika, bir kere daha beceriksizleri oynamakta. ABD savunma bakanlığı ve dışişleri gibi devlet kurumları arasında Suriye mevzuunda ciddi fikir ayrılıkları var. PYD/YPG’yi stratejik ortak sayma şaşkınlığına düştüğü gibi ona silah yardımı da yapmaktadır
Burada tarafların türlü maksatları var:
ABD:
Kürt petrolünü Türkiye’nin elinden alarak Akdeniz’e indirmek istemektedir. Güney hududumuzu baştan başa kapatacak sosyalist bir Kürt devletinin hayata geçmesi petrol rüyasını hakikat kılacaktır. Anlaşılıyor ki artık lafı edilmeyen Arap Baharı denen felaket, Suriye’ye bunun için musallat edilmiştir. Marksist-Leninist Kürtlerle Rusya’dan önce Amerika işbirliğine gitmiştir.
Rusya:
Doğan fırsattan istifade ederken Akdeniz’e tamamiyle yerleşmek istemektedir. Beklemiş, saha iyice karışınca “DAEŞ’le mücadele edeceğim” diyerek Suriye’yi işgal etmiştir. Komediye bakmalı ki “soğuk savaş günlerine dönme tehlikesi”nden Medvedev söz etmektedir. En son olarak da Putin Obama’yı arayarak DAEŞ’e karşı ortak mücadele teklifinde bulundu. Bu nevzuhur örgüt, nasıl inanılmaz bir süperler süperi güç ki, ABD, RF/Rusya Federasyonu, İran ve AB ile beraber daha sürüyle devlet uğraştığı hâlde zerrece sarsılmamaktadır?
İran:
Bölgeye “ideolojileştirilmiş mezhep” ihraç etmektedir. Amerikan işgalinden sonra Washington, Irak’ı İran’a teslim etti. Arap Baharının hüsrana uğramasıyla da İran, Suriye’ye girdi. Lübnan’da Hizbullah, İran’ın ileri karakoludur. İran, Basra Körfeziyle, İskenderun Körfezi arasına yayılmaktadır. Bu yayılmayı Aden Körfezi’ne tamamlama nihai hedefidir. Kuzeyimizde Çarlık Rusyası İmparatorluğu, doğumuzla güneyimizde Pers İmparatorluğu gözükmekte.
YPG, PYD’nin silahlı milisleridir. PYD de PKK’nın Suriye cephesi. İlk zamanlarda Esad, YPG ile de mücadele etti. Fakat devam eden olaylar üzerine “ileride tekrar ellerinden alırım” düşüncesiyle DAEŞ’e set olsunlar diye Kuzey Suriye’yi Kürt milislere terk etti.
Bugün Suriye’nin kuzeyinde, Fırat nehrinin doğusunda ve batısında Kürt toprak hakimiyetleri kurulma çalışmaları vardır. Bunların birbirine eklenmesiyle bütünlük tesis edilmek istenmekte. Rusya, bölgeye yerleşmesini kolaylaştırdığı için buna ilişmemektedir. Amerika ise YPG’yi DAEŞ’e karşı kara gücü olarak kullanma aczine düşmüştür. Türkiye’ye rağmen askerî yardım yapmaktadır. Bu çalkantıların meydana getirdiği mülteci akını ise Türkiye’ye artarak devam ediyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun tesbiti mânidardır: “Ne gün ABD ve RF, Suriye’ye dair konuşsalar, Halep’in etrafındaki çember biraz daha daralmaktadır!”
Türkiye, cüce örgütlerle tâciz ve tahrik edilerek sıcak harbe çekilmekte. Gelişmeler, tezimizin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuştur. Afrin’i de içine alacak şekilde kuzey doğu Suriye’de, Fırat’ın batısında “KSTC/Kuzey Suriye Türkmen Cumhuriyeti Devleti” kurulmalıdır.
Çadırkentlerle Türkiye’nin her yerindeki Suriyeli erkekler, askerî eğitimden geçirilerek buraya sevk edilmeli. Onlara askerî destek verilmeli. Hava desteği temin edilmeli. Mülteciler de günü gelince buraya kaydırılarak Türkmenler bağımsızlıklarını ilân etmeliler.
“Buna izin verilmez!” deniyor. Rusya’nın, İran’ın, DAEŞ’in Suriye’ye girmesine izin veren mi oldu?
KSTC’de Türkmen ve Türk bayrakları yan yana dalgalanmalıdır. Şayet “Kıbrıs’ta garantördük. Buraya hangi hukukla müdahil oluruz?” denirse cevap şudur. Türkiye’deki 3 milyon Suriyelinin muvafakatiyle, dindaşlık, ırkdaşlık, tarihî ve coğrafi bağlarımızla müdahil olacağız. Fırat’ın doğusunda sosyalist sözde bir Kürt devleti kurulacak gibi. Fırat’ın batısını kaptırmamalı. Selçuklulardan beri orada yaşayan insanlar, kendi devletlerine sahip olma haklarından mahrum edilemezler.
Artık Suriye’nin toprak bütünlüğü kalmamıştır.
Beşar Esad, bugün fiilen Rusya’nın Suriye Genel Valisidir.
Yazıları posta kutunda oku