Nasıl Dövizle Askerlik Yaparım?

1452267228519

T.C. Essen Başkonsolosluğundan aldığımız bilgiye göre 27.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6661 sayılı Kanun kapsamında yurtdışında yaşayan ve yasada kayıtlı şartları taşıyan yükümlüler için askerlik ücreti 1.000 Avro olarak yeniden belirlenmiştir.

Dövizle askerlik hakkından yararlanmak isteyen Türk vatandaşlarının, başvuru şartları, gerekli belgeler ve yapılması gereken işlemlere ilişkin olarak aşağıdaki bilgiyi okumalarını tavsiye ederiz.

Konu ile ilgili duyuruları aşağıdaki facebook ve twitter hesaplarımızdan takip edinebilirsiniz :

DÖVİZLE ASKERLİK BAŞVURUSU

Dövizle askerlik başvurusu ile ilgili esaslara 1111 sayılı Askerlik Kanunun EK-1 maddesi ve Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından hazırlanan Yurtdışı Askerlik İşlemlerinin Uygulama Esasları Hakkındaki Özel Talimatta ve yer verilmektedir.

Dövizle Askerlikten Yararlanma Şartları:

  1. Yabancı ülkelerde, oturma veya çalışma izni ile işçi, işveren, meslek veya sanat mensubu statülerinden biri ile bulunuyor veya yabancı bandıralı gemilerde gemi adamı statüsünde çalışıyor olmak.

Yasal ya da yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkarak yabancı bir ülkeye iltica eden yükümlüler ile yabancı ülkede oturma veya çalışma izni bulunmadığından kaçak olarak yaşayanların dövizle askerlik hizmeti başvuruları, bu durumlarını sonlandırıp Kanunda yazılı işçi, işveren, meslek veya sanat mensubu statülerini elde etmedikçe veya yabancı ülke vatandaşlık hakkını kazanmadıkça kabul edilmez. Bunlardan gerekli yararlanma şartlarını oluşturanların çalışma süreleri hesap edilirken, yabancı ülke mevzuatına göre yasal sayılan statülerle çalıştıkları sürelerin tamamı çalışma süresine dâhil edilir.

Başvuru tarihi itibariyle; oturma veya çalışma izni bulunmayan işçi, işveren, meslek veya sanat mensupları ile geçerlilik süresi bitmiş gemi adamı cüzdanı ve iş sözleşmesi ibraz edenlerin başvuruları kabul edilmez.

Kendisi resmi devlet görevlisi sıfatı taşımamasına rağmen; eşinin görevinden dolayı diplomatik, hizmet veya hususî pasaport sahibi olan vatandaşların dövizle askerlik hizmeti başvuruları bu türden pasaportları ile işleme alınır. Ancak, bu kişilerin, eşinin resmi görevi nedeniyle kendisine yabancı ülkede ikamet hakkı veren oturma izninden bağımsız olarak, yasada öngörülen işçi/işveren/bir meslek ya da sanat mensubu statüsünde oturma veya çalışma izni sahibi olması veya yabancı bandıralı gemilerde gemi adamı statüsünde çalışıyor olması gerekir.

Yabancı ülkelerde uluslararası kurum ve kuruluşlarda (Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği, IMF, Dünya Bankası vb.) çalışan ve çalışmalarını sürdürdükleri müddetçe yabancı ülkelerde oturmalarına veya çalışmalarına izin verilen yükümlülerin anılan kurumlarda çalıştıkları sürelerin tamamı çalışma süresine dâhil edilir.

İşçi/işveren/bir meslek ya da sanat mensubu statüsündekilerin dövizle askerlik başvurularını bağlı bulundukları Dış Temsilciliklerimize; gemi adamı statüsündekilerin ise “gerekli belgeler” bölümünde kayıtlı “Gemi Adamlarının Askerlik İşlemlerini Yapmaya Yetkili Dış Temsilciliklerimiz” adlı listedeki Dış Temsilciklerimize yapmaları esastır.

  1. Dövizle askerlik hizmeti dışında diğer askerlik hizmet şekillerinden biri ile silâhaltına alınmamış olmak.

  2. Türkiye’de geçen süreler hariç toplam en az 3 yıl (1095 gün) süreyle çalışmış olmak.

Yükümlülerin yabancı ülkelerdeki çalışma süreleri hesap edilirken; fiilen bir işte çalıştıkları, işsizlik maaşı aldıkları, eşinin veya yakınlarının çalışması nedeniyle bu yardımı da alamadıkları, kısa süreli veya geçici işlerde çalıştıkları, gayrimenkul veya nakdi faiz geliri ile geçindikleri sürelerin tamamı çalışma süresine dâhil edilir. Hesaplanan çalışma süresi içinde her ne sebeple olursa olsun Türkiye’de geçirdiği süreler toplam çalışma süresinden çıkarılır. Bu işlemin neticesinde 3 yıldan (1095 gün) daha az çalışmış oldukları anlaşılanların başvuruları kabul edilmez. Yükümlülerin oturma veya çalışma iznine veya vatandaşlık hakkına sahip olarak birden fazla ülkede çalıştıkları süreler de, belgelendirilmesi kaydıyla çalışma süresinden sayılır.

  1. 1.000 Avro veya karşılığı konvertibl döviz miktarını yasada belirtilen şartlarla peşin olarak en geç 38 yaşını tamamladığı yılın 31 Aralık tarihine kadar ödemek

Ödeme:

Yükümlüler ödemelerini Avro veya T.C. Merkez Bankasınca belirlenen konvertibl döviz cinslerinden biri ile yapabilirler. Yükümlüler; T.C. Merkez Bankasınca her yılın ilk mesai günü tespit edilen çapraz kurlara göre belirlenen ve Askeralma Dairesi Başkanlığınca yayımlanan konvertibl döviz miktarlarını öderler.

Dış Temsilciliklerimizce yapılan incelemeyi müteakip yararlanma şartlarını taşıdıkları tespit edilen yükümlüler; 1.000 Avro tutarındaki dövizi peşin olarak, en geç 38 yaşını tamamlayacakları yılın 31 Aralık tarihine kadar öderler.

Yükümlülerin, Dış Temsilciliklerimizce düzenlenen “döviz ödeme belgesi” ile doğrudan veya kendi bankaları aracılığıyla döviz havalesi ya da ilgili ülkelerin yerel bankacılık sisteminde geçerli ödeme şekilleri ile “gerekli belgeler” bölümünde listesi verilen muhabir bankalara ödemelerini yapmaları gerekir.

Bilinen anlamda bankacılık sisteminin olmadığı veya bankacılık sisteminin sağlıklı işlemediği ülkelerdeki Dış Temsilciliklerimizden başvuruda bulunan yükümlüler, Temsiciliklerimizce düzenlenen “döviz ödeme belgesi” nin aslı ya da sureti ile bizzat kendileri veya yakınları vasıtasıyla yurt içindeki T.C. Merkez Bankası şubelerine ödemede bulunabilirler. İlk ödemelerini bu şekilde yapanlar, ödeme dekontunun aslını başvuruyu kabul eden Dış Temsilciliğimize ulaştırmalarını müteakip başvuru işlemini tamamlamış olurlar.

Dövizle askerlik hizmeti başvurusu kabul edilen yükümlüler, başvuru tarihinden itibaren ödemelerini tamamladıkları tarihe kadar yararlanma şartlarını kaybetmemiş olmaları kaydıyla, ödemelerini tamamladıkları tarih itibariyle temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.

Dövizle Askerlik Hizmeti Kapsamından Çıkarılma:

Dövizle askerlik hizmeti başvurusu kabul edilenlerden aşağıda belirtilen durumda olanlar dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkarılırlar. Dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkarılan yükümlülerin askerlik işlemleri tabi oldukları statüde yürütülür.

  1. Yararlanma şartlarını kaybettikleri halde dövizle askerlik hizmetinden faydalandıkları sonradan tespit edilenler,

  2. Dövizle askerlik hizmeti başvurularının sehven kabul edildiği anlaşılanlar,

  3. Maaş, ücret veya yollukları yurt içinden ödenen bir işte çalıştıkları tespit edilenler,

  4. Türk bandıralı gemilerde çalıştıkları tespit edilenler,

  5. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi görevlisi sıfatıyla yurt dışında bulunduğu tespit edilenler,

  6. Meslek veya sanatlarını yurt içinde icra ettikleri tespit edilenler,

  7. Kendi istekleriyle dövizle askerlik hizmeti hakkından vazgeçenler,

  8. Askerliğe elverişli olmadıkları tespit edilenler,

GEÇİCİ 43. MADDE ÇERÇEVESİNDE DÖVİZLE ASKERLİK BAŞVURUSU

Geçici 43. madde çerçevesinde dövizle askerlik başvurusu ile ilgili esaslara 1111 sayılı Askerlik Kanunu, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından hazırlanan Anılan Kanunun Geçici 43. Maddesinin Uygulanma Esasları Hakkında Özel Talimat ve Yurtdışı Askerlik İşlemlerinin Uygulama Esasları Hakkındaki Özel Talimatta yer verilmektedir.

1111 sayılı Askerlik Kanuna 8 Şubat 2011 tarihinde eklenen geçici 43. madde çerçevesinde, 30 Mart 1980-07 Şubat 2011 tarihleri arasında her ne sebeple olursa olsun dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkarılan ve yürürlükteki mevzuat gereğince yeniden dövizle askerlik hizmeti uygulamasından yararlanma hakkı kalmayanlardan, yurt dışında halen işçi, işveren, meslek ya da sanat mensubu statülerini muhafaza eden veya bir iş akdine bağlı olarak yabancı bayraklı gemilerde fiîlen gemi adamı statüsünde çalışan ve yurt içinde dövizle askerlik hariç herhangi bir statüde askerlik hizmetine başlamamış olan yükümlüler 10.000 Avro veya karşılığı dövizi ödemek suretiyle yeniden dövizle askerlikten yararlanabilmektedir.

Bu madde hükümlerinden yararlananların dövizle askerlik hizmeti kapsamında daha önce yaptıkları ödemeler, ödeyecekleri toplam miktardan mahsup edilir.

Askerlik Kanununun Geçici 43. maddesi çerçevesindeki dövizle askerlikten yararlanma şartları ve başvuru için gerekli belgeler yukarıda belirtilen başvuru koşulları hariç olmak üzere, anılan Kanununun EK-1. maddesi çerçevesinde yapılan ve en başta değinilen dövizle askerlik başvuru şartları ve gerekli belgelerle aynıdır.

GEÇİCİ 53. MADDE ÇERÇEVESİNDE DÖVİZLE ASKERLİK BAŞVURUSU

Bu maddenin yürürlüğe girdiği 27 Ocak 2016 tarihinden önce dövizle askerlikten hizmetinden yararlanmak üzere başvuranlardan Ek-1. maddede belirtilen şartları taşıyanlar, 1000 Avro veya karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını ödemiş olmak kaydıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.

Anılan maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvurmayanlar ile başvurdukları halde döviz ödemelerini tamamlamadıkları için dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlardan Ek-1. maddedeki şartları taşıyanlar, 31 Aralık 2017 tarihine kadar 1000 Avro veya karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını başvuru sırasında peşin ödemeleri kaydıyla muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.

Yukarıdaki fıkralar kapsamına girenlerin fazladan yaptıkları ödemeler iade edilmez.

Askerlik Kanununun Geçici 53. maddesi çerçevesindeki dövizle askerlikten yararlanma şartları ve başvuru için gerekli belgeler yukarıda belirtilen başvuru koşulları hariç olmak üzere, anılan Kanununun EK-1. maddesi çerçevesinde yapılan ve en başta değinilen dövizle askerlik başvuru şartları ve gerekli belgelerle aynıdır.


Yazıları posta kutunda oku


“Nasıl Dövizle Askerlik Yaparım?” için bir yanıt

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aksungur

    22:55 (22 saat önce)

    Alıcı: ozel-buro-isti.

    Mustafa Aslan AKSUNGUR/Eğitimci-Araştırmacı-Yazar.

    Memurevleri Mah. Tonguç Cad. 205 Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    maslanaksungur@gmil.com

    Saygın Kültür Elçilerimizle Bir Merhabalaşma:

    1928 yılında, bir Halk çocuğu olarak Ermenek’in Uğurlu köyünde doğmuşum. ANTALYA’da oturuyorum.

    Cumhuriyetin şanslı kuşaklarındanız: Eskişehir-Çifteler Köy Enstitüsünün, 1944/ 45 Ders-yılı çıkışlısıyım. Eğitimci – Araştırmacı – Yazarım.

    Bugüne değin yayımlatabildiğim (7) Yedi kitabım oldu. Zaman ayırıp ta kitaplarımın arka kapak yazılarını okuma külfetine katlanabilenleriniz olursa eğer, kitaplarımın içerikleri hakkında bir değerlendirme ölçütü (fikir) sunabilirler o kapak yazıları Sizlere…

    Her kitabımdan biner aded bastırmıştım. Yarıya yakınını “Bağış olarak imzaladığım” halde depomuzda halen satılmadık 700 – 800’lere yakın kitaplarımız duruyor.

    Yayıma hazır halde, “Gelinlik kız çeyizi gibice” bekleşen 25 – 30 kitaplık emeklerim de Dosyalarında, hemen bugünden yarına İnsanlığa sunulmaya hazır halde Nöbetteler… / Bekleşiyorlar..!

    Acı gerçekliğimiz o ki, şu 2016’lı yıllarda ülkemizdeki okumaya, kitaba, kültür yapıtlarına duyulan ilgi ve sevgi, sıfırın altında, yüzde doksan dokuz düzeylerinde geziniyor.

    SEKSEN SEKİZ yaşımdan sonra, paracıl hiç bir beklentim olamaz; yoktur!

    Tek amacım: Türkiye ve dünya kültürüne Katkılarda bulunacağına inandığım bu YAPITLARIMIN İNSANLIĞA Kazandırılması istemimdir…

    Halkımızın deyimiyle: İşte geldik gidiyoruz! Kuşkusuz ki şu yaşanılası dünyamıza bırakabildiğimiz yapıtlarımızla yaşayacağız, yaşaya-bilirsek kuşkusuz…

    Üç-beş bin yıl öncelerinin BİLGELERİ bugün bile yanımızdalar. O ölümsüz yapıtlarıyla insanlığa “Yol-Yöntem”gösteriyorlar…

    Üç-beş yüz yıl öncelerinin Bilgeleri, Sanatçıları da yine o özgün Yapıtlarıyla aramızdalar; dipdiri yaşıyorlar. Kendileriyle birlikte “JULIETLER, KLEOPATRALAR” sunuyorlar Tüm İnsanlığa…

    “Ne verirsek ellerimizle, beyinlerimizle o gidiyor bizlerle!” diyor; Saygılar, sevgiler sunuyorum Saygın Kültür Erlerimize ve Kültür Elçilerimize… m.a. a.

    _________________________________________________________________________________________

    Mustafa Aslan AKSUNGUR/Eğitimci-Araştırmacı-Yazar.

    Memurevleri Mah. Tonguç Cad. 205 Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    maslanaksungur@gmil.com

    71

    DİNDİRELİM BU KANI ARTI: / I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ, Av Köpeği gibi APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN bekledikleri kemik kırıntları, Pay olarak önlerine atılmazsa, Sahiplerini bile Isırmaya DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Bu sapamaladan sonar şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANLIĞIIMIZ Köşküne de çıkıp otursalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + GEMİ KAFİLELERİYLE PETROL KAÇAKÇILIĞINA… vd. vd. Daha Akla gelen-gelmeyen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. Bir “Ohhh!” Çeker; İşimize gider, işimizden geliriz. İşimizi kotarır İNSAN gibi yaşar, İNSANCA yaratırız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz dahi duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o zaman, o sömürgen sınıf temsilcilerinin, o makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 Milyon İnsan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, birbirimizi uyandrmak, tek yumruk olmak zorundayız… Buyurun İNSANCA Yaşamak Ülküsüne..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız!
    Gel bil ki Onları birleştirdik miydi biyol, HAKLARIMIZI avucumuzla tutar, alırı; Her hakkımızı, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse:

    “-Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANIMIZ!

    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Eğer istersek, Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI biz, tükürüğümüzle boğarız..!

    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM OL DALKAVUKLAR GÜRUHUNU..!

    m.a. a.

    _____________________________________________________

    “-ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTLERİNİ (GÜRUHUNU) YOK EDELİM!”

    KAMPANYASINI BAŞLATMIŞ BULUNUYORUM.

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI BUKAMPANYAYA ÇAĞIRIYORUM!

    İÇİMİZDEKİ DÖRT MİLYONU BİLE BULMAYAN BU “ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTİLERİNİ” YOK ETMEDEN, ÖMÜR-UZUNUNA SÖMÜRÜLMEKTEN KURTULAMAYIZ..!

    Kampanyayı “Etkinliğe ve Eyleme” geçire-bilmek için sizlerin yardımlarınıza gereksinimim var.

    Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu “İlişimi” imzalar mısınız lütfen?
    Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aksungur

    m.a.a.

    Mustafa Aslan AKSUNGUR/Eğitimci-Araştırmacı-Yazar.

    Memurevleri Mah. Tonguç Cad. 205 Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    maslanaksungur@gmil.com

    72

    DİNDİRELİM BU KANI ARTIK: / II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!”

    Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!”

    Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “DOĞRU” LARIMA…

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:

    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yoldan şaşma! Yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna:

    “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz…

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş, parmak kaldırıcı kaldıraç makinalarına…

    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:

    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!”

    Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmezimiz”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım!

    O diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkarcı İNSAN DERLTİLERİ”dir. Insane Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında?

    Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirile-bilirler miydi?” Aralık olaylardan sorumlu bulunan kahramanlar..!?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:

    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa ülkemizde, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki? Öylesiler o kutsal makama, bizlerin “DUYARSIZ VURDUM-DUYMAZLIKLARIMIZ çıkarabilir “ yalnızca…

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen “BAŞ-DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan,Dikatörün çevresinde dört dönen Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu İnsan Derintilerini yok etmek, DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmak görevidir..!

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severimizin, her İnsan severimizin “Birincil Görevimiz”:

    DİKTATÖRÜMÜZÜ yok etmek değildir! O diktatöre, O cesaretİ veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapanDalkavuklar sürüsünün, Derintilerini yok etmek “Kutsal- Görevi”dir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!

    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk derintileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:

    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu…

    İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    “-Bilenin bilmeyene borcu vardır” demiş Atalarmz. Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTLERİNİ (GÜRUHUNU) YOK EDELİM!”

    KAMPANYASINI BAŞLATMIŞ BULUNUYORUM.

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI KAMPANYAYA ÇAĞIRIYORUM!

    İÇİMİZDEKİ DÖRT MİLYONU BİLE BULMAYAN BU “ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTİLERİNİ” YOK ETMEDEN, ÖMÜR-UZUNUNA SÖMÜRÜLMEKTEN KURTULAMAYIZ..!

    Kampanyayı “Etkinliğe ve Eyleme” geçire-bilmek için sizlerin yardımlarınıza gereksinimim var.

    Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu “İlişimi” imzalar mısınız LÜTFEN?
    Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aksungur

    ____________________________________________________

    Mustafa Aslan AKSUNGUR/Eğitimci-Araştırmacı-Yazar.

    Memurevleri Mah. Tonguç Cad. 205 Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    maslanaksungur@gmil.com

    73
    DİNDİRİİM BU KANI ARTIK: / III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkili makam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDAdebelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ buna bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..!
    m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTLERİNİ (GÜRUHUNU) YOK EDELİM!”

    KAMPANYASINI BAŞLATMIŞ BULUNUYORUM.

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI KAMPANYAYA ÇAĞIRIYORUM!

    İÇİMİZDEKİ DÖRT MİLYONU BİLE BULMAYAN BU “ÇIKARCI DALKAVUK DERİNTİLERİNİ” YOK ETMEDEN, ÖMÜR-UZUNUNA SÖMÜRÜLMEKTEN KURTULAMAYIZ..!

    Kampanyayı “Etkinliğe-Yetkinliğe-Eyleme” Yükselte-bilmek için sizlerin yardımlarınıza gereksinimimiz var.

    Hemen şimdi, 30 saniyenizi ayırarak bu “İlişimi” imzalar mısınız LÜTFEN?
    Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aksungur

    =====================================================

    Mustafa Aslan AKSUNGUR/Eğitimci-Araştırmacı-Yazar.

    Memurevleri Mah. Tonguç Cad. 205 Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    maslanaksungur@gmil.com

    GÜNLÜK DEFTERLER:

    “GÜNLÜK DEFTERLER”imin Dökümü:
    20 Ekim 1977 gününden, 12 Ocak 2015/ Pazartesi gününe kadar oluşturduğum ikinci grup (*) “GÜNLÜK DEFTER”lerimin dökümünü buracıkta sunuyorum.

    Yaşım (88) seksen Sekiz. Dünyada eşi pek görülmeyen bu el yazısı “Kültür Yapıtlarımın İnsanlığa kazandırılması için, pek az ömrüm kaldı. Yetkili… Yetkisiz… bu hazineye sahip çıkacak bir Kültür Eri’nin Elini + Girişkinliğini bekliyor bu emeklerim…

    Kamu İnsanlığa Saygılarımla…

    m.a.a.

    ________________________________

    *) 1962’den 1971- 12 Martına dek yazdığım Birinci grup, “GÜNLÜK DEFTER”lerim, 12 Mart faşist darbecileri eliyle, askeri cemselere yükletilip götürüldü. O günden bugüne geri verilmedi.

    22 / 1.065

    EĞİTİMİN GÜCÜ VE GÜÇLÜ YIKIMI:

    Ben, bir Eğitimci, Araştırmacı, Yazarım. “EĞİTİMCİ” yanım, ötekilere göre biraz daha ağırca basar.
    Burada, eğitimin “yanlış anlaşıldığını” demesek bile, EKSİK anlaşıldığını söylemeyi ve bizleri bu eksikliğe götüren yanlışlığı açıklamayı bir Eğitimcilik Görevi sayıyorum. Zira Milletleri ve Toplumları batıran da EĞİTİMDİR, yükselten de…
    Eğitim konusundaki eksikliğimiz bir ile de kalmıyor; çoklaşıyor. Bu çokluğu gözden ırak tuttuğumuz zaman öylesine çocuklaşırız ki, sanki Eğitim salt çocuklara özgü bir dal imiş gibi yorumlamalara girer, kendi büyüklüğümüzü küçültürüz. Bu büyüklük hastalığıyla Eğitimi salt çocuklara ve gençlere özgü bir erdem sanırız ve öyle sayarız. Onların, Akar yaşamda iyi yerlere, yüksek makamlara çıkarılmalarını sağlamak için gerekli BİLGİ ve Beceri ile donatmayı yeterli sayarız.
    Doğal yapımız o ki, neyi nasıl sayarsak onu öyle yapmakla koşullanır, onu öyle yapmaya yelteniriz. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurumuzdan da olduğumuzu aklımızdan bile geçirmeyiz…
    “-Eğitim, aguşuna aldığı insan denilen şerefli yaratığın beynini ve tüm varlığını öylesine güçlü bir YAPTIRIM gücü ile donatır ki: 77 Milyon İnsanın emeğini ve ekmeğini ÇALMANIN, kendisi için bir Erdem, bir Zenginleşmek olduğuna inandırır kahramanını. Başı saptırmaya(*) değmedikçe de, huylu huyundan, hırsız hırsızlığından vazgeçmez.[(*) Saptırma: Toprak mezarlarda, ölünün üstüne toprak dolmaması için mezarla ölü arasına söykenen tahtalara saptırma denir. Müslüman İnanışına göre son talkından sonra ölü yerinden sıçrayıp doğrulmak isterken kafası bu saptırma tahtalarına dokunurmuş. O zaman ölü:
    “-Eyvaaah! Biz bu dünyadaki ömrümüzü tamamlamışız demek kiii.” der, ölüme yeniden dönermiş.]
    Notlarını yazmışım.
    2002 yılında:
    “-Her şey Türkiye için! + İlkeli Siyaset!” Sloganları ile Halkın önüne çıkan AKP. Hemen ilk iktidara gelip devlet dizginlerini özel keyfinin eline alınca:
    “-Her şey Özel çıkarlarımız için! + İlkemiz: İlk seçimlerde gemiler dolusu servetler edinmek, sonraki seçimlerde ‘Karunlaşmak’!” biçiminde yenilemiştir.
    Eğitimin güçlü elleri, Genel YAPICILIKTA gösterdiği ustalığını bu kez de aynı güçle kişicil-özel YIKICILIKTA uygulamaya geçirmiştir.
    m.a.a.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir