NECDET BULUZ
Kafkaslar’da bulunan Türk Cumhuriyetleri ile olan ilişkilerimizin daha da güçlenmesi gerektiğini, Suriye’de ve coğrafyamızda yaşanan son olaylar daha açık biçimde ortaya koymuştur. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” gerçeği ile bir kez daha yüz yüze gelmiş durumdayız.
Bu nedenle Azerbaycan ve Kazakistan başta olmak üzere Türk Cumhuriyetleri ile daha sıkı bağlar oluşturmak, bütünleşmek, siyasi ve ekonomik açıdan güçlü duruma gelmek için gereken adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz.
Konu ile ilgili olarak EkoAvrasya Yönetim Kurul Başkanı Hikmet Eren’in bir açıklaması var. Kazakistan konusundaki bu açıklamalarda Eren, çok önemli konulara değiniyor ve dikkatleri Türk Cumhuriyetlerine çekiyor.
Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren, Kazakistan’ın dünyanın en gelişmiş 30 ülkesinden biri olma yolunda ilerlediğine dikkati çekerek, Nazarbayev’in ortaya koyduğu “Kazakistan 2050 Stratejisi”nin bu gelişim için çok büyük önem arz etmektedir” diyor.
.
Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin, 1991 yılından bu yana devam ettiğini anlatan Eren, görüşlerinde şu ifadeleri yansıtıyor:
“Çin, Rusya ve Batı arasında bulunan Kazakistan, bölgedeki jeopolitik boşluğu doldurmak için farklı kurumlar ve güçlerle ortak projeler yapmaya çalışmakta, bu doğrultuda bütün imkânlarını kullanmaktadır. Kazakistan, Türkiye’yi uluslararası alanda kendine destekçi olarak görmektedir. Türkiye, Kazakistan için Rusya, Çin ve Avrupa Birliği gibi küresel merkezlerin karmaşık politikalarında izafi denge unsuru olabilecek jeokültürel bir potansiyeldir. Türkiye, eğitim ve kültür alanında yaptığı hizmetlerle yeni Kazak kimliğinin oluşturulmasına katkı sağlayan entelektüel bir güçtür. Kültürel yakınlaşmalar, siyasal ve ekonomik bağların güçlenmesinde temel olacaktır.”
Eren, Türkiye-Kazakistan ekonomik ilişkilerinin beklenilen seviyede olmadığına işaret ediyor. 3 milyar dolar seviyesinde bulunan dış ticaret hacminin orta vadede 10 milyar dolara yükselmesinin hedeflendiğini de ifade ediyor.
Bugüne kadar Türk Cumhuriyetleri ile ilgili yapılan çalışmaların zaman zaman duraklamamasının gerektiğine de değinen EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren, bu alanda yapılacak çalışmalarda STK’lar ile iş adamlarına da önemli görevler düştüğünü söylüyor ve “Her şeyi devletten beklememek gerekiyor. Bizim de üzerimize düşen görevler vardır ve bunları yerine getirmek Milli bir görev olarak algılanmalıdır” diyor.
Türkiye’yi ziyaret eden Kazak turist sayısının yıllık ortalama 450 bin olduğunu belirten Eren, bu sayının artması için de sektör temsilcilerinin gayretle çalıştığına vurgu yapıyor. Açıklamalarında daha sonra şunları dile getiriyor:
“Kazakistan Türkiye’nin Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içinde en fazla yatırım yaptığı ülkeler arasında yer almaktadır. Ülkedeki Türk şirketleri, ticaret, telekomünikasyon, otel işletmeciliği, süpermarket işletmeciliği, müteahhitlik, petrol ürünleri ve gıda imalatı gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Türk müteahhitlik şirketlerinin ülkede parlamento binası, cumhurbaşkanlığı konutu, ulusal müze, devlet konukevi, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Astana İkiz Kuleler gibi önemli projeler üstlenmiş ve bunlar da başarı ile tamamlanmıştır. Ancak, biz bunları yeterli bulmuyoruz. Türk iş adamlarının enerji sektörüne de yönelmeleri gerekiyor. Zira dünyada en büyük kapital rakamları enerji sektöründeki yatırımcı firmaların ellerinde bulunuyor.”
Kazakistan’ın 2 milyon 724 bin kilometrekare toprağı ile dünyanın 9’uncu, Türk dünyası ve İslam coğrafyasında ise en geniş alana sahip ülke olduğunu anlatan Eren, “Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in bireysel liderliği sadece Kazak-Türk ilişkilerinde değil, tüm Türk cumhuriyetlerinde belirleyici izler bırakmıştır. Nazarbayev’in cumhurbaşkanı olarak ilk resmi ziyaret yaptığı Türkiye, edinilen değerli diplomatik deneyim açısından önemlidir” ifadelerini kullanıyor.
Şimdi de Kazakistan’ın giderek büyüyen ekonomisine bir göz atalım:
Kazakistan, zengin doğal kaynakları ile Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasında önemli ekonomik gelişmeler kaydeden ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2014’te 225 milyar dolar büyüklüğünde olan ülke ekonomisinin, 2017 sonu itibarıyla 310 milyar doları aşması bekleniyor. Bu süreçte kişi başına düşen milli gelirin de 13 bin dolardan, 17 bin dolar seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor.
Kazakistan’da faaliyet gösteren yaklaşık 100 yatırımcı Türk firmasının gıda, petrol, ilaç-kimya sanayi, inşaat, otelcilik, sağlık ve savunma sanayi alanlarında yoğunlaşan yatırımlarının toplam tutarı 2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Türkiye, Kazakistan’da enerji dışı sektörlerdeki yatırımların büyüklüğü açısından 4. sırada yer alıyor. Kazakistan’da 15 binden fazla kişiye istihdam sağlayan kayıtlı 600’ün üzerinde Türk sermayeli işletme faaliyet gösteriyor.
Türk müteahhitlerin, ülkede 2015’e kadar toplam 19,3 milyar dolar değerinde 414 proje üstlendiği biliniyor. Türkiye’de Haziran 2015 itibarıyla 482 Kazak sermayeli şirket bulunuyor. Kazakistan yetkilileri de yaptıkları çağrıda Türk şirketlerin daha çok yatırım yapmasını istiyor.
Türkiye’nin son 3 yılda bu ülkeye sattığı mallar arasında, kıymetli metaller, plastik ve demir çelik ürünleri ilk sıralarda yer alıyor. Bu ülkeden alınan malların ilk sıralarında ise ham petrol, petrol gazları ve rafine edilmiş bakır bulunuyor. Taşımacılıkla ilgili sorunlar iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişimi önündeki en önemli sorun olarak ön plana çıkıyor.
Kazakistan’ın imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya, Kırgızistan ve Tacikistan menşeli ürünlerin ülkeye girişinde gümrük vergisi muafiyeti bulunması, Türkiye’nin bu avantajdan yararlanamaması da bu pazarda Türk yatırımcıların yaşadığı en önemli sorunlardan biri olarak dikkati çekiyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın