Suriye’nin geleceği belirlenirken…

NECDET BULUZ

Bizi takip eden okurlarımızı anımsayacaklardır. Suriye konunda yazdığımız yazılarda genellikle hep şu noktalara değinmiştik:
“Eğer bir gün Suriye’de barış masası kurulursa bunu iki süper güç Amerika ile Rusya bir araya gelerek gerçekleştirebilir. Suriye’nin ve hali ile bölgenin geleceğini bu ikili tayin edecektir. Türkiye sahada ve masada olmadıkça da söz sahibi olamaz.”
Bugün gelinen noktaya baktığımızda bu ön görülerimizde haklı çıktığımız görülüyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ve Rusya’nın yanı sıra bölge ülkeleri Suudi Arabistan, İran ve Türkiye’nin de katıldığı görüşmelerin tamamlanmasının ardından yaptığı açıklamada, “Bir haftalık süre içerisinde, ülke genelinde şiddetin durdurulması konusunda anlaşmaya vardık” açıklamasında bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile ortak basın toplantısında konuşan Kerry, “Şiddetin durdurulması amacıyla BM’nin himayesi altında çalışacak, ABD ve Rusya’nın eşbaşkanlıklarını yapacakları bir görev grubu kurma konusunda da anlaşmaya vardık. Gelecek hafta bu grup, şiddetin ve saldırıların uzun dönemli, kapsamlı ve kalıcı bir şekilde durdurulması konusunda yöntemler geliştirmek üzere çalışacak. Bu anlaşma, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütleri olarak tanının DAEŞ ve El Nusra gibi terör örgütlerini kapsamayacak. Bu nedenle hava kuvvetlerimiz bu örgütlere karşı faaliyetlerini sürdürecek” şeklinde konuştu.
Burada asıl önemli konulardan birisinin Esad’ın geleceğidir. Bu konuda Rusya Devlet Başkanı Putin, baştan bu yana Esad’ın arkasında duruyor. Suriye’deki siyasi geçiş dönemine kadar Esad’ın iş başında kalması konusunda anlaşma sağlanmıştı. Ancak, yapılacak seçimlere Esad’ın katılıp katılmayacağı konusu netlik kazanmadı.
Suriye’de ateşkesin sağlanmasında anlaşmaya varılması üzerine Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’in Esad konusunda söylediklerine de bakalım:
“Benim ve bu toplantıda yer alan ülkelerin çoğunluğunun görüşü şöyle: Esad ülkede kalmakta ve liderlik etmekte kararlılık gösterirse Suriye’de barış olamaz. Bu bizim görüşümüz, başkalarının farklı bakış açıları olabilir. Ancak biz bu şekilde barışın tesis edilemeyeceğini düşünüyoruz. Çünkü bu ihtilafa dahil olan belirli başlı ülkeler ve aktörler, ülkede meşru bir geçiş süreci olmadan çatışmaya son vermeyecektir. BM bir çerçeve üzerinde uzlaştı. Bizim yapmaya çabaladığımız da işte bu geçiş sürecini hayata geçirmek. Bu, Suriye halkının kendi geleceği hakkında herhangi bir baskı ve zorlama olmaksızın, tam katılımla karar verebileceği bir geçiş sürecini temin etmek. Bu süreçte kabul edilen de budur. Bu sürece herkes saygı gösterirse geçiş sağlanabilir. Saygı gösterilmezse savaş devam eder.”
Washington Post Gazetesi’nde konu ile ilgili bir yorumda, Kerry’nin müttefiklerin tepkilerini azaltmak amacı ile böyle bir açıklama yaptığına değiniliyor ve “Suriye’de Esad’a dokunulmayacak. Bu konuda Amerika ile Rusya çok önceleri anlaşmaya vardı” deniliyor.
Dışişleri bakanları, Münih’te varılan uzlaşma çerçevesinde, özellikle kuşatma altındaki bölgelere hızlı bir şekilde insani yardımların ulaştırılması konusunda hemen harekete geçileceğini açıkladı. Kerry, görüşmede, insani yardımlar konusunda Cenevre’de bir görev gurubu oluşturma konusunda anlaştıklarını açıkladı. Lavrov, bazı bölgelere havadan yardımların ulaştırılabileceğini söyledi.
Bu işin özeti şu:
Komşumuz Suriye’nin geleceğini ve bölgedeki yeni düzenin kurulması Amerika ile Rusya’nın kafa kafaya vermesi ile gerçekleşecek. Bugüne kadar olup bitenleri “kayıkçı kavgası” olarak da değerlendirebiliriz.
Suriye üzerinde hiçbir etkimiz kalmıyor. Yıllardır Esad’a takılıp kaldık ve yanlış politikalarla bugünlere geldik. Suriye sınırında bir “güvenli bölge” oluşumunu bile kabul ettiremedik. Hiçbir tezimiz, hiçbir isteğimiz yerine getirilmedi. “PYD de PKK’nın devamıdır, terörist örgüttür” diye bağırdık ama bunu bile en büyük müttefikimiz Amerika’ya bile kabul ettiremedik.
Her zaman yazıyor ve uyarıyoruz:
Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan PYD unsurlarına verilen her türlü silah bugün PKK’lıların da elinde bulunuyor. Bunu belgeliyoruz, ortaya koyuyoruz ama herkes bildiğini okuyor, bizi dinleyen olmuyor.
Şimdi bizim için en önemli üç tehlike var:
Birincisi sayıları 3 milyonu bulan Suriyeli sığınmacının üzerimizde kalmasıdır. Avrupa, mültecilere kapılarını kapattı. NATO da devreye girerek sığınmacıların Avrupa kapılarına dayanmasını önleyecek. Bu durumda bu işin bütün yükü üzerimizde kalmış olacak.
İkincisi Amerika ile Rusya’nın gizli bir anlaşma ile yanı başımızda Bağımsız Kürt Devleti’nin kurulmasında görüş birliği içinde olmasıdır. Nitekim PKK’nın Suriye kolu PYD’ ye hem Amerika, hem Rusya’nın doğrudan destek vermesi ve Rusya’nın PYD’ye büro açtırması ve buna Büyükelçilik statüsü tanıması boşuna değildir.
Üçüncüsü de Rusya’nın Suriye’de de yanı başımızda komşumuz konumuna gelmiş olmasıdır. Uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye düşmanlığını tavana taşıyan Rusya’nın bundan sonra Türkiye için nasıl adımlar atacağını da göreceğiz.
Özetle, bugün gelinen noktada Suriye ve bölge politikalarımızın tamamen çöktüğünü görmekteyiz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz

NECDET BULUZ - woman 1007603 1280

Yorumlar

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aslan Aksungur Şub 12, 2016 at 21:04
    net) Ekler11 Şub (1 gün önce)
    İLGİLİ SİTE LİNKİ : http://yasamdanyanayiz.com ÖZEL BÜRO NOTU : İçinde “Barış…

    Mustafa Aksungur
    11 Şub (1 gün önce)

    Alıcı: ozel-buro-isti.

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok.No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 [email protected]

    71

    DİNDİRİN BU KANI! I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN Payları, bekledikleri kemik kırıntları önlerine atılmazsa, sahiplerini bile DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANIMIZ bile olsalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + PETROL KAÇAKÇILIĞINA … vd. vd. Akla gelen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. İşimize gider, işimizden gelir, işimizi kotarır İNSANCA, İNSAN gibi yaşarız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz bile duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o sömürgen sınıf temsilcilerinin, makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar ol zamanlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 milyon insan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, bir yumruk olmak zorundayız… Gelin uyanalım..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız! Onları birleştirdik miydi, her hakkımızı alır, her şeyi avucumuzla tutar, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse: Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANI!

    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI, eğer istersek tükürüğümüzle boğarız..!

    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM DALKAVUK GÜRUHUNU..!

    m.a.a.

    ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM..! Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.

    Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız? İşte linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-

    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44

    ANTALYA

    Tel: 0535 445 55 11 [email protected]

    72

    DİNDİRİN BU KANI! II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:

    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…

    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:

    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:

    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:

    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!

    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:

    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 [email protected]

    73
    DİNDİRİN BU KANI: III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkilimakam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDA debelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ bunu bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..! m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    74

    DİNDİRİN BU KANI! IV

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

  2. aira avatarı
    aira

    yazılarınızı yazar girişi yaparak gönderiniz lütfen, aksi takdirde hesabınız bloklanabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir