PKK DOSYASI : Çukur Kazıcılarla Siyaset (!)

KAYNAK : Stratejik Düşünce Enstitüsü - image001 6

KAYNAK : Stratejik Düşünce Enstitüsü

Hendek diyorlar adına, kazdıkları çukurların. Yaklaşık 80 bin cana mal olan siyasetlerinin(!) geldiği nokta, çukur kazarak Kürtleri ve Kürtlüğü o çukurlara gömmek oldu.

Masum Kürt insanı, kendi evlatlarımız diyerek 1999 yılından beri her seçimde oylarını arttırarak destek verdiği evlatları tarafından çukurlara layık görülmenin acısını, hüznünü yaşıyor.

PKK, Kürt orijinli bir hareket olmadığı için ölen, göçen, sakat kalan ve mahkûm olan Kürtleri umursamamaktadır. İlk dönemlerinde sadece sol-devrimci çizgide hayat sürdürenlerin marjinal örgütü olan PKK, kuruluş amacına uygun kesimlerle (Kürtlerle) buluşmasını 28 Şubat’ın generallerine ve devletin hücrelerine kadar sızmış olan derin yapıya borçludur. 28 Şubat generalleri PKK terör örgütünü kuran iradenin arzuladığı sonucu varması için uygun zemini meydana getirdiler. 28 Şubat dindar insanlar için mezarlıklar hazırladığında, şarkta ve güneydoğuda örgüt için uygun zemini meydana getirdi. Örgütün kurdurucu iradesi örgüte lider yaptırdığı kişiyi Türkiye’ye teslim ettirdiğinde bu ülkede on binlerce insan dağlarda, köylerde, şehirlerde katledilmişti. Çanakkale’de, Sarıkamış’ta omuz omuza düşmana karşı şahadet şerbetini içerek toplu halde mezarlarda yan yana yatanların evlatları, derin yapı ve örgüt sayesinde birbirini katlederek on binlerin gömüldüğü ayrı mezarlar inşa etmişlerdi.

Yekpare bir şekilde düşmana canını siper edenler yan yana yatarken, birbirine düşman edilmişlerin mezarları ise ayrı yerlerdeydi. Örgütün iç infazlarla katlettiklerinin sayısının birkaç bin civarında olduğunu yazanlar, binlerce bedenin açılan çukurlara gömüldüğünü, önemli bir kısmının da dağlarda leş yiyicilere bırakıldıklarını söylerler.

Demek ki; ta en başından itibaren Kürt orijinli olmayan PKK, bugün Kürtler için reva gördüğü muameleyi Kürt gençlerini öldürüp çukurlara doldurarak zaten yapmış. Çukur siyasetini önce iç infazlarla Kürtleri öldürerek başlatmış. Sonrası malum, çukur siyaseti, olmuş hendek siyaseti. PKK illetinin iç infazlarla katlettiği gençlerin hesabını örgütten kopanlar çok sordular, yazdılar, söylediler ama küresel propaganda bu seslerin çıkmasını hep önledi. Mehmet Şener’in annesi Saliha Şener’in 1980’lerin sonunda söyledikleri gün be gün ortaya çıkmaktadır. Saliha Şener PKK liderliğinin vazifesinin okumuş yazmış Kürt gençlerinin dağlarda öldürülmesi olduğunu söylediğinde birçok insan gülüp geçmişti. Lakin ilerleyen yıllar da bunun bir gerçek olduğu ayan beyan ortaya çıktı.

Bu defa, Kürtlerin de devleti olduğunu söyleyen ve hakikatte de böyle olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin, örgüt içi infazları hem Kürtlerle paylaşması ve hem de siyasi yapısından hesap sorması lazım gelmektedir. Bugün Sur, Cizre, Nusaybin gibi kadim yerlerde PKK tarafından hendeklere, çukurlara doldurulan ve sürülen Kürtlerin örgüt içi infazdan kurtarılması devletin görevi olmalıdır.

Devlet zaten yıllarca Kürtlerin terör örgütünün kucağına oturması için özel gayretler(!) sarf etti. Bu gayretini kürdü tarihinden, inancından, geleneklerinden uzaklaştırıp birey yapmak üzerine bina etmişti. Muvaffak oldu da. Kürt birey oldu lakin bu bireylik ideolojik körlüğü ve siyasi köleliği de beraberinde getirdi ki, köleleri içine doldurmak üzere çukurlar Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de de kazıldı. Bari bu defa Kürtlerin kurtarılmasında ve örgüt içi infazlarla katledilen evlatlarının hesabının sorulmasında öncülük etsin.

Çukur siyasetini tercih eden PKK ve siyasi uzantıları, geçmiş yıllarda Iraklı Kürt siyasetçi (C.T.) için Batılı diplomatların kullandıkları (tasvip etmediğim bir niteleme olmasına rağmen) “diplomatik fahişe” nitelemesinin üzerine tüy dikecek bir tarzı siyaset içine girdiler. Kürt meselesinde yıllarını harcamış olan çilekeş solcu Kürt milliyetçilerinin, jitem karargâhlarına girerken gördük, oralarda eğitim aldı dedikleri şahısların liderliğinde(!) yürütülen siyaset tarzı, şimdilerde konsomatris siyasetine döndü. Patronlarının emirleriyle işaret veren herkesin masasına koşan konsomatrisler gibi yudumladıkları viskinin kusmuklarını çukur ve hendeklere ve Kürtlerin üzerine sıçratıyorlar.

Büyük bir şaşkınlık içinde 1915’li yıllarda Ermeni Taşnak ve Hınçak örgütlerinin yürüttükleri siyasetin ayak izinden giden konsomatris siyaset tarzı ne kendilerine ve ne de ideoloji bağımlısı Kürtlere hiç bir şey kazandırmayacaktır. Yeri gelmişken Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi -toprağı bol olsun- George Maroviç ile aramda geçen bir konuşmayı nakletmek istiyorum. Akdamar Kilisesi’nin açılış töreni için adaya gelen Maroviç’le, bizde davetli olduğumuz için bir araya gelme fırsatı bulmuştum. Türkçesi iyi olan Maroviç ile Ermeni meselesini konuşurken, Ermeni meselesi sizin için nedir, soykırım iddialarına nasıl bakıyorsunuz diye sordum. Bir cümleyle cevap vermişti. Ermeniler çimen gibi ezildiler. Çünkü çimende filler savaşıyordu. Osmanlı, İngiltere, Fransa ve Rusya fildiler. Ermeniler ise çimen, ezilmeleri mukadderdi. Bu hatıram şimdilerde Taşnak-Hınçak izlerini takip edenler için umarım ders olur.

Dün Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ın eşinin el işaretiyle masa değiştirenler, yeri gelmiş Alman ve İngiliz istihbaratının kucağına oturmaktan çekinmemişler, Amerikan Federal Devleti’nin her çağırışında ise bulundukları masayı devirme pahasına koşarak gitmişler, bugün de Rusya’nın el işaretine takla atarak gidiyorlar.

Kadim bir halkı, elin gâvurunun kucağına oturtmak için yürütülen siyaset Kürtlere hakarettir. PKK tarafından yürütülen bu siyaset, asla Kürt siyaseti değildir. PKK Kürtleri yok etme, katletme, yozlaştırma amaçlı kurulan bir terör örgütüdür. Kürtlerin tamamına yakın kesiminde ve hatta kendi sempatizanları nezdinde de meşruiyetini çukurlarda ve hendeklerde kaybetmiştir. Devletin geçmiş hatalarından dolayı PKK illetinin, bir sonuç olduğunu iddia edenler aslında bilerek veya bilmeyerek örgüte meşruiyet kazandırılmasının yolunu açmaktadırlar. PKK Kürt meselesinin bir sonucu değildir. PKK Ankara ve İstanbul solculuğunun derin yapıyla bir olup oluşturduğu ve Kürtlerin kucağına bıraktığı pimi çekilmiş bombadır. Kürtler pimi çekilmiş vaziyette kucağına bırakılmış bu bombayı ne atabilmektedirler ve ne de kaçabilmektedirler.

İllegal örgüt olan PKK’nın, devletin başlattığı çözüm meselesinde kazandığı(!) meşruiyet, konsomatris siyaset tarzıyla kendileri tarafından açılan çukur ve hendeklere gömülmüştür.

Ne liderliğe getirtilen ve on binlerce masum kürdün ölümüne sebep olan İmralı’da mukim liderleri ve ne de onlar adına siyaset yapanların meşruiyetleri kalmamıştır.

PKK zaten meşru değildir. Onlar adına siyaset yürütenler ise çukurlardan sonra meşruiyetlerini yitirmişlerdir.

Ayrıca Kürtlerin ve Türklerin tarihi düşmanlarının masasına konsomatrislik yapmakta yarışanların Kürtler adına söz söyleme hakları da kalmamıştır.

Devletin PKK’lı siyasetçilerin yürüttükleri bu tarz siyasete prim vermeyeceği umudunu taşımaktadır Kürtler.

Yalnız Kürtler bu umudu taşırken, atılması lazım gelen adımları da -terörle mücadele sürerken- atmasını da devletten beklemektedirler.

Kürtlere ait meseleleri çözmek için ne akillere ihtiyaç vardır ve ne de sivil örgütlere. Kürtler kendilerine dair meseleleri bir an önce devletin çözmesini bekliyor. Bunun için yazılmış ve çözümü sıkıntılı olmayan konuların derhal hayata geçirilmesi Kürtler nezdinde meşruiyetini kaybeden örgüte vurulacak en büyük darbe olacaktır. Bundan önce atılan her adımı kendilerinin yaptırdığını iddia edenlere karşı, terörle mücadele sürerken bazı hakları devletin hayata geçirmesi PKK karşıtı Kürtlere can suyu olacaktır.

Sinan BAŞAK

Gazeteci – Yazar


Yazıları posta kutunda oku


“PKK DOSYASI : Çukur Kazıcılarla Siyaset (!)” için 2 yanıt

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aslan Aksungur Şub 12, 2016 at 21:04
    net) Ekler11 Şub (1 gün önce)
    İLGİLİ SİTE LİNKİ : http://yasamdanyanayiz.com ÖZEL BÜRO NOTU : İçinde “Barış…

    Mustafa Aksungur
    11 Şub (1 gün önce)

    Alıcı: ozel-buro-isti.

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok.No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 maslanaksungur@gmail.com

    71

    DİNDİRİN BU KANI! I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN Payları, bekledikleri kemik kırıntları önlerine atılmazsa, sahiplerini bile DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANIMIZ bile olsalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + PETROL KAÇAKÇILIĞINA … vd. vd. Akla gelen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. İşimize gider, işimizden gelir, işimizi kotarır İNSANCA, İNSAN gibi yaşarız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz bile duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o sömürgen sınıf temsilcilerinin, makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar ol zamanlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 milyon insan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, bir yumruk olmak zorundayız… Gelin uyanalım..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız! Onları birleştirdik miydi, her hakkımızı alır, her şeyi avucumuzla tutar, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse: Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANI!

    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI, eğer istersek tükürüğümüzle boğarız..!

    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM DALKAVUK GÜRUHUNU..!

    m.a.a.

    ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM..! Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.

    Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız? İşte linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-

    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44

    ANTALYA

    Tel: 0535 445 55 11 maslanaksungur@gmil.com

    72

    DİNDİRİN BU KANI! II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:

    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…

    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:

    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:

    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:

    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!

    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:

    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 maslanaksungur@gmail.com

    73
    DİNDİRİN BU KANI: III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkilimakam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDA debelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ bunu bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..! m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    74

    DİNDİRİN BU KANI! IV

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

  2. yazılarınızı yazar girişi yaparak gönderiniz lütfen, aksi takdirde hesabınız bloklanabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir