Ülkede şehitsiz gün yok 1 günde 9 şehit olağan hale geldi. Halk neredeyse bu durumu kanıksadı.
Hükümet medyası çatışmalar hakkında sürekli gaz veriyor yalan yazıyor.
Abartılı haberlerle güvenlik güçlerine iyilik yapılmıyor; ” Sur’da 68 PKKlı öldürüldü direniş kırıldı” diye yazdıkları gün gün, hala şehitler geliyordu hala da gelmeye devam ediyor!
Bu tür yayınların psikolojik sonucu güvenlik güçlerini yıpratır, ülke yıpranır.
Şu zırvalara bakın:
“…Cizre’de bir binada güvenlik güçlerinin bölgeyi çevirmesi nedeniyle orada sürpriz bir biçimde sıkışmış bir Rus generali, 2 Alman, bir Fransız ve bir Sırp’ın da olduğu iddia ediliyor
Öldürülen Almanların, İstanbul’daki Alman Konsolosluğu görevlisi olduğu iddia ediliyor, bu doğru mu?
Almanya başbakanı Angela Merkel’in Türkye’ye gelme nedeninin bu Alman konsolsluk görevlilleri ile ilgili gizliliğin koruması olduğu iddia ediliyor doğru mu?…”
Rus generali sağ kurtarmaya Suriye’den gelen 10 kişilik bir timin de bordo bereliler tarafından imha edildiği iddia ediliyor. Doğru mu?…”
Gerizekalı , aklı sıra “doğru mu” diye sorarak kendini aklamaya çalışıyor. Haber değil kepazelik!
Nerdeyse “Putin de oradaydı” diyecek!
Bunların ahlakına göre tıklanmak, yani para kazanmak için her türlü yalan mübah.
Bu söylentiler, sosyal medyada yuvarlanıp çığ oluyor, güvenlik kuvvetlerinin güvenilirliğini azaltıyor devlete zarar veriyor.
Kardeşim, kent savaşları en zor savaş biçimidir.
Etrafa zarar vermeden fareleri delikten çıkarmak kolay değildir.
Keskin nişancılara, tuzaklamalara karşı savunma kolay iş değildir, zaman alır.
Komutanlar savaşı araziye çekmek ister, teröristler şehir içine, bu işin tabiatı böyledir .
Olanları abartmak, yalan haber yapmak halkta beklentiyi arttırır, beklenti doğru çıkmayınca asker polis yıpranır!
Güvenlik güçlerini sıkıştırmak, onların işine müdahaledir.
Bırakın herkes işini yapsın.
SURİYE’NİN GETİRİLDİĞİ İÇLER ACISI DURUM
İngiliz Guardian gazetesi, Suriye Politika Araştırma Merkezi’nin (SCPR) raporunu yayınladı.
Rapora göre Suriye’deki savaşta ülke nüfusunun yüzde 11’i öldü ya da yaralandı.
Rapor, toplamda, krizin başladığı 2011 Mart ayından bu yana nüfusun yüzde 11,5’inin öldüğünü ya da yaralandığını belirtiyor. Yaralananların sayısı 1.88 milyon oldu.
Ortalama yaşam süresi 201’da 70 iken bu, 2015’te 55,4’e geriledi.
Yaklaşık 13,8 milyon Suriyeli, geçim kaynağını yitirdi.
Nüfusun yüzde 21 oranındaki düşüşü Türkiye ve Avrupa’ya giden mültecilerin rakamlarını açıklamaya yardımcı oluyor.
Raporun eksiği var fazlası yok.
Komşu Suriye’yi bu hala getirenlerin kim olduğunu hepimiz biliyoruz.
“Esad gitsin” diye başlatılan yıkım harekatının ülkeyi getirdiği durum budur.
Peki Suriye’den sonra en büyük zararı kim gördü? BİZ!
Ülke yabancıdan ve teröristten geçilmiyor.
Nüfus yapımız değişti, sosyal yapımız da değişecek iç güvenlik içinden çıkılmaz halde. Suriye sınırı boydan boya PKK oldu.
Bizi yönetenler, oyuna getirildiklerinin farlında değil , “PYD’de PKK’dır” diye bas bas bağırıyor ama dinleyen yok.
Suriye bizi Ortadoğu’daki pisliklerden koruyan bir tampondu, yıktınız bu oldu.
Suriye’nin yıkımı en çok PKK’ya yaradı…
Bu yıkıma taşeronluk edenler şimdi bas bas bağırıyor dinleyen yok!
Ve bunlar daha iyi günlerimiz. Bu günleri çok arayacağız.
Bir yanıt yazın