T A K A S

 
Cenevre görüşmelerinin tıkanmasıyla, gözler 10-11 Şubat’ta Belçika/ Brüksel’de NATO Savunma Bakanları Toplantısına ve 12-14 Şubat’ta Almanya/ Münih Güvenlik Konferansı’na çevrilmiştir.
İki toplantıda da Türkiye-Suriye sınırındaki gelişmeler, Rusya gerilimi ve NATO’nun yeni desteklerinin konuşulması bekleniyor…
 
*
Bu sırada Rusya Dışişleri Bakanı S. Lavrov, ABD yönetimine Suriye krizinin çözümü ve ateşkes konusunda yeni plan sunulduğunu açıklıyor.
Lavrov, “Plan çok basit birkaç maddeden oluşuyor. ABD’den bir an önce planımıza cevap bekliyoruz. Bu planın içeriği ile ilgili tek açıklayabileceğim madde B.Esad’ın hemen görevinden ayrılmasını öngörmemesidir” diyor…
 
*
Rus savaş uçaklarının bombardımanı desteğiyle B.Esad ordusunun Halep’te zaferler kazandığı ve Türkiye sınırına yaklaştığı, fakat yeni bir mülteci akınının kritik hal almaya başladığı sırada Rusya’nın yeni barış planı heyecan uyandırıyor…
Ama Suriye’de iç savaşa siyasi çözüm sağlamak üzere siyasi koordinasyonların sürdüğü şu sırada, ABD ile Türkiye arasında ciddi fikir ayrılıklarıyla sorunların giderek derinleştiği ve iki ülkenin diyaloğunun kırılma noktasında olduğu,buna karşın ABD’nin YPG ve PYD ile ilişkilerinin güçlendiği dikkat çekiyor.
 
*
Doğrusu Suriye’de iç savaşa siyasi çözüm sağlama ve halkın acılarına son verme yönünde ilerlemenin sağlandığı her defasında,
ABD, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere kimi taraflar kasıtlı bir şekilde bu çabaları engellemiş ve Suriye hükümetini suçlamıştır.
Şimdilerde suçlanma furyasından, iç savaşa artık siyasal bir çözüm getirilmesini sağlamak üzere Suriye’de cephe açan Rusya nasipleniyor.
Çünkü Rusya uluslararası hukuk gereğince, Suriye’de dolaylı olarak çatışmaya katılan devletlerin savaş hukuku kurallarına uymalarını, çatışmaya katılmamış devletlerin de tarafsızlık hukuku kuralları içerisinde bulunmalarını savunuyor. 
 
*
Teminen savaş suçları işleyerek hukuku ihlâl eden Esad rejimi kadar muhalif tarafların, teröristlerin ve destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmelerini;
Bu sırada terörün alt edilmesi ardından yeni Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Alınan bağlayıcı kararın ise BM merkezinde  adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statüye ve yeni bir uluslararası hukuka güncelleştirilmesini istiyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çeşitli savaş suçları işlemekle itham ediliyor. 
 
*
ABD ise uluslararası düzenin kurucusu ve bu alanda sorumluluğundan hareketle BM’i yeniden yapılandırma görüşünün doğru olmadığı,
BM değerlerine saygılı olmayan ülkeleri ekonomik ve siyasal yaptırım mekanizmalarıyla cezalandırmakla tehdit ediyor.
Üstelik Rusya Suriye’deyken, Arap dünyası ile geliştirdiği ve yürüttüğü stratejiden de vazgeçmiyor. 
İsrail’in güvenliği esas alınıyor ve İran’la doğrudan bir savaş yaşayabileceği ihtimali öngörülüyor.
İsrail ve Suudi Arabistan işbirliğinin ürünü olarak, Sünni Arap ülkelerinin İsrail’i bir Yahudi devleti  olarak tanıması karşılığında Filistinlilerle kapsamlı bir barış anlaşması yapılmasını amaçlıyor.
 
*
Bunun için İsrail’in arkasında olduğu ve Arap Ligi himayesinde NATO uzantısı ortak bir Arap Savunma Ordusu,
Terörle mücadeleye yönelik Suudi Arabistan merkezli ve nüfusunun çoğunluğu Sünni Müslüman ülkeler arasında savunma paktı benzeri bir koalisyon kurulmuştur.
Bu suretle;
Birincisi; İsrail’in çıkarlarına hizmet eden Sünni Arap ülkelerinin tutum ve politikalarının homojenize edilmesi,
İkincisi; Suudi Arabistan’ın, İran’ın Şii hilâliyle yayılma stratejisine karşı Şiiliğin bulunduğu her yerde Vahhabiliğin etki alanını arttırması ve Şiiliğin yayılmasına karşı kalkan oluşturması,
Üçüncüsü; Ortadoğu’daki güç merkezi Suudi Arabistan ve İran arasında dağıtılmış olurken, bölgede Sünni Arap ülkeleri ordusunun gerektiğinde doğrudan doğruya Şii İran ordusuyla karşı karşıya kalması öngörülüyor.
 
*
Bu süreçte, Esad rejiminden tüm kesimleri kapsayan, hasarı toparlayabilecek, ülkeyi birlik haline getirecek ve meşru gelecek sağlayacak bir hükümete doğru dönüşüme destek vermek üzere Suriye’de bulunan Rusya tecrid edilecektir.
Öyle ki gerilimin had safhaya ulaşması halinde Suriye by pass edilecek, orada tecrid edilmiş olan Rusya’nın gerilime karşılıkta bulunmasının bir şekilde önüne geçilecektir. 
Süreç sırasında Suriye’nin Nasturiler,Kürtler ve Sünni Araplar,
Irak’ın Şiiler,Sünni Araplar ve Kürtler arasında bölünmesinin alt yapısı da sağlanacaktır…  
 
*
O yüzden ABD Suriye Kriziyle ilgili Cenevre’de yapılacak görüşmeler sürecinde Arap dünyası ile geliştirdiği ve yürüttüğü stratejiden geri basmayacağı bir dizi talebi inatla muhafaza ediyor.
Rusya’nın teröre karşı verilen küresel mücadelenin bir ortağı olabileceğini, bu işbirliğinin Avrupa Birliği ve diğer ülkeler tarafından da memnuniyetle karşılanacağını,
Ancak uzun vadeli işbirliği hedefine ulaşabilmek için öncelikle Rusya’nın kısa vadeli birçok sorunu çözmesinin şart olduğunu ileri sürüyor.
 
*
Rusya’nın Suriye’ye müdahalede bulunduğu ilk sıralarda doğrudan İŞİD hedeflerini bombaladığını,
Bir süre sonra ABD koalisyonu tarafından desteklenen iç savaşın üçüncü taraflarını bertaraf etmeye yöneldiğini,
Böylece uluslararası toplumu B.Esad ile İŞİD arasında seçime zorlayan bir strateji yürüttüğünü savunuyor.
Rusya’dan Suriye ılımlı muhalefet güçlerini bombalamayı bırakıp IŞİD ile savaşması isteniyor.
*
Üstelik ABD; Rusya tarafından IŞİD’e destek vermekle suçlanmaktan da son derece rahatsızdır.
Yalan iddialarda bulunan ve kendisini düşman gibi gösteren bir ülke ile güç birliğine girilemeyeceğine dikkat çekiyor.
Rusya’nın, muhalif gruplara terörist gönderen ve finanse eden ABD liderliğinde Türkiye, Suudi Arabistan, Katar’ın Suriye’de yaşanmakta olan insani durumu ahlâksız bir ticarete dönüştürmekle suçlamasından rahatsız oluyor.
 
*
Ama hem ABD, hem Rusya yeniden Cenevre görüşmelerini başlatabilmek için karşılıklı  bazı ödünleri vermekten başka yolu olmadığını da biliyor.
İşte ABD; Türk hükümetinin, 2011’de Fransa Dışişleri Bakanı A.Juppe hazırladığı “Çözüm sürecini, Suriye’nin etnik olarak bölünmesini, PYD lideri S.Müslüm’ün Ankara’ya davet edilmesini, Suriye’ye askeri bir operasyon hazırlığını, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulmasını, Türkiye’deki PKK’nın Suriye Kuzey’ine taşınmasını, bunun hemen güneyinde de denge unsuru olarak IŞID vasıtasıyla Sunni bir yönetim oluşturulmasını hedefleyen planını” onaylayan tarihî yanlışından saldırıya geçiyor.
 
*
AKP hükümetinin “PYD’nin PKK’nın kendisi olduğunu, bu nedenle Türkiye’ye, Rusya ve Esad’la işbirliği yapmaları nedeniyle de ABD’ye tehdit olmayı sürdürdüğünü, bu yüzden PYD Suriye barış görüşmelerine katılamaz” savunusuna hiç aldırmıyor.
PYD’nin radikal örgütlerle mücadele eden bir grup olduğunu savunuyor ve “PYD muhatap alınmadığı sürece Suriye’de barış olmayacağına” inanıyor.
Aslında Suriye’nin Nasturiler, Kürtler ve Sünni Araplar ve Irak’ın Şiiler,Sünni Araplar ve Kürtler arasında bölünmesi stratejisinden vazgeçmiyor…
 
*
ABD’nin artık Suriye’deki en iyi müttefiki Kürtlerdir.
Alttan alta AKP hükümetinin PKK terör örgütüyle yaptığı mücadelede, Türkiye’nin uluslararası insan hakları yasalarını çiğnediğini kamuoyuna sızdırıyor. 
Kamuoyu Türkiye’nin Kürtlere karşı  savaş suçları işlediği için konunun BM tarafından uluslararası mahkemeye taşınması, burada soruşturulmasına destek verilmesi gereğine inandırılıyor.
Recep Tayyip Erdoğan, Miloseviç’e benzetiliyor…
 
*
ABD; Rusya koalisyonunun Recep Tayyip Erdoğan’ı itham ettiği, Suriye İç Savaşında uluslararası hukuka karşı suç oluşturan her edimini, şimdi Güneydoğu ve Doğu Anadolu topraklarına taşıyor.
Belki Rusya’nın ABD’ye sunduğu yeni plan da bunları söylüyor.
Çünkü hem ABD, hem Rusya; PYD masada olmazsa Suriye’de trajedinin süreceğine inanıyor…
 
*
Trajedi hızla yeni Türkiye’ye  akıyor…
Bu noktada yapılabilecek tek şey, Recep Tayyip Erdoğan’ın değil, ulusal bir koalisyonun Atatürk Milliyetçiliği çatısı altında olmaktır.
 
*
“Hayâl deryâsına ben bâzı bâzı /Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü
Derdime âşina olan bu sâzı / Çalmasam bir türlü çalsam bir türlü…”
11.2.2016

Yazıları posta kutunda oku


“T A K A S” için 2 yanıt

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok.No: 2/44
    ANTALYA
    0 535 445 55 11 [email protected]

    71

    DİNDİRİN BU KANI! I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN Payları, bekledikleri kemik kırıntları önlerine atılmazsa, sahiplerini bile DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANIMIZ bile olsalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + PETROL KAÇAKÇILIĞINA … vd. vd. Akla gelen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. İşimize gider, işimizden gelir, işimizi kotarır İNSANCA, İNSAN gibi yaşarız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz bile duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o sömürgen sınıf temsilcilerinin, makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar ol zamanlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 milyon insan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, bir yumruk olmak zorundayız… Gelin uyanalım..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız! Onları birleştirdik miydi, her hakkımızı alır, her şeyi avucumuzla tutar, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse: Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANI!
    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI, eğer istersek tükürüğümüzle boğarız..!
    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM DALKAVUK GÜRUHUNU..!
    m.a.a.
    ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM..! Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.
    Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız? İşte linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-
    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44
    ANTALYA
    Tel: 0535 445 55 11 [email protected]

    72

    DİNDİRİN BU KANI! II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:
    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…
    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:
    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:
    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:
    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!
    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:
    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim
    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
    Mustafa Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok. No: 2/44
    ANTALYA
    0 535 445 55 11 [email protected]

    73
    DİNDİRİN BU KANI: III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkilimakam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDA debelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ bunu bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..! m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim
    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
    Mustafa Aksungur

    74

    DİNDİRİN BU KANI! IV

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

  2. yazılarınızı lütfen yorum olarak değil sisteme yazar girişi yaparak gönderiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir