Dövülen Ekvator’lu kadının ifadesi

Cecilia_Jaramillo4 Şubat günü Erdoğan’ı protesto eden grupta yer alan ve Türk korumaların saldırdığı Ekvador Kadın Hareketi temsilcisi ve eski Meclis üyesi olan Cecilia Jaramillo’nun anlattıklarından satır başları:

  • arkadaşlarımız koltuklarından ayağa kalkıp bağırmaya başlar başlamaz Erdoğan’ın korumaları hemen gaddarca bir müdahaleye girişti. Her bir kadına iki ya da üç koruma yumruklarla saldırdı, saçlarından tutup sürükleyerek arkadaşlarımızı oditoryumun dışına çıkardılar. Koridorda tekmeler, yumruklar devam etti, darbeleri özellikle göğüslerine ve karınlarına isabet ettirmeye çalıştılar. Dehşet verici bir müdahaleydi, öte yandan Ekvador kolluk kuvvetlerinin bu olayı engellememesi de ciddi bir mesele. Diğer Türk korumalar da olay yerindeki muhabirlerin çekim yapmasını engellemeye çalışıyordu. Şunu da belirtmek gerek, Erdoğan’ın orada en az 70 koruması bulunuyordu.
  • Altı arkadaşımız dövüldü ve kendilerini hastaneye kaldırmamız gerekti.
  • Kampüsün dışında, binanın önündeki açık alanda bulunan bizler de bu müdahaleden nasibimizi aldık, fakat bize öncelikli olarak Ekvador kolluk kuvvetleri müdahale etti. Ayrıca bu müdahaleye de bazı Türk korumalar katıldı.
  • Eyleme katılanlara müdahale edeceklerini biliyorduk, fakat bu müdahalenin Türk korumalar tarafından yapılacağını asla ve asla tahmin edemezdik. Türk korumalar kendi dillerinde bağırıyordu, dediklerini anlamamız imkânsızdı. Ayrıca anayasamıza göre Ekvadorluların protesto ve direniş hakkı var, bu nedenle de ülkemizi ve halkımızın çıkarlarını korumamız gerektiğinde bu hakkımızı kullanıyoruz.
  • Başkan Rafael Correa, Erdoğan’ın resmi ziyaret sebebinin Ekvador’a yapılacak 750 milyon dolarlık bir ekonomik anlaşmanın imzalanması olduğunu duyurmuştu, fakat yatırımın neye yapılacağı net değil.
  • Erdoğan bizim için baskıcı, insan haklarına saygı duymayan bir rejimin simgesi. Erdoğan’ın Orta Doğu meselesindeki rolünü, aynı zamanda savaştan ve yoksulluktan Avrupa’ya kaçan göçmenlerin başına gelenleri de eleştiriyoruz.

    Ayrıca Correa’nın Erdoğan’ınki gibi baskıcı bir hükümetle serbest ticaret anlaşması imzalama kararını kabullenmemiz mümkün değil.

    Türk korumaların yaptığına karşı Ekvador’da tepki büyük, ulusal egemenliğin savunulması konusunda rejim de eleştiriliyor.

  • Başsavcılık ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi önünde gösteri düzenleyip Ekvador’un egemenliğini ve kadın haklarını tehdit ederek baskıcı güçleriyle müdahalede bulunduğu için uluslararası otoritelerin Erdoğan hükümetine yaptırım uygulamasını talep edeceğiz.

Yazıları posta kutunda oku


“Dövülen Ekvator’lu kadının ifadesi” için bir yanıt

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-
    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44
    ANTALYA
    Tel: 0535 445 55 11 maslanaksungur@gmil.com

    17

    ŞUNDAN + BUNDAN:

    I- DALKAVUKLUK:

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:
    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…
    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:
    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:
    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:
    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!
    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:
    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim
    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
    Mustafa Aksungur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir