NECDET BULUZ
Başbakan Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı “Yeni Çözüm Planı” çeşitli çevrelerce “Yeni yıkım planı” olarak değerlendiriliyor. Plana en ağır eleştiriler de MHP cephesinden geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, konu ile ilgili daha da ağır açıklamalarda bulunup “Eylem planına PKK’nın istekleri gizlenmiş. Eylem planı içersine yerleştirilen yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek hükmü, AK Parti Hükümeti’nin terör örgütüne açtığı teslim bayrağı anlamına gelmektedir” diyor.
Hiç kuşkusuz, plana karşı çıkanlar sadece siyasi kesim değil, hukukçular, gazeteciler, sivil toplum örgütlerinden de sesler yükselmeye başlamış bulunuyor. Planı eleştirenlerin çoğu “Eylem planını anlayamadık” diyor. Bazı kesim ise, planda ortaya konulan sözlerin boş olduğunu, bazılarının yerine getirilmesinin mümkün olmadığını vurguluyor.
Öyle görünüyor ki, Başbakan’ın eylem planı daha uzun süre konuşulacak ve eleştirilecektir.
Eski hukukçulardan Sabit Kanatoğlu, Davutoğlu’nun açıkladığı yeni çözüm planı ile ilgili “Ne devlet kalır, ne millet kalır” diyor ve şu görüşleri ortaya koyuyor:
“Bu bir yenilik değil. Her devlet bir ulus üzerine kuruludur. Ulusçuluk demek, aynı zamanda vatanseverlik demektir. Bunun nesini ortadan kaldıracaklar? Bunu yok ettiğinizde ortada ne devlet kalır ne ulus kalır. Hiçbir şey kalmaz. Ulusçuluk kaldırılırsa ayrışma daha da artar. Daha büyük sorunlar yaratacak bir adım olur.”
Adalet Eski Bakanı Hikmet Sami Türk de, planı eleştiren isimlerden birisidir. Türk, açıklamasında “Asıl amaçları Türk’süz vatan” diyor ve şu açıklamayı yapıyor:
“Anayasa değişikliğinin gerçek amacı değişmez, değiştirilemez ilk üç madde ve onun da garantisi dördüncü maddeden kurtulmak. Ayrıca bir diğer konu da Anayasa’daki Türk tanımını kaldırmak. Yani kimliksiz bir millet oluşturmak. Bütün çalışmalar bunu amaçlıyor. Bunun sonucunda da Türkiye diktaya gider.”
Konu ile ilgili sosyal medyada da tepkilerin çığ gibi büyüdüğünü izliyoruz. İlerleyen zaman içerisinde yeni eylem planının nasıl ve hangi koşullarda işleyebileceğini daha net göreceğiz. Biz, bugün plana en sert tepkiyi gösteren ve bunu “ihanet” olarak değerlendiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’in açıklamalarından kısa alıntılarla yazımızı noktalamak istiyoruz. Çetin’in açıklamalarının milletimizin çok büyük bir bölümünün görüşlerini yansıttığını da sanıyoruz:
“Paketin bir başka maddesinde bahsedilen ‘istişare meclisleri’, PKK’nın isteyip de yapamadığı bir başka adımdır. PKK özerklik peşindedir ve bunun için yetkileri genişletilmiş yerel yönetimlere ve halk içerisinden seçilmiş meclislere ihtiyacı vardır. Başbakan Davutoğlu ve AKP hükümetinin vaatleri ise PKK’ya istediği fırsatı vermektedir. Davutoğlu devlet eliyle PKK taleplerini yerine getirecek bir program sunmaktadır. AKP’nin teslimiyetçi politikaları yüzünden, bölgede devletine bağlı insanlarımızın etkisizleştirildiği ve göçe zorlandığı, önemli bir bölümünün ise PKK’ya boyun eğdiği bilinmektedir. Askerin polisin güvenliği sağlayamadığı bir bölgede kurulacak İstişare Meclisinin kime ve hangi amaca hizmet edeceğini başbakan hesap etmiş midir? Kaldı ki, milli ve üniter bir yapı içerisinde, yerel meclis fikri başlı başına iyi niyetten yoksundur. AKP hükümetinin attığı adımlar ve bölücü örgütün özerklik hedefi, Başkanlık ısrarının ardına bir federasyonun gizlendiğini sıklıkla dile getiren MHP’yi haklı çıkarmaktadır. Türkiye’de milletin bir Meclis’i vardır o da Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Yerel meclisler yeni azınlık iddialarını ve yeni devlet taleplerini peşi sıra getirecek adımlardır.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’in yeni eylem planı ile ilgili eleştirilerinde şu noktaları da bize göre dikkat değer niteliktedir:
“Ahmet Davutoğlu, terörle mücadeleyi kararlılıkla yürütmek ve güvenlik güçlerinin görevlerini yapmalarını sağlamak yerine, bölücü örgütün taleplerine kapı aralayarak mücadeleyi zafiyete uğratmaktadır. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi talebi, milli ve üniter bir devlet olan Türkiye’nin federatif bir yapıya dönüştürülmesi projesinin önemli bir adımıdır. AKP’nin 2012’de çıkardığı büyükşehir yasası, terör örgütünün bölgede hâkimiyet tesis etmesine ciddi destek sağlamıştır. Bir anlamda eyalet yasası olan büyükşehir yasası, Avrupa Birliği’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki Türkiye’den beklentileri karşılamaktadır. AKP ve CHP’nin onayı ile AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndan Türkiye’nin çekincelerinin kaldırılmasının ardından, HDP’li belediyelerin özerklik için çalışmalar yaptıkları gayet iyi bilinmektedir. Terörün en güçlü zamanı AKP hükümeti döneminde yaşanırken, Başbakan Davutoğlu etkin bir mücadele yerine hala plan açıklamakla meşguldür. Bugüne kadar yaptıkları gaflet ve aymazlıklarıyla terörü azdıran AKP’nin boş vaatlerine milletin karnı doymuştur. Başbakan Davutoğlu gözü kapalı millete masal anlatmakta, hayal satmaktadır. Siyaseten alıcısı var diye görmezden gelinen gerçekler bu gidişle devletin parçalanmasına, milletin bölünmesine ve kardeş kavgasına yol açacaktır. Davutoğlu ve hükümet üyelerinin makamlarının gereği olan icraatları yapmak yerine, hamasetle durumun idare edilemeyecek kadar zora girdiğini anlamamakta ısrar etmelerinin faturasını millet ödeyecektir. Hükümetin boş açıklamaları ve sözde paketleriyle, her gün asker ve polislerimizin şehit edildiği bölücü kalkışmanın önüne geçmek mümkün değildir. AKP’nin terörün taleplerini yerine getiren bu kafasıyla Sur ve Cizre gibi kurtarılmış bölgeler çoğalacaktır. Devleti yönetenler sorunların üzerine gitmek yerine yangına benzin döktüğü müddetçe, Türkiye’nin istikrara ve huzura kavuşması güçtür. Hükümet büyük gürültü patırtıyla çıkardığı iç güvenlik yasasını uygulamaktan acizken, başbakanın palavralarla dolu yeni paketleri nasıl hayata geçirilecektir? Türkiye’de dış güçler kaynaklı siyasal bir başkaldırı olduğunu göremeyecek kadar Hükümetin ve Davutoğlu’nun gözlerinin kapalı olduğu yaptıkları her açıklamadan sonra daha iyi anlaşılmaktadır. Bölücü örgütle masa kuran, açılım adı altında terörün güçlenmesine fırsat veren AKP zihniyetinin yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadığı çok açıktır. ”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın