Aylin Nazlıaka’nın meclis kulisinde birkaç milletvekiline diğer bir milletvekili arkadaşının odasındaki Atatürk resmini “artık yeni bir şeyler yapmalı” diyerek kaldırdığını kendisinin tepkisi üzerine tekrar yerine astığını söylemesi basına bomba gibi düşmüştü.
Bu vahim olay CHP ‘ni karıştırdı, hepimizi ayağa kaldırdı.
Yaklaşık iki aydır CHP’den bu konu hakkında tık çıkmadı.
Açıkçası unutturulmaya çalışıldı.
Basının ve partililerin tepkisi üzerine nihayet lütfen bir açıklama geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selin Sayek Böke, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın tedbirli kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk edilmesinin Parti Meclisi’ne sunulacağını söyledi.
Hoppala…
Sır gibi saklanan isim kimdir halen açıklanmamasına rağmen resmi kaldıran değil de ifşa edenin disipline verilmesi herkes gibi beni de sinir etti.
Sen yalan mı söyledin acaba diye düşünür oldum.
Aklı başında her vatanseverin, hukukçuların yeni anayasa için CHP’nin masaya oturmamasını söylemesine rağmen, bugün masaya oturulacak ya, gündemi değiştirmek için bir oyun muydu bu?
Kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk edilmenin ardından
“Ben bir Atatürkçü olarak, Atatürk’ün kurduğu partimin Atatürk üzerinden tartışılmasını, tartıştırılmasını istemem” diye yazılı açıklama yapıyorsun.
Buna da “haydaaaa” diyelim…
Sen bizimle dalga mı geçiyorsun hanım?
Halüsinasyon mu gördün, hastamısın nesin ya…
Partinin Atatürk üzerinden tartışılmasını istemezmiş (!)
Efendim, “olayla ilgili bir isim verip konuyu daha fazla gündemde tutacak ve partimi tartıştıracak bir davranış içine girmem mümkün değil” diyor.
Günlerdir bunca derdin sıkıntının içinde kamuyu meşgul edeceksin sonra da
Gak, gurk diyeceksin.
Hem haini bildiğini söyleyeceksin hem de isim vermeyeceksin.
Ne iş?
İyi niyetinden şüphe duymadığı yol arkadaşıymış.
Lafa bakın…
İyi niyetli birisi Atatürk’ün partisinden onun resmini nasıl kaldırır ha?
Sen ne biçim Atatürkçüsün ki bunu hazmedebiliyorsun…
Bu olayın arkadaşlığı filan olmaz Nazlı Hanım.
Artık senin Atatürkçülüğüne de kimse inanmaz.
Muharrem İnce de bildiğini söylüyor ama açık etmiyor.
Ona da yazıklar olsun…
Bir zamanlar ahde vefa, vatan, millet, Mustafa Kemal Atatürk diye gırtlağı yırtılırcasına haykıran, nutuklar atan Tuncay Özkan’a da helal olsun (!)
Tüzükte böyle bir suç yok, kabahat filan diye saçmalıyor.
O da düzene uydu, vah vah vah…
Parti Tüzüğünün “Parti Suçlarını” düzenleyen 70.maddesinin “Kesin Çıkartma Gerekirken Parti Suçları” bölümünün bentlerini iyi okusun derim.
Velev ki tüzükte olmasaydı CHP de milletvekilliği yapan bir kişi nasıl olur da kurucusunun resmini kaldırır ha?
Kurultaydan sonra Gürsel Tekin de bir beyanat verdi.
Parti kurumdur Atatürk, İnönü bile gelip geçtiler dedi.
Yani kendisini Atatürk ve İnönü ile bir tutar bir söz etti.
Hayretler içinde kaldım.
Yanlış yaptı.
Osmanlının küllerinden bir vatan yarattılar, bize cumhuriyeti bıraktılar.
YCHP ne yaptı?
Cumhuriyetin temelleri bir bir sökülürken sadece seyretti.
Sahte Atatürkçüler ve Atatürk düşmanları türediler.
Onlara bir hatırlatma yapayım.
Kenan Evren de Atatürk diye diye onu yok etmeye kalkmıştı.
Başarabildi mi?
Atatürk dünya var olduğu sürece kalplerde yaşayacaktır.
Onun ilke ve devrimlerine de bizler, yani gerçek Kemalistler sahip çıkacağız ve asla bırakmayacağız.
Bu böyle biline…
Bir söz de CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’e…
TRT de Atatürk karşıtını arayacağına önce partinin içinde arasın.
Neyse bunları yeterince yazıyorum zaten yinelememin anlamı yok.
Aylin Hanım iyi düşün şayet o hainin ismini vermezsen hem sen zan altında kalacaksın hem de CHP’nin kurumsal haysiyetine yara açmış olacaksın.
Ya Atatürk’e layık vekiller olun ya da çekip gidin partiden.
Bir söz ettin gerisini getirmeye mecbursun.
Saklamaya hakkın yok.
Kimdir o milletvekili, kimdir?
Haydi, artık söyle de bizi çatlatma…