Kur’ân-ı Kerim hakkında bilgi verilirken genelde toplam 114 Sûre, 6666 ayet der geçilir. En azından yakın zamanlara kadar bu böyleydi ve bu rakamlar zinhar tartışılmazdı. Mesela bir internet sitesinde şöyle denilmektedir: “Zemahşerî, İbn-i Huzeyme, Şeyhu’l-İslâm İbn-i Kemal Paşa, son devir dersiâmlarından Nakşi yolu Müceddidîn kolu 33. ve son halkasını teşkil eden Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) ve bazı muasır âlimler 6666 ayet olduğunu kabul etmişlerdir.”(1).
Bazıları, hemen her sûrenin başında geçen “Besmele”yi ayet sayısına dâhil eder, bazıları etmez, ancak hiç kimse de önüne Kur’ân-ı Kerîm’i koyup ayetlerini saymayı akıl etmez bu ülkede. Sürekli birbirlerinden kopya çeker dururlar!
Hatta Kur’an-ı Kerim’in 6666 ayet olduğundan hareketle, bu rakamın, Yahudilerce (Tevrat’a göre) şeytanların sayısı olarak kabul edilen 666’ya işaret ettiğini söyleyerek, Kur’an’a “Şeytan Ayetleri” diyen Salman Rüşdi vari çıkarımlarda bulunanlar bile türemiştir bu ülkede(2). Elbette yanlış bilgiler üzerine bina edilmiş yanlış çıkarımlardır bunlar. Peki, bunun suçlusu kimlerdir? Elbette, bugüne kadar oturup ayetleri saymaya bile gerek duymadan, “Kur’an-ı Kerim, 114 sure ve 6666 ayetten ibarettir” klişesini papağan misali tekrarlayıp duranlardır.
Öte yandan benim gibi, mushafların “Fihrist” sayfalarında bulunan listelerdeki rakamlardan hareketle ayet sayısını saymaya kalkışanlar da bazen mushaftan mushafa farklı ayet sayılarıyla karşılaşırlar! Bereket versin; bu durumda biz “Acaba Kur’an ayetleri, kitaba eksik mi geçirilmiş olabilir mi?” diye düşünenlerden değiliz. Biz biliyoruz ki; hata, Kur’an’ın Arapça metninde değil, ayet sayısı olarak fihristlere geçirilen rakamların yanlış yazılmış olmasındadır.
Örneğin DİB yayını olan “Kur’ân-ı Kerim Meali” isimli eserin 2002 baskısında (3. Baskı), Fihrist kısmında ayet sayısı 6209 olarak verilirken, Prof. Dr. Ali Özek ve arkadaşları tarafından hazırlanarak 1992 yılında Medine’de basılan “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Açıklamalı Meâli” isimli eser ile ayın eserin Türkiye Diyanet Vakfı yayını olarak 1993 yılında basılan nüshasında (2.Baskı) Fihrist kısmında toplam ayet sayısı 6198 olarak verilmektedir!
Bu farklıkların nereden kaynaklandığına baktığımızda; Diyanet İşleri Başkanlığı yayını olan mushafta ayet sayısı gerçekte 96 olan Vâkı’a Sûresi’nin, listelere 69 ayet olarak yazılmasından, Rabıta ve TDV. Yayını olan meâllerde ise (Bu ikisi aslında aynı eser olup, önce Rabıta tarafından basılan söz konusu eser, sonraki yıllarda Türkiye Diyanet Vakfı yayını olarak da basılmıştır. Adı geçen vakıfça halen yayınlanmakta olan eser de aynı eser olmalıdır) bu yanlışlığa ilave olarak, aslında Mushaf içinde ayet sayısı 24 olan Haşr Sûresi’nin ayet sayısının listelere 34, Mushaf içinde ayet sayısı 29 olan Tekvîr Sûresi’nin listelere 19 ve Mushaf içinde ayet sayısı 36 olan Mutaffifîn Sûresi’nin listelere 25 olarak yanlış geçirilmesinden kaynaklandığı görülmüştür.
Dolayısıyla; sayımlarda pratik olur düşüncesiyle Mushaflarda ayet sayılarının topluca gösterildiği fihrist sayfaları esas alınarak yapılan sayımlar aldatıcı ve yanıltıcı olabilmektedir. Böyle bir hatanın, “Mushafları İnceleme Kurulu” adıyla, başlı başına Türkiye’de basılan mushafları incelemek ve onaylamakla görevli bir uzmanlar ve hafızlar kurulunun bulunduğu ve bunlara laik devletin bütçesinden maaş ödendiği bir kurumun yayını olan mushaflarda bile yazım hataları bulunması oldukça enteresandır.
Buna karşın, yine de en güvenilir baskı olarak baktığımız ve yukarıda ismi geçen DİB yayınında, surelerin Arapça metinlerinin sonlarında bulunan ayet numaralarını esas alarak tekrar tekrar yapmış olduğumuz sayımda Kur’an’da toplam 6236 ayet bulunduğunu biz de tespit etmiş bulunuyoruz.
“Bismillahirrahmanirrahim” şeklinde hemen her surenin başında bulunan ve kısaca “Besmele” olarak bilinen Kur’an ayetine gelince; bazı İslam alimleri bu besmelelerin de başlı başına birer ayet olduğunu söylemişlerdir. Gelin görün ki; aynı alimler, Besmele’yi, 7 ayetli Fatihâ suresinin ilk ayeti sayıp, ayet numarası verdikleri halde, diğer surelerin başındaki Besmele ayetlerine ayet numarası vermemişlerdir. Buna ilave olarak Kur’an’ın 9. suresi olan Tevbe Suresi’nin başında besmele bulunmadığını ve bazı alimlerin bunu, Tevbe suresinin, aslında kendinden bir önceki sure olan (8. sure) Enfâl Suresi’nin devamı niteliğinde olmasıyla açıklamışlardır. Bunlara ilave olarak “Besmele” ayetinin, Neml suresinde, hem surenin başında numarasız olarak, hem de içinde başlı başına bir ayet olarak (bk.27/30) iki kere geçtiğini belirtmiş olalım ki; söz konusu ayette Süleyman’ın Sebe Melikesi Belkıs’a yazmış olduğu diplomatik mektubun “Bismillahirrahmanirrahim” diye başladığından bahsedilmektedir.
Bu durumda; toplam 112 surenin başında bulunan ancak ayet numarası verilmeyen Besmeleleri de eklediğimizde elimizdeki Kur’an-ı Kerimlerin toplam 6348 ayetten müteşekkil olduğu sonucuna varıyoruz.
Ayet sayısını, Allah’ın 99 ismi ile Hz. Peygamber’in yaşı olan 63 ile çarpmak suretiyle 6237 olarak verenler de var! Bunlar her şeyde olduğu gibi bu konuda da mucize peşinde koşanlarla, cifir ve ebcet hesabıyla kafayı bozanlar olmalılar. Onlar 6236 rakamına tek bir besmele ilave ederek ulaşıyorlar bu rakama!
Konuya ilgi duyduğumuzu bilen DİB Emekli Başmüfettişi Mustafa Çalışkan da, Kur’an’daki ayet sayısının (Besmeleler hariç olmak üzere) 6236 olduğunu ve dünyaca kabul edilen rakamın da bu olduğunu tarafımıza beyan etmiş bulunmaktadır.
Netice olarak düşünsenize; İslam’ın anayasası olan Kur’an-ı Kerim’de kaç madde, yani kaç ayet olduğunu bile tam olarak bilemeyen sözüm ona İslam alimleri, bu ayetlerden ve uydurulmuş birçok hadisten hareketle Müslümanları bağlayıcı hükümler çıkarmışlar ve tabiri caizse Müslümanları hizaya getirmeye çalışmışlardır tarih boyunca. Elbette çoğu kere de siyasi iktidarların zorlamasıyla yanlı ve yanlış olarak!
__________
1-http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-36.html
2-http://blog.milliyet.com.tr/kuran-neden-6666-ayet-/Blog/?BlogNo=468092