YAŞAMAYA VAR MISINIZ?
Şimdi siz “yaşamaya var mısınız?” sözüne tepki göstereceksiniz haklı olarak.
Hangi yaşamak? Diyeceksiniz.
2016 yılına umutlarla girdik, zamlarla cebimizdeki para eridi gitti, diyeceksiniz.
Bütçe’de para kalmadığı söyleniyor, dış borçları ödeyemeyen devlet, yeni borçlar peşinde, Hükümet yaptığı zamlar ile de vatandaşın ekmeğine bile göz dikti, diyeceksiniz.
Hangi yaşamak.
Umudumuzu yitirmeye başladık, diye de hayıflanacaksınız.
Koskoca CHP’nin durumu da üzüyor değil mi sizleri. Atatürk’ün kurmuş olduğu partiden Milletvekili olan utanmaz, Atatürk’ün resmini duvarından indiriyor ve Dersimli Kemal tarafından ödüllendiriliyor. Elbette sizler bu durumu içinize sindiremiyor ve Dersimli Kemal’e kızıyorsunuz. Kızmayın, neden kızıyorsunuz, hiçbirinin diğerinden farkı yok ki, boş boş konuşuyorlar, icraata gelince tık yok.
AKP sinsi bir plan hazırlıyormuş. Neden acaba?
Nedeni, AKP’nin Başkanlık sistemini getirmek ve Anayasayı değiştirmek. Anayasa komisyonundan bir sonuç çıkmayacağını bildiklerinden mini bir paket hazırlayıp, Başkanlık sistemini HDP ve MHP’li bazı milletvekillerinin desteğiyle referanduma götürmekmiş.
Hiç merak etmeyin, bazı CHP Milletvekilleri de destek verir.
Anayasa’dan Türklük kavramı da çıkarılacakmış, buna MHP dur diyebilecek mi acaba. Ya CHP, onlar da der mi ki!
Bülent Arınç demiş ki:” Hâkimler, tehdit ve talimatlarla karar veriyor.” İyi de Arınç beyefendi, bu talimatları kim veriyor, onu da açıklasana sıkıyorsa.
Rusya’ya ait 1 adet SU-34 uçağı Türkiye hava sahasını ihlal etmiş. Eyvahhh. Yoksa gene mi Rus Uçağını düşüreceğiz.
Rus savaş gemileri boğazdan geçmiş, Akdeniz’e açılmış. Türkiye ile Rusya arasında havalar ısınıyor, savaş mı çıkacak yoksa!
Güvenlik kuvvetlerine roketli saldırı! 5 yaralı
Ölenler ve yaralananların sayısı her gün artarken, sabahları uyandığımızda acı haberler alırken, mutlu ve huzurlu yaşamak kolay mı, diyeceksiniz.
Son günlerde 649 terörist öldürüldüğünü açıklamış Genelkurmay.
PKK nın Kökü kazınıyor mu dersiniz?
Bahçeli, kriz geçirdi, ama gene de MHP’nin başından ayrılmayacağım diyor. Sağlığı hiç önemli değil, koltuk daha kıymetli. Dersimli Kemal’de koltuğunu korumadı mı?
Başkalarına Diktatör bozuntusu derken, kendi partileri içerisindeki tutumlarına ne demeli!
AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o kadar memnun ki, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun Başkanlıkları ellerinden gitmesin diye dua ediyor olmasın.
Böyle muhalefet partileri olduktan sonra, ben Başkan da olurum, Anayasayı da hem çiğner, hem de değiştiririm, Kılıçdaroğlu ne derse desin, umurumda bile olmaz, onlar benim için çerez, diyordur,herhalde.
Sevgili okurlar, dertler bitmez. Sıkıntılara alışkın bu millet. Zor geçinen, ekmeğini başkalarına hizmet ederek kazanan, emeği çalınan, zamlar karşısında maaşı eriyen emekliler, köylüsü, işçisi, ellerini açarlar Allaha dua ederek rahatlarlar. Kırarlar soğanı, sıcak ekmeği bölerler ve yerler. Oh be bugünde karnımız doydu, deyip şükrederler ve çocuk yapmak için çaba harcarlar.
Televizyonda Seda Sayanın evlilik programını Bahçeli seyreder de ben neden seyretmiyeyim deyip, oturur dizi seyrederler.
Okumak yok, düşünmek yok, yazmak hiç yok.
Nasıl yazacağız, neyi eleştireceğiz, başımızı belaya mı sokacağız. Bize ne, gazeteciler yazsın, hapisleri boylasınlar. Fikirlerini, düşüncelerini söyleme, yazma kardeşim, sana mı düştü doğruları söylemek.
Ne diyor Arınç, Hakimler ve savcılar tehditle talimat alıyorlar, diyor.
Polisler de aynı değil mi?
Bu durumda ne Cumhurbaşkanını ve ne de Hükümeti eleştirmek olur mu? Sus ve konuşma.
En iyisi gelin biz bugün yaşamımıza bir başka gözle bakarak başlayalım.
Siz Güneşin sabah ilk ışıklarına ne zaman tanık oldunuz? Sabahın seher yelini vücudunuzda hiç hissettiniz mi?
Güneşin doğuşuyla beraber, kuşların cik cik öten seslerini en son ne zaman duydunuz.
Sabah uyandığınızda, gözlerinizi açtığınızda, Allah’a şükürler olsun, bu sabah da sağ salim, sağlıklı bir şekilde sabaha ulaştım, bugün özel bir gün, çünkü ben bugünde yaşıyorum, dediniz mi?
İnsan yaşamında sorunlar bitmez, sorunlar istenildikten sonra teker teker çözülür. Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünürsen, mutlaka sorunlarına bir çözüm yolu bulursun.
Gülümse hayata, sevgi ile bak etrafına, bırak dünya senin kahrını çeksin, sen dünyanın kahrını çekmeye çalışma, çekemezsin, altında kalır ezilirsin.
Hava soğuk olabilir, sıcak olabilir, yağışlı, rüzgarlı olabilir. Bırak nasıl isterse öyle olsun, kızma, üzülme, nasıl olsa geçecek ve eski haline dönecektir.
Siz başlı başına bir yaşamsınız. Hayatta telafi edilemeyecek tek şey ölümdür. Bak Mustafa Koç’ta öldü. Dedesi Vehbi bey de ölmüştü. Padişahlar, vezirler ve diktatörler de öldü.
Merak etme: sana, ülkene, vatanına, bayrağına, ihanet edenlerde öleceklerdir. Sular akacak ve mecrasını bulacaktır. Zaman geriye işlemez, ileriye gider. Her dakika kıymetlidir. Geriye dönüş yoktur.
Hayata öyle sarıl ki, kalp atışlarını tüm doğa duysun. Sevgini öyle dağıt ki, herkes seni sevsin.
Sabah evden çıkıp, akşam eve döndüğünde, tekrar şükret seni yaratan Allah’ına. Kazasız, belasız, sağ salim eve geldiğine, sevdiklerine kavuştuğuna şükret ve sevin.
Unutma sen bu dünyada başlı başına bir yaşamsın.
Senin varlığın bile özeldir.
31.01.2016
Zekeriya TÜMER
Bir yanıt yazın