Enflasyonda çift haneli endişesi…

NECDET BULUZ

Enflasyon konusunda Merkez Bankası tarafından yapılan son açıklamalar çift haneli endişesini ortaya koymuştur. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın konu ile ilgili Hükümete bir mektup göndererek bu endişeleri paylaşmış olması ve çift haneden konuşmaya başlaması artan enflasyon konusunun da son derece ciddi olmaya başladığını göstermiştir.
Her ne kadar Merkez Bankası Başkanı 2016 sonu enflasyon rakamlarını yüzde 7,5 olarak açıklamışsa da bunun tutmayacağı da görülüyor. Hatta yılsonunda yüzde 7,5 rakamının altında kalınması da ön görülüyor. Fakat artan pahalılık ve yan etkenlerin etkisi bu çabaları ortada bırakıyor.
Aslında Erdem Başçı 6 ay önce tek haneli faize geçilebileceğini açıklamıştı. Bugün ise yaptığı açıklamada “Tek faiz için erken” diyor. Bunun anlamı faiz koridorunun bir süre daha kalacağıdır.
Konu ile ilgili daha önce yazdığımız bir yazıda mutfaklardaki enflasyonun yüzde 20’lerin üzerinde olduğuna değinmiştik. Artan pahalılık, yan etkenler bir türlü enflasyonu düşüremiyor. Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon rakamlarını yüzde 7,5 görmesi, hatta bunun daha da düşürülmesi gerektiğini anımsatmasına rağmen, iyimser tabloda yılsonu enflasyon rakamlarının yüzde 8,5’i görebileceği ihtimalinin daha da güçlü olduğunu söyleyenler var.
Eğer, beklenen önlemler alınmaz, Başçı’nın belirlediği hedefler tutmazsa bunun Türkiye’yi daha kötü bir dengeye götürebileceğinden de endişe duyulmakta olduğunu belirtelim.
Çünkü Merkez Bankası Başkanı’nın “Yılın ilk üç ayında yıllık enflasyonun çift haneye çıkmaması için çalışacağız” demesi enflasyonun çift hanelere çıkabileceği endişesinin açık bir ifadesi olarak da değerlendirilebilir.
Aslına bakılacak olursa bütün mesele Türkiye’ye giren sıcak paranın yılardır ekonomiyi ve enflasyonu ayakta tutması olmuştur. Artık beklendiği gibi sıcak para akışında da yavaşlama başladı. Bunun yanında yabancılar çok önemli miktarda dövizi ülkeden çıkardılar. Yabancı yatırımcılar gelmiyor, üretimde duraklama sürüyor. Bir noktada her şey tüketim üzerine işliyor. Enflasyonu azdıran en büyük nedenlerin başında meyve-sebzelerdeki fiyat artışları geliyor. Alınan tüm önlemlere rağmen bu konuda bir denge sağlanamıyor.
Geçenlerde Antalya’daydık. Üretim bölgesi Antalya’da bile meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın sürmekte olduğunu gördük. Yetkililerle yaptığımız görüşmelerde de bize özetle şunlar söylendi:
“Bu yıl beklenmeyen dondurucu soğuklar oldu. Seralarda mal üretiminde zorlandık. Bazı bölgelerdeki kasırga ve aşırı yağışlar seralara zarar verdi. Bu da sebze ve meyve fiyatlarında artışlara neden oldu. Son günlerde bu artışlarda azalma oldu ama önümüzdeki günlerde ve aylarda fiyatlarda yine yükselme olacaktır. Bu da pahalık, ardından enflasyonu tetikleyecektir. Elimizde olmayan bu nedenlerin önüne geçmek mümkün olmadığından bundan sonra üretimde dengelerin değişip değişmeyeceğini de bilemiyoruz. “
Antalya bölgesinde bazı çarşı-pazarları gezdik. Üretim bölgesindeki çarşı-pazarlarda geçen yıllara oranla pahalılığın var olduğunu ve tüketicilerin şikâyetlerini de dinledik. Ortada bir pahalılık ve bunun getirdiği enflasyon var. Üreticilerin şikâyetlerini ise sıralamaya gerek görmüyoruz.
Zaten Merkez Bankası da gıda fiyatlarındaki artış var sayımını yüzde 8 olarak belirlemişti. Şimdi bunu yüzde 9’a yükseltti.
Belli olan şu:
Kurlardaki hareketlilik ve gıda fiyatlarındaki artışların beklentilerin üzerinde oluşması enflasyon rakamlarına olumsuz yansıyor. Bunun yanına bir de son günlerde ard arda yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeleri eklediğimizde ortaya nasıl olumsuz bir tablonun çıktığı açık biçimde görülecektir.
Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın “Tek faize henüz geçemeyiz. Küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek faize geçmemek daha doğru. Şu anda likidite politikasıyla faizi ayarlamak daha doğru” açıklamasını çok iyi değerlendirmek gerekiyor.
Sözü fazla uzatmaya da gerek yok:
Bugüne kadar enflasyon rakamları tutmamıştır. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı bilindiği gibi 13 yıldan bu yana Bankanın başında bulunuyor. Başçı, enflasyon konusunda ne dediyse tutmamıştır. Bundan sonra da tutacağını sanmıyoruz. İyimser olmak başka, gerçekler başkadır. İyimserliğin dışında gerçeklere yüzümüzü dönüp, bunları irdeleyerek yeni hedeflere yönelmek gerekiyor. Bol para dönemindeki hedeflerin, sıcak para girişinin gerilediği ve paranın azaldığı bir dönemde aynı hedeflerde ısrar etmenin de bir işe yaramayacağını görmekteyiz.
Özetle pahalık ve yüksek enflasyonla yaşanamaya hazır olmalıyız. Gelişmeler bunu açık biçimde ortaya koyuyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir