HDP heyetinin 9 Kasım 2013 tarihli görüşme tutanaklarında, HDP’nin İmralı heyetinde yer alan ancak Gezi olayları sebebiyle bir süre heyetten çıkarılan Sırrı Süreyya Önder’in, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmeye ilişkin çarpıcı bilgiler yer alıyor. Görüşme sırasında Kandil’e gideceğini söyleyen Önder’e, Erdoğan, “Cemil’e (Bayık) söyle, bana meydan okuyup durmasın” diyor. Erdoğan, çözüm süreci konusunda da şu mesajı veriyor: “Bana ne yapacağımı soruyorsun, söyleyeyim. Her şeyi yapacağım. Bir zamanı var ve bu konuda Apo ile de anlaşmışım.” Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre, Gezi olaylarının hemen ardından gerçekleşen ve 3 saat süren görüşmeye ilişkin ayrıntılar tutanaklara şöyle yansıdı:
ÖNDER:(…) Pervin Hanım’la beraber Sadullah (Ergin) Bey’i ziyaret ettik ve o görüşmede heyet meselesini başbakanla görüşmek istediğimizi ilettik. Sayın Başbakan beni davet etti ve üç saat görüştük. Yanımızda bir tek Yalçın Akdoğan vardı.
ÖCALAN: Haberim ve bilgim var. Sadece Başbakanın isteği ile olmadı. Bunda heyetin ve benim de ısrarım oldu. Doğrusu buydu ve çok önemliydi. Neredeyse tarihseldir.
ÖNDER: Sayın Başbakan bana başlangıçtaki hassasiyetimle sürece yaklaşacaksam tekrar heyete almak istediğini söyledi. Ben de belli bir siyasi tutumu gözetmekle yükümlü olduğumu söyledim. Benzer bir durum olduğunda, benzer bir tavır takınacağımı aktardım. Böyle bir durumda yine müdahale edeceklerse bunun sıkıntı doğuracağını belirttim. Tam anlaşmadık, ama zımni olarak bir noktada buluştuk. (…) Ben Başbakan’a dedim ki bunun dışında heyette yer almamı güçleştiren bir başka olgu daha var ve bu aslında yaşadığımız tıkanmanın da sebebi. O da hükümetin isteksiz ve çok tutumlu davranması. (…) Şimdi ben heyete girersem Kandil’e de gideceğim. Siz süreç hakkında ne düşünüyorsunuz, neleri yapmayı planlıyorsunuz diye sordum. O da bana “Cemil’e söyle bana meydan okuyup durmasın” dedi.
ÖCALAN: (Gülerek)Türk işi kabadayılık! Cemil’i ben uyaracağım. Başbakan’ı da siz uyarın. Bu işler bu üslupla olmaz.
ÖNDER: Başbakan devam etti: “Bana ne yapacağımı soruyorsun, söyleyeyim. Her şeyi yapacağım. Bir zamanı var ve bu konuda Apo ile de anlaşmışım. Tek bir kırmızı çizgim var, o da Suriye’dir. Orada Kuzey Irak benzeri bir yapılanmaya asla izin vermeyeceğim.”
ÖCALAN: (Sinirlenerek) Sen de ona söyle: Biz de merkezi Suriye devleti içinde Kürtleri asla eritmeyeceğiz. Bu da bizim kırmızı çizgimizdir!”