BİDEN, RÜZGÂR GİBİ GEÇTİ..
HÜSEYİN MÜMTAZ
Ankara’dan değil, İstanbul’dan geçti..
Ankara’ya neden uğramadı acaba, Anıtkabir’e gitmemek için mi?
Sonuçta Biden, “diplomatik kurallar” içerisinde esti, gürledi, geldi, geçti… Bize de “hasar tespiti” yapmak düştü.
Biden’in İstanbul temasları, ziyaretin hemen öncesinde cereyan eden üç olayın gölgesinde/etkisinde başladı…
Acaba planlı mıydı “o olaylar”, gerekli etkiyi/baskıyı yaratmak için bilerek ve isteyerek mi “denk getirilmişti”?
- “Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, İngiltere’nin ünlü gazetesi Guardian’a verdiği röportajda, bu yıl 100. yılını dolduran Sykes Picot Anlaşması’nın artık miadının dolduğunu ve Ortadoğu’da yeni bir anlaşmanın üzerinde çalışılma zamanının geldiğini bildirdi. Bu gün yayımlanan röportajda Barzani, özellikle Irak ve Suriye’de bundan sonra birlikte yaşamanın imkânı olmadığını, bu nedenle söz konusu ülkelerin haritasının yeniden çizilmesi gerektiğini vurguladı. Barzani ayrıca, bağımsız Kürdistan’a hiç olunmadığı kadar yakınlaşıldığını, bu gerçeğin artık uluslararası camiada da kabul gördüğünü yeniledi. Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, ‘Irak ve Suriye mezhep ve milletler arasında zaten ayrışmıştır, 100 yıl boyunca denenmiş bir anlaşma üzerinde ısrarcı olmanın fayda getirmeyeceği aşikârdır’ ifadesini kullandı. Kürdistan Bölgesi’ni Afrika ülkelerine benzetilmemesi gerektiğini söyleyen Barzani, ‘Biz Afrika’dan önce bu tecrübeyi yaşadık, 2003 yılında bütün çabamızla Bağdat’a bağlandık ancak gördük ki olmayınca olmuyor, çünkü Irak’ta birlikte yaşama kültürü sona ermiştir’ dedi”.
Devam ediyor Barzani ayni demecinde;
“Türkiye’ye de değinen Barzani şöyle konuştu: ‘Bunu kabul edip etmeyeceklerini Türkiye ile konuşmadık. Karşı çıkacaklarını sanmıyorum. Bu bizim ulusal hakkımız. Kimseye tehdit oluşturmuyoruz ve haklarımızı kullanmak için izin istemiyoruz’. Bölgede bu konudaki tutumların değiştiğini söyleyen Barzani, ‘Size bir örnek vereyim. Türkiye’de Kürdistan ve Kürt ifadelerini kullanmak yasaktı, ama bir ay önce Türkiye’ye gittiğimde, Kürdistan bayrağı cumhurbaşkanlığı sarayında dalgalanıyordu’ dedi”.
- BBC, ABD’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgede bir uçak pistini genişletmekte olduğunu gösteren uydu görüntülerine ulaştı. Küresel istihbarat konularında faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Stratfor’un elde ettiği görüntüler, Kürt güçlerin kontrolündeki Rimelan’daki, bir uçak pistinin yaklaşık iki kat büyütüldüğüne işaret ediyor. Ülkenin kuzey doğusunda bulunan Rimelan, Haseke kentine bağlı.
Uydu görüntüleri, Rimelan’daki alanın uzunluğunun 700 metreden 1300 metreye çıkarıldığını gösteriyor. Bu, Herkül uçaklarının inmesi için yeterli bir alan. Son günlerde uçak pistiyle ilgili söylentiler medyaya yansımıştı. Görüntülerin, ABD’nin IŞİD’le mücadele eden Kürt güçlere desteğinde yeni bir yaklaşıma girdiğinin işareti olabileceği düşünülüyor. YPG iki yıldan fazla süre önce bu alanın kontrolünü ele geçirmişti.
- Çatışmaların sona erdiği Silopi’de arama çalışmalarını sürdüren güvenlik güçleri, bir evin bahçesinde depo olarak kullanılan alanda monte edilmemiş bir mini insansız hava aracı ele geçirdi. İnsansız hava aracının (İHA) ABD yapımı RQ-20 Puma modeli olduğu belirlendi. Bu İHA’nın ABD tarafından PYD’ye yapılan askeri yardımlar arasında bulunduğu tahmin ediliyor. 2007 yılında üretilmeye başlanan sabit kanatlı Mini İHA’nın fiyatının 20 bin dolar olduğu belirtildi. Elle atılarak kalkış yapan Mini İHA’nın gündüz ve kızılötesi kamerası bulunuyor.
Bunlar oluyor ve arkadan Biden İstanbul’a geliyor.
Ne yapıyor İstanbul’da?
“Biden, 23 Ocak’ta İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Suriye, Irak, IŞİD, PKK ve PYD görüşmeden önce 22 Ocak’ta tam bir hak ve özgürlükler gövde gösterisi yaptı. Kimlerle ne görüşmedi ki. Parlamenterlerle Kürt sorununun geleceği, işini kaybetmiş gazetecilerle basın özgürlüğü, Can Dündar’ın eşi Dilek Hanım ve oğlu Ege ile, Dündar ve Erdem Gül’ün iki aya yaklaşan tutuklulukları, sonra o dilekçeye imza atıp hain damgasını yiyen üniversite mensuplarının durumu, kısaca bugün Türkiye’de konuşulması sorunlu olan bütün konular.
Biden bu hamleyi belki ABD’nin temel evrensel haklara ne derece önem verdiğini sergilemek, belki son zamanlarda Türkiye’den gelen ‘Suriyeli mülteciler ve IŞİD’le mücadelede istediğini almak için Türk hükümetini kızdırmamak adına insan hakları ihlallerini dile getirmiyor ABD ve AB’ eleştirilerine cevap vermek, belki de yalnızca hükümete ‘İstersem seni içeriden rahatsız ederim, istediğimi vermezsen’ mesajı vermek için yapmıştı.
Nitekim Hürriyet’te Deniz Zeyrek’in haberinden okuyoruz ki, Türkiye, evet PYD konusunda ABD ile hâlâ ayrı noktalarda. Mesela Suriye ile sınırın o kritik bölgesinin kapatılması konusunda bir görüş birliğine doğru gidiliyor. Ve Irak’taki Başika kampının Türk eğitim kampı olmaktan çıkarılıp, Türk ve Irak askerilerini da kapsayacak şekilde bir ‘uluslararası eğitim kampına’ dönüştürülmesi formülü üretilmiş” diyor Murat Yetkin.
Ceyda Karan’ın da aktardığına göre; “Çok üst düzey bir ABD Dışişleri yetkilisi, Avrupa’dan işittiğimiz rivayetleri doğrulayarak (şunu) dile getirdi: ‘Avrupalılar (ABD’ye) Türkiye’yi NATO’dan çıkartalım dediler. Biz itiraz ettik.’ İşler bu raddeye varmış…”
Bu NATO meselesi de Biden gelmeden hemen önce “sızdırıldı”..
Biden iki yıl önce de KKTC’ye geçmiş, Eroğlu ile “bayrak olmayan” yan odada görüşmüş, kapıda el sıkma pozu bile vermemiş, arkasını dönüp yürümüştü.
Eroğlu farkında mı bilmiyorum ama Akıncı’ya karşı seçimi ezici farkla kaybetmesinin en önemli iki nedeni vardı; 1.Biden’in o tavrını hazmetmesi;2. Futbol Federasyonu Başkanı’nın Rumlarla birleşme çabaları.
Sonuçta Biden İstanbul’a geldi; “ecdadımızın” miras bıraktığı Dolmabahçe Sarayı ve Yıldız köşküne hayran olup yine İstanbul’dan gitti..
Gitti de “hasar kontrolü”nü kim yapacak, nasıl sonuçlanacak merak ediyorum..25 Ocak 2016
57’İNCİ ALAY HER YERDE/HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ