NECDET BULUZ
Hükümet kanadından yapılan açıklamalara göre işsizlik sayısı içinde bulunduğumuz 2016 yılında düşüş gösterecekmiş. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu konuda gerekli önlemlerin de alınacağını söylüyor. Ancak, bazı resmi rakamlar ve gelişmeler bakılacak olursa tam tersi işsizliğin daha da artacağını ve Türkiye’nin önündeki en büyük sorunlardan biri olacağını görmekteyiz.
Sanki kendi işsizlerimiz yetmiyormuş gibi, şimdi de Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılara iş fırsatlarının yaratılmasına çalışılıyor. Bazı işyerlerinde 8 işçiden birinin Suriyeli olacağına vurgu yapılıyor.
Elimizde bazı rakamlar var. Buna göre gerçek işsiz sayısının 6 milyona dayandığını söyleyenler de var, gerçek işsizlik oranının 17 milyona dayandığını iddia edenler de var. Bugünkü yazımızda kısaca bunlara değineceğiz.
DİSK-AR’ın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim dönemi işsizlik verilerine ilişkin değerlendirmesinde işsizlik oranı yüzde 17, işsiz sayısı 5,5 milyon olduğunu açıkladı.
Resmi işsizlik oranının yüzde 10,5 olduğu Ekim 2014 yılına göre 0,1 puan ve 104 bin kişi arttığını belirten DİSK-AR, “Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam verilerine göre yine 10,5 ile geçtiğimiz aydaki işsizlik oranını 0,2 puan üzerinde gerçekleşti. İşsizlik oranında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre artış, kayıtlı işsizlerin çalışma hayatından uzak kalmaması amacıyla uygulamaya sokulan Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamındaki kişilerin sayısındaki artışa rağmen arttı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde bu kapsamda çalıştırılan işsiz sayısı 37 binden 223 bine yükseldi. Bu kişiler hakları söz konusu olduğunda işçi kapsamında değerlendirilmiyor ve en temel haklardan yoksun bırakılıyor” dedi.
Asgari ücretin artırılması işverene büyük yük getirecek, bu kesin gibi görünüyor. İşveren, bu yükü nasıl hafifletecek? Hiç kuşkusuz işçi çıkarmayla bu işin içinden çıkılacak. Bu nedenle 100 kişi istihdam eden bir işletmede bu iş artık 80 kişi ile yapılmaya çalışılacak. Az işçi ile çalışan işletmelerde kalitenin düşmesinden de endişe ediliyor.
DİSK-AR’ın hazırladığı raporda bu konuya da değiniliyor ve şöyle deniliyor:
“64.Hükümetin eylem planı ile ortaya çıkan tabloda özellikle asgari ücret tartışmaları üzerinden güncel kılınmaya çalışılan temel meselelerden biri emeğin kazanılmış haklarına yönelik kapsamlı bir saldırının hazırlıklarıdır. Toplumsal baskı sonucunda asgari ücrete yapılması gündeme gelen ücret artışının henüz uygulama yokken adeta rövanşı alınmak istenmektedir. Kıdem tazminatının fona devri ile gaspı, dayıbaşılık sisteminin kurumsallaşması anlamına gelecek olan özel istihdam bürolarının yetkilerini genişletmek için yapılması düşünülen değişiklikler, işverenlerin işçi üzerindeki keyfiyeti anlamına gelen esnekliğin özellikle gençler üzerinden yaygınlaştırılması ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen stratejiler önümüzdeki dönem açısından son derece kritik olacaktır.”
Ekim 2015 ‘de resmi işsizlik sayısı 3 milyon 147 bin kişi olarak açıklandı. Genç işsizlik oranı ise yüzde 19,3 olarak gerçekleşti. İşsiz olduğu halde hesaba katılamayanlar dahil edildiğinde işsiz sayısının 5 milyon 575 kişiye ulaştığı söyleniyor. Kaba hesaba göre gerçek işsizlik sayısı 6 milyona ulaşmış görünüyor. Endişe edilmesi gereken ve ciddi bir işsizlik sorunu ile karşı karşıyayız.
İşsizlik sorunu büyürken, her 3 işçiden birinin de güvencesiz olduğu ortaya çıktı.
Bu konuda yapılan bir araştırmada Ekim 2015’te herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı yüzde 33,9 olarak gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz. Bu durum da çalışan her 3 kişiden birinin hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalıştığını gösteriyor.
Sayıları 3 milyonu aşan ücretsiz aile işçilerinde güvencesiz çalışma oranı ise yüzde 90’ları aşıyor. Tarım sektöründe çalışanlarda ise durumun daha da kötü olduğunu görmekteyiz. Tarımda çalışan 5,5 milyon çalışanın yüzde 80,9’unun yani 4,4’ünün sosyal güvencesinin bulunmadığı ortaya çıkıyor.
Konu ile ilgili çarpıcı bir diğer konu da şu:
TÜİK, çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayan sayları 2 milyon 352 bin kişiyi işsiz saymıyor. Hesaba katılmayan bir başka işsiz grup ise mevsimler işçiler olarak görülüyor. Bu sayı ise 76 bin kişiyi buluyor. Bunlar da istatistiklerde yer almıyor. Bu durum, verilerin gerçekleri tam olarak yansıtmadığını da gösteriyor.
Nüfus artışımıza oranla önümüzdeki yıllarda yatırım ve buna bağlı istihdamlar gerçekleşmezse işsizlik sorununun Türkiye’nin gündemine birinci sıra oturacağını da görmekteyiz. Büyüme hızımızın düşmesi, yatırım ve istihdamların da önünü kesiyor. O nedenle buradan da fazla bir umut görünmüyor.
Aslında işsizlik konusu çok önemli olmasına rağmen, başta terör olmak üzere yoğun gündem nedeni ile bu sorun ikinci, hatta üçüncü planlara düşmektedir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın