Yazar : Prof. Dr. Necati DEMİR
Özet:
1071’den önce gelip Anadolu’ya yerleşen Türklerin bir bölümü, Hristiyanlığı kabuledip Grek harflerini öğrenmişler ve bu alfabe ile bir edebiyat meydana getirmişlerdir.Anadolu’da yaşayan, Türkçeden başka dil bilmeyen, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebinibenimsemiş Türklere “Karamanlı Türkleri veya Karamanlı” adı veriliştir. Selçuklu Dönemive Osmanlı Dönemi’nde dinlerine müdahale edilmediği anlaşılmaktadır. Onlar, meydanagetirdikleri edebiyatın yanında dinî ve sivil yapılarda, ev eşyaları ile mezar taşlarınınüzerinde Grek harflerini kullanmışlardır. Grek harfleri ile yazılan Türkçe kitabeler; Türkdili, tarihi ve kültürü açısından son derece önemlidir. Biz bunu dikkate alarak pek çokilimizde alan araştırması yapıp Konya, Niğde, Kayseri, Ankara, Mersin, Isparta, Antalya,Nevşehir, İstanbul, Antalya, Tokat, Ordu, Zonguldak… illerinde bulduğumuz kitabeleriokumaya ve değerlendirmeye çalıştık. Tespit ettiğimiz kitabelerden hareketle Karamanlı Türklerinin kullandığı alfabeyi belirleyip metinlerin dil özelliklerini incelemeye çalıştık.
Dipçe : Bu yazı ile beraber Sn. Haluk Tarcan’ın ÖnTürk tarihindeki Karaman Rumlarının yerini anlatan ve Sn. Kazım Mirşan’ın bulguları ile desteklenen “Karaman Rumlarımız” adlı yazısını okumanızda fayda vardır. Bağlantı hemen aşağıda
Giriş:
Dil, tarih ve kültür konuları ile ilgili alan araştırmalarımızı Kayseri, Nevşehirve Niğde yörelerinde sürdürürken karşımıza ilgi çekici bir konu çıkmıştır: “Grekharfleriyle yazılmış Türkçe kitabeler”. Daha sonra bu konu hakkında tarafımızdandetaylı araştırmalar yapılmış, kitabelerin Konya, Niğde, Kayseri, Ankara, Mersin,Isparta, Antalya, Nevşehir, İstanbul, Tokat, Ordu, Zonguldak… illerinde dinî vesivil yapılar, ev eşyaları ile mezar taşları üzerinde bulunduğu tespit edilmiştir.Günümüzde bu kitabelerin bir kısmı mevcut yerlerindedir. Bir kısmı ise çeşitli müzelerde saklanmaktadır. Büyük bir kısmının da kayıp olduğu anlaşılmaktadır.
Grek harfli Türkçe kitabe ve metinlerin, Hristiyan Ortodoks Karaman Türkleri tarafından yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bizim tespit edebildiklerimizin yazılış tarihleri, 18. yüzyıldan başlayıp 20. yüzyılın başlarınayani mübadele yıllarına kadar sürmektedir. Bu kitabelerin dışında Karamanlı Türklerinin meydana getirdiği bir edebiyat da vardır. Türklerin Grek alfabesinikullanması, 1484’e kadar indiği anlaşılmaktadır1.
Yapılan araştırmalara göre Grek harfleri ile yazılan Türkçe kitabelerin sayısı,tahmin edilenden çok fazladır ve bu kitabeler içerisinde büyük boyutta Türk dili,tarihi ve kültürü ile ilgili bilgiler saklıdır. Biz bu çalışmada Anadolu’da tespitettiğimiz ve bizzat inceleyerek okuduğumuz 23 kitabeyi verdik. Tokat Müzesi’ndebulunan mezar taşı dâhil (Tokat Müzesi’nde varlığını bildiğimiz bir mezar taşını,müze müdürü incelememize izin vermemiştir.), varlığını bildiğimiz ancakulaşamadığımız 4 kitabeyi, daha önce çekilen fotoğraflardan okumak zorundakaldık. Ordu-Mesudiye’de bulduğumuz kitabenin tamamına yakını tahrip olmuştur. Ordu-Mesudiye’deki bu kitabenin sadece ilk satırdaki “sene 1858” ifadesiniokuyabildik. Ayrıca İstanbul Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı önündeyere döşenmiş mezar taşlarından yaklaşık 10 tanesini yazıların yıpranmasındandolayı okuyamadık. Varlığını bildiğimiz ancak ulaşamadığımız Eskişehir veKayseri’deki birkaç kitabe ile bundan sonra tespit edilecekleri ise daha sonrakiçalışmalarımıza bırakıyoruz.
1. Gayrimüslim Karaman Türklerinin Tarihine Kısa Bir Bakış: Anadolu’da yaşayan, Türkçeden başka dil bilmeyen, Hristiyanlığın Ortodoksmezhebini benimsemiş Türklere “Karamanlı” adı veriliştir. Karamanlı Türklerininkonuştuğu ve yazdığı Türkçe de “Karamanlı Türkçesi” veya “Karaman Türkçesi”olarak adlandırılmıştır.
Özellikle şunu belirtmek gerekir ki Anadolu’da kurulan ikinci dönem Türkbeyliklerinden Karamanoğulları Beyliği’nin gayrimüslim Karaman Türkleri ile soylarının binlerce yıl öncesine dayanan ortaklığı dışında bir ilgisi yoktur.Müslüman Karamanoğullarının, Oğuzların Salur veya Afşar boylarına mensupolduğu düşünülmektedir2. Karamanoğulları Beyliği’nin bu adla anılmasının sebebi,beyliğin kurulduğu yörenin Bizans döneminden beri Karaman adı ile anılması olsagerektir.
János Eckmann, Karamanlı Türkçesi konusunda pek çok makaleyayımlamıştır3. Semavi Eyice, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde tespit ettiği kitabeleriiki makale hâlinde yayımlamıştır4. Mehmet Eröz, Hristiyan Türkler konusundakiçalışmasında Karaman Türklerinin üzerinde de durmuştur5. Osman Fikri Sertkayaise Karamanlı ağzı ile yazılan metinleri incelemiş, İstanbul Balıklı Meryem AnaManastırı’nın bahçesinde bulunan mezar taşlarından bazılarının metnini vermiştir. Sertkaya, ayrıca Karaman Türkçesi ile ilgili çalışmaları kısaca özetleyerek derlitoplu bir literatür sunmuştur6. Harun Güngör, zaman zaman tespit ettiğiKaramanlıca kitabeleri yayımlamıştır7. Görsel Korat, İstanbul Zeytinburnu’ndakiBalıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı’nın avlusundaki Karaman Türkçesi ile yazılmış mezar taşlarının resmini yayımlamıştır8.
Öyle görünmektedir ki Türkler, 1071 yılından çok önce Anadolu’ya gelip yeryer yerleşmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulduğumuz Köktürk harfli kitabelerden anlaşıldığına göre 1071 öncesinde gelen Türklerin büyük çoğunluğu ise muhtemelen Şamanizm inancına bağlı idi.
Bazı Türk boylarının Müslüman Oğuzlardan çok önce Anadolu’ya gelipboydan boya yerleştikleri hakkında yüzlerce kaynak ve delil bulunmaktadır9. Konu çok kapsamlı olduğu ve bir makalenin sınırını aşacağı için biz bu çalışmada ayrıntıya girmeyeceğiz.
Karaman Türkleri, 1071’den çok önce Türkiye’ye gelip yerleşen Kuman /Kıpçak veya Peçenek Türklerinin bir boyu olmalıdır. Anadolu’da Karaman ismineilk kez MÖ 400’de rastlıyoruz. Bugünkü Uşak ilimizin bulunduğu yerinyakınlarında MÖ 400’de Keramonagora (Karamanpazarı, Karaman Halk Meydanı)adlı bir yerleşim merkezi bulunmaktadır. Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası adlı eseriyazan Ramsay, Keramonagora’nın İslâmköy olabileceği düşüncesindedir10.Selçukluların Doğu Anadolu’ya yaptıkları akınlara karşı Bizans İmparatoruKonstantin Momomach, Peçeneklerden 15 bin kişilik bir birlik kurmuş, bu birliğinbaşına dört Peçenek komutan tayin etmiştir. Bu komutanlardan birinin adı daKaraman’dır11. 1473’te kaleme alınan Saltık-name’de Karaman ilinden ve o ildeyaşayanların bir kısmının Müslümanlığı kabul ettiğinden bahsedilmektedir12.Ayrıca Müslümanlığı kabul eden Karaman adlı bir şahsın Selçuklu sultanına damatve komutan olduğu anlatılmaktadır13. Osmanlılar bu bölgeyi sınırlarına dâhilettikten sonra Karaman adını değiştirmemişler ve idari taksimata da pekdokunmamışlar, bu yöreyi aynı adla kayıt altına almışlardır14.
Türkçeden başka dil bilmeyen Hristiyanlara bu adın verilişi ile ilgili ilkbilgilere 1553-1555 yılları arasında Anadolu’da seyahat eden Hans Dernschwan’ınseyahatnamesinde rastlamaktayız. Eserde kelime “Caramanos” şeklindegeçmektedir15. Gayrimüslim Karaman Türkleri, Karamanlı Türkçesi ile Anadolu’dazengin bir edebiyat ortaya koymuşlardır. Karaman Türkçesiyle yayımlanan en eskikitap 1584 tarihini taşımaktadır. Karaman Türkçesiyle basılan eserlerinbibliyografyası ve kısa tanıtımları ile ilgili Yunanistan’da beş ciltlik eseryayımlanmıştır16.
Günümüzde Türkiye’nin güneyinde bir ilimizin adı Karaman’dır. Adapazarı,Balıkesir, Bursa, Antalya, Denizli Acıpayam, Ankara Çubuk, İzmir Ödemiş’e bağlıbirer Karaman köyü bulunmaktadır. Denizli Çivril, Edirne Uzunköprü, BurdurTefenni’de Karamanlı; Balıkesir, Bolu, Antalya, Bursa İnegöl, Balıkesir Dursunbey, Kocaeli Kandıra’da Karamanlar köyleri; Kütahya Gediz’deKaramanca köyü yer almaktadır17.
Anadolu’ya Selçuklulardan önce yerleşen Türklerden Ermenilerin etkisindekalanlar zamanla Ermenileşmişlerdir. Rum cemaati içinde kalan Türkler isekararsız kalmışlardır. Rum adı ile anılmalarına rağmen bunu yürektenbenimsemedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumu Karaman Türklerinden bir şairinkaleme aldığı şu dörtlük çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır:
Kerçi Rum isek de Rumça pilmez Türkçe söyleriz
Ne Türkçe yazar okuruz, ne de Rumca söyleriz
Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır ki
Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz18.
Konunun başka dikkat çekici bir yönü de Selçuklulardan önce Anadolu’yayerleşen gayrimüslim Türklerin, Osmanlı Dönemi’nde de Hristiyan olarakkarşımıza çıkmasıdır. Zira 19. yüzyılda Anadolu’yu dolaşan Charles Texier, Ispartaçevresinde Türkçe konuşan Hristiyanlardan bahseder. Evliya Çelebi, Alanya’nınbir mahallesinde oturan Rumların, Türkçeden başka dil bilmediklerini anlatır.Avram Galanti, Antalya’da Yunanca bilmeyen Rumlardan bahseder. Bir başkakaynak, Ankara Rumları için “Rumca bilmeyen Türkçe konuşan Rumlar” olarakbahseder. Şeriye sicillerinde Isparta’da, Konya’da, Kayseri’de, Niğde’de,Ankara’da, Tokat’ta, Sivas’ta gayrimüslim Türklerin yaşadığı açıkça bellidir19.Üzerinde çalıştığımız Grek harfli Türkçe kitabelerin de aynı yörelerden çıkmasıgerçekten ilgi çekicidir.
Öyle anlaşılmaktadır ki, gayrimüslim Türklerin dillerine, dinlerine ve yaşayıştarzlarına, Selçuklu Dönemi’nde ve Osmanlı Dönemi’nde hiç müdahaleedilmemiştir. Bütün bunlarla birlikte kitabelerde kiliselerin bizzat padişahtarafından yaptırıldığı ve onarıldığı açıkça bellidir.
Dil yadigârlarından anlaşıldığına göre gayrimüslim Karaman Türklerinin dili,Kuzey Türkçesinin yani Kıpçak Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Bu durumtarihî alt yapı ile de uyumludur.
2. Karamanlı Türkçesi ile Yazılmış Kitabelerin Bazıları:
1. Nevşehir-Ürgüp Yenicami Mahallesi Hamam Kitabesi
2. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Suvermez Kasabası Ev Kitabesi
3. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Özlüce Köyü Kilise Kitabesi
4. Niğde-Konaklı Köyü Kilise Kitabeleri
5. Niğde Yeşilburç Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi
6. Niğde Müzesi Mezar Taşı Kitabesi
7. Niğde-Kumluca Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi
8. Niğde-Hamamlı Köyü Kilise Kitabesi
9. Konya-Sille Hagios Mikhael Kilisesi Kitabesi
10. Kayseri-Endürlük Köyü Üç Azizler Kilisesi Kitabesi
11. Isparta-Doğancı Mahallesi Aya Yorgi Kilisesi Kitabesi
12. Antalya-Alanya Müzesi Kilise Kitabesi ve Mezar Taşı Kitabesi
13. Mersin-Silifke Müzesi Mezar Taşı Kitabeleri
14. Karadeniz Ereğlisi-Süleymanlar Mahallesi Çeşme Kitabesi
15. Tokat Müzesi Mezar Taşı Kitabesi1
6. İstanbul Zeytinburnu’ndaki Balıklı Meryem Ana Rum OrtodoksManastırı Mezar Taşları
3. Grek Harfli Türkçe Kitabelerin Metinleri:
1. Nevşehir-Ürgüp Yenicami Mahallesi Hamam Kitabesi: (1) Asr-i Sultan-iHamid-i sani (2) fahr-i alemdir. Dehrin salmani (3) sayesinde inşa olan pu hamam, (4)ahalimiz ipraz etdi. İhtimam (5) gidirig. Puyurdi evlad-ı vatan (6) ianesin puradan,kerek taşradan. (7) Haralampos Hacı Savva eseri (8) yad etdirir eser, ehl-i hüneri (9)ethemel to 1900 (Fotoğraf: 1, 2).
2. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Suvermez Kasabası Ev Kitabesi: (1) 14 April1912 (2) Masalah! (3) Ya rapi! Pu (4) hane senintir, (5) bu hanetekileri (6) esirke. Amin!(7) Çerioğlu Hacı Aspar. (Fotoğraf: 3).
3. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Özlüce Köyü Kilise Kitabesi: (1) AzizBasiliostan (2) mahsıstır. Zilelile(3)re ne mutlu. Kelip(t) (4) te kören (k)izennere (5)rahmet, kalfasına, (6) yapturanlere, (7) ırahmet olsun ec(8)tatlerine, 1849 (9) MortatuAgıu Basi(10)liu (Fotoğraf: 4).
4. Niğde-Konaklı Köyü Kilise Kitabeleri:
4.1. (1) Çümle tintarlere ver(2)irim kamet, Aziz Harala(3)mpis’ten olsunnigiame(4)t, pu haneye çekilen za(5)hmet, fazilet sagapı ol ü(6)statlere 1844. liu(Fotoğraf: 4).
4.2. (1) Allahü azimşan temennah (2) Abtilmecid efentimizin fermanı iglen (3)İkonıugohmanı Ypsakemin(?) kametigilen kal(4)fa Kiryakon’un çahtikargistıgılenmis (5) ….. aziz (6) Blasios’un inayetigilen çümle ortodoksosları (6) layık eyleye olcenneti aleye, amin. (8) 1844 Agustos 15 (Fotoğraf: 6).
4.3. (1) Aziz Vasileios Tangeahsisti(2)r(?) mistililere(?) ne mütlu nelire (3)korenlere, rahmet kalfasına y(4)aptıranlere, ırahmet olsun ecta(5)tlerine. (Fotoğraf:7).
5. Niğde Yeşilburç Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi: (1) … Serif Eklisiya… seniniz gaiu(?)(2) … seninmis … sen mukemlen … (3) … nin aziz, müparek kanı… (4) …rtıros Diyakonos Ayios Istefanos (5) … temelinden tamir oluntu cümne hri… (6) hizmet etmia buna … ve üçüncü (7) … ve mürüvvetli Sultan Selimhazreretlerinin (8) emri şifiynen … h … ve eytin (9) …miru kiriyum … os … ayiosikonias … (10) efendimizin gününde ve bina kalfaları gi … (11) asmir kalfa marençisene 1807 magio 2 (12) muazım eklisanın bina kalfası Zincidereli (13) Esefoğlu Kalfa… . (Fotoğraf:8 ).
6. Niğde Müzesi Mezar Taşı Kitabesi: -.–/ -.–/ -.–/ -.-
(1) Sebeb-i meftim civanıma meram etti felek
(2) Kenç yaşımda ömr ü dünyayi haram etti felek
(3) Ne tahamül eglesin kardaş mader ehl-i ayal
(4) Yirmi peş yasimda ömrümü hitam etti felek
(5) Yerde insan agledi kökte melekler etti ah
(6) Mezarim topragını amper-i fam etti felek
(7) Sebep-i meftim olan versin sualim aglesin
(8) Hak divanında peni mahsun aram etti felek
(9) Okusun rahmet-ile ismimi hep halk-ı cihan
(10) Mezarım taşına köz yasımı kam etti felek
(11) Tarih-i meft 1894 İouniou 23 E. Esiroglu (Fotoğraf:9).
7. Niğde-Kumluca Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi: (1) İşpu emate ihtazolan Atios Stefanos Eklisası tikatli yapılti. Ruy zemin (2) halifesi sefketlü, elametlü,fükaraya merhametlü patişah-i alempena Sultan (3) Mahmüt efentimizinmerhametkara inayetüllahi hatt-ı humayun ferma(4)ni alisan-ilen çümlemiz yetkil veyekcihet olalım, avaz ete(5)rek teyelim Zülcelal hazretlerine ki pu adaletlüpatişah(6)imizin üzerinte olsun nazar. Amin. Tevlet-i Aliye kullarıntan (7) serifetlüKyrios Kyrios Ayos İkoniü Despoti Anthimios efentimizin (8) vakt-i tuasıylenKümüshane karyesinten Hmaralı Papa Lazaros (9) torunu Grigor Kalfa marifetiylen1835 İuliu 2 yapıltı. (10) 1835. (Fotoğraf: 10).
8. Niğde-Hamamlı Köyü Kilise Kitabesi: (1) Pu aziz eklasai suvayan KaiseriliEnterlükten … Metamorphotis yartımçı olsun cümle. (Fotoğraf: 11).
9. Konya-Sille Hagios Mikhael Kilisesi Kitabesi20: (1) 327 tarihinte pu serifekklisemizi (2) Aya Eleni Mihail Arhangelos ismine kurtu. Temeli (3) Haleekklesiamizin üçüncü tamiri (4) sefketlü Sultan Mahmut efentimiz ihsan eyleti,emri(5) Epitropos zarraf Ha(cı) Elya Oltu tekmil nazırı (6) Mihael Arhangelosunsefaati ilan hak teale (7) imtat etenlere ve zahmet çekennere vere eciri (8) sine 1833(9) Feb 12 (10) a. o
10. Kayseri-Endürlük Köyü Üç Azizler Kilisesi Kitabesi: (1) Pu muazzamipatet(hane) … (2) (devle)tlü patişah Sultan … (3) asirinte, Kayseri kahini fazile(4)tlüPaysios’un kahanetinte Çi(5) lepoglu H. Murat Kalfa’nın res(6)mi ile, ve pu köyteikamet iten (7) çümle müminlerin gani imtatı (8) ile, mukates teslisin ismine pi(9)ŋsekiz yüz otuz peş se(10) nesinte, mücetteten ahya (11) olunup, septembriosuns(12)ekizinte taktislenti. 1835. (13) Mezkur H. Kalfa’nın hayretitir. (Fotoğraf: 12).
11 Isparta-Doğancı Mahallesi Aya Yorgi Kilisesi Kitabesi 21: (1) Pu serifEisodia tes Panagias ekklesiası evvel (2) Allahu azimü’ş-şanın sanie valitetu’llahıŋ (3) keremi inayetleriyle patişahimiz şevketlü (4) Abdülmecid efentimizin eyam-ıdevletlerinte (5) ve arhierasımız Kyros Kyr Meletios efentimiziŋ (6) vaktinde çümleOrtodoks hristianlarıŋ (7) imtat ve gayretleri ile 1857 mayus tarihinte (8) Miysli HacıNikola ve Rodoslu Andreas Soulinas (9) ustalartan temeli konulup 1858 mayos 20tarihi (10) merhum Hacı Nikola Usta vefat ettikte (11) 1860 senesi içinte Andreaustadan hitam (11) pulmuştur.
12 . Antalya-Alanya Müzesi Kilise Kitabesi ve Mezar Taşı Kitabesi:
12.1. (1) Ayos Georyos (Georgios?) Eklisasi kadimden purta pulunur. (2) Şimdipu tarihte aziz eklisaniŋ yeniden (3) Ortotokso Hrisdian karindaşlarimiz kuvetiŋde(4) yapilmiştir. Piz te eklisanıŋ tarihi (5) pilmek içün pu tarihi yaztırmışımtır. (6)Alanyalı Manud oglu Sava 1873 April 23. (Fotoğraf: 13).
12.2. Antalya – Alanya Müzesi: (1) Punta pulunan (2) H. Lefter Tamati Neofit (3)ö.s. 1878 Fevrar 27 Pefati, (4) okuyan, rahmet okusun. (Fotoğraf: 14).
13. Mersin-Silifke Müzesi Mezar Taşı Kitabeleri:
13.1.(1) Kayseri Talasli Arsen Tozakoglu (2) mezaritir. Tevelluti (3) 1858 (4)vefati (5) 25 mart 1882. (Fotoğraf: 15).
13.2. (1) 14.1.1872 Fevr (2) Vilayetim Trapezon Pa(3)nayot oglu Nikola Kalfa (4)pirateri Georgi oglu Romanos (5) o theos sygkhoresis. (Fotoğraf: 16).
14. Karadeniz Ereğlisi-Süleymanlar Mahallesi Çeşme Kitabesi22: (1) Sahibü’lhayrat(2) içenlere afiyet, (3) yaptırane rahmet. (4) Ha(cı) Istavri
15 Tokat Müzesi Mezar Taşı Kitabesi:23 (1) Pu mezarta yatar Panayot (2)Poyacıoglu 1847; (3) Ehli Elena 1884; (4) Kızı Marina 1861 xx
16. İstanbul Zeytinburnu’ndaki Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks ManastırıMezar Taşları:
16.1. (1) Pu mezarta sakin olan (2) İkoniu Epiarhiasinta Te(3)tenegilin İsaakoglu Azır(4)cı(?) İhaipsakim’in oglu Laza(5)ros, Allah rahmet eylesin (6) (Yunancadua….) (7) (Yunanca dua…). (8) 1833 İuliu 28. (Fotoğraf: 17).
16.2. (1) Bu mekanta sakin olan (2) İkoniü eparhisinta Fertekli (3) meyhaneciPara torunu usta İakofun(4)tur. 1839 İoilioi 9. (Fotoğraf: 18).
16.3. (1) Pu mekanda sakin İko(2)nioi parhiasından Ferte(3)kli Adzemoglu HacıPe(4)tronion mahtümü Minyatis. (5) Tarih-i velede 27 Septem 1850 (6) Tarih-i vefati27 Maios 1879. (Fotoğraf: 19).
16.4. (1) Pu mekanta sakin olan (2) Koniu eparhiesinta (3) Fertekli mehaineci (4)Kurt oglu Prodpomo (?) (5) 1822 Augusto. (Fotoğraf: 20).
16.5. (1) Pu mezarta sakin (2) Nigde karyesinten Ze(3)vcesi H. Violeem (4)yatior. (5) Allah rahmet (6) eilesin. 1879 ioilius. (Fotoğraf: 21).
(1) Çünkü pu kaprime etin nazar ve ziaret
(2) Hatirine gelsin hey kartasim ölüm ve ahret
(3) Pir rahmet okuyasin pana terun-i çandan
(4) Haper sorarsan ismimten hem vetanimtan
(5) Kayser karyesi Stefana’tir asil vetanim
(6) Tülpetçi H(acı) Yakovotür fakir ismim
(7) Merhum H(acı) Savatir asil peterim
(8) Vefatim Vlanatir peyan eter kapirim
(9) 1839 Oktomvrioi 20. (Fotoğraf: 22).
16.7. (1) Pülpül kibi ustu yavrü kafesten, (2) meger tekmil imis ab u danesi, (3)perüsan egledi zümbül zülfünü, (4) pu konça fitanın ecel hanesi, (5) mevlütümKayseri Zincidere’den, (6) ayırti kolera an(?) eten, (7) söyüm haci Nuroglu, ismimMihail’tir. (8) Sizlerten … pir sinoris ehsantir. (9) Mihayl Haralampa yasati sene 19(10) Köç etti sene 1865 İoilioi 28. (Fotoğraf: 23).
16.8. (1) Çünki pu mezarıma ettin nazar ve (2) ziaret, hatiriŋe kelsin kartasimölü(3)m ve ahiret, okuyasin simti can(4)tan pir rahmet. Zira ziaret etme(5)ten mırat pirtuatir. Pu (g)kün pana (6) ise yarin sanatir. Vatanim Tirmo(7)son, ismim sorarsanYetikuleten Kostanti, (8) topal pakal Allah’ın kuki (9) 1838 Noevroi 1. (Fotoğraf:24).
4. Metinlerin Dil İncelemesi:
4. a. Alfabe: Şimdiye kadar tespit edip inceleyebildiğimiz kitabelerdenanlaşıldığına göre gayrimüslim Karaman Türklerinin alfabesi şöyledir:
Tablo 1: Karaman Türkçesi Alfabesi
Tabloda görüldüğü gibi Karaman Türkleri, Grek alfabesinde bulunmayanTürkçe sesleri veya kendilerine yabancı gelen sesleri harf birleştirmek veyaharflerin üzerlerine nokta/lar koymak yoluyla elde etmişlerdir: IA, AI, ıa, aı: e; IO,io: ö; AU, au: ü; UA, ua u; ΓΓ: NG veya Nazal n; ΤΖ – τζ: c, ç; ΟΥ – ου: U, Ü, u, ü;ΟΙ – οι: İ, i; OU, ou: ö; OY, oy: u, ü; IA, ıa: â; Гı, ГI: Y; لا: u, ü; Ž: c; … Alfabededikkat çeken bir başka konu da imlâ birliğinin olmamasıdır. İ sesi karşılanırkenkararsız bir şekilde bazen H, bazen de I harfini kullanılmıştır. ğ sesi kullanılmasıgereken yerlerde g sesi kullanılmıştır. ğ sesi için kitabelerde herhangi bir işareterastlanmamıştır.
Grek harfleri ile yazılmış Türkçe kitabelerdeki alfabe düzeni açısından enönemli konu ise ince ve kalın ünlülerin tespitidir. Uygur ve Arap yazısında a-e, ı-i,o-u, ö-ü seslerini bazen tespit edebilmek mümkün değildir. Karaman Türkleri, harfbirleştirmek yoluyla ünlüleri açık bir biçimde göstermiştir. Selçuklu Dönemi yazılıedebiyatın en zengin olduğu bölge, İç Anadolu Bölgesi’dir. Bazı kelime eklerindoğru şeklinin belirlenmesine Grek harfleri ile yazılan Türkçe metinler ışıktutabilir.
4. b. Ses Bilgisi:
Ünlüler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde, Türkçenintemel ünlüleri doğal olarak bulunmaktadır. Bunların yanında temel ünlülerden azçok farklılaşarak ortaya çıkmış ünlüler de karşımıza çıkmaktadır (bk. Alfabe). Buünlülerin bir kısmının ortaya çıkması kurallıdır.
é ünlüsü: Yarı geniş, yarı dar, düz, ince, e ile i arası bir ses olan kapalı e (é)çok sık karşılaşılan bir ses değildir. Bilindiği gibi é ünlüsü, Türkiye dışındayaşayan Türklerin pek çoğunun alfabesinde bulunmaktadır24. Bu ses içingayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde herhangi bir harferastlanmamıştır. Kapalı e sesi, daha çok e sesi ile karşılanmıştır: etdi (1/4), kerek(1/6), etdirir (1/8), veririm (4.1./1), eyleye (4.2./7), etti (6/1), versin (6.1), etenlere(9/7), peş (10/9), eylesin (16/5) … Bazı durumlarda ise i olarak karşımızaçıkmaktadır: kizennere (3/4), ikamet iten (10/6), …
Uzun ünlüler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde uzunünlü ve uzun ünlü için belirlenmiş bir harf karşımıza çıkmamaktadır.
Kalınlık-incelik uyumu: Türkçenin en önemli özelliklerinden biri, aynıkelime içinde bulunan kalın veya ince ünlülerin birbirini takip etmesidir.Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ünlü uyumu çok zayıftır:korenlere (4.3/3), agledi “ağladı” (6/5), yapilmiştir (12.1/4), … Kalın sıradanünlülere sahip olan kelimelere gelen ekler genellikle ince ünlülüdür: yaptıranlere(4.3./3), ectatlerine (4.3./4), yasimda (6/4), patişahimizin (7/6), yaptırane (14/3),…
Köktürk metinlerinde her türlü ünlüden sonra teklik üçüncü şahıs iyelik ekigenellikle –si ve –i’dir25. Aynı durum Çuvaşçada da geçerlidir26. Türkiye Türkçesiağızlarında Trabzon’dan Urfa’ya çizilecek çizginin doğusunda kalan bölgeninhemen tamamında çok heceli kelimelerin sonundaki –ı, -u, -ü ünlüleri, –i ilekarşılanmaktadır27. Oğuz Türkçesinde böyle bir durum olmadığına göre,gayrimüslim Karaman Türklerinin kitabelerindeki bu özellik Selçuklu öncesiTürklerden kalmış olmalıdır28. puyurdi (1/5), yapılti (7/1), Talasli (13.1./1), vefati(13.1./4), …
Düzlük-yuvarlaklık uyumu: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığıkitabelerde en dikkat çekici özelliklerinden biri de düzlük-yuvarlaklık uyumununçok zayıf olmasıdır. Bu durum hemen Eski Türkiye Türkçesinin yapısınıhatırlatmaktadır. Bilindiği gibi Eski Türkiye Türkçesinde pek çok ekin yalnızcayuvarlak ünlülü şekilleri vardır29. Bu durum gayrimüslim Karaman Türklerinde,Eski Türkiye Türkçesinin mirası olarak büyük ölçüde korunuyor gibigörünmektedir: sefketlü (7/2), elametlü (7/2), merhametlü (7/2), adaletlü (7/5),sefketlü (9/4), (devle)tlü (10/2), … Bir başka örnekte yapım eki uyumun dışındakalmıştır: yapturanlere (3/4). Bir kelimede v ünsüzünün etkisi olarak karşımızaçıkmaktadır: suvayan(8/1).
Ünlü türemesi: Ünlü türemesi ön seste karşımıza çıkmaktadır. Ön sestetüreyen ünlüler Anadolu ağızlarının genelinde olduğu gibidir. Bilindiği gibi bazıünsüzler Türkçe kelimelerin ön sesinde yer alamazlar. Bunların arasında r-, lünsüzleride bulunmaktadır. Bu seslerle başlayan yabancı dillerden alınmışkelimelerin ön sesinde bazen ünlü türemesi görülür. Türeyen ünlü çoğunlukla düzdardır.Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabeler bu bakımdankararsızlık göstermektedir: ırahmet (3/7), (4.3./4). Bazen de ünlü türemesigörülmez: rahmet (6/9), (12.2./4), …
Ünsüzler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerdealfabemizde bulunan ünsüzler doğal olarak bulunmaktadır. Ek olarak buünsüzlerden çeşitli sebeplerden dolayı farklılaşarak ortaya çıkmış ünsüzler devardır (bk. Alfabe).
Ünsüzler açısından Grek harfli Türkçe kitabelerde ilk göze çarpan özellik, önses ünsüzleridir. Tonlu karşılıkları bulunan patlayıcı ünsüzlerden c, d, g ve ġ sesleriEski Türkçede ön seste bulunmamakta, bunların yerine tonsuz karşılıkları ç, t, k veķ ünsüzleri kullanılmaktadır30. Grek harflerle yazılmış Türkçe kitabelerde de aynıdurum karşımıza çıkmaktadır. Kelime başında; tek örneklik arz edecek biçimdekatı, patlayıcı ünsüzlerin tonsuzları kullanılmaktadır:
b- / p-: b- ile başlaması gereken kelimeler, Grek harflerle yazılmış Türkçekitabelerde tek örnek arz edecek biçimde p- ile başlamaktadır: Bu konuda da DoğuKaradeniz ağızları ile paralelliğin olması ilgi çekicidir31. Konunun tarihî birderinliği de bulunmaktadır32. Ön Türkçe Dönemi’nin ortak bir özelliği ön seste b- ünsüzünün bulunmamasıdır. Bu durumda Grek harfli Türkçe kitabeleri yazanlarınbinlerce yıllık hafızayı korunduğu ortaya çıkmıştır: pu (1/3), puyurdi (1/5), pu(2/3), işpu (7/1), pu (8/1), piŋ (10/8), pulmuştur (11/11), purta (12.1./1) pulunur(12.1./1), piz (12/1./4), pilmek (12.1./5), pirateri (13.2./4), pu 15/1), pu (16.1/1),pülpül (16.7/1) …
ç- / c-: Türkçe kelimelerde, bazı istisnalar hariç, ön seste c- ünsüsü yazıdilinde bulunmamaktadır. Grek harfleri ile yazılmış Türkçe kitabelerde c- ilebaşlaması gereken kelimeler de bazen ç- ile başlamaktadır:33 çümle (4.1./1),(4.2./6), (7/4), (10/7), (11/6), çantan “candan” (16.6.3), … Bu değişikliğin alıntı birkelimede tek örneklik arz etmesi ise dikkat çekicidir.
t- / d-:34 Eski Türkçede kelime başında d- sesi yoktur. Oğuz Türkçesinde t->d- değişmesi çok yaygındır. Bugün d- ile söylenmesi gereken kelimelerTürkiye’nin pek çok yöresinde t- ile söylenmektedir. Özellikle Doğu KaradenizBölgesi ağızlarında d- ile başlaması gereken hemen bütün kelimeler t- ilebaşlamaktadır. Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazılı kaynaklarında da aynıdurumla karşılaşmamız tesadüf olmasa gerektir: tintarlere (4.1/1), tikatli “dikkatli”(7/1), teyelim “diyelim” (7/5), tuasıylen (7/8), te “de bağlacı” (12.1./4), tuatir“duadır” (16.5/5) …
k- / g-:35 Eski Türkçede kelime başında g- sesi bulunmamaktadır. OğuzTürkçesinde genel bir k->g- değişmesi görülmektedir. Fakat Doğu KaradenizBölgesi ağızlarında tek örneklik arz edecek biçimde aydın konuşmasında g- ilebaşlayan bütün kelimeler k- ile söylenmektedir. Gayrimüslim Karaman Türklerindede durumun aynıdır: kelip (3/3), kören (3/4), kenç (6/2), kökte “gökte” (6/5), köz”göz” (6/10), kurtu (9/2), köyte (10/6), köç etti (16.7/10), …
ŋ ünsüzü: ŋ ünsüzü bakımından gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığıkitabelerde ilgi çekici birtakım özellikler göstermektedir: Bazı kitabelerde ŋ doğrukullanılmıştır: hristianlarıŋ (11/6), eklisaniŋ (12.1./2), (12.1./4), Bazen de yanlışkullanılmıştır: karindaşlarimiz kuvetiŋde (12.1./3), piŋ (10/8). Çoğunlukla da buses hiç kullanılmamıştır: Dehrin salmani (1/2), müminlerin (10/7), efentimizinfermanı (4.2./2), ekklesiamizin üçüncü tamiri (9/3), …
Ünsüz uyumu: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ünsüzuyumu kararsızlık göstermektedir. Bazı ekler, sert ünsüz ile başladığı içingenellikle uyumu bozmaktadır: hanetekileri (2/5), yapturanlere (3/4), tamir oluntu(5/5), yapılti (7/2), üzerinte (7/6), kullarıntan (7/6), karyesinten (7/6), tarihinte (9/1), kutru “kurdu” (9/2), ihsan eyleti (9/4), asirinte (10/3), köyte (10/6), senesinte(10/9), sekizinte (10/11), taktislenti (10/12), devletlerinte (11/4), tarihinte (11/8),ustalartan (11/9), içinte (11/11), purta (12.1./1), yapilmiştir (12.1./4), mezarta(16/1), … Bazen de ekin tonlu ünlüyle başladığı görülmektedir: ipraz etdi (1/4),yad etdirir (1/8), …
Akıcı ünsüzler arasındaki değişiklikler: Kuralsızdır. -n ile biten kelimelere-l ile başlayan ek getirildiğinde bazen -nl->-nn- değişikliği karşımıza çıkmaktadır:kizennere (3/4), çekennere (9/7). Çoğunlukla da bu değişiklik görülmez:yapturanlere (3/6), korenlere (4.3./3), müminlerin (107/), hristianlarıŋ (11/6),içenlere (14/2), …
Ünsüz türemesi: Kuralsız bir şekilde zaman zaman -g- ünsüzü türemesikarşımıza çıkmaktadır: fermanı iglen (4.2./2), kametigilen (4.2./3), …
Ünsüz düşmesi: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ğsesi düşmemiş, gereken yerlerde g sesi kullanılmıştır. ğ sesi için kitabelerdeherhangi bir işaret yoktur: agledi “ağladı” (5), oglu (12.1./6), Poyacıoglu (15/2), …
4. c.Şekil Bilgisi:
Yapım ekleri: Eklerin büyük bir bölümü şekil ve görev bakımından yazıdiliyle paralellik göstermektedir. Farklılık bazı ses değişikliklerden dolayıdır. Sonsesi -n olan kelimelere -l sesi ile başlayan ek getirildiğinde ekin ilk ünsüzü bazenn’ye değişmektedir: : kizennere (3/4), çekennere (9/7). Şu örnekte ek ünsüzüuyumsuzdur: yartımçı (8/1). Bazı eklerde kurallı olarak ünsüz uyumu yoktur. Tonluve tonsuz ünlü ile başlayan aynı ekin genellikle tonlu ünlüyle başlayanı tercihedilmektedir:
Hâl ekleri: Görev ve şekil bakımından büyük çoğunlukla yazı diliyleparalellik göstermekle birlikte ses açısından bazı farklılıklar da göze çarpmaktadır.Bulunma hâli eki –de ve ayrılma hâli eki -den, çoğunlukla –t ile başlamaktadır:hanetekileri (2/5), üzerinte (7/6), kullarıntan (7/6), karyesinten (7/6), tarihinte(9/1), asirinte (10/3), köyte (10/6), senesinte (10/9), sekizinte (10/11), devletlerinte(11/4), tarihinte (11/8), ustalartan (11/9), içinte (11/11), purta (12.1./1), mezarta(16/1), …
-len vasıta hâli eki: -len vasıta hâli eki, tarihî Türkçe ve günümüz Türk lehçeve şivelerinde çok çeşitli biçimlerde kullanılmaktadır. Ek yığılması sonucugenişlemiş olan (-la, -le -n) şekli ise yalnızca Çuvaş Türkçesinde kullanıldığıbilinmektedir36. Bu ek, Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarında da tek örneklik arz etmektedir37. Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerdebu ek sık sık karşımıza ince ünlülü olarak çıkmaktadır: kametigilen (4.2/3),inayetigilen (4.2./6), tuasıylen (7/8), marifetiylen (7/9), …
İyelik ekleri:
Teklik 3. şahıs iyelik eki -si, -i: Köktürk metinlerinde her türlü ünlüdensonra teklik üçüncü şahıs iyelik eki genellikle –si ve –i’dir38. Aynı durumÇuvaşçada da geçerlidir39. Türkiye Türkçesi ağızlarında Trabzon’dan Urfa’yaçizilecek çizginin doğusunda kalan bölgenin hemen hemen tamamında çok hecelikelimelerin sonundaki –ı, -u, -ü ünlüleri, –i ile karşılanmaktadır40. OğuzTürkçesinde böyle bir durum olmadığına göre, gayrimüslim Karaman Türklerinindillerindeki bu özellik Selçuklu öncesi Türklerden kalmış olmalıdır41. Dehrinsalmani (1/2), köz yasımi (6/10), Stefanos Eklisasi (7/1), eklisanın bina kalfasi(5/12), vefati (13.1./4),…
-ki aitlik eki: Ek ünlüsü, çoğunlukla kalınlık-incelik uyumuna uymaktadır:hanetekileri (2/5).
Zamirler: Şahıs zamirlerinde birçok değişiklik karşımıza çıkmaktadır.Yukarıda da belirttiğimiz gibi teklik I. şahıs ve çokluk şahıs zamirleri kurallı olarakp- ile başlamaktadır: peni (6/8), piz 12.1./4).
Sıfatlar: Bazı ses değişikliklerinin dışında yazı diliyle paralellikgöstermektedir: pu hamam (1/3), pu hane (2/3), pu haneye (4.1./4), İşpu emate(7/1), pu adaletlü patişah (7/5), pu serif ekklisemizi (9/1), …
Şahıs ekleri:
Zaman ekleri: Bazı ses olayları hariç, Türkiye Türkçesine benzerlikgöstermektedir: tamir oluntu (5/5), yapılti (7/2), kurtu “kurdu” (9/2), ihsan eyleti(9/4), taktislenti (10/12), yapilmiştir (12.1./4), … Öğrenilen geçmiş zaman ekininbu örnekteki çekimi ünlü uyumuna uymuştur: pulmuştur (11/11). Şimdiki zamançekimine bir yerde rastlanmıştır: yatior “yatıyor” (16.5/4).
Sonuç:
Bir çalışma çerçevesinde ele alıp işleyebildiğimiz kitabelerden hareketleTürklerin Türkiye’ye, Selçuklulardan binlerce yıl önce gelip yerleşmiş olduğusöylenebilir. Selçuklu Türkleri, Türkiye’ye geldikten sonra diğer Türk kavimlerinibirleştirip bir şemsiye altına toplamış gibi görünmektedir. Karamanlı Türkçesini konuşan ve yazan gayrimüslim Türkler, 1071’den önce Türkiye’ye gelip yerleşenTürk gruplarıdır.
Türkiye içerisinde Köktürk alfabesi ile yazılmış kitabe, anıt vb. metinler tamolarak tespit edilememiştir. Tespit edilip bu metinler okunduğunda Türkiye’dekiTürk tarihi hakkındaki bilgilerin mutlaka gözden geçirilmesi gerekecektir. Ziraşimdiye kadar tespit edip okuduğumuz Türk (Runik) yazılı kitabelerin pek çoğununiçeriği tamamıyla Şamanizm ile ilgilidir.
Türkiye içerisinde Köktürk alfabesi ile yazılmış kitabe, anıt vb. metinler tamolarak tespit edilememiştir. Tespit edilip bu metinler okunduğunda Türkiye’dekiTürk tarihi hakkındaki bilgilerin mutlaka gözden geçirilmesi gerekecektir. Ziraşimdiye kadar tespit edip okuduğumuz Türk (Runik) yazılı kitabelerin pek çoğununiçeriği tamamıyla Şamanizm ile ilgilidir.
Yapılan incelemelerden gayrimüslim Karamanlı Türklerinin Türkçesinin,Kuzey Türkçesinin yani Kıpçak Türkçesinin bir uzantısı olduğu anlaşılmaktadır.
Daha önce yapılan araştırmalara bakıldığında Arkaik Türkçe, İlk Türkçe, AnaAltayca ve Eski Türkçenin özelliklerinin en yoğun biçimde Doğu KaradenizBölgesi’nde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu bölge 1461 yılında, Oğuz Türkçesininkuralları olgunlaştıktan sonra, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu bölge halkıOğuz Türkçesinden son derece az etkilenmiş, tarihî Türkçe bu bölgede seyrinisürdürmüştür. Gayrimüslim Karaman Türklerinin Türkçesi, Doğu KaradenizBölgesi Ağızları ile pek çok bakımdan birbirine benzemektedir. DolayısıylaKaraman Türkleri ile Doğu Karadeniz Bölgesi pek çok bakımdan birbiri ilebağlantı hâlindedir.
Karaman Türkleri, Lozan Anlaşması ile Yunanistan’a gönderildiğindenKaramanlı Türkçesi konuşan ve yazan gayrimüslim Türklerin yazı dili ve edebiyatıtarihe karışmıştır.
Uygur ve Arap yazısında a-e, ı-i, o-u, ö-ü seslerini bazen tespit edebilmekmümkün değildir. Karaman Türkleri, harf birleştirmek yoluyla kalın ve inceünlüleri açık bir biçimde göstermiştir. Bu bakımdan Grek yazılı Türkçe kitabelerinokunması ve özelliklerinin belirlenmesi çok önemlidir.
Yalnızca kelime başında b- yerine p-’nin kullanılmasından hareket edilerekbile, Grek harflerini yazan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan Türklerin bucoğrafyaya Orhun Abidelerinin dikildiği 700’lü yıllardan çok önce, hatta Hazret-iİsa’nın doğumundan binlerce yıl önce geldiği, bu coğrafyayı vatan yaptığı ortayaçıkmaktadır.
Karaman Türkçesi ile yazılmış kitabe ve mezar taşları derhâl muhafaza altınaalınmalı ve Türk kültür mirası olarak korunmalıdır.
Kaynaklar
* 13-18 Ekim 2008’de Ankara’da düzenlenen VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nda sunulan bildiridir.
** Prof. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi – Sivas demir_necati@hotmail.com
1 Osman F. Sertkaya, “Grek Harfleriyle Yazılmış Anadolu Karamanlı Ağzı Metinleri Üzerine”, Journal OfTurkish Studies, Vol. 28/ II, 2004, s. 20.
2 İ. Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Ankara 1995, C. 1, s. 43.3 János Eckmann, “Anadolu Karamanlı Ağızlarına Ait Araştırmalar (I. Phonetica)”, DTCFD, C. VIII, S. 1-2,Mart-Haziran 1950, s. 165-197; aynı yazar; “Karamanlıca –işin-li Gerundium Hakkında”, TD-B, Seri: III, S.14-15, Ocak 1950, Ankara 1951, s. 45-52; aynı yazar; “Karamanlı Türkçesinde –Maca Ekli Fiil Şekli”,TDAY-B, 1953, Ankara 1988, s. 45-48; aynı yazar; “Yunan Harfli Karamanlı İmlası Hakkında”, Türk Dili veTarihi Hakkında Araştırmalar I, Ankara 1950, s. 27-31; aynı yazar; “Die Karamanische Literatur”,Philologiae Turcica Fundamenta, II, 1964, s. 819-835.4 Semavi Eyice, “Anadolu’da ‘Karamanlıca’ Kitabeler”, Türk Tarih Kurumu Belleten, C. XXXIX, S. 153,Ocak 1975, s. 25-56; aynı yazar; “Anadolu’da ‘Karamanlıca’ Kitabeler II”, Türk Tarih Kurumu Belleten, C.XXXX, S. 476, 1980, s. 683- 696.5 Mehmet Eröz, Hristiyanlaşan Türkler, İstanbul 1983.6 Osman F. Sertkaya, “Grek Harfleriyle Yazılmış Anadolu Karamanlı Ağzı Metinleri Üzerine”, Journal OfTurkish Studies, Vol. 28/ II, 2004, s. 1-21.7 Harun Güngör, “Niğde-Nevşehir Yöresindeki Yeni Karamanlıca Kitabeler”, VII. Milletlerarası TürkolojiKongresi, 8-12 Kasım 1999; aynı yazar, “Karamanlıca Üç Kitabe”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S. 34, Ekim1989, s. 29-31; aynı yazar, “Niğde-Nevşehir Yöresindeki Karamanlıca Kitabeler”, Türk Dünyası TarihDergisi, S. 34, Aralık 2000, s. 44-46; aynı yazar, “Karamanlıca (Grek Alfabesi ile Türkçe) Kitabe”, TürkDünyası Tarih Dergisi, S. 33, s. 95-101.8 Görsel Korat, “Karanlıktaki Dil”, Atlas, S. 125, Ağustos 2003, s. 56-56-57.9 Kemal Balkan, “Eski Önasya’da Kut (veya Gut) Halkının Dili İle Eski Türkçe Arasındaki Benzerlik”,Erdem, C. 6, S. 16, Ocak 1990, s. 17; Necati Demir, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Tarihî Alt Yapısı,Ankara 2005; aynı yazar; Dânişmend-nâme, Part Two, (Turkish Translation), Harvard 2002; İlhami Durmuş,İskitler (Sakalar), Ankara 1993; Hilmi Göktürk, Anadolu’nun Dağında Ovasında Türk Mührü, Erzurum1974; Vecihe Hatipoğlu, “Türk Tarihinin Başlangıcı”, Türkoloji dergisi, C. VIII, Ankara 1979, s. 29-32;İkinci Tarih Kongresi, Devlet Basımevi, İstanbul 1927; Fahrettin Kırzıoğlu, Kıpçaklar, Ankara 1992; EkremMemiş, “M.Ö. 3. Bin Yılında Anadolu’da Türkler”, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 53, Nisan 1988, s. 35-40;aynı yazar, “Orta Doğu’da Türklerin Varlığı Tartışmaları”, Türkler Ansiklopedisi, Ankara 2002, C. 1, s. 441;
W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası, (Çeviren: Mihri Pektaş), İstanbul 1960; László Rásonyi,Tarihte Türklük, Ankara 1971; Strabon, Geographika, (ed.: A Meineke), Berlin 1853-1909; The Geograpy ofStrabo, (ed.: T.E. Page ve diğerleri), C. XII, Harvard University Press, 1928, s. 467-471; Urfalı MateosVekayi-nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162), (Türkçeye çeviren: Hrant D.Andreasyan), Ankara 1987; Mükremin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi (Selçuklular Devri), İstanbul 1944; …10 W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası, (Çeviren: Mihri Pektaş), İstanbul 1960, s. 30.11 Eröz, age, s. 11; Necati Demir, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Tarihî Alt Yapısı, Ankara 2005.12 Necati Demir, M. Dursun Erdem, Saltık-name, Ankara 2007, s. 39.13 Demir-Erdem, age, s. 306.14 438 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rum Defteri (937/1530), Defter-i Hakan Dizisi I, Ankara1997.15 J. Eckmann, “Anadolu Karamanlı Ağızlarına Ait Araştırmalar”, DTCF dergisi,VIII, S. 1-2 (1950), s. 165.16 S. Salaville-E. Dalleggio, Karamandika-Bibliographie analytique d’ouvrages en langue turque imprimes encaracteres grecs (Collection de I’Institut Français d’Athenes-centre d’Asie Mineure) I, 1584-1850, Atina1958; II, 1851-1865, Atina 1966; III, 1866-1900; E. Balta, Karamandika, Additions (1584-1900),Bibliographie analytiques, Atina 1987; aynı yazar; Karamandika. XXe, siecle, Bibliographie analytiques,Atina 1987.
17 Göktürk, age, s. 166-167.18 Eröz, age, s. 42.19 Eröz, age, s. 32-63.
20 Konya Sille’deki kitabeyi görüntüleyebilmek mümkün olmadı. Kitabe hakkında bilgi Semavi Eyice,“Anadolu’da ‘Karamanlıca’ Kitabeler”, Türk Tarih Kurumu Belleten, C. XXXIX, S. 153, Ocak 1975, s. 25-56’dan alınmıştır.21 Isparta’daki Çanlı Kilisesi kitabesi kaybolmuştur. Kitabe metni Semavi Eyice, “Anadolu’da ‘Karamanlıca’Kitabeler II”, Türk Tarih Kurumu Belleten, C. XXXX, S. 476, 1980, s. 687- 690, 694’ten alınmıştır.
Isparta’daki kitabeyi bulmak için günlerce araştırma yapan kıymetli meslektaşım Doç. Dr. Osman Yıldız’ateşekkür ediyorum.22 Karadeniz Ereğlisi Çeşme Kitabesini inceleyebilmek mümkün olmamıştır. Hakkındaki bilgi Semavi Eyice,“Anadolu’da ‘Karamanlıca’ Kitabeler”, Türk Tarih Kurumu Belleten, C. XXXIX, S. 153, Ocak 1975, s. 25-56’dan alınmıştır.23 Tokat Müzesi’ndeki kitabe metni, Semavi Eyice, “Anadolu’da ‘Karamanlıca’ Kitabeler II”, Türk TarihKurumu Belleten, C. XXXX, S. 476, 1980, s. 686, 686, 693’ten alınmıştır.
24 Ahmet B. Ercilasun, Örneklerle Bugünkü Türk Alfabeleri, Ankara 1996, s. 3-34.
25 agısi, ati (Talât Tekin, Orhon Yazıtları, Ankara 1988, s. 117, 121) ; Gabain, age, s. 70.26 Emine Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Morfoloji, Ankara 2002, s. 25.27 Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Ankara 1996, 11-14, Harita: 7.28 G. Nèmeth, bu ses olayını Bulgaristan Türk ağızlarının sınıflandırmasında esas almıştır (Geniş bilgi için bk.G. Nèmeth, “Bulgaristan Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine”, TDAY-Belleten 1980-81, Ankara1983).29 Faruk K. Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, İstanbul 1977, s. 27-36.
30 A. von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, (Tercüme: Mehmet Akalın), Ankara 1988, s. 38, 266-271.31 Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarının önde gelen özelliklerinden biri de ön seste b- olması gereken kelimelerintek örneklik arz edecek biçimde p- ile söylenmesidir: pir “bir”, peş “beş”, pen “ben” pil- “bil-”, palık / paluk“balık”, paş “baş”, …. (Geniş bilgi için bk. Necati Demir, “Doğu Karadeniz Ağızlarında Ön Ses b-/p- Ünsüzüve Tarihî Derinliği”, Uluslararası Türklük Bilgisi Sempozyumu, (Düzenleyen Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi), Erzurum, 25-27 Nisan 2007). Bu ağız özelliği, tarihî alt yapısı araştırılmadan, çeşitliaraştırmacılar tarafından ya basit bir ünsüz değişmesi olarak kabul edilmiş ya da yabancı dillerin etkisinebağlanmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarında Türkçenin çok eski dönemlerinin özelliklerinikorumasının bir tarihî alt yapısı da bulunmaktadır. Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ne Oğuzlardan önceHunlar, Karluklar, Macarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Uzlar, Peçenekler, Kumanlar / Kıpçaklar ve diğer Türkkavimlerinin gelip yer yer yerleştiği ve tabakalaştığı bilim dünyasının bildiği bir gerçektir (Geniş bilgi içinbk. M. Fahrettin Kırzıoğlu, Yukarı Kür ve Çoruk Boylarında Kıpçaklar, Ankara 1992; Turgut Günay, Rize İliAğızları, Ankara 1978; Mehmet Bilgin, Doğu Karadeniz, Trabzon 2000; Necati Demir, Orta ve DoğuKaradeniz Bölgesi’nin Tarihî Alt Yapısı (Tarih-Etnik Yapı-Dil-Kültür), Ankara 2005; aynı yazar; Trabzon veYöresi Ağızları, Ankara 2006; aynı yazar, “Bir Coğrafî Bölge Olarak Canik ve Tarihî Alt Yapısı”, SilahlıKuvvetler dergisi, Ankara 2004, S. 380, s. 66-77; M. Hanefi Bostan, XV-XVI. Asırlarda Trabzon SancağındaSosyal ve İktisadî Hayat, Ankara 2002.).32 Eski Türkçede yani Köktürk Türkçesinde ve Uygur Türkçesinde ön seste b- ünsüzü bulunmaktadır: ba-“bağlamak”, baba “baba”, badruk “bayrak”, bagarsak “bağırsak”, balık “şehir”, bar- “varmak”, … gibiyüzlerce kelimeler hep b- ile başlamaktadır (Geniş bilgi için bk. Annemarie von Gabain, Eski TürkçeninGrameri, (Tercüme: Mehmet Akalın), Ankara 1988, s. 38, 266-271.). Türkçenin ilk yazılı edebî metinlerindeön seste b- ünsüzünün kullanılması, aslında çok şaşırtıcıdır. Bu konunun ayrıca üzerinde durulmasıgerekmektedir. Türkçenin diğer lehçe ve şivelerinde b- ile başlayan pek çok kelime vardır. Çuvaşçada p- ilebaşlayan kelimelerden bazıları: palli (EAT bellü “belli”), par- (/ber “vermek”), pıl (bal), pılan (/bölen“geyik”), … Diğer b- ile başlaması gereken kelimelerde ise b->m- değişmesi görülmektedir (Geniş bilgi içinbk. Emine Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, Ankara 1997, s. 10-12.). Batı Sibirya’da yaşayan veAltay Türkçesinin bir ağzını konuşan Teleütler de kelime başında b- ünsüzünü söylememektedir. Teleütağzında, tıpkı Doğu Karadeniz Bölgesi ağzı gibi, ön seste b- ünsüzü bulunmamaktadır: palık “balık”, paltır“bıldır”, palta “balta”, pas- “basmak”, paşka “başka”, pay “bay, zengin” (Geniş bilgi için bk. L.T. Ryumina-Sırkaşeva-N.A. Kuçigaşeva Teleüt Ağzı Sözlüğü, (Çevirenler: Şükrü Halûk Akalın – Caştegin Turgunbayev),Ankara 2000; Л.Т. РЮМИНА-С.ЫРКАШEBA Н.А. КИГАШEBA, TEЛEУТ-ОРУС СÖЗЛИК, АОКемеровское книжное издательсто 1995, s. 19-19, 61-70.), … Türkçenin eski özelliklerini korumasıylabilinen Tuva Türkçesinde de b- ile başlaması gereken kelimelerin çoğu p- ile başlamaktadır: pir “bir”, peş“beş”, pol- “bolmak > olmak”, paz- “basmak”, … (Geniş bilgi için bk. Bozkurt, age, s. 754.) Altaylardayaşayan Şorlar da kurallı biçimde p- ünsüzünü kullanmaktadır. Şor Türkçesinde Doğu Karadeniz ağızlarındaolduğu gibi b- ünsüzü ile başlayan tek bir kelime bile yoktur: paar “bağır”, pağla- “bağlamak”, pal “bal”,pala “bala, çocuk”, par “var, mevcut”, paş “baş”, payram “bayram”, pış- “biçmek”, pil- “bilmek”, pildir-“bildirmek”, pölük “bölük”, … (Geniş bilgi için bk. Nedeja N. Kurbeşko Tannagaşeva-Şükrü Halûk Akalın,Şor Sözlüğü, Adana 1995, s. 11.)
33 Turgut Günay, Rize İli Ağızları, Ankara 1978; Necati Demir, Trabzon ve Yöresi Ağızları, Ankara 2006, C. I,s. 231-232.34 Doğu Karadeniz ağızlarında da aynı durum söz konusudur. tağınık “dağınık”, tadaş “Dadaş”, tağ “dağ”, tal“dal”, tallan- “dallanmak”, talga- “dalgalanmak”, tamla- “damlamak”, tana “dana”, tarılmak “darılmak,küsmek”, tavul “davul”, …35 Doğu Karadeniz ağızlarında da aynı durum söz konusudur: kece “gece”, keç- “geçmek”, keçek “geçek”, kelin“gelin”, kemi “gemi”, keniş “geniş”, kerçek “gerçek”, kerek- “gerekmek”, keydir- “giydirmek”, köç-“göçmek”, kör- “görmek”, kübre “gübre”, kündüz “gündüz”, küneş “güneş”. (Geniş bilgi için bk. Günay,age, ; Demir, Trabzon … C. I, s. 2234-236.)
36 Vasıta hâli eki -la, -le ile diğer vasıta eki -n’nin kaynaşmasıyla ortaya çıkan -lan, -len biçiminin kaynağı,Çuvaş Türkçesi gibi görünmektedir (Zeynep Korkmaz, Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve EkKalıplaşması Olayları, Ankara 1994, s. 32). Aynı kullanılış Vidin ağzında da mevcuttur (Gyula Neméth,Vidin Türkleri, (Çeviren: Abdurrahman Güzel), İstanbul 1996, s. 100). Ekin bu biçimi Rize ili ağızlarında dayürürlüktedir (Günay, age, s. 193). Doğu Karadenizliler gibi Oğuz Türklerinden önce Türkiye’ye gelipyerleşen Karaman Türkleri de vasıta hâli eki olarak -ılan, -ilen’i kullanmışlardır (Geniş bilgi için bk. J.Eckmann, “Anadolu Karamanlı Ağızlarına Ait Araştırmalar”, DTCFD, C. VIII, S. 1-2, Mart-Haziran 1950, s.184.)
37 Ekin yapısı ve Anadolu ağızlarında kullanılması ile ilgili geniş bilgi için bk. Ahmet Buran, AnadoluAğızlarında İsim Çekim (Hâl) Ekleri, Ankara 1996, s. 239.38 agısi, ati (Talât Tekin, Orhon Yazıtları, Ankara 1988, s. 117, 121) ; Gabain, age, s. 70.39 Emine Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Morfoloji, Ankara 2002, s. 25.40 Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Ankara 1996, 11-14, Harita: 7.41 G. Nèmeth, bu ses olayını Bulgaristan Türk ağızlarının sınıflandırmasında esas almıştır (Geniş bilgi için bk.G. Nèmeth, “Bulgaristan Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine”, TDAY-Belleten 1980-81, Ankara1983.)
suat narin said:
“Anadolu’ya yerleşen Türklerin bir bölümü” sözünden başka herşey doğru. türkleri sadece “oğuz boyları”, “müslüman olanı”, imparatorluk kuranları” mı sanıyorsunuz? hala “gelen türkler” deyimi niye kullanıyorsunuz? ordu mesudiyedeki göktürk alfabesiyle yazılmış ataların mesajlarına neden kulak tıkıyorsunuz?. türkler kurucularının, önderlerinin ve oymaklarının adlarıyla topluluk ve devletçik ve devletleriyle hep vardı, bu anadolu coğrafyasında. dağ, taş, mimari bunun delilleriyle dolu. roma imparatorluğu hariitalarında, kapadokyada bakmasını bilen göze göre herşey açık. türkler, şamandı, musevilik ortaya çıktı musevi oldular, hıristiyanlık çıktı hıristiyan oldular. son olarak, doğudan yeni oymaklar, yeni dinleriyle geldilşer, müslüman oldular. tarih boyu türklerin yoğurt, gümbe(arapça türevi kubbe) ve gümbet (kümbet) her yapıya kimlik taşı (kitabe koymak) gibi bir dolu değişmeyen kültürel değerlerinin izleri ve kopyaları farkı ile ortada iken.. deliller gözümüze gözümüze batıp dururken..
artık kullanmayın, unutun bu deyimi..
not bakmasını bilene- batının runik diye adlandırdığı (göktürk) yazı stili, (10 ve 17.) fotoğrafta harfleri grekte olsa fark edilmiyor mu?
Türk said:
Yazar Prof. Dr. Necati DEMİR dir. Yazısında herhangi bir değişim yapılmadan yayınlanmıştır ve bu şekilde yayınlanmak zorundadır. Biz bize yarayan bilgileri alıp, yaramayan ve inanmadıklarımızı da görmemizlikten gelecek yada eleştireceğiz. Zaten bu öbeği takip ediyorsanız Ön Türk tarihi konusunda onlarca yazı bulabilirsiniz. Sıraladığınız tüm ayrıntılarda buradaki yazılarda yer almakta. Malum Ön Türk tarihi konusunda ilgi ve bilgi sahibi tarihçi ve araştırmacı yeterli kadar olmayınca, başka tarihçi ve araştırmacılarında eserlerinden cımbızla tezimiz için gerekli olan doğru tespitleri almamız gerekiyor. En kötü batı merkezli tarih anlayışı içeren eserin arasında bile alabileceğimiz kaynak bilgiler mevcuttu. Yazılara bu gözle bakmanız gerekmektedir. Ayrıca yaznın başlangıcındaki “dipçe” kısmında Haluk Tarcan ın makalesi de dikkatinizi çekmiştir umarım. Saygılar.
suat narin said:
>>12.1. (1) Ayos Georyos (Georgios?) Eklisasi kadimden purta pulunur. (2) Şimdipu tarihte aziz eklisaniŋ yeniden (3) Ortotokso Hrisdian karindaşlarimiz kuvetiŋde(4) yapilmiştir. Piz te eklisanıŋ tarihi (5) pilmek içün pu tarihi yaztırmışımtır. (6)Alanyalı Manud oglu Sava 1873 April 23. (Fotoğraf: 13).<<
grek harflerini latin abecesine birebir transferi;
AGIOS GEORGIOS EKLISISI KADIMDEN PURTA PULUNUP ŞİMDİ PU TARIHTE AZIZ EKLISANIG GIENIDEN ORTODOKSO HRISDIAN KARINTASLARIMIZ KOYBETIGILE GIAPILMIŞTIR
PİZDE EKLISANIT TARIHI PILINMEK ITZUN PU TARIHI GIAZTIRMISTIR ALANGIALI MANOYA OGLU SAVVA 1873 APRIL 23
aslına sadık kalınarak düşük tümcelerle türkçe karşılığı;
Kutsal Aziz georgios kilisesi burada bulunup, şimdi bu tarihte yeniden aziz eklisyancı ortodoks hıristiyan kardeşlerimizin köybetiyle yapılmıştır.
Bizde eklisyancı tarihini bilinmesi için bu tarihi kazdırılmıştır.
Alanya’lı Manoya oğlu savva 23 Nisan 1873
köybet – köylülerin işbirliği, imece
eklisyan – muhafazakar ortodoks mezhebi, öbeği. osmanlı için toptan rum olan hıristiyan türklerle, hıristiyan greklerle, anadoluda, bu mezhep farklarından da bir ayrıma çıkmaktadır. eklisyan grek (yunan) yok kadar seyrek..
dipçe; yaptıklarım eleştiriden çok, düzeltmedir. Prof. Dr. Necati DEMİR de artık batı merkezli tarih etkisinden kurtulur, gördüklerine ve kanıtladıklarına inanır, bu düzeltmem ona da ulaşır, inşallah.. bu anadolu coğrafyasının her devrinde türkler bir şekilde var. etkiler altında kalmadan, yönlendirmeleri umursamadan, bırakanların yerine kendini koyarak, bıraktıkları izleri ve mesajları doğru okumak gerek.. ki geleceğe de kırıma uğratmadan ,gerçeği aktarma sorumluluğudur.
bilgiye ve bilgeye saygılar..
sevil said:
Necati Demir, bilimsel çalışmaları ile tanıdığımız bir akademisyendir. Türkoloji alanında yaptığı her bir çalışma taktireşayandır. Degerli bilim adamı olan sayın Necati beye akademik karyerinde başarılar.
suat narin said:
admin, ya yağdanlıkları ya da eleştirileri, düzeltmeleri, pozitif katkıları dikkate almayacaksınız. silin benim yazılarımı,.. siz bildiğiniz gibi bilimden öte akademik kariyerinizi yapın, birbirinizi güzelleyin. beni de bu sululuklara ortak etmeyin. herkesin cidiiyetle elindeki verileri ortaya koyacak ortam yoksa ben de yokum. biliminizi bildiğiniz gibi yapın..
Fevzi Durmuş said:
Sayın Admin,
Tarihine meraklı ancak tarihini bilemeyen bizlere verdiğiniz bilgiler için sizlere minnettarız.İnanıyorum ki genç tarihçilerimiz çalışmalarınızı daha ilerlere taşıyacaktır.Hırıstıyan ama Türkçe konuşan Karamanlılar’ın Yunanistana gönderildiklerini duymuştum,ancak grek harfli eserler üretmiş olduklarını bilmiyordum.Bu durumu ebedileştiren araştırmacı Tarihçilerimize binlerce teşekkürler.Keşke Kafkaslara yerleşmiş,Hırıstıyanlığı kabul etmiş ve çeşitli yapıtlara Gürcüce yazılar yazmış olan Kıpçak/Kumanlarlar da Türkçe yazmış olabilselerdi.O zaman belki Kartvelistlerin sesleri biraz daha kursaklarına düşerdi.Bu kadar bulgulara rağmen hala daha Kıpçak ve Kuman Türkleri Torunları olan Acarları “Müslüman olmuş Gürcüler” diye söz etmezler ve onları eski dinlerine dönmeye belki bu kadar zorlayamazlardı.Ancak genç araştırmacılarımız güçlü delilleri bunların gözüne sokacağı günlerin yakın olduğuna inanmaktayım.Sizlere başarılar dilemekteyim.Selam ve sevgilerimle..
Fevzi Durmuş
Şuayben Güneş said:
Sayın Suat Narin, Ordu ili Mesudiye İlçesi Esatlı köyündeki yazıtları da ilk okuyan Prof. Dr. Necati Demir’dir. Sayın Demir de farklı bir şey söylemiyor. Prof Necati Demir ve yazdıkları hakkında biraz daha bilgi edinmenizi rica ederim.
Fevzi Durmuş said:
Tarihimizin derinliklerine inen ve bizi batılı tarihçilerin uyduruklarından vazgeçirmeyi amaçlayan araştırmacı tarihçilerimize binlerce teşekkürler.
Fevzi Durmuş said:
Artvin,Kars ve Erzurum yöresinde yıkık haldeki tarihi kiliseleri Gürcü araştırmacılar tetkik ederken kapı girişlerişine işlenmişi 6 köşeli Türk Damgasını Yıldızları görmemezlikten gelmekte veya Davit Kalkanı simgesi demektedirler.Halbuki Kralları Davit’ten binlerce yıl önceleri bu yıldızın Türklerin damgalarından biri olduğunu tarihçilerimiz tesbit etmişlerdir.Bildiğim kadarı ile Tiflis yöresindeki kiliselerinde de bu yıldız yoktur.Herhalde başkentlerinde Krallarının ismi veya kalkanı tanınmıyordu.Üstelik Türkler müslüman olduktan sonra da camilerinde,bayraklarında bu yıldızı asırlar boyunca kutsal bir simge olarak kullana gelmişlerdir.Artvin ve yöresinde bulunan bu kiliseleri inşa edenler Gürcü/Kartvel halkı değil,O bölgeye M:Ö.7yy.dan itibaren yerleşmeye başlayan Kıpçak Türk boyları olduğu açıktır.