NECDET BULUZ
Güneydoğu Anadolu’da bazı bölgelerde güvenlik güçlerimiz ile PKK’lı teröristlerin günledir süren çatışmalarını izliyoruz. Ard arda gelen şehit haberleri ile kahrolduğumuzu söylemeliyiz. Sonuç ne olursa olsu, devlet güçleri gerekeni yapacak, sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelerden de teröristleri temizleyecektir. Buna inancımız da tamdır. Devletimizin gücü ile bu işlerin geç de olsa üstesinden gelineceğinden de kimse şüphe etmesin.
Ancak, bundan sonraki süreçte önümüzde sorgulamamız gereken konular da bulunuyor. Kısaca bunlara değinelim:
Bugünkü çatışma ortamına bizi yönetenlerin hataları yüzünden gelindiğini iddia edenler var. “Çözüm Süreci” adı altında PKK’nın güçlendiği, silahlandığı, şehirlere indiği görülüyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan “PKK çözüm sürecinde silah depoladı” derken, Başbakan Davutoğlu da “PKK 2 yıl boyunca yığınak yaptı” demediler mi?
Şimdi muhalefet de, sokaktaki adam da soruyor:
“Peki, bunları biliyordunuz da neden önlem almadınız? Neden PKK’nın silahlanmasına göz yumdunuz? PKK’nın “çekiyoruz” dediği dönemde silah depoladığı, hendek kazdığı, baş kaldırı hazırlıkları yapıldığına dair istihbarat raporlarının da olduğu bilindiği halde bunlara neden izin verdiniz?”
Şimdiki tabloya da bakalım:
11 Temmuz’da “tek taraflı ateşkesi” bitirdiğini ilan ederek terör saldırılarına hız veren PKK’nın “şehir savaşı” için kentlere yığınak yaptığı ortaya çıktı. Güvenlik kaynaklarından elde edilen bilgilere göre PKK’nın şehir yapılanması Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da şehir merkezlerindeki evlere 80 bin uzun namlulu silah depoladı. Yapılan çalışmada PKK’nın bu silahları nerede depoladığı, hangi mahallelere yığınak yapıldığı, hangi örgüt mensuplarının evlerinde silah saklandığı, silahların adedi, markası ve diğer mühimmat türleri tespit edildi. Kalaşnikof ve pompalı tüfek ile çeşitli tip ve ebattaki tabancalar PKK’nın depoladığı silahlar arasında önde geliyor. Başta el bombası olmak üzere irili ufaklı patlayıcılar bu silahlarla birlikte saklanıyor. Özellikle Hakkâri, Şırnak, Ağrı gibi iller ve Nusaybin, Cizre, Silopi gibi ilçelerde PKK’nın yoğun silahlanmaya gittiği belirtiliyor.
Bu kadar silahın depolanması nasıl oluyor da gözlerden kaçabiliyor? PKK teröristleri bu kadar nasıl rahat hareket edebiliyor? Son yapılan operasyonlarda teröristlerin uçaksavarlar bile getirdikleri vurgulanıyor.
Kaldı ki, gerek bizi yönetenler, gerekse destekleyicileri terörist başı Öcalan’ı neredeyse “kurtarıcı” olarak görmeye başlamışlardı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin “Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemiz” derken, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var” demediler mi?
Gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluşan dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Çözüm süreci” döneminde PKK’ya katılımların artığına dair iddialara “Bu kanaatte değiliz” diye yanıtlamıştı. Arınç, “Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğu düşünüyoruz. ” ifadesini de kullanmıştı.
Bir başka iddia de şu:
“Rusya’nın Sesi’ne konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, PKK lideri Öcalan’la ilgili “Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yerde duruyor. Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz” ifadesinin kullanmadı mı? Metiner, sürecin çok istekli ve kararlı bir şekilde yürüdüğünü belirterek “Öcalan sağlam duruyor.” Demedi mi? Metiner ayrıca TRT Haber’deki bir programda da “Bağımsız Kürdistan için silah kullanabilirsiniz. Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz. Ama ana dilde eğitim, demokratik özerklik, bunlar için silah kullanılmaz” sözlerini söylemedi mi?”
Burada vurgulamaya çalıştığımız artık birilerini suçlamak değil, bundan sonra terörle mücadelede geçmişte yapılan hataların tekrar edilememesidir.
PKK bitirilebilir mi? Güneydoğu Anadolu Bölgemizde özlenen ve beklenen barış, huzur ortamı gelir mi?
Geçenlerde Amerikan düşünce kuruluşlarından biri “2016 yılında en sancılı bölgeler” konusunda bir rapor yayınladı. Bu raporun ilk sırasında Suriye, ikinci sırasını da Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer alıyor. Her iki bölgede de 2016 yılında savaş ve sıkıntıların olabileceğine değiniliyor.
Demek ki, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sıkıntılar yapılan bunca mücadeleye rağmen bitecek gibi görünmüyor. Sorunun daha da derinleşebileceğine dikkat çekiliyor. Terör olaylarının kılıf ve şekil değiştirebileceği ihtimalleri üzerinde de duruluyor. Köklü çözüm gerektiği gerçekleri ile karşılaşıyoruz.
Hüküm kanadından “çözüm süreci” ile ilgili yeni bir çalışma başlatılacağına dair çıkan haberler, PKK terörünün bugünkü hali ile sona ermeyeceğini de gösteriyor.
Temennimiz barış ve huzur ortamının sağlanmasıdır. Ancak, bundan sonra atılacak adımlarda geçmişte yapılan hataların ve yanlışların tekrarlanmaması, birlik ve bütünlüğümüzün korunması en başta gelen görevimiz olmalıdır. “Artık insanlar ölmesin, şehit haberleri gelmesin” diyoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın