Site icon Turkish Forum

Genelkurmay Başkanlığından Bir Açıklama Bekliyoruz…

orijinal 1

Ergenekon ve Balyoz Davası sürecinde, üst düzey komutanlar aleyhinde yaptığı haberler ve attığı başlıklar nedeniyle tepkilerin odağı olan Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya için Genelkurmaydan başsağlığı mesajı gönderildiği iddia edildi.

Bununla ilgili Yeni Akit’te çıkan haber şöyle:

“Usta kalem Hasan Karakaya’nın oğlu Fatih Karakaya ile görüşen Tuğgeneral Özkürkçü, Hasan Karakaya’nın Türkiye’nin en önde gelen gazetecilerden olduğunu belirterek, ‘Haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir.’ dedi. Vefatıyla birlikte Türk gazeteciliği açısından yeri doldurulamayacak bir boşluğun oluşacağını söyleyen Özkürkçü, başta ailesi olmak üzere, Akit camiasına, Türk Basınına ve okurlarına, Genelkurmay Başkanlığı adına başsağlığı dileklerini iletti.”

Bu konuda hiçbir yorum yapmadan, sadece, Cumhuriyet Gazetesinin derlediği, bu Genel Yayın yönetmenin büyük tepki çeken sözlerini buraya alarak diyoruz ki, “Genel Kurmay Başkanlığı bu konuya açıklık getirmelidir?

Baş sağlığı mesajı gerçek midir, yoksa uydurulmuş bir haber midir?

Ayrıca, Ergenekon davası görülürken, gazeteci Hasan Karakaya’nın Türk ordusu ve komutanları hakkında yazdığı makalelerden bölümler de aktararak, onun bu konuda sergilediği tavrı da gözler önüne sereceğiz…

Bu köşe yazarının, bir 10 Kasım gününde Atatürk için “OLMASAYDIN DA OLURDUK” tam sayfa ilanını yayınlayan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olduğunu da belirtmeden geçmeyelim…

Yine Genelkurmayın bu alandaki görüşlerini de çok merak ettiğimizi,  bir vatandaş olarak bu konularda bir açıklama beklediğimizi belirtelim.

Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya’nın yazdıkları:

1- Hem “Demokrasi” diyeceksin, hem “Demokratik tepki hakkımı kullanıyorum” diyeceksin, hem de polise taş ve molotof atarken yüzünü “maske” ile gizleyeceksin!..

Ulan “köpek oğlu köpek!”

Ulan pezevenk!..

Ulan kaltak!.. (1 Temmuz 2013 – Gezi Direnişi sırasında)

2- “Resmi araçların camları”nı tuz-buz eden, Başbakan’a ve Müşavir’ine “hakaretler ve küfürler” savuran, “kravatından tutup darp etmeye” çalışan bir “provokatör”ün hakkı “kötektir!..

“Tekmelerine sağlık Yusuf!” (16 Mayıs 2014 tarihli yazıdan – Soma Katliamı sonrası)

3- Ne malûm dövülerek öldürüldüğü,

Belki,

Kafasını taşlara çarpmıştır!..

Belki de

Koşarken dengesini kaybedip kafasını duvara çarpmıştır!

Ya da,

Ne bileyim, merdivenden düşmüştür!”

(15 Temmuz 2013 tarihli yazısından – Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünün ardından)

4- Şu mübarek Ramazan günlerinde “sapık eğilimleri meşrulaştırıcı” bir eylem yapmak, üstüne üstlük “Müslümanın inancına saldıran bir slogan” atıp, pankart taşımak, düpedüz “orospuluk”tur!..

Kadınının da, erkeğinin de yaptığı, tek kelimeyle “orospuluk”tur!.. (2 Temmuz 2015 tarihli yazısından – Polisin saldırdığı Taksim’deki Onur Yürüyüşü sonrası)

5- Şimdi onun ardından nutuklar atılıyor!.. Şöyle bilim insanıydı, böyle çağdaştı falan, filân!.. Hep öyle olur ya; kel ölür, sırma saçlı olur ya, Türkan Saylan da kıymete bindi!..

Ama, açık ve net söylüyorum:

Türkan Saylan, hayatı boyunca benden, benim gibi düşünenlerden ve inançları gereği örtünen hanımlardan/öğrencilerden hep nefret? etti!.. (…) geçirdiğiniz tüberkülozun, sizde bıraktığı bir izden dolayı böyle bir yola tevessül ettiniz!.. (19 Mayıs 2009 tarihli yazısından – Türkan Saylan’ın ölümünün ardından)

ONUN BİR DE TÜRK ORDUSU VE KOMUTANLARI ÜZERİNE YAZDIĞI MAKALELER VAR… ONLARDAN BİR BÖLÜMÜNÜ DE AKTARALIM BURAYA:

Hasan Karakaya, İLKER BAŞBUĞ’U HEDEF ALAN bir makalesinde şunları yazmıştı:

“Neymiş, Balyoz tasfiyeleri bir “tesadüf” değilmiş!.. Tesadüf olduğunu kim söyledi ki?.. Elbette tesadüf değil!.. Sen “darbe plânı” hazırlayacak, “camileri bombalamayı” düşünecek “irticacı” dediğin insanları “stadyum”lara doldurmaya, “muhalif gazeteci”leri tutuklamaya ve en önemlisi de “Hükümet’i düşürmeye” hazırlanacaksın ve sana kimse bir şey yapmayacak, öyle mi?..

Nerede bu yoğurdun bolluğu?..

Sen, “topraktan fışkıran silahlar”a kılıf bulmaya çalışacak, “lâw” silahları için “boru” diyecek, “savaş gemisi”nde basın toplantısı yapıp “gözdağı” vereceksin ve hukuk senin yakana yapışmayacak, öyle mi?..”

Pışşııık!..”

(Yeni Akit, 12 Ekim 2013)

BAŞKA BİR MAKALESİNDE:

“Askerin görevleri arasında darbe yapmak var mıdır?.. Askerin görevleri arasında Fatih ve Beyazıt Camilerini bombalamak, kendi savaş uçağımızı düşürmek, binlerce insanı tutuklayıp stadyuma doldurmak ve darbenin ilk günü onlarca gazeteciyi tutuklamak” var mıdır?..

Hemen diyecekler ki;

“O belgeler sahte!”

Madem “belgeler sahte”dir, o zaman TÜBİTAK’ı da, Emniyet Kriminal Dairesi’ni de, Adli Tıp Kurumu’nu da lâğv edelim… Çünkü onlar, “Belgeler gerçek” diye rapor verdiler!..

Kaldı ki, “rapor”a da ihtiyaç yok… Sanıklardan bazılarının “telefon konuşmaları” var ki; “darbecilerin niyet ve amaçları”nı açıkça ortaya koyuyor!..

(Yeni Akit, 10 Ekim 2013)

ERGENEKON SANIKLARININ TÜMÜ DE BERAAT ETTİ VE ÜSTELİK HER YÖNDEN MAĞDUR OLDUKLARI İÇİN MADDİ – MANEVİ TAZMİNATLAR DA ALMAYA BAŞLADILAR…

(alieralp37@gmail.com)

Exit mobile version