Anadolu Ajansı’nın güvenilir kaynaklardan aldığı haberi okuyorum:
”Artık anlaşılmıştır ki halk yanımızda yer almıyor, desteği bize değil askere veriyor. Acımayın, aldanmayın, akıllı hareket edin ve ayırım yapmayın. Evleri, okulları, hastaneleri yerle bir edin. Ambulansları hareket ettirmeyin, hedef alın vurun.”
Emri, PKK‘nın Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan verdi…
Telsiz konuşmalarından anlaşıldığına göre, Karayılan, militanlarına köpek ölüsü kadar değer vermiyor.
Sövüyor, küfrediyor, orada ölün de bari bir b.ka yarayın gibi kaldırım düzeyinde sözler ediyor…
Geçen haftalarda; PKK‘nın Meclis’teki sözcüsü HDP’nin Grup Başkanvekili İdris Balüken, PKK’nın elinde 15 civarında güvenlik ve kamu görevlisinin rehin tutulduğunu söyleyerek, AKP hükümetini, duyarsızlıkla ve “yaşam hakkı”na saygı göstermemekle suçlamıştı…
“Yaşam hakkı”na saygıyı en son ağzına alacak olan PKK yöneticileri ile militanları arasında 15, 16 ve 17 Aralık günleri, Cizre ve Silopi’deki operasyonlar devam ederken geçen konuşmaları, mutlaka okumak gerekiyor… (1)
Güvenlik güçleri PKK’ya ağır kayıplar verdirdi…
4 günün bilançosu 110 ölüdür…
* * *
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, Cizre’de şehit edilen J.Uzm.Çvş Serkan Has‘ın cenaze törenine katıldı…
Akar’a kuvvet komutanları da eşlik ettiler.
Kürt halkı, doğup büyüdüğü bu topraklardan göç etmeye başladı…
Ama gidiş yönü Barzanistan’a doğru değil…
Belli ki, Kürt halkı güvenli gördüğü Batı’ya yerleşmek istiyor…
Apar-topar ABD’ye giden Selahattin Demirtaş, döner dönmez Kandil’e geçti…
Ağzından “özerklik” ve “öz yönetim” sözcüklerini düşürmüyor…
Anlaşılıyor ki ABD, “karagücü” PKK/PYD‘ye, elden tebliğ edilecek talimatları, Selahattin ile gönderdi…
* * *
Eş Başkan, adeta burnundan soluyor:
“Bize tankın namlusunu gösterip geri adım attıracaklarını sanıyorlarsa, biz ölüm korkusunu çoktan aştık. Gençler hendek kazıp, barikat kuruyormuş… Silip süpürme operasyonuymuş! Siz kimsiniz ya? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz!” diyor…
Kabul etmek gerekir, Demirtaş’ın benzetmesi hiç de fena değil…
Dört dörtlük isabet kaydetti ve hedefi 12‘den vurdu…
Gerçekten de Cizre ve Silopi’de kanalizasyon temizliği yapılıyor…
Türkiye’nin bağırsakları iyice temizlenecek!..
Başka yolu yok…
* * *
Dersimli Kemal ise, Cizre ve Silopi’de yaşanan olaylarla ilgili; “taraf olmadıklarını” açıkladı… (2)
Barajı atlasın diye HDP’ye oy veren aymazların hangi “taraf”ta olduğu tam bilinmiyor!..
“Tarafsız Kemal”in işaret ederek milletvekili seçtirdiği bir bayan milletvekili ise, fırsat bu fırsattır diyerek, TBMM’nin duvarındaki Atatürk posterini indirmeye kalkışmış!..
Bu defaki tanıklar çok sağlam: Aylin Nazlıaka ile Bülent Kuşoğlu’dur…
İkisi de “Tarafsız Kemal”in vazgeçilmezi, ikisi de iki dönem Y- CHP’den milletvekilidir… (3)
“Tıpış tıpış” oy verdiğimiz bazı Y-CHP milletvekilleri; “Yeni şeyler söylemek lazım” diyerek, Gazi Meclis’ten Atatürk’ün posterini indirdiler!..
Haddini bilmezliğe ve cesarete bakar mısınız!
Bir de şöyle düşünün; bu dönemde ya “tıpış tıpış” oy verdiğimiz Ekmeleddin Cumhurbaşkanı olsaydı…
Yarın seçim olsun, yemin ederim “tıpış tıpış” yine bu hainlere oy vereceğiz!..
“Öğrenilmiş çaresizlik” (4) böyle bir şeydir…
* * *
Hakkıyla NOBEL ödülünü alan ilk Türk bilim adamı olan Prof.Dr. Aziz Sancar‘ın önünde saygıyla eğiliyorum…
Anıtkabir’de Ulu Önder’in manevi huzurunda saygıyla eğilmesini de çok önemsiyorum…
Anıtkabir’de sergilenmesi için ödülünü Genelkurmay’a teslim etmesi ise, ayrıca duygulandırdı beni…
Y-CHP’nin Tanıtım ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Mehmet Bekaroğlu: ”Ödülü Genelkurmay’a götürmesine şaşırdık” buyurmuş…
Güya o da profesör!..
Biz de onun Atatürk’ün partisinde; kadın kontenjanından parti meclisine seçtirilmesine şaşırmıştık…
Ama yine de Dersimli Kemal’in bir bildiği vardır diye düşündük!
Bildiği buymuş meğer…
Kurultay delegelerinin iradesine verdiği değeri göstermesi bakımından bu olay çok önemlidir.
Unutmayacağız, unutturmayacağız…
* * *
Prof. Sancar, aldığı ödül için “Bu, Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in madalyasıdır” demiş…
Milli onurumuz olan Sancar’ın bu hareketi, bir de ÖDP‘ye yakınlığı ile bilinen Birgün gazetesini incitmiş…
Birgün‘ün açıklaması tamamen gerçeği saptırma üzerinedir:
Haberi “Ülkü Ocakları ile görüştükten sonra Kaçak Saray’a giden Aziz Sancar Nobel’i TSK‘ya verdi” şeklinde verdiler… (5)
Anıtkabir’den sorumlu kurumun Genelkurmay Başkanlığı olduğunu bilmeyen bu şaşkın herifler, geçen seçimlerde de HDP’ye barajı atlatmak için oy verme aymazlığını da göstermişlerdi…
* * *
Uçak krizi, Musul’a asker gönderilmesi, Diyarbakır’daki operasyonlar ve 17/25 Aralık Soruşturmaları karşısında, Y-CHP’nin görüşleri açıklandı…
Genel Sekreter Gürsel Tekin, “Açılım”da olduğu gibi, bu konularda da Y-CHP’nin daha aktif rol almasını istiyor…
Tekin, bunun için adeta hükümete yalvarıyor…(6)
Y-CHP adına yapılmış bu konuşmalarını dinledikten sonra, inanın yerin dibine girdim.
İyi ki, Davutoğlu’nun aklına Y-CHP’yi Başbakanlığa bağlı sıradan bir “bakanlık” haline getirmek gelmiyor!
“Yok daha neler” demeyin!..
Dersimli ve arkadaşlarının buna itiraz edeceğini hiç sanmıyorum.
“Y-CHP Bakanlığı”nın kurulması ile iktidarının sürekliliğini, Dersimli ve arkadaşları da
koltuklarını garanti altına alabilirler…
Y-CHP yöneticileri, altlarından koltuk gitmesin diye her şeyi yapmaya hazırdırlar…
Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
Bir yanıt yazın