Lozan Anlaşması’nın 2023 yılında yürürlükten kalkması yalanına bir yeni isim daha katılmıştır. PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Murat Karayılan geçen hafta “Özellikle Kobani ve Şengal’in başarısı ile Kürt halkının Ortadoğu’da temel bir aktör olduğu ortaya çıktı. Kürt halkı olmadan bölge yeniden dizayn edilemez. Kürt inkarı üzerinde şekillenen Lozan Anlaşması artık ortadan kalkıyor. Dolayısıyla, Davutoğlu daha bir yıl önce karar aldıklarını söylüyor ki bu doğrudur” diyerek Lozan üzerinden Sevr (Sevres) Anlaşması’na atıfta bulunmuştur.
Lozan Anlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur.
Karayılan ve liselerde kimi öğretmenlerin bu konuda öğrencilere bilmeyerek ya da “kasıtlı” olarak verdikleri bilgilerin aksine, ne bugün ve ne de 2023 yılında Lozan Anlaşması yürürlükten kalkmaz.
Geçen hafta Milli Eğitim Bakanımız ve Milletvekilimiz Prof. Dr. Nabi Avcı’nın özel kalemine, liselerde bazı öğretmenlerin öğrencilere Lozan’ın 2023 yılında yürüklükten kalkacağını anlattıklarını, bunun doğru olmadığını, bu konuda tedbir alınması gerektiğine ilişkin bir not bıraktım. Bu konuda Bakanlığın gerekli girişimde bulunması gerekmektedir.
Yıllar önce bu köşede de yazdığım gibi Diyarbakır Silvan’da 13 şehidin verildiği günde Demokratik Toplum Kongresi demokratik özerklik ilan etmiştir. Kongre’de BDP’yi temsil eden Batman milletvekili Bengi Yıldız, Taraf Gazetesi’nden Neşe Düzel’e demokratik özerkliğin ne anlama geldiğini kendine göre açıklamıştır.
Yıldız, Demokratik Özerklik (Sevr Anlaşması’ndaki ifadesiyle muhtariyet-i mahalliye) ilan edilen bölgenin Kürdistan olduğunu belirterek bu bölgenin Sivas Koçgiri, Maraş’ın bir kısmı, Erzincan, Malatya, Elazığ tarihsel olarak Erzurum, Van, Ağrı, Batman, Diyarbakır ve Doğu ve Güneydoğu’nun tamamı olduğunu söylemiştir. Sevr Anlaşması’nda da bu iller Türkiye’nin sınırları dışında tutulmuştur. Ne garip değil mi? Demek ki Sevr bir paranoya değilmiş!
Sevr Anlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 10 Ağustos 1920 tarihinde Paris’in batı banliyösü Sevr kasabasındaki Seramik Müzesi’nde (Musée National de Céramique) imzalanmıştır. Seramik Müzesi, Türkiye için Sevr Anlaşması’nın imzalandığı yer olması bakımından önemlidir. Bir diğer önemi de, önünde açılışı 8 Mart 2001 tarihinde yapılan Ermenilerin diktiği sözde Ermeni Soykırım Anıtı’nın bulunmasıdır.
Sevr’de tıpkı Kürdistan gibi Büyük Ermenistan kurulmasına ilişkin hükümler vardır. (Md.88-93; Osmanlı Devleti Ermenistan’ı tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecektir. ABD Başkanı Wilson 22 Kasım 1920’de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan’a vermiştir)
Kurtuluş savaşı sonrasında Sevr Anlaşması tarih çöplüğüne atılmıştır. Bunun yerine 24 Temmuz 1923’te Lozan Anlaşması imzalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Sevr Anlaşması’nın 62-64’ncü maddeleri Kürdistan ile ilgilidir.
İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir Komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak, bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti’ne bağımsızlık için başvurabilecektir.
Madde 64 şöyledir: “İşbu muahedenin mevki-i meriyete vaazından bir sene sonra 62 inci maddede zikredilen havalideki Kürtler, bu havali Kürtlerinin ekseriyeti Türkiye’den ayrılarak müstakil olmak arzu ettiğini ispat ederek Cemiyet-i Akvam Meclisine müracaat ederler ve Meclis de ahali-i mezkûreyi bu istiklâle lâyık görür ve onlara istiklâl bahşetmesini Türkiye’ye tavsiye eyler ise Türkiye işbu tavsiyeye muvafakat ve bu havali üzerindeki bilcümle hukukundan feragat etmeği şimdiden taahhüt eder.”
Kürdistan, tıpkı Büyük Ermenistan gibi Lozan Anlaşması ile tarih olmuştur.
Şimdilerde Demokratik Özerklik adı altında bazıları Sevr’i geri getirmek istiyorlar. Demokrasi, özerklik, Avrupa Özerklik Şartı gibi kulağa hoş gelen ama altında gizli emellerin bulunduğu sözlere kanmayalım, bazı aydın geçinen ama bir türlü aydın olamayanların sözlerine de kanmayalım.