İncirlik Mutabakatı’nın ABD stratejisindeki yeri

Gizli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan ve içeriği bu nedenle tam olarak bilinmeyen İncirlik Mutabakatı, ABD Büyükelçisi John Bass‘ın Kürt örgütleri yönetcilerine söylediği “Türkiye’yi geri dönülmez noktaya ilerletene kadar sabredin” cümlesindeki gibi Ankara’yı büyük bir girdabın içine sokmuş durumda… - turkiye abd

Mehmet Ali Güller

Gizli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan ve içeriği bu nedenle tam olarak bilinmeyen İncirlik Mutabakatı, ABD Büyükelçisi John Bass‘ın Kürt örgütleri yönetcilerine söylediği “Türkiye’yi geri dönülmez noktaya ilerletene kadar sabredin” cümlesindeki gibi Ankara’yı büyük bir girdabın içine sokmuş durumda…

Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi de, Musul’a asker göndermesi de İncirlik Mutabakatı ile başlayan sürecin halkalarıdır.

Ve gün geçtikçe daha iyi görülmektedir ki, ABD bu mutabakat üzerinden Türk Ordusu’nu Ortadoğu’yu şekillendirme projesinde kullanmak istemektedir. AKP Hükümeti’nin ve medyadaki sözcülerinin “Halep-Musul hattı üzerinden yeniden harita çizimi” propagandası yapmaları bu nedenledir.

PENTAGON’DAN TSK’YE KARA GÜCÜ ROLÜ

İncirlik Üssü, Erdoğan-Obama onaylı bu mutabaktla artık ABD’nin yanına başka ülkeleri de katarak kullandığı bir üsse dönüştü. Üste sadece ABD asker ve uçakları değil, Alman, İspanyol hatta Katar birlikleri bile var!

Öyle ki örneğin ABD, Türkiye, İspanya ve Katar Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkilileri İncirlik Üssü’nde artık ortak toplantılar yapıyorlar! (AA, 14.12.2015)

ABD’nin İncirlik’e 2.500 kişilik “patriot kasabası” kurması, işte bu müsafir müttefikleri içindi. Dahası mutabakttan önce İncirlik Üssü’nde 300 askeri bulunan ABD, bunu hızla 1300’e yükseltti; uçak sayısını 45’e çıkardı. (Üste diğer ülkelerin uçak sayısı şuanda 14 ve bu sayı artacak.)

Diğer yandan İncirlik Üssü üst düzey ABD yetkililerinin uğrak yeri oldu. Önce ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Org. Paul Selva üssü ziyaret etti ve “İçsel Çözüm Operasyonu” kapsamında incelemelerde bulundu. Dün de ABD Savunma Bakanı Ashton Carter İncirlik Üssü’ne gelerek önemli mesajlar verdi.

Pentagon’un bir numarası Carter, İncirlik’ten Ankara’ya seslendi: “Türkiye’nin oynayacağı rol büyük.

İşte o rol, İncirlik Mutabakatı’nda yazılmıştı ve Carter İncirlik Üssü’ndeki mesajında bu role biraz daha açıklık getirdi: “Türk güçlerinin IŞİD’e yönelik hava ve kara operasyonlarına katıldığını görmekten memnun oluruz.

İşte bu sözler ABD’nin Türk Ordusu’nu Ortadoğu dizaynında kullanmak istediğinin bir ifadesiydi; Musul’a asker sevkiyatı gibi AKP direktifleri de pratikte bunun başladığının göstergesiydi.

HEDEF KORİDOR, STRATEJİ ÜS AĞI

Peki İncirlik Mutabakatı’nın daha genel olarak ABD stratejisi içindeki yeri ne?

Bu sorunun yanıtı için öncelikle ABD’nin Ortadoğu’da hangi stratejiyi belirlediğini bilmemiz gerekiyor. Hedef belli: Basra’dan Doğu Akdeniz’e uzanan Amerikan Koridoru.

Fakat ABD bu hedefi gerçekleştirebilmek için bölgeye ordu gönderemiyor. Bunun ekonomik, siyasi birçok nedeni var. ABD bunun yerine Türkiye-Katar-Suudi Arabistan gibi ülkelerle ve PKK gibi “kara güçleri” ile hedefini gerçekleştirmeye çalışıyor. Bir de iç baskılar nedeniyle bölgeye özel kuvvet birlikleri sevkediyor.

Peki tüm bunlar Rusya-İran-Irak-Suriye cephesinin hamlesini boşa çıkarır mı? Elbette hayır. İşte ABD bu amaçla bir üslerine dayanan yeni bri stratji geliştiriyor:

Pentagon’un Obama’ya hazırladığı plana göre ABD Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’daki üslerini “anti-terör üssü” haline getirecek ve bu üslere sayıları 500 ile 5 bin asker arasında değişen kuvvetler yerleştirecek. Üsler birbirine bir ağla bağlanacak ve gerektiğinde üste bulunan kuvvetlerle operasyon yapacak. (New York Times, 11 Aralık 2015)

İşte İncirlik bu plan nedeniyle olağanüstü önem kazandı. ABD’nin Ortadoğu hedefleri için ana karargâh konumuna yükseldi.

Erdoğan’ın konumunun Washington nezdinde yeniden 2004 seviyesine gelmesi, Türk Ordusu’na NATO’da yeni roller biçilmesi ve İncirlik Mutabakatı’nın imzalanması ABD’nin stratejisinin gereğidir.

Hatta merkezinde Suudi Arabistan’ın yer aldığı “Teröre karşı İslam İttifakı” adlı yeni birlik de bu stratejinin gereğidir. Rusya destekli “Şii” İran-Irak-Suriye cephesine karşı “Sünni Arap-Türk gücü” kurmak uzunca bir süredir ABD ve İsrail’in gündemindeydi.

ÖNCÜ İHTİYACI

Peki Türkiye ABD’nin bu stratejisinin gereklerini yerine getirir mi? AKP Hükümeti’nin varlık nedeni zaten bu; kaldı ki Erdoğan‘ın “BOP Eşbaşkanlığı” sürmektedir.

Ya diğer kuvvetler? TBMM’deki muhalefet? Genelkurmay Karargahı’nın “siyasi direktifleri uygulamaktaki hevesi”ne rağmen, Türk Ordusu’nun ana gövdesinin bu stratejiye eklemlenmeye itiraz edeceğini düşünüyoruz. Fakat bu itirazın önce Genelkurmay’ı etkilemesi, ardından da AKP Hükümeti’ni frenleyebilmesi, muhalefetin katkısına bağlıdır.

Devlet Bahçeli‘nin kritik zamanlardaki özel rolü, MHP’yi zaten Irak, Suriye ve Rusya gibi konularda doğrudan AKP’nin cephesine ekliyor. CHP yönetimi ise etkisiz muhalefetçiliği aşamıyor, hatta aşmak bile istemiyor! Sol’un bir bölümü zaten PKK kuyrukçuluğuna düşmüş durumda. Sol’un diğer kısmı ise NATO gemilerinin boğaza demir atmasını bile sessizce izliyor, İncirlik Mutabakatı’nı önemsemiyor, Musul’a asker sevkiyatında tavır koymuyor!

Türkiye’nin asıl sorunu işte bu tablodur; gelecek öncelikle bu tablonun değiştirilebilmesine bağlıdır.

Türkiye, öncülere hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştı!

Mehmet Ali Güller
16 Aralık 2015

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir