Değerli dostlar, dün ilk defa olmak üzere başıma bir hal geldi ki; sormayın gitsin.
Delikanlının (ya da kendisini öyle tanıtan ve bizi tuzağa düşürmeye çalışan hergelenin) birisi ile aramızda şöyle bir diyalog geçti facebookta. Adının “Altay …” olduğunu söyleyen ve muhtemelen arkadaşlarının arasında benim de yakından tanıdığım veya ismini duyduğum düzgün kişiler olduğu için arkadaşlık isteğini kabul ederek listeme eklediğim gençle aramızda geçen diyalog noktası ve virgülüne kadar şöyle:
Altay:
-“merhaba”
Ben:
-“merhaba.”
Altay:
-“nasılsınız”
Ben:
-“Sizi tanıyalım önce Altay Bey.”
Altay:
-“ben altay, 23 yaşında, duygusal, yakışıklı ve güzel, sırdaş, ünv. mezunu, almanyada yaşayan…”
Ben:
-“:)”
Altay:
-“gençlerle değil de siz yaşlarda olgun insanlara ilgi duyan, efendi ve sırdaş biriyim”
Ben:
-“Biraz olgun kadınlara tanıtır gibi tanıttınız kendinizi. Oysa ben sizin babanız yaşında bir adamım Altay. 🙂 🙂 :)”
Altay:
-“hayır hayatım erkek olduğunuzu biliyorum ve ben gencim ve gizli bir gayım. Yani pasif gayım. fakat bu özel durumumu toplumda asla belli etmem. kendimi ve yanımdaki kişiyi rencide edici davranışlardan hep kaçınırım…”
…
Aramızda geçen sohbet bu kadar. Anladım ki; karşımda ya gerçekten acınacak durumda olan genç bir “gay” bulunuyordu, ya da muhalif duruşumuzdan dolayı bizi tuzağa düşürmeye çalışan şerefsizin birisi.
Gaylar, eşcinseller, transseksüeller ve fahişeler hadi neyse; onlar en iyi bildikleri şeyi, ya da mecbur kaldıkları işi yapıyorlar ve sosyal medyayı da kendileri için iyi bir pazar olarak görüyorlar ve kullanıyorlar. Peki, ya insanları tuzağa düşürmek için kendisini gay, fahişe ya da toplumda bilinen adıyla o… olarak gösterme alçaklığına duçar olanlara ne demeli? Hele bunlar bir de erkekseler. Üstüne üstlük bunlar, kendi felsefesine ve ideolojisine mensup olmakla birlikte muhalif duruş sergileyen arkadaşlarını tuzağa düşürmek istiyorlarsa. Allah böylelerinin tez zamanda belalarını verir inşallah…
Ankara’nın Her Tarafı Kerhane!
Ankara’nın Bendderesi semtinde bulunan tarihi kerhanenin yıktırılması karşısında, bunu yapanların ne kadar dini bütün ve ahlaklı insanlar olduğunu düşünenlere kötü haberimiz var!
Bence bu kerhanenin yıktırılması hiç de iyi olmamıştır!
Zira şu anda sadece Bendderesi civarı değil, Ankara’nın her tarafı kerhaneye dönüşmüş bulunuyor!
Çünkü kerhaneler, artık Bendderesi gibi mezbelelik yerlerden çıkıp, Ankara’nın en lüks semtlerindeki residanslara taşınmış durumdalar!
Ankara’nın en merkezi yerlerindeki, özellikle de Kızılay civarındaki cadde ve sokaklara bakın, ne dediğimi gayet iyi anlarsınız.
Çünkü bu cadde ve sokakların her tarafı umum kadınların, özellikle de transseksüellerin cinsel içerikli pozlarının ve telefon numaralarının bulunduğu kartvizitlerle doludur.
Bu tür kartvizitler gelişigüzel atılmıştır sağa, sola ve özellikle de yayaların gelip geçtiği kaldırımlara.
Hatta bunlardan bazıları, kısa zamanda rüzgarda uçup kaybolmasın diye özellikle yapıştırılmıştır kaldırım ve bordür taşlarına.
Geceleri saat 23’ten sonra Ankara’nın cadde ve sokakları müşteri bekleyen bu kabil fahişelerle, bunları pazarlayan pezevenklerle ve onlarla pazarlık yapan bıçkınlarla doludur.
Bir başka sosyal risk de şudur; Ankara’da (ve elbette başka yerlerde de) artık saatlik ve günlük olarak kiraya verilen evler ve rezidanslar bulunmaktadır.
Üstelik bu evler ve rezidanslar, toplumun en küçük yapı taşı olarak kabul edilen ailelerin oturduğu apartman ve gökdelenlerdedir.
İşin ilginç yanı, Türkiye başta Suriye olmak üzere, uzak ve yakın ülkelerden göç almaya başlayalıdan beri, saatlik ve günlük ev kiralanması işi başlı başına bir sektör haline gelmiş bulunmaktadır.
Emlakçılar ve ev sahipleri, buradan da büyük vurgunlar vurmaya başlamışlardır Türkiye’de
An itibarıyla google hazretlerine sordum, sadece Ankara’da 1.156 evin günlük olarak kiraya verildiği söyledi bana!
Sahi insanlar neden günlük ve saatlik ev kiralarlar ki???
Evlerin saatlik ve günlük hesabıyla kiraya verilmesinin bir başka riski de şudur; buralardan elde edilen gelirler büyük ölçüde vergi dışı kalmaktadır.
Normal şartlarda aylık 1000 TL. kira getirecek bir ev, saatlik ve günlük olarak kiraya verildiğinde, buralardan normal kiranın birkaç katı gelir elde edilmekte, ancak bu gelirler kayıt dışı olduğu için devlet tarafından vergilendirilememektedir de…
Bu bakımdan devletin, emlak piyasasını kontrol altına alması, hem kendi menfaati hem de toplum menfaati için şart görünüyor.
Bizden söylemesi.
Bir yanıt yazın