Doğunun ve Orta Doğunun Müslümanları 17inci asrın başlangıcına kadar
dünyanın diğer ülkelerinde yaşayanlara nisbetle en ileri ilmi buluşları, en
değerli sanat eserlerini meydana getirmişler ve medeni kanunlarını
yazmışlardı.Avrupa Haçlı Seferlerin kanlı suçlarından çıkıp karanlık
çağlarına girip yaşarken Osmanlılar Sultan Süleyman yıllarında o
tarihlerdeki en medeni Millet seviyesine erişmişlerdi. Ondan sonra
Müslümanların çöküşü başlar.
Süleymanın şöhreti en çok medeni kanunlarını yazması yanında hayatının
sonuna doğru Ulema’yı teşkilatlandırarak Sheik-ul-Islam’a büyük selahiyet
vermesine dayanıyor. Eğitimin tamamen medrese sistemine çevrilmesi ve Askeri
disiplinin dahi Uleman’ın eline verilmesi bu devrede başlar.
Biz Müslüman olarak oturduğunuz evde bir etrafımıza bakalım. Bizin
yaşantımıza tesir eden her şeyi tespit edelim. Elektrik, ampul, buz dolabı,
telefon, radyo, asansör, sicak su cihazları, kaloriförler ve benzeri
aletlere bakalım. Bunları icad eden ve geliştirenlerin hepsi ya Hristiyan
veya Yahudi. Bu listeye aspirin, penisilin gibi ilaçları, otomobil, uçak, ve
benzeri vasıtalarıda ilave etmek gerekir. Siz Hristiyanların ve Yahudilerin
bu icatlarını red edip kullanmak istemezseniz 16ıncı asır hayatına dönmüş
olacaksınız. Batının bu icadlarını satın alıp kullanmak istemeniz sizi bir
nevi ekonomik esarete sokmuş oldu.
Soru: Müslümanlar aptalmıki 5 asırdır insanlığın kalkınmasına bir katkıda
bulunamamışlar?
Cevap: Hayır.
Ulemalar kendi çıkarları için ve devlet işlerinde hakimiyet kurmak için
dinimizi istedikleri şekilde tasvir edip hayatımızın tamamını dini adetlere
bağlamamızı ön görmüşler. Böylece büyük bir kitleyi uykuya yatırmış oldular.
Öte yandan Protestanlar mesleklerinde ve iş hayatında başarılı olanları
ödüllendirme yoluna gittiler ve endüstri devriminin başlamasına sebep
oldular. Bizde bilim yerine dine birinci derecede önem verilmesi bir
Başbakanımızın bile bilgisiz ve aptal inançlarına yol açıyor. Mesela:
“Armstrong’dan 334 yıl evvel aya ilk ulaşanlar 1635 yılında Osmanlılar
olmuştur.”
“Amerika kıtasını Kristof Kolomb’dan önce Müslümanlar keşfetti. O zamanlarda
Kubada bir cami varmış”
Okullarımızda gençlerimize bu gibi asılsız bilgileri öğretme yolunu
gösteriyor. Dinin yeri evde ve aile içinde ahlakla ilgili olmalı. Saçma
iddialar devlet işletmelerine ve iş yerlerine girince hayatımıza dokunan
projelerin hepsi verimsiz ve kötü neticeler çıkartıyor. Düşünce ve yorum
yapma özgürlüğüne engeller çıkartmak isteyen dinciler bizi ilerlemekten geri
koymaktadır.
Taşıma ve haberleşme tamamen elektrikle yönetilecek (Jules Verne nur içinde
yatsın; bunları 150 sene evvel görmüştü). Tabii Türkiye bu bedava yaşama
yarışının tamamen dışında olacaktır, zira bilimi dışlayan ve hor gören
yöneticilerle, onların açtığı imam mekteplerinde verilen eğitimle bu yarışa
katılmak mümkün değildir.
Çünkü bilimi, çağdaşlığı değil zırvalığı tartışıyoruz ve siyasal
tercihlerimizi bu saçma tartışmalara göre belirliyoruz.
Tartışalım, AKP IŞİD’e karşı hareket ‘fetvası’ alabilir mi, alamaz mı? Acaba
bunu hangi ulemaya sorsak. Elâlemin en yüksek bilimsel düzeyde bedava rahat
yaşamı yakalamak üzere olduğu bir dönemde, bu gibi zırvalıklarla uğraşan,
çocuklarını ortaçağın saçmalıklarını öğreten kurumlara mahkûm eden cahil ve
akılsız bir toplum, yaşama hakkından zaten vazgeçmiş demektir.
Demirtaş Bayar